Bakan Kurum Açiklamasi '78 Bin Konut Ve Köy Evinin Yapim Sürecini Baslattik, 42 Bin Konutumuzun Temellerini Attik'
Çevre, Sehircilik ve Iklim Degisikligi Bakani Murat Kurum, "Bugün itibariyle 78 bin konut ve köy evinin yapim sürecini baslattik. 42 bin konutumuzun temellerini attik. Bölgede ticaretin eski hareketliligine kavusmasi için 936 küçük sanayi sitesinin de yapimini baslatmis olduk. 11 ilimizde 319 bin konutun temellerini mayis ayi sonunda Insallah atacagiz. Bu konutlar 1’inci yilin sonunda kardeslerimize teslim edecegiz. Ilk etapta 650 bin konut insa ederek yeni evine kavusmayan hiçbir vatandasimizi birakmayacagiz" dedi.
Çevre, Sehircilik ve Iklim Degisikligi Bakani Murat Kurum’un katilimiyla Türkiye Ulusal Risk Kalkani Toplantisi’nin üçüncüsü, Istanbul Dolmabahçe Çalisma Ofisi’nde gerçeklestirildi.
Burada açiklamalarda bulunan Bakan Kurum Kahramanmaras merkezli depremin üzerinden 60 gün geçtigini ve Türkiye’nin asrin felaketini yasadigini söyleyerek, "Bu depremler nedeniyle, 85 milyon derin bir hüzne boguldu. 11 sehrimizi büyük bir yikima ugratan felakette, bu çerçevede 50 bin 399 canimizi yitirdigimiz bir deprem yasadik. Ben hayatini kaybeden tüm sehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, aziz milletimize bassagligi diliyorum. Sayin Cumhurbaskanimiz, 6 Subat depremlerini afetler konusunda yeni bir miladin, basladigini afetlerle kesintisiz bir mücadelenin baslangici olacagini aziz milletimize duyurdular. Üniversitelerimizin, birbirinden degerli hocalarimizin, kurum ve kuruluslarimizin katkilariyla Türkiye Ulusal Risk Kalkani Modelini Istanbul’umuzdan ilan ettiler. Ülkemizin basta depremler olmak üzere; sel, heyelan, yangin gibi afetlere karsi hazirlikli olmasi için sehirlerimizin, ülkemizin direncinin artirilmasi için hazirlanan bu modeli afet öncesi, ani ve sonrasi bütün asamalari takip edebilmek amaciyla süreci yürütüyoruz” dedi.
"42 bin konutumuzun temellerini attik"
Toplantilarinin ana gündem maddesinin Kahramanmaras depremleri oldugunu belirten Bakan Kurum, "Devletimiz, 11 ilimizde gerek arama kurtarma faaliyetlerini insa süreçlerini bilim insanlarimizin katkilariyla yürütmeye de devam ediyor. Tüm deprem bölgesindeki hasar tespit çalismalarimizi tamamladik. Deprem bölgesindeki illerimizde; 876 bin 125 bagimsiz bölümden olusan 312 bin binanin yikik, acil yikilacak, agir ve orta hasarli oldugunu tespit ettik. Bugün itibariyle 78 bin konut ve köy evinin yapim sürecini baslattik. 42 bin konutumuzun temellerini attik. Bölgede ticaretin eski hareketliligine kavusmasi için 936 küçük sanayi sitesinin de yapimini baslatmis olduk. 11 ilimizde 319 bin konutun temellerini mayis ayi sonunda Insallah atacagiz. Bu konutlar 1’inci yilin sonunda kardeslerimize teslim edecegiz. Ilk etapta 650 bin konut insa ederek yeni evine kavusmayan hiçbir vatandasimizi birakmayacagiz. Bu depremin yaralarini; jeolojiden jeofizige, sehir bölge planlamadan insaat mühendisligine, mimarliktan tarihe, hukuktan sosyolojiye, iktisattan afet yönetimine kadar birçok alanda çalisan bilim insanlarimizla beraber sarmaya gayret gösteriyoruz. Su anda Gaziantep, Istanbul ve Ankara’mizda 3 ofisimizi kurduk, en aktif sekilde ekiplerimiz ve hocalarimiz buralarda çalismalarini yapabilecek imkana sahip. Son olarak geçtigimiz hafta kurullarimiz deprem bölgesinde teknik incelemelerde bulundu. Raporlarini, Türkiye Ulusal Risk Kalkani Modeli Sekretaryasina sundular. Sunu milletimize özellikle ifade etmek isterim; su an bu masada yillarini afet, iklim, doga ve çevre konularinda ulusal ve uluslararasi çalismalar yapmis hocalarimiz var” dedi.
"Tüm millet bahçelerimizi afet toplanma alani ve geçici barinma bölgesi konseptlerine uygun hale getirecegiz"
Yapilan diger çalismalara iliskin bilgi veren bakan Kurum, "Afet riski yüksek bölgelerde geçici barinma alanlarina dair altyapiyi hizlica kuracagiz. Son derece kritik bir çalisma olan tüm afet türlerine dair erken uyari gözlem istasyonlarini 81 ilimizde kuracagiz. Tüm millet bahçelerimizi afet toplanma alani ve geçici barinma bölgesi konseptlerine uygun hale getirecegiz. Bunun için ihtiyaç duyulan tüm ekipmanlari ve teknolojileri süratle bu alanlara yerlestirecegiz. Ortaögretim, lisans ve lisansüstü egitim statülerinde ’Afet Bilgisi Derslerini’ yayginlastiracagiz. Afet alaninda iletisimin kesintisiz bir sekilde devam edebilmesi için tüm sehirlerimizdeki sabit ve mobil baz istasyonlarina dair verimlilik çalismalari yapacagiz. Tüm çalismalarimiza altlik olacak ve çok kritik bir öneme sahip olan, Türkiye’deki diri fay haritasi ve diger afet türlerine dair risk haritalarinin güncellemelerini bilim insanlarimizla tamamlayacagiz. Milletimizle 7/24 kesintisiz bir sekilde paylasilir hale getirecegiz. Insa faaliyetlerinin olmazsa olmazi mikrobölgeleme etütlerini ülkemizin en ücra kösesinde yapilan insa faaliyetlerine kadar yayginlastiracagiz" ifadelerini kullandi.
"Dere yataklarinin yapilasmaya açilmamasi konusunda gerekli tüm yaptirimlari uygulayacagiz"
Dere yataklarinin yapilasmaya açilmamasi konusunda gerekli tüm yaptirimlarin uygulanacagini belirten Bakan Kurum, "Türkiye’de dere yataklari ve sivilasma riski yüksek bölgeleri imara kapatma, kat eksiltme, kamulastirma yoluyla yesil alana çevirme gibi çalismalari kararlilikla uygulayacagiz. Riskli bölgelerde imara kapatilacak yerleri belirleyecegiz. Yine riskli alanlarda kat yüksekliklerini sinirlandiracagiz. Radye temel kullanimini gerekirse bazi yerlerde zorunlu hale getirecegiz. Tüm bu çalismalarda görevlendirilmek üzere, binlerce mimar, mühendis ve sehir plancisini istihdam edecegiz. Dere yataklarinda veya heyelan ve taskin riski bulunan yerlerdeki binalarin tespitlerini tamamlayacak, uygun alanlar için kamulastirma ve tasima sürecine dair planlamalari hizlandiracagiz. Risk altindaki sehirlerimizde, su ve kanalizasyon altyapisini yenileyecegiz. Bu bölgelerde insa faaliyetlerine kesinlikle izin vermeyecegiz. Ani olusan taskinlarin denize iletilmesini saglayan su hatlari ve tünelleri ülke sathinda yayginlastiracagiz. Hastane, okul, saglik ocagi, kaymakamlik binalari gibi vatandaslarimiza hizmet veren kamu binalarini riskli bölgelerden kaldirma islemlerimizi hizlandiracagiz. Uygulamalarimizi, sehrin var olan kültürüne, sanatina, dogal ve tarihi dokusuna, sosyolojisine, demografik yapisina uygun sekilde tasarlayacagiz. Tüm kamu binalarinin ve vatandaslarimizin toplu halde bulundugu alanlarin afetlere karsi dayaniklilik testlerini tamamlayacagiz. Özel ve nitelikli yapilarda; çok katli ve özel mimari yapilar, otel ve AVM’ler 20 kat üstü yapilar, termik santraller, büyük barajlar için Yapi Izleme Sistemlerini kuracagiz. Türkiye Bina Envanterini hazirlayacagiz. Bu binalarimizin risk durumlarinin tespitini tamamlayacagiz. Afet sonrasinda olusan zarar ve hasar tespitine dair dijital veri havuzu olusturacagiz, devletin tüm birimlerinle entegrasyonunu saglayacagiz. Boyutlari ve ergonomisiyle, gerektiginde binalara yaklasacak ve hatta içinde gezebilecek kabiliyette insansiz hava ve kara araçlari gelistirecegiz" dedi.
"Tüm yapilarimizi mimar, mühendis ve sehir plancilarindan olusturacagimiz yeni bir birim tarafindan muayene edecegiz"
"Yapi sektörümüzü yakindan ilgilendiren bir kararimiz da sudur; tüm insa süreçlerimizde çerçeveli perdeli ve panel sistemlerini, hafif beton ve çelik lif katkili betonlar, kauçuk ve çelik sismik izolatör uygulamalarini tüm ülke genelinde yayginlastiracagiz" ifadelerini kullanan Bakan Kurum, "Yapi Sagligi Izleme Sistemlerini hayata geçirecegiz. Kullandigimiz araçlar otomobiller nasil periyodik olarak muayeneye tabi tutuluyorsa Türkiye’de tüm binalarda da ayni periyodik muayenelere tabi olacaklar. Tüm yapilarimiz mimar, mühendis ve sehir plancilarindan olusturacagimiz yeni bir birim tarafindan muayene edecegiz. Günes enerjisi kullanan, kendi suyunu tutan, biriktiren ve biriken suyu peyzaj alanlarinda kullanan yesil bina modelini tüm mevzuatlarimizda hayata geçirmek istiyoruz. Türkiye’nin uygun olan her yerinde, ahsap ve yöreye özgü uygun dogal yapi teknolojilerini etkin bir sekilde uygulayacagiz. Yapilasmada enerji verimli, iklim duyarli, sifir atik uyumlu ve ekolojik özellikli malzemelerinin kullanimini daha da yayginlastiracagiz. Kentsel dönüsümde riskli yapi stogunun miktarina göre yeni bir önceliklendirme yapacagiz. Buna göre yeni bir program olusturacak, her sehrimiz için ayri bir finansman modeli gelistirecegiz. Türkiye’yi afetlere karsi dirençli bir ülke haline getirmek için afet merkezli yeni bir finansal yapilanma ve yeni tesvik sistemlerini hayata geçirecegiz. Yapilacak tüm çalismalarda; mesleki mesuliyet sigortasi ve yetkin mühendislik uygulamalarini zorunlu hale getirecek, yapi denetime ek olarak zemin denetim uygulamalarini da mevzuata baglayacagiz. Afet riskinin yogunluguna ve afet sinifina göre; ihtiyaç duyulan her yerde, üniversitelerimizin öncülügünde, TÜBITAK ile birlikte ’Güvenli Türkiye AR-GE Enstitüleri’ kuracagiz. Yüksek lisans ve doktora programlari açacagiz. Tüm bu önleyici tedbirlerin uygulanmasi noktasinda hiçbir vatandasimizi magdur etmeyecek ve hiçbir kentimizi asla geride birakmayacagiz” diye konustu.
Kaynak: İHA
Burada açiklamalarda bulunan Bakan Kurum Kahramanmaras merkezli depremin üzerinden 60 gün geçtigini ve Türkiye’nin asrin felaketini yasadigini söyleyerek, "Bu depremler nedeniyle, 85 milyon derin bir hüzne boguldu. 11 sehrimizi büyük bir yikima ugratan felakette, bu çerçevede 50 bin 399 canimizi yitirdigimiz bir deprem yasadik. Ben hayatini kaybeden tüm sehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, aziz milletimize bassagligi diliyorum. Sayin Cumhurbaskanimiz, 6 Subat depremlerini afetler konusunda yeni bir miladin, basladigini afetlerle kesintisiz bir mücadelenin baslangici olacagini aziz milletimize duyurdular. Üniversitelerimizin, birbirinden degerli hocalarimizin, kurum ve kuruluslarimizin katkilariyla Türkiye Ulusal Risk Kalkani Modelini Istanbul’umuzdan ilan ettiler. Ülkemizin basta depremler olmak üzere; sel, heyelan, yangin gibi afetlere karsi hazirlikli olmasi için sehirlerimizin, ülkemizin direncinin artirilmasi için hazirlanan bu modeli afet öncesi, ani ve sonrasi bütün asamalari takip edebilmek amaciyla süreci yürütüyoruz” dedi.
"42 bin konutumuzun temellerini attik"
Toplantilarinin ana gündem maddesinin Kahramanmaras depremleri oldugunu belirten Bakan Kurum, "Devletimiz, 11 ilimizde gerek arama kurtarma faaliyetlerini insa süreçlerini bilim insanlarimizin katkilariyla yürütmeye de devam ediyor. Tüm deprem bölgesindeki hasar tespit çalismalarimizi tamamladik. Deprem bölgesindeki illerimizde; 876 bin 125 bagimsiz bölümden olusan 312 bin binanin yikik, acil yikilacak, agir ve orta hasarli oldugunu tespit ettik. Bugün itibariyle 78 bin konut ve köy evinin yapim sürecini baslattik. 42 bin konutumuzun temellerini attik. Bölgede ticaretin eski hareketliligine kavusmasi için 936 küçük sanayi sitesinin de yapimini baslatmis olduk. 11 ilimizde 319 bin konutun temellerini mayis ayi sonunda Insallah atacagiz. Bu konutlar 1’inci yilin sonunda kardeslerimize teslim edecegiz. Ilk etapta 650 bin konut insa ederek yeni evine kavusmayan hiçbir vatandasimizi birakmayacagiz. Bu depremin yaralarini; jeolojiden jeofizige, sehir bölge planlamadan insaat mühendisligine, mimarliktan tarihe, hukuktan sosyolojiye, iktisattan afet yönetimine kadar birçok alanda çalisan bilim insanlarimizla beraber sarmaya gayret gösteriyoruz. Su anda Gaziantep, Istanbul ve Ankara’mizda 3 ofisimizi kurduk, en aktif sekilde ekiplerimiz ve hocalarimiz buralarda çalismalarini yapabilecek imkana sahip. Son olarak geçtigimiz hafta kurullarimiz deprem bölgesinde teknik incelemelerde bulundu. Raporlarini, Türkiye Ulusal Risk Kalkani Modeli Sekretaryasina sundular. Sunu milletimize özellikle ifade etmek isterim; su an bu masada yillarini afet, iklim, doga ve çevre konularinda ulusal ve uluslararasi çalismalar yapmis hocalarimiz var” dedi.
"Tüm millet bahçelerimizi afet toplanma alani ve geçici barinma bölgesi konseptlerine uygun hale getirecegiz"
Yapilan diger çalismalara iliskin bilgi veren bakan Kurum, "Afet riski yüksek bölgelerde geçici barinma alanlarina dair altyapiyi hizlica kuracagiz. Son derece kritik bir çalisma olan tüm afet türlerine dair erken uyari gözlem istasyonlarini 81 ilimizde kuracagiz. Tüm millet bahçelerimizi afet toplanma alani ve geçici barinma bölgesi konseptlerine uygun hale getirecegiz. Bunun için ihtiyaç duyulan tüm ekipmanlari ve teknolojileri süratle bu alanlara yerlestirecegiz. Ortaögretim, lisans ve lisansüstü egitim statülerinde ’Afet Bilgisi Derslerini’ yayginlastiracagiz. Afet alaninda iletisimin kesintisiz bir sekilde devam edebilmesi için tüm sehirlerimizdeki sabit ve mobil baz istasyonlarina dair verimlilik çalismalari yapacagiz. Tüm çalismalarimiza altlik olacak ve çok kritik bir öneme sahip olan, Türkiye’deki diri fay haritasi ve diger afet türlerine dair risk haritalarinin güncellemelerini bilim insanlarimizla tamamlayacagiz. Milletimizle 7/24 kesintisiz bir sekilde paylasilir hale getirecegiz. Insa faaliyetlerinin olmazsa olmazi mikrobölgeleme etütlerini ülkemizin en ücra kösesinde yapilan insa faaliyetlerine kadar yayginlastiracagiz" ifadelerini kullandi.
"Dere yataklarinin yapilasmaya açilmamasi konusunda gerekli tüm yaptirimlari uygulayacagiz"
Dere yataklarinin yapilasmaya açilmamasi konusunda gerekli tüm yaptirimlarin uygulanacagini belirten Bakan Kurum, "Türkiye’de dere yataklari ve sivilasma riski yüksek bölgeleri imara kapatma, kat eksiltme, kamulastirma yoluyla yesil alana çevirme gibi çalismalari kararlilikla uygulayacagiz. Riskli bölgelerde imara kapatilacak yerleri belirleyecegiz. Yine riskli alanlarda kat yüksekliklerini sinirlandiracagiz. Radye temel kullanimini gerekirse bazi yerlerde zorunlu hale getirecegiz. Tüm bu çalismalarda görevlendirilmek üzere, binlerce mimar, mühendis ve sehir plancisini istihdam edecegiz. Dere yataklarinda veya heyelan ve taskin riski bulunan yerlerdeki binalarin tespitlerini tamamlayacak, uygun alanlar için kamulastirma ve tasima sürecine dair planlamalari hizlandiracagiz. Risk altindaki sehirlerimizde, su ve kanalizasyon altyapisini yenileyecegiz. Bu bölgelerde insa faaliyetlerine kesinlikle izin vermeyecegiz. Ani olusan taskinlarin denize iletilmesini saglayan su hatlari ve tünelleri ülke sathinda yayginlastiracagiz. Hastane, okul, saglik ocagi, kaymakamlik binalari gibi vatandaslarimiza hizmet veren kamu binalarini riskli bölgelerden kaldirma islemlerimizi hizlandiracagiz. Uygulamalarimizi, sehrin var olan kültürüne, sanatina, dogal ve tarihi dokusuna, sosyolojisine, demografik yapisina uygun sekilde tasarlayacagiz. Tüm kamu binalarinin ve vatandaslarimizin toplu halde bulundugu alanlarin afetlere karsi dayaniklilik testlerini tamamlayacagiz. Özel ve nitelikli yapilarda; çok katli ve özel mimari yapilar, otel ve AVM’ler 20 kat üstü yapilar, termik santraller, büyük barajlar için Yapi Izleme Sistemlerini kuracagiz. Türkiye Bina Envanterini hazirlayacagiz. Bu binalarimizin risk durumlarinin tespitini tamamlayacagiz. Afet sonrasinda olusan zarar ve hasar tespitine dair dijital veri havuzu olusturacagiz, devletin tüm birimlerinle entegrasyonunu saglayacagiz. Boyutlari ve ergonomisiyle, gerektiginde binalara yaklasacak ve hatta içinde gezebilecek kabiliyette insansiz hava ve kara araçlari gelistirecegiz" dedi.
"Tüm yapilarimizi mimar, mühendis ve sehir plancilarindan olusturacagimiz yeni bir birim tarafindan muayene edecegiz"
"Yapi sektörümüzü yakindan ilgilendiren bir kararimiz da sudur; tüm insa süreçlerimizde çerçeveli perdeli ve panel sistemlerini, hafif beton ve çelik lif katkili betonlar, kauçuk ve çelik sismik izolatör uygulamalarini tüm ülke genelinde yayginlastiracagiz" ifadelerini kullanan Bakan Kurum, "Yapi Sagligi Izleme Sistemlerini hayata geçirecegiz. Kullandigimiz araçlar otomobiller nasil periyodik olarak muayeneye tabi tutuluyorsa Türkiye’de tüm binalarda da ayni periyodik muayenelere tabi olacaklar. Tüm yapilarimiz mimar, mühendis ve sehir plancilarindan olusturacagimiz yeni bir birim tarafindan muayene edecegiz. Günes enerjisi kullanan, kendi suyunu tutan, biriktiren ve biriken suyu peyzaj alanlarinda kullanan yesil bina modelini tüm mevzuatlarimizda hayata geçirmek istiyoruz. Türkiye’nin uygun olan her yerinde, ahsap ve yöreye özgü uygun dogal yapi teknolojilerini etkin bir sekilde uygulayacagiz. Yapilasmada enerji verimli, iklim duyarli, sifir atik uyumlu ve ekolojik özellikli malzemelerinin kullanimini daha da yayginlastiracagiz. Kentsel dönüsümde riskli yapi stogunun miktarina göre yeni bir önceliklendirme yapacagiz. Buna göre yeni bir program olusturacak, her sehrimiz için ayri bir finansman modeli gelistirecegiz. Türkiye’yi afetlere karsi dirençli bir ülke haline getirmek için afet merkezli yeni bir finansal yapilanma ve yeni tesvik sistemlerini hayata geçirecegiz. Yapilacak tüm çalismalarda; mesleki mesuliyet sigortasi ve yetkin mühendislik uygulamalarini zorunlu hale getirecek, yapi denetime ek olarak zemin denetim uygulamalarini da mevzuata baglayacagiz. Afet riskinin yogunluguna ve afet sinifina göre; ihtiyaç duyulan her yerde, üniversitelerimizin öncülügünde, TÜBITAK ile birlikte ’Güvenli Türkiye AR-GE Enstitüleri’ kuracagiz. Yüksek lisans ve doktora programlari açacagiz. Tüm bu önleyici tedbirlerin uygulanmasi noktasinda hiçbir vatandasimizi magdur etmeyecek ve hiçbir kentimizi asla geride birakmayacagiz” diye konustu.
