3 Bakanlik, Çocuklarin Egitim Süreçlerindeki Güvenligine Iliskin Is Birligi Yapti

Aile ve Sosyal Hizmetler, Milli Egitim ve Içisleri bakanliklari arasinda “Çocuklarin Egitim Süreçlerinin Güvenligine Iliskin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artirilmasina Yönelik Is Birligi Protokolü” imzalandi.

3 Bakanlik, Çocuklarin Egitim Süreçlerindeki Güvenligine Iliskin Is Birligi Yapti
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakani Derya Yanik, Milli Egitim Bakani Mahmut Özer ve Içisleri Bakani Süleyman Soylu’nun katilimiyla “Çocuklarin Egitim Süreçlerinin Güvenligine Iliskin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artirilmasina Yönelik Is Birligi Protokolü” imza töreni düzenlendi.

Emniyet Genel Müdürlügü Dikmen Polis Müzesi Sehit Demet Sezen Konferans Salonu’nda gerçeklesen tören, 3 bakanligin ortaklasa yürüttügü projenin tanitim filminin izlenilmesiyle baslandi.

Imza töreninde konusan Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, 2021-2022 egitim yilinin kesintiye ugramadan yüz yüze tamamlamanin mutlulugunu yasadiklarini anlatti. Egitimin bir ülke için milli güvenlik meselesi oldugunu hatirlatan Bakan Özer, 2000’li yillarda yüz çocuktan 11’inin okul öncesi egitime erisebildigini söyledi.

Özer, bu sayinin su an yüzde 92’ye ulastigini kaydetti.



“Beyin göçünü gündeme getirenler basörtüsünden dolayi yurt disina gidenler hakkinda konusmadi”

Bakan Özer, söyle devam etti:

“Bu ülkede yillardan beri kiz çocuklariyla ilgili, özellikle muhafazakar kesimi irlite edecek sekilde ‘Kiz çocuklarini okullara göndermiyor vatandaslarimiz’ seklinde bir retoreyi tekrarlayarak muhafazakar kesimi töhmet altinda birakarak, ama bunun yaninda okullar açmayarak, egitime erisimlerini kolaylastirmayarak, süreci güçlestirerek geçtigimiz bir dönemden su anda kiz çocuklarimizin okullasma oraninin erkek çocuklarini geçtigi bir egitim sistemine evrildik. Bu ülke son 20 yil içerisinde egitime erisim sorununu çözdügü gibi kiz çocuklarinin egitime erisme sorununu da çözdü. Bugün beyin göçünü siklikla gündeme getirenlerin dün basörtüsü yasagindan dolayi yurt disina giden kadinlar ve kizlarla ilgili hiçbir sey konusmadiklarini görürsünüz. Çünkü onlarin kucaklama diye bir dertleri yoktur.”

“Hiçbir terör örgütüne teslim edecek, kaybedecek tek bir gencimiz yok”

“Bizim 18,9 milyon ögrencimizin yaklasik 1 milyonu geçici koruma altindaki Suriyeliler ve diger yabancilardir. Böyle bir ülke yok. Tüm vatandasini kucakladigi gibi ona misafir olan insanlarin çocuklarina da egitim hizmetini sunan bir ülke yok” diyen Milli Egitim Bakani Özer, çocuklari sadece akademik basarida degil, devletiyle, milletiyle barisik gençler olarak yetistirmek için çaba sarf edeceklerini anlatti. Hiçbir genci terör örgütüne teslim etmeyeceklerini vurgulayan Bakan Özer, “Madde bagimliligindan internet bagimliligina kadar hiçbir bagimliliga feda edecek tek bir gencimiz yok. Hiçbir terör örgütüne teslim edecek, kaybedecek tek bir gencimiz yok. Özellikle son zamanlarda bakanlik olarak internet bagimliligiyla ilgili süreçlere çok daha müdahil oldugumuz zaman gördügümüz sey su; çok tehlikeli bir sürecin içindeyiz. Gençlerimizi bagimlilikla ilgili süreçlerde yalniz biraktigimiz zaman kaybetme riskimi çok fazla artiyor” ifadelerine yer verdi.

