Savaşın Rusya'ya maliyeti ne kadar?
Ukrayna'daki savaş akıllara 84 yıl önceki Südet Krizi'ni getirdi. Batılı siyasilerden gelen mesajlar 1938'deki hatadan ders çıkarıldığını gözler önüne seriyor. Peki Rusya'yı yaptırımlar ile 'dizginlemeye' çalışan Avrupa ve ABD başarılı olabilecek mi? Bu soruya Rusya eski maliye bakan yardımcısı Sergey Aleksashenko'dan yanıt geldi. İşte Ukrayna savaşının Moskova'ya maliyeti...
Bundan 84 yıl önce Çekoslovakya, tek bir kurşun bile atılmadan Avrupa haritasından silinmiş, bir yıl sonra ise Avrupa kendisini yirmi ölümcül savaşının içinde bulmuştu. 1938'de bugünkü krize oldukça benzeyen Sudet sorusu İngiliz ve Fransız politikacıların 'pasif adımları' nedeniyle Nazi Almanyası'nın istediği şekilde sonuçlanmış, Berlin ek kurşun atmadan istediği bölgeleri ele geçirmişti.
Ancak İngiltere ve Fransa'nın umduğunun aksine bu Hitler'i kurdurmamış, bir yıl sonra dünya savaşı patlak vermişti. Putin bir Hitler olmasa da Ukrayna'nın doğusundaki Rus azınlığın bahane edilerek bir krizin yaratılması Südet'i akıllara getiriyor. Savaştan günler önce İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace'ın 'havada Münih kokusu var' sözleri batının bu hatasını unutmadığını gözler önüne sermişti.
MÜNİH: 2. DÜNYA SAVAŞI'NI ENGELLEYEMEYEN KONFERANS
Südet Krizi nedeniyle bir Avrupa savaşını önlemek amacı ile gerçekleştirilen konferansta dönemin İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain, Hitler'in istediği her şeyi alarak ayrılmasına göz yummuş ve karşılığında barışı sağladığını belirtmişti. Chamberlain Münih dönüşü elinde Hitler ile imzaladığı anlaşma metnini gazetecilere göstermiş ve kısa süreliğine de olsa ulusal kahraman ilan edilmişti.
Ancak tarih Chamberlain'i haksız çıkarmış, aradan bir yıl geçtikten sonra Batı'nın bu tavrından güç alan Hitler Polonya'yı da işgal etmiş ve İkinci Dünya Savaşı başlamıştı. Bugün batı bu hatasından ders çıkarmışa benziyor. Rusya'ya karşı askeri bir operasyonda uzak durarak yeni bir dünya savaşının çıkmasına müsade etmeyen batılı siyasiler Ukrayna'ya askeri ve insani yardım yaparken, Moskova'yı ise yaptırımlar ile kenara sıkıştırmaya çalışıyor.
UKRAYNA'YA DESTEK, RUSYA'YA YAPTIRIM
Başta ABD ve NATO, Ukrayna'ya asker göndermeyeceğini defalarca dile getirdi. Ancak bu batının Ukrayna'yı yalnız bıraktığı anlamına gelmiyor. Bir süredir Rus işgaline uğrayan ülkeye askeri ve insani yardım yağıyor. Rusya ise küresel bir yaptırım politikası ile karşı karşıya. Pek çok ülke Moskova'ya karşı yaptırım kararı alırken, onlarca şirket de ülkedeki operasyonlarını durdurma kararı aldı.
Peki bu yaptırımların Rusya'ya etkisi ne olacak? Rusya eski maliye bakan yardımcısı Sergey Aleksashenko'ya göre, yaptırımlar Rus vatandaşlarına zarar verecek ama Rus ekonomisini çökertmeyecek. 'Batılı liderler savaşı hemen durdurmayacaklarını biliyorlar, ancak çatışmanın tırmanmasına yardımcı olmak için Rus ekonomisine yeterince zarar vereceklerini umuyorlar' diyen Aleksashenko Al Jazeera için kaleme aldığı makalesinde şu ifadelere yer verdi;
'Peki yaptırımlar ne kadar sert? Kırım'ın ilhakının ve 2014'te Doğu Ukrayna'da savaşın başlamasının ardından Rusya'ya daha önce dayatılanlardan çok daha sertler. Ancak yaptırım mimarları tarafından kasıtlı olarak bırakılan bazı büyük boşluklar göz önüne alındığında, Rus ekonomisine zarar verebilirler, ancak onu ortadan kaldıramazlar.'
'RUSYA'NIN SAVAŞI FİNANSE ETME KABİLİYETİ FELCE UĞRADI'
Michigan Üniversitesi Ross İşletme Okulu'nda profesör ve finans başkanı olan Amiyatosh Purnanandam ise mali yaptırımