Diyabet Hastaliginin Artisiyla Ilgili Endokrinolog Uyarisi Açiklamasi

Endokrinolog Prof. Dr. Deniz Gökalp, diyabet hastalarinin oraninin her geçen gün arttigina dikkat çekerek “Neredeyse her 5 yetiskinden biri diyabetli ve diyabeti olan her 2 kisiden biri hastaliginin farkinda degil” dedi. Prof. Dr. Gökalp, günümüzde kisiye özel tedavi ile diyabet tedavisinde basarili sonuçlar alindigini söyledi.

Diyabet Hastaliginin Artisiyla Ilgili Endokrinolog Uyarisi Açiklamasi
Acibadem Eskisehir Hastanesi Endokrinoloji Uzmani Prof. Dr. Deniz Gökalp diyabetin “Tip 1 Diyabet, Tip 2 Diyabet, gebelik diyabeti ve diger spesifik tipler” olmak üzere 4 grupta siniflandirildigini ifade ederek Tip 1 Diyabetin, pankreas beta hücrelerinin bagisiklik sistemi bozuklugu sonucu meydana gelen insülin eksikligi nedeniyle; Tip 2 Diyabet’in ise insülin etkisine karsi direnç veya insülinin pankreastan salinim defekti sonucu ortaya çiktigini dile getirdi.

“6 saniyede bir kisi hayatini kaybediyor”

Dünya genelinde her 10 yetiskinden 1’inin diyabetli oldugunu belirten Prof. Dr. Gökalp, 2040 yilinda diyabetli sayisinin 650 milyon olmasinin beklendigini söyledi.

Ülkemizde 10 yil önce yetiskinlerde yaklasik yüzde 14 olan diyabetli hasta oraninin bugün yüzde 20’ye yükseldigini yani her 5 kisiden 1’inde diyabet görüldügüne dikkat çekerek “Ne yazik ki her 2 diyabetli yetiskinden 1’i diyabetli oldugunun farkinda degil. Eskiden diyabet zengin ülkelerde daha fazla görülürken bugün hastalarin yüzde 75’i düsük-orta gelirli ülkelerde yasiyor. Her 6 saniyede 1 kisi diyabet hastaligindan hayatini kaybediyor” dedi.



“Hastaya özel tedavi”

Günümüzde klasik tedavilerden ziyade kisisellestirilmis tedavilerin tercih edildigine deginen Prof. Dr. Gökalp hastanin kalp hastaliginin varligi, obez olup olmadigi, böbrek ve karaciger fonksiyonlarinin durumu gibi etkenlere göre tedavi tercihleri yapildigini dile getirdi. Tip 1 ve tip 2 diyabetlilerde hipogliseminin önemli bir komplikasyon olabilecegini belirten Prof. Dr. Gökalp “Dolayisiyla diyabet yönetiminde insülin tedavisi ve kan seker seviyelerinin kontrolü büyük önem arz eder. Hipoglisemi gibi potansiyel ölümcül komplikasyon, glikoza duyarli insülin analoglariyla hafifletilebilir. Böylece kan sekerinin çok düsük seviyelere düsmesini engeller” diye konustu.



“Akilli pompa ile deri altindan insülin infüzyonu”

Yeni tedavi yöntemlerinden bahseden Prof. Dr. Gökalp Tip 1 diyabet tedavisinde kullanilan yapay pankreasin, bir organ olmayip pankreasi taklit edebilen bir insülin pompasi oldugunu söyledi.

Deri altina yerlestirilen pompanin, yine deri altina konulan, bir sensöre bagli kan sekeri ölçüm cihazi ile yemek, fiziksel aktivite, stres ve uyku gibi durumlarda, ne kadar insülinin gerekli oldugunu belirleyen bir yazilima sahip akilli bir cihazdan olustugunu anlatti. Sistemin vücuttaki bazi degisimleri tespit edip, kan sekerine göre uygun dozlarda insülin uyguladigina dikkat çeken Prof. Dr. Gökalp “Bu sistem Tip 1 diyabet hastalari için saglikli bir hayat ve artmis yasam kalitesi anlamina geliyor. Yani 24 saat boyunca kan sekeri azalip artmasina göre insülin dozlari da otomatik olarak degisiyor. Sistem sürekli kan sekeri ölçümü yaptigi için sensörün uyarisina göre kan sekeri yükseldiginde insülin salinimi basliyor; düstügünde insülin salinimini durduruyor” diye konustu.



“Obez hastalara metabolik cerrahi”

Günümüzde obezite ve tip 2 diyabet konusunda etkili tedavi yöntemlerinden birinin de cerrahi uygulamalar oldugunun altini çizen Prof. Dr. Gökalp sunlari söyledi: “Metabolik cerrahinin temel hedefi kilo kontrolünün yaninda kan sekeri kontrolüdür. Deneyimli merkez ve cerrahlar ile komplikasyonlar kabul edilebilir oranlardadir, Ciddi obezitesi olan ve hastalik süresi nispeten kisa, medikal tedavinin yetersiz kaldigi hastalarda metabolik cerrahi düsünülebilir. Çogunda da laparoskopik yöntem uygulanir. Hem yemek yemeyi kisitlamak hem de bagirsaklardan emilimi bozmak için uygulanan ‘Gastrik by-pass, Sleeve Gastrektomi, Duodenal switch türevleri, Ileal transpozisyon’ gibi pek çok ameliyat tipi vardir. Hangi hastaya hangi ameliyatin uygun olduguna Genel Cerrah ve Endokrinologlar beraber karar verir.”

“Tüm diyabetikler ayni riski tasimiyor”

Diyabet ile Covid-19 arasindaki iliskiye de deginen Prof. Dr. Gökalp diyabet hastalarinin Covid-19’a yakalanma riskinin, diger kisilerle benzer oldugunu ancak diyabetli olmayanlara göre hastaligi daha agir geçirdiklerini söyledi.

Bu kisilerin hastaneye yatis gereksinimi, yogun bakim ihtiyacinin, diyabetik olmayanlardan daha yüksek oldugunu belirten Prof. Dr. Gökalp “Yapilan bir çalismada, diyabetik hastalarda ölüm orani yüzde 7,3 olup, herhangi bir hastaligi olmayanlara göre 7 kattan fazla artis gözlemlenmistir. Ancak tüm diyabetikler ayni riski tasimaz. Uzun yillar diyabetik olan, kan sekeri sürekli yüksek seyreden, 65 yas üzerinde olan, beraberinde akciger, böbrek ya da kalp yetmezligi bulunan ve sigara içen bireylerde risk daha yüksektir” dedi.

Kaynak: İHA