Bagimliligin teknolojinin yan ürünü degil, bizatihi istedigi bir sey oldugunu savunan Milli Egitim Bakani Özer, üç bakanlik olarak geçmis kültürel kodlarin sürekliligini okullarda tekrar saglamaya çalisacaklarini kaydetti.



“Bütün çalismalarimizda çocugun üstün yararini gözeterek hizmet üretiyoruz”

Dünyada oldugu gibi Türkiye’de de yaslanma problemi oldugunu hatirlatan Bakan Yanik, konusmasinda çocuklar ve gençleri Türkiye’nin gelecegini üzerine kuracaklari bir hazine olarak tanimladi.

Tek ölçülerinin çocugun üstün yararini korumak oldugunu belirten Bakan Yanik, “Bütün çalismalarimizda çocugun üstün yararini gözeterek hizmet üretiyoruz. Çalistigimiz her dezavantajli grupta merkeze aldigimiz aile odakli hizmet politikalarimizla, ailenin en kiymetli bireyleri olan çocuklarimiza saglikli, huzurlu ve güvenli bir yasam alani sunmak için çalisiyoruz. Bu dogrultuda, ihtiyaca göre kurumsal düzenlemelere gitmeye ve çocuklarimiza destek olmak için birçok farkli hizmet modelleri gelistirmeye gayret ediyoruz” dedi.



“Riskli oldugu degerlendirilen 36 bin 67 çocukla ve 24 bin 366 aile ile görüstük”

Çocuklarin yasadiklari risk ve travmalarin rehabilitasyonuna yönelik Psiko-Sosyal Destek Programlari uyguladiklarini aktaran Aile ve Sosyal Hizmetler Bakani Derya Yanik, eski tip Çocuk Esirgeme sistemini degistirerek çocuklarin toplumdan soyutlanmadigi bir sisteme dönüstürdüklerini anlatti.

Bakan Yanik, sunlari söyledi:

“Yapilan çalismalar erken yasta egitimin içinde yer alan çocuklarimizin ilerleyen yillarda da okula devam yüzdelerinin daha yüksek oldugunu bize gösteriyor. Dolayisiyla bu destegi ülkemizin gelecegi açisindan son derece önemli görüyoruz. Risk altinda bulundugu degerlendirilen çocuklarla ilgili sosyal inceleme sonucuna göre, uygun sosyal hizmet müdahaleleri olusturuyoruz. Bugüne kadar ülke genelinde mobil ekiplerimiz ile yaptigimiz okul çalismalari kapsaminda 11 bin 391 okula 12 bin 35 ziyaret gerçeklestirmisiz. Riskli oldugu degerlendirilen 36 bin 67 çocukla ve 24 bin 366 aile ile görüsmüsüz. Bugün de burada çocuklarimizin egitim süreçlerinin güvenligini saglamak üzere onlarin her türlü suç ve zararli aliskanliktan uzak tutulmasina ve korunmasina yönelik önemli bir is birligini baslatiyoruz.”

Üç bakanlik arasinda imzalanan protokol ile koruyucu ve önleyici tedbirler alacaklarini açiklayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakani Derya Yanik, protokol kapsaminda Il Müdürlükleri tarafindan kurulan mobil ekiplerle okul eslesmeleri yapacaklarini söyledi.

Yanik, okul rehberlik birimlerince bildirilen çocuklara iliskin mobil ekiplerin özel çalismalar yürütecegini, hizli ve yerinde çözümleri 81 ilde bildirilen tüm çocuklarimiza ulastiracaklarini anlatti.

Bakan Yanik, “Dezavantajli çocuklarin okula devam etmelerini saglamak amaciyla mesleki çalismalar gerçeklestirecegiz. Gerektigi taktirde çocuklar ve ailelerini uygun sosyal hizmet modellerine yönlendirecegiz. Sosyal hizmet müdahalesinde bulundugumuz çocuklar ve ailelerine iliskin bilinçlendirme ve izleme çalismalari yaparak süreci düzenli takip edecegiz, ihtiyaca göre yeni süreç planlamalari da gelistirecegiz” diyerek sözlerini sonlandirdi.

