Insülin Pompasi Sayesinde Hipoglisemi Kabus Olmaktan Çikti
Düzce Üniversitesi Tip Fakültesi Hastanesi’nde eriskin tip 1 diyabetli bir hastaya ilk kez insülin pompasi tedavisi uygulandi. 45 yillik tip 1 diyabet hastasi, insülin pompasi tedavisi ile hipoglisemi kabusundan kurtuldu.
“Iki defa böbrek nakli oldum”
45 yildir tip 1 diyabet tedavisi gören Serpil S. insülin pompa tedavisi ile yasam kalitesinin ciddi oranda degistigini ifade etti.
Yillardir diyabete bagli kalp ve damar, böbrek rahatsizliklari ve göz bozukluklari mücadele eden Serpil S., “Iki defa böbrek nakli oldum. Yaklasik 3 yil da diyaliz tedavisi gördüm. Diyabetin kalbe olumsuz etkileri nedeniyle bypass ameliyati oldum. Diyabet nedeniyle sik sik göz içi kanamalarim oluyordu” diye konustu.
Kaynatilan siringalarla baslanilan diyabet tedavisinde insülin kalemleri ile devam eden hasta, “2000’li yillardan sonra hazir kalemlerle günde 4 kere insülin tedavisine basladim. Bu tedavi özellikle geceleri kan sekerimi düsürüyordu. Bu sefer hipoglisemi korkusundan dolayi yalniz yatamiyordum. Birkaç kez suur kaybi yasadim. Bu nedenle günlük yasantimda da rahat hareket edemiyordum. Kan sekerimdeki hizli yükselis ve düsüsler yasamimi olumsuz etkiliyordu” ifadelerini kullandi.
Diyabet tedavisinde en son yeniliklerden biri olan insülin pompasindan haberdar olan hasta, Düzce Üniversitesi Tip Fakültesi Hastanesi Iç Hastaliklari Poliklinigi’ne basvurdu. Iç Hastaliklari Anabilim Dali Baskani Doç. Dr. Attila Önmez tarafindan yürütülen insülin pompasi tedavisi ile hastanin sekerinin normale yakin bir seviyede tutulmasi saglandi.
“Artik hipoglisemiden korkmuyorum”
Tedavinin ardindan yasam kalitesinin arttigini ifade eden Serpil S., “Insülin pompasi cihazi, 5 dakikada bir kendi kendini ölçerek kan sekeri izlemine göre minik dozlarda insülin uygulamasi yapiyor. Sekerim yükselmeye ya da düsmeye basladiginda uyari vermesi bana müdahale imkani sagliyor. Artik hipoglisemim iyi degerlerde seyrediyor ve dalgalanma yasanmiyor. Bu nedenle artik hipoglisemiden korkmuyorum. Tek basima uyuyabiliyor ve disari çikabiliyorum. Günde en az 4 defa kan sekerimi ölçme derdinden kurtuldum. Sekerim düsmemesi için sik sik yemek yemek zorunda kaliyordum. Bu da kilo almama neden oluyordu. Kilo derdimden de kurtularak daha saglikli bir yasama adim attim” seklinde konustu.
Insülin pompasi uygulamasi hakkinda bilgiler veren Doç. Dr. Attila Önmez, ”Ilk hastamiz Serpil Hanimin tedavisini basari ile gerçeklestirdik. Ardindan pes pese baska hastalarimiza da basari ile tedavi uyguladik” dedi.
1978’li yillarda kullanilmaya baslanan insülin pompalarinin gelisen teknoloji ile günümüze kadar sürekli degisim gösterdigine dikkat çeken Önmez, “Günümüzde kullanilan en büyük insülin pompasi bile bir çagri cihazi büyüklügünde. Insülin pompasinin esasi, tasinabilir bir elektromekanik pompa araciligiyla deri altina sürekli insülin verme esasina dayanmaktadir” diye konustu.
“Her 30 dakikalik araliklarla belirlenebilir”
Tüm tip 1 diyabet hastalari ve bazi tip 2 diyabetlilerin uzun süre etkili insülin kullandigini belirten Önmez, bu sekilde gida alimindan bagimsiz tüm gün için kan sekeri dengesi saglayan temel (bazal) insülin ihtiyaçlarinin karsilandigini ifade etti.
Tüm tip 1 diyabetliler ve kimi tip 2 diyabetlilerin ögünlerden önce de hizli etkili insülin kullandigini dile getiren Doç. Dr. Önmez, bu sayede alinan gidaya bagli gelisecek olan fazla ve sagliksiz kan seker yüksekliginin de önlenmis olduguna isaret etti.
Insülin pompasina geçildiginde ise yalnizca hizli etkili insülin kullanildigi bilgisini paylasan Doç. Dr. Önmez, “Pompa tam otomatik hale geçirilmeden önce, kisinin ihtiyaçlarina göre ayarlanarak her 30 dakikada bir farkli bazal insülin salgisi saglayabilmektedir. Otomatik moda geçmemis bu haliyle bile kisinin günlük insülin ve kan sekeri dengesi üzerine etkisi günde bir kerede uygulanip, gün boyu sabit bir seviye olusturan insülin tedavilerinden kat kat üstündür. Sözgelimi, geceleri kan sekeri düsüsleri yasayan, masa basi çalisan biri ile, tam tersine gündüz agir fiziksel efor sarf edip, kan sekeri düsmelerini gündüz yasayan bir isçinin bazal insülin ihtiyaçlari asla ayni olmayacaktir. Insülin pompasi sayesinde insülinin ne zaman ve hangi hizda iletilecegi her 30 dakikalik araliklarla belirlenebilir. Örnegin, isçinin gündüz bazal insülini düsürülüp, aksam ve gece arttirilirken, masa basi çalisaninin ise tam tersi sekilde doz ayarlamasi mümkün olmaktadir. Dahasi özellikle gebelikte daha çok gözlenen, sabaha dogru kan seker yüksekliklerine de saatlik dokunuslarla engel olmak mümkündür. Otomatik moda geçildiginde ise yapay zeka sayesinde pompa her 5 dakikada otomatik olarak ölçülen kan sekerine göre sürekli insülini ayarlayarak, kan sekerinin asiri düsüsüne de, yükselisine de mani olmaktadir” dedi.
“Diyabetle iliskili uzun dönem komplikasyon görülme oranini da düsürmektedir”
Insülin pompasi ile ögün öncesi uygulanan insülinin miktarini uzun sürelere yayarak ya da parça parça uygulayabildigine dikkat çeken Doç. Dr. Önmez, “Dahasi insülin pompasi gün içinde kan sekerine etki edebilecek minik ara ögünler ya da sira disi gida alimlarinda kalem ya da enjektörle mümkün olmayan çok küçük miktarlardaki insülinin enjekte edilebilmesini de saglamaktadir. Insülin pompasi kan sekeri ve hemoglobin A1c düzeyleri üzerinde daha siki bir kontrol saglayarak diyabetle iliskili uzun dönem komplikasyon görülme oranini da düsürmektedir. Insülin pompasi, kalça, göbek, üst kol ya da bacak bölgesine yerlestirilen bir katatere bagli silikon küçük bir kanül araciligiyla vücuda sürekli insülin verir. Katater her üç günde bir degistirilmektedir. Sonuç itibariyla insülin pompasi sürekli insülin salgilamasi, ögünün türüne göre verilecek insülini zamana yayabilmesi nedeniyle aslinda saglikli bir pankreasi taklit etmektedir. Bu nedenle özellikle sürekli seker ölçen sistemlerle birlestirilmis bir pompaya yapay pankreas olarak tanimlamak oldukça uygundur” seklinde açiklamasini tamamladi.