Deprem Bölgesi Için Tarimsal Anlamda Kritik 15 Gün
Samsun Ondokuz Mayis Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarimsal Yapilar ve Sulama Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, deprem bölgesinde var olan tarim potansiyelinin risk altina girmeye basladigina dikkat çekerek, “Önümüzdeki 15-20 günlük dönem çok kritik” dedi.

Dolayisiyla o bölgede var olan potansiyelimiz de risk altina girmeye basladi” diye konustu.
“15-20 gün çok önemli”
Depremin yasandigi bölgede ciddi bir tarim potansiyelinin oldugunu ifada eden Demir, “Çukurova’dan Harran Ovasi’na kadar içine alan Türkiye’nin toplam tarimsal anlamda neredeyse yüzde 13 ve 15’ini kapsayan bir potansiyelden bahsediyoruz. Bu potansiyeli de, yasadigimiz bu mevcut durumundaki sorunlarin iyi degerlendirilmesi gerekiyor. Tabii, su asamada sok etkisiyle beraber durumu henüz ortaya koyamadik. Hizli bir sekilde Tarim ve Orman Bakanligi ile Çevre, Sehircilik ve Iklim Degisikligi Bakanligi koordineli bir sekilde komisyon kurmalidir. Ana basliklari ile beraber bir çalismayi hizlica raporlandirip, sonuçlandirmaliyiz. Çünkü tarim ve üretim devam ediyor. Insanlar orada yasayacaklar. Üretecegiz ki orada yasayacaklar. Önümüzdeki 15- 20 günlük dönemi pas geçersek zaten bekledigimiz kuraklikla beraber tarimsal anlamindaki riskler o bölgede bu ihmallerle beraber büyük boyutlara ulasacak. Insanlar bahçelerini, tarlalarini terk ediyor. Su anda orada ürünler tarimsal üretim anlaminda bir karisa ulasmis durumdadir. Ciddi anlamda gübre ve ilaç ihtiyaci var. Yeni ekilecek ürünlerde tohum ihtiyaci var. Insanlar yakinlarini kaybetmis, evleri yikilmis, hayvanlari telef olmus, ceplerinde paralari yok. Bu durumda insanlar tarlasini, bahçesini düsünmek durumunda degil. O bölgedeki tarimsal kuruluslar da çok ciddi zarar gördü. Diger bölgelerle desteklenerek çok hizli bir sekilde o bölgenin potansiyeli degerlendirilmelidir. Zararlarimiz nerede ve ne kadardir, hayvansal üretimde zararimiz nedir, bitkisel üretimde zararimiz ve dururumuz nedir? Bunlarin ortaya koyulmasi gerekiyor” seklinde konustu.
"Mart basinda hizli bir sekilde ayaga kaldirilmasi lazim"
Antep fistigi, badem, ceviz, pamuk, narenciye gibi ürünlerin risk altinda olabilecegini söyleyen Prof. Dr. Demir sunlari söyledi:
“Komisyonlarin çalismasi gereken diger bir nokta ise su ve su kaynaklarimizdir. Yaklasik 500 kilometreyi bulan bir fay kirilmasindan bahsediyoruz. Bu fay kirilmasi yer alti kaynaklarimizi nasil etkiledi, su kaynaklarimizin neresinde yer degistirme veya kaymalar yasandi? Tarim Bakanligimiz, DSI ile ilgili kurumlarimiz barajlarimizda çalismalar yapip ‘tehlike yok’ diyorlar ama su kanallarimizin son durumu nedir, alt yapimiz ne durumdadir gibi birçok konunun ele alinmasi lazim. Vatandas Samsun’a, ‘bahçemi birakip geldim’ diyor. O bölgelerde, Antep fistigi, badem, ceviz, pamuk, narenciye gibi ürünleri bu insanlar üretiyor. Bu çiftçilerin, tarlalarin durumu ne olacak? Bunun çok hizli bir sekilde ele alinip raporlanip çözüme kavusturulmasi lazim. Bunu söylerken çalismalar yapilmiyor anlaminda söylemiyorum. Bakanligimizin ilgili kurumlarinin çok ciddi çalismalar yaptigini biliyorum. Ama bir komisyon dahilinde gerekirse diger üniversitelerden destek alinarak o bölgenin hizli bir sekilde ele alinip 15 gün içerisinde raporlarini, çözümleriyle beraber hayata geçirilmesi lazim. Aksi takdirde önümüzdeki süreçte burayi dogru yönetemezsek tarimsal üretim açisindan çok ciddi riskleri beraberinde tasiriz. Ayrica Çevre Bakanligimizin bu komisyonda bir alt biriminin olmasi lazim. Bu da tarimsal kirlilik olarak, hem sehir merkezlerimizde hem su kaynaklarimizdaki kirliligi hem de bu yikilan moloz ve alt yapi kirliligine, bunlarin olusturabilecegi tüm risklerin çözümleriyle birlikte ele alinmasi lazim. O bölgedeki felaketi bir an önce silip ayaga kalkabilmek için sadece sehirlerin yapilmasi yetmiyor. Tarim bu ülkenin olmazsa olmazidir. Bu konunun en az sehirler kadar önemli oldugunu düsünüyorum.”