Içisleri Bakani Süleyman Soylu ise söz konusu protokolde dört konu basligi oldugunun bilgisini vererek, “Birincisi: Suç, siddet ve istismar. Ikinci: Bagimlilik ile mücadele. Üçüncüsü: Güvenli egitim iletisimi. Dördüncüsü: Egitim çaginda olan yabanci uyruklu çocuklarin egitim ve güvenlik sorunlari. Arkadaslarimiz o kadar güzel belirlemisler ki karsi karsiya kaldigimiz bütün alanlari belirlemisler ve bunlarin izlemelerine ve takiplerine yönelik ve yapilmasi gereken eylemlere yönelik degerlendirmeleri ortaya koymuslar” dedi.

Soylu, suç, siddet ve istismarin 21. yüzyilin en temel güvenlik problemleri arasinda olduguna dikkati çekerek, “Burada özellikle meselenin önleyicilikle bertaraf edilmesi bir tarafa olay oldugu andan itibaren, hissedilip, anlasilip, tespit edilip durdurulmasi en temel önceliklerimiz bir tanesidir. Gerek ögretmenlerimiz gerek rehber ögretmenlerimiz, bizim medeniyet kodlarimizin en temel garantörleridir. Onlarin dikkati, onlarin ortaya koyacaklari süreç, olaylar olmadan önce engellendigi ama olay hemen ortaya çiktigi zaman dilimi içerisinde müdahale edilip yönetilebilme kabiliyetine sahip olabilmesi. Ardindan ilgili bakanligimizin birimleri ile rehabilite edilmesi ve o olayin tamamen ortadan kaldirilmasina yönelik adimlarin atilmasi, 360 derecenin en önemli zincirleme adimlari olarak nitelendirilmelidir” diye konustu.



“Göç çocuklari bu cografyanin çocuklaridir”

Bagimlilik, uyusturucu, internet bagimliligi ile mücadelenin herkesin katkisiyla gerçeklestirilmesi gerektigini savunan Soylu, “Güvenli egitim iletisimini ve bir travmanin içerisinden gelen göç çocuklari. Çok itiraz ediliyor. Ama bu çocuklar bizim cografyamizin çocuklari. Annelerini, babalarini kaybetmis çocuklar bunlar. Onlari itip, o travmalarin içerisinde kalmalarina seyirci mi olmaliyiz yoksa bir insan olarak onlara elimizi mi uzatmaliyiz? En iyi el uzatma yöntemi egitimdir. Baska bir el uzatma yöntemi yoktur. Bizim Içisleri Bakanligi olarak iki görevimiz var. Biri önleyiciliktir. Temel görevimiz budur. Ikinci görevimiz ise olay olduktan sonra suçu aydinlatma ve adalete teslim etmektir. Ama bizim temel görevimiz önleyiciliktir. Eger seyirci kalirsak, eger toplumu uyarmazsak, eger milletimize dogruyu ve gelecek tehditleri ifade etmeye çalismazsak sürekli olaylarla karsi karsiya kaliriz” dedi.

Protokole Türkiye Belediyeler Birligi (TBB) de destek verdi.

Konusmalarin ardindan Bakan Özer, Bakan Yanik, Bakan Soylu ve TBB Baskani Sahin tarafindan protokol imzalandi.

“Çocuklarin Egitim Süreçlerinin Güvenligine Iliskin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artirilmasina Yönelik Is Birligi Protokolü”, egitim ve güvenlik, yabanci uyruklu çocuklara verilecek egitim ve hizmetler, erken yasta evlendirilmelerinin önlenmesi, okul devamliliginin saglanmasi, koruyucu ve önleyici hizmetler, sosyal faaliyetler ve sportif etkinlikler, kültürel programlar, bilinçlendirme ve farkindalik kazandirma programlari gibi çesitli basliklardan olusuyor.
Kaynak: İHA