Rami Kütüphanesi Yarinki Açilisa Hazir
Türkiye’nin en büyük kütüphanesi olan Rami Kütüphanesi, yarin Cumhurbaskani Erdogan’in katilimiyla açilacak. Açilis öncesinde 51 bin metrekarelik peyzaj alaniyla Avrupa’nin en büyük kapali peyzaj alanina sahip kütüphanenin tanitimi yapildi.

“Istanbul’un en büyük kütüphanesi olacak”
Rami Kütüphanesi Genel Koordinatörü Osman Zorlu, “2000’lerden sonra buranin restorasyon ve planlama süreci basladi.
2014’te de restorasyon basladi.
Son 17 aydir hummali bir çalisma sürdürülüyor. Nihayetinde, yarin bu muazzam eseri kütüphaneye çeviriyoruz. Istanbul’un en büyük Avrupa’nin sayili kütüphanelerinden bir tanesi olacak. Rami Kütüphanesi kurulu alani 110 bin metrekare ve dünyada en büyük metrekare alanina sahip üçüncü kütüphane olarak gözüküyor. 4 bin 200 oturma ve çalisma kapasitesiyle dünyada ilk 3 sirada yer alan bir kütüphane. Su an bulundugumuz alan 51 bin metrekare bir alan, kapali peyzaj alani olarak Türkiye’nin ve dünyanin en büyük kütüphanesi. Rami bu konuda bir ilke imza atti. Burasi ayni zamanda bir millet bahçesi tarzinda insa edildi. Insanlarin 7/24 kullanabilecegi, internete sinirsiz erisim saglayacagi, kafelerinde vakit geçirebilecegi, bahçesinde müzik dinletileri, siir dinletileri, her türlü sanatsal etkinliklerinin olacagi, bir kütüphane mantigiyla Rami insa edildi” ifadelerini kullandi.
“Üniversiteye hazirlanan ögrencilere ücretsiz test kitaplari temin edilecek”
Rami Kütüphanesi bir yasam döngüsü seklinde insa edildigini söyleyen Zorlu, “0-3 yas çocuk bebek grubundan çocuklari burada agirlamaya basliyoruz. Ortaokul, lise ve üniversitelerin ihtisas kütüphaneleri, Yazma Eserler Sifahanesi, en büyük Atatürk Ihtisas Kütüphanesi bünyemizde olacak. 7-24 açik kütüphane mantigiyla, misafirlerimizi burada agirlayacagiz. Günde 2 defa çorba ikram edecegiz, çay ve kek ikramlarimiz da gün içerisinde olacak. Üniversiteye hazirlanan ögrencilerimize kütüphanemiz ücretsiz test kitaplari temin edecek ki üniversite hayallerini gerçeklestirme noktasinda bizim de ufak bir katkimiz olsun istiyoruz. Kütüphanemiz sergi salonlariyla ulusal ve uluslararasi sergilere, konferanslara, etkinliklere ev sahipligi yapacak” diye konustu.
“UNESCO Kültür Mirasi listesine alinmasi için gerekli çalismalari baslattik”
Türkiye’nin ilk sertifikali kütüphanesi oldugunu dile getiren Zorlu, “Restorasyon asamalarini aslina uygun insa ettigi için ve bulundugu mahalleye büyük bir katkida bulundugu için Türkiye’nin ilk sertifikali kütüphanesi oldu. Biyosfer sertifikali kütüphanemiz geçen hafta bu sertifikasini aldi ve Türkiye’de ilk kütüphane oldu. Kütüphanemiz nadide bir eser ve Istanbulumuza ve Türkiyemize uzun yillar hizmet edecek. Bu eseri korumak adina UNESCO Kültür Mirasi listesine alinmasi için gerekli çalismalari baslattik. Kütüphanemizi hem milletimize emanet etmek, hem de insanliga emanet etmek adina UNESCO Kültür Mirasi listesine de alacagimizi ifade etmek istiyorum” dedi.
“Almis oldugu kitaplar e-devlet üzerinde okuma geçmisi olarak duracak”
Kütüphane Yayimlar Genel Müdür Yardimcisi Ahmet Aldemir, “Biz kütüphaneleri her yas gruba hitaben planliyoruz. Özellikle de çocuk bölümüne, bebek bölümüne çok önem veriyoruz. 0-3 yas gruplarindan sonra diger yas gruplarina geçiyoruz. Buraya sadece egitim, arastirma, bilgi edinmek amaçli degil bos vaktini geçirmek anlaminda da kütüphanelere gelmelerini bekliyoruz. Çocuklarimiz buraya geldiginde buradan ödünç kitap alabilecekler. Burada, oynayacak, uzmanlar çerçevesinde duyu testleri yapilacak, burada edinmis olduklari tecrübelerle ebeveynlerine bilgi verilecek. Okuma aliskanligi, okuma kültürü anlaminda burasini ilk adim olarak düsünüyoruz. Almis oldugu kitaplar e-devlet üzerinde okuma geçmisi olarak duracak. Hem kütüphaneden aldigi kitaplar hem de hariçten aldigi kitaplari arsivine ekleyerek okuma geçmisini olusturmus olacak” diye konustu.
“Baslangiç koleksiyonu olarak 20 bine yakin eserimiz var”
Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurumundan Bilimsel Çalismalar Dairesi Baskani Ömer Orhan da, “Türkiye’nin en büyük Atatürk Ihtisas Kütüphanesi olarak hizmet vermeye baslayacaktir. Içerisinde Atatürk Arastirma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun yayinlariyla birlikte, basta Atatürk olmak üzere Türkiye cumhuriyeti tarihi, Türk kültürü, Türk dili ve bunu bagli konularda Türkiye’de ve dünyada yayinlanan birçok esere ev sahipligi yapmakta olan kütüphanedeyiz. Sosyal ve beseri alanlarda arastirma yapmak isteyen arastirmacilarimiza burada hizmet vermek ve koleksiyonumuzun da yillarla birlikte gelisecegini söylemekten gurur duyuyorum. Su an 20 bine yakin eserimiz var. Bu bir baslangiç koleksiyonu. Dünyanin 40 farkli dilinde esere ev sahipligi yapmaktayiz” ifadelerini kullandi.
“Kitap sifahanesinde yazma eserlerin onarimini yapiyoruz”
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Baskanligi Kitap Sifahanesi ve Arsiv Dairesi Baskani Nil Baydar, “Burada 3 tane büyük konservasyon atölyemiz var. Onun yaninda yazma eserlere bagli okuma salonumuz var. Fotograf stüdyomuz var. Hat levha konservasyon birimimiz var. Bir de sergi salonumuz var. Hepsi için çok heyecanliyiz. Restoratör olarak 74 kisiyle çalisacagiz. Mikro biyoloji ve kimya uzmanlarimiz olacak. Nadir matbularin okuma salonu var. Kitap sifahanesinde yazma eserlerin onarimini yapiyoruz. Nasil yapildiklarini anlamaya çalisiyoruz. Dünya standartlarinda bir is yapiyoruz. Yaptigimiz isleri dünyanin her yerinde anlatiyoruz. Eserlerin ihtiyaçlarina göre durum tespitini yaptiktan sonra kagit, cilt, dikis, pigment, boya, her ne gerekiyorsa onlari gidermeye çalisiyoruz” dedi.
“Dünyada baska bir esi olmayan eserler var”
Eserlerin benzersiz oldugunu söyleyen Baydar, “Bu bir klise degil. Hepsi elde hazirlaniyor. Her birinin baska baska özelligi. Tek nüshalar var. Dünyada baska bir esi olmayan eserler var. Hayvan ansiklopedisini bitirdik. Erken dönemlere ait Incil konservasyonunu yaptik. Kur’an-i Kerimlerin çok erken dönem olup önemli hattatlar tarafindan yazilanlarin konservasyonunu yaptik” dedi.
“Projeyi devraldigimizda yapi çok harap bir durumdaydi”
Kültür Varliklari Müzeler Genel Müdürlügü’nden Restorasyon Uzmani Yüksek Mimar Sonay Sakar, “Bakanlik olarak 2014 yilinda bu projeye basladik. Projeyi devraldigimizda yapi çok harap bir durumdaydi. Kisim kisim görünür düzeyde olan yapi kalintilarina askiya alarak bilimsel arastirmayla birlikte projelendirme sürecine basladik. Görünür yüzeyin disinda jeoradar yaptik. Eski haritalarda tam bir kisla oldugu ve kislanin müstemilat bölümleri oldugu yer aliyordu. Jeoradarda tespit edilen yapi kalintilarinin bulundugu alanda arkeoloji kazilari yaptik. Bu arkeolojik kazilarini Arkeoloji Müzemiz ile beraber yürüttük. Onayli projeler esliginde yapi bütünlügünü tamamladiktan sonra fonksiyon verme süreci basladi.
Kütüphane olarak fonksiyon verildi” dedi.
