Trendyol'un Yeni Rotasi 'Dogu Avrupa'

Türkiye’nin lider e-ticaret sirketi Trendyol, rotasini Orda Dogu’dan sonra Dogu Avrupa’ya çevirdi. Trendyol Grubu CEO’su Erdem Inan, InMerge Innovation Summit kapsaminda, Azerbaycan’in baskenti Bakü’de basin mensuplariyla bir araya geldi. Inan toplantida Trendyol’un Azerbaycan pazarina iliskin sonuçlarini degerlendirirken, yurt disi açilim ve e-ihracat planlarindan da bahsetti.

“Amacimiz Avrupa, Ortadogu ve Afrika’nin da içinde oldugu bölgenin en büyük e-ticaret sirketi olmak”

Trendyol’un Türkiye e-ticaretinin lider sirketi oldugunu söyleyen Inan, “Amacimiz da Avrupa, Orta Dogu ve Afrika’nin da içinde oldugu bölgenin en büyük e-ticaret sirketi olmak. Dolayisiyla burada bulunuyor olmaktan, Azerbaycan dijital ekosistemine katkida bulunuyor olmaktan da gurur duyuyoruz bir Türk sirketi olarak. Yaklasik 300 bin aktif saticimiz var ve bu 300 bin aktif saticimizin da 125 milyondan fazla tekil ürünü var. Bu içinde bulundugumuz cografyadaki en büyük, seçkin ve en büyük satici bazi. Bunun da tabii ki en temel sebebi Türkiye’nin çok iyi bir üretici olmasi. Biz özellikle moda, ev tekstil, ev dekorasyon, mobilya gibi kategorilerde içinde bulundugumuz cografyanin aslinda en büyük üreticisiyiz ve bu çok büyük bir avantaj. E-ihracat yapmak istediginiz dünyada bu en büyük avantajlarindan biri haline geliyor” dedi.

“Hedefimiz 2026’da 10 milyar dolarlik bir ihracat hacmine ulasmak”

Türkiye’nin e-ticaret platformu olarak kendi gelistirdikleri teknolojilerle yurtdisina açilmak amaciyla yola çiktiklarini belirten Inan, “Hedefimiz 2024 yilinda 2 milyar dolar, 2026 yilinda da 10 milyar dolarlik bir ihracat hacmine ulasmak. Yaklasik 51 bin saticimiz ihracat yapti Trendyol üzerinden. Bu 51 bin saticinin 42 bin tanesi hayatinda ilk defa Türkiye disinda bir yere ürün gönderdi. Bu bizim için bir gurur kaynagi. Sattigimiz ürünlerin yaklasik yüzde %80’i Türkiye’de üretiliyor. Dolayisiyla yine bu bütün cografyadaki e-ticaret sirketlerine baktigimizda Trendyol’u farkli kilan seylerden bir tanesi de bu. Sattigimiz ürünler Türkiye’de üretiliyor ve bu ürünler fiyat-kalite açisindan, iste pazarda rekabetçilik açisindan içinde bulundugumuz bölgede aslinda essiz ve rekabetçi. Girdigimiz bütün pazarlarda bunun avantajini çokça hissediyoruz” diye konustu.

Türkiye’deki 125 milyon ürünün neredeyse yüzde 90’inin Trendyol üzerinden Azerbaycan’daki müsterilere sunuldugunu vurgulayan Inan, “Azerbaycan’in el üretimi ürünleri, zanaatkarlarin yaptigi, aile isletmelerini yaptigi ürünleri müsterilerle bulusturduk. Geçtigimiz haftada yayina çikti. Azerbaycanli ve Türk müsterilerle bulustu. Yakin zamanda Avrupa’daki ve Körfez ülkelerindeki müsterilerle de bulusacak. O sürecin sonunda da baska Azerbaycanli saticilari da platformumuzda öncelikle Azerbaycan’a satmak üzere ama uzun vadede bütün bölgede satmak üzere yayina almayi planliyoruz” dedi.

“10 milyar dolarlik ihracata çikabilmek için yaklasik 5 milyar dolarlik bir yatirim yapmamiz gerekiyor”

Ilerideki hedeflere ulasabilmeleri için yapmalari gereken yatirimlardan bahseden Inan, “Bizim önümüzdeki dönemde bu 10 milyar dolarlik ihracata çikabilmek için yaklasik 5 milyar dolarlik bir yatirim yapmamiz gerekiyor. Yurtdisindaki operasyonun altyapisi için ve bu 5 milyar dolarlik yatirimin içerisinde yeni müsterilere yeni müsteri kazanimi için yapilan pazarlama faaliyetleri de var, onlara verilen kuponlar da var. Türkiye’de, IGA’da da basladik biliyorsunuz 36 milyon Euro’luk bir yatirimimiz var. Hem Türkiye’de hem de ilgili bölgelerde kuracagimiz depolar, aktarma merkezleri, ürünün aslinda geri toplanmasi için yapilan altyapi yatirimlari falan gibi çok dalli budakli bir ekosistem kurmamiz gerekiyor. Bunlarin hepsi için yapacagimiz toplam yatirimi takip ediyoruz” diye konustu.

“E-ihracatin toplam ihracattaki payini yüzde 10’a çikartmak için en çok katkida bulunan sirket olmak istiyoruz”

E-ihracatin çok önemli oldugunu ve Ticaret Bakanligi’nin bu konuda çok net bir iradesinin oldugunun hatirlatan Inan, “E-ihracatin toplam ihracat içindeki payi su an yüzde 1 civarinda. Bunu yüzde 10’a çikartmak gibi bir hedef var. Biz bu hedefe gücümüz yettigince, elimizden geldigince en çok katkida bulunan sirket olmak istiyoruz sadece. Bu süreç içine girdikçe de görüyoruz ki çok zor bir süreç aslinda. Yani saticilarin baska bir ülkedeki müsteriye sorunsuz bir sekilde ürün satabilmesi için çok büyük bir yatirim yapmaniz gerekiyor, teknolojik anlamda da. Türkiye’de bizim yaklasik 2 bin mühendisimiz var. Bunun hepsi Türkiye’deki 100’den fazla üniversitede yetismis mühendisler ve bütün altyapimizi da bu mühendislerimiz araciligiyla biz yapiyoruz. Burada biz bir ihracat modülü gelistirdik son bir senede. Bu e-ihracat modülü bir saticinin ürünlerine bakiyor ve o saticinin ürünlerinin kategorilerine girilen bilgilere göre hangi ülkelere nasil gönderebilecegini hesapliyor ve onlari tek bir tusla ihracata açmalarini sagliyor” ifadelerini kullandi.

“Dogu Avrupa Saticilarimizin basarili oldugu bir cografya”

Trendyol’un bir sonraki adiminin 2024’ün Ocak ayinda Dogu Avrupa ülkeleri olacagini vurgulayan Inan, “Körfez ülkelerine baktigimizda biz orada Türk ürünlerinin, Türk markalarinin, Türk kültürünün en çok takipçisinin oldugu bölge neredeyse. Simdi öyle baktigimiz zaman dedik ki biz Körfez ülkelerine bir avantajimiz olabilir ve gerçekten pazara girdigimizde de bu avantaji fazlasiyla hissettik. Hem lojistik olarak yakiniz hem de kültürel olarak aslinda tutan çok fazla sey var ve markalarin da taninir, bilinir olmasi aslinda bize o açidan büyük avantaj sagladi. Simdi ayni sekilde Dogu Avrupa’ya baktigimizda biz sunu gördük. Saticilarimizin basarili oldugu bir cografya Dogu Avrupa. Yani Türk markalari, özellikler Türk moda markalari Dogu Avrupa’daki birçok ülkede baya basarili. Önümüzdeki dönemde biz Romanya, Macaristan, Yunanistan ve Çek Cumhuriyeti bu 4 ülkeyi biraz daha önde gördük. Bu bahsettigimiz siralamada. Bunlarin içerisinde de ürünlerin orada nasil performans göstereceginden, pazarlamanin ne kadar maliyetli olduguna, lojistik açidan oraya ulasmanin ne kadar kolay oldugundan, o ürünlerin ve kültürümüzün belki orada ne kadar pozitif algilanmasina kadar bir sürü seylere dikkat ederek bu karari verdik” dedi.

Dogu Avrupa’ya açilim denemesi yapacaklarini ifade eden Inan, “Belki dört ülkeden iki tanesi biraz daha öne çikacak ilk sonuçlardan ve ilk sonuçlardan öne çikan yerlere de daha derinlemesine yatirim yapmaya baslayacagiz. Biz biraz daha odamizin yakin zamanda Dogu Avrupa, Azerbaycan, Almanya da bizim zaten bir isimiz var su anda ve Körfez ülkeleri oldugunu düsünüyoruz. Bu pazarin aslinda çok ciddi bir pazar oldugunu ve Türk markalarin, Türk üreticisinin de aslinda basarili oldugu ve olabilecegi daha da basarili olabilecegi pazar olarak görüyoruz” dedi.

“Deprem bölgesi ayaga kalkana kadar oturmayacagiz”

Trendyol üzerinden ihracat yapan 42 bin saticidan 8 bininin deprem bölgesinden oldugunu söyleyen Inan, “Biz deprem oldugu gün dedik ki bu bölge ayaga kalkana kadar biz oturmayacagiz. Biz hala oturmadik. Bölge de çok güzel bir sekilde ayaga kalkiyor. Ona da elimizden gelen destegi vermeye çalisiyoruz, ihracat çok güzel bir destek onlar için ve çok mutlu da oluyorlar. Bizim çok satisimiz da var orada birebir dokundugumuz her gün. Yani nasil gittigini takip ettigimiz. O bölgeye de elimizden geldikçe destek vermeye gayret ediyoruz” ifadelerini kullandi.

“Amacimiz 300 bin saticisinin tamamini ihracatçi yapabilmek”

Trendyol’un saticilarinin ihracat yapabilecek duruma getirmeyi amaçladiklarindan bahseden Inan,“Amacimiz 300 bin saticisinin tamamini ihracatçi yapabilmek. Biz bu seneni henüz kapatmadik ama yaklasik 750 milyon dolar civarinda bir rakamla bitirecegiz yurt disi cirosunu. Önümüzdeki sene 2 milyar dolar olmasini hedefliyoruz. Bunun 2026 da 10 milyar dolar olmasini hedefliyoruz. Yani bunu da yapabilecek yatirimlari ve aslinda buradaki istegi gösterecegiz. Biz iradeyi gösterecegiz önümüzdeki dönemde. Önümüzdeki dönemde aslinda hem Azerbaycan’da hem Körfez’de hem de Dogu Avrupa’da operasyonlarimizi büyütmek istiyoruz. Biz bu pazarlara inaniyoruz. Bu pazarlarda dijital ekosistem olusturmayi iyi buluyoruz, dogru buluyoruz, pozitif etkimize uygun buluyoruz” dedi.

Azerbaycan’da sporu desteklemek istiyoruz

Türkiye’de oldugu gibi Azerbaycan’da da sporu desteklemek istediklerini belirten Inan, “Azerbaycan’da Voleybol Federasyonu ile bir anlasma sürecindeyiz. Ümit ediyoruz onu da yakin zamanda açiklayacagiz. Biz girdigimiz pazarlarda Türkiye’de oldugu gibi pozitif etki olusturmaya, bu pazarin lokal gerçekliklerini is modelimizin içine yedirip herkesin kazandigi ekosistemler olusturmaya odaklaniyoruz” diye konustu.

“Azerbaycan bizim ikinci evimiz”

Toplantinin ardindan açiklamalarda bulunan Inan Trendyol’un Mayis ayindan itibaren Azerbaycan operasyonuna basladigini hatirlatarak, “Eylül ayinda da Körfez ülkelerine açildik. Ocak ayinda insallah Dogu Avrupa ülkeleriyle de devam ediyor olacagiz. Azerbaycan tabii bizim ikinci evimiz. Burada Pasa Holding ile bir stratejik ortakligimiz var ve 6 ay içerisinde yaklasik hacmimiz 3,5-4 katina, hatta daha da fazla artti. Burada ilk defa bu sene Kasim kampanyalarini da yaptik. 1,5 milyon müsteriye ulasmayi hedefliyoruz bu sene sonu itibariyle ve ülkenin en çok indirilen uygulamasi oldu Trendyol. Bu tabii bizim degil, saticilarimizin basarisi. Türkiye’de oldugu gibi burada da çogunlukla saticilarimizin ürünlerini satiyoruz ve yüzde 80’e yakin oranda da moda ürünleri, tekstil ürünleri satiliyor. Bunun yani sira ev ürünleri, ev dekorasyon ve ev tekstili bu kategoriler de çok yogun bir sekilde müsterilere ulastirdigimiz kategoriler” dedi.

“51 bin saticiya ihracat yaptirdik”

Türkiye’nin üretim gücünü ve Türk markalarin gücünü Azerbaycan’a tasimaya gayret ettiklerini belirten Inan, “Önümüzdeki dönemde de Dogu Avrupa’da Romanya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Yunanistan operasyonumuz baslayacak. Hedefimiz orada da oldugu gibi yine Türkiye’deki saticilarimizin, Türkiye’deki ürünlerin o bölgelere e-ihracat modeli üzerinden ulastirilmasi. Biz bugüne kadar yaklasik 51 bin saticiya ihracat yaptirdik. Trendyol üzerinden buna aracilik ettik. Yaklasik 42 bin tanesi de bunun hayatinda ilk defa ihracat yapti. Bu 42 bin saticinin da 8 bin tanesi bizim deprem bölgesinden saticilarimiz. Biz depremin oldugu ilk günden itibaren o bölgeye elimizden geldigince, gücümüz yettigince destek olmaya gayret ettik. O bölge ayaga kalkana kadar biz oturmayacagiz dedik. Hala da oturmadik. O bölgenin de ayaga kalkmasi için ihracat çok iyi bir firsat olarak görüyoruz. O yüzden de buradaki çabamiza da devam edecegiz” diye konustu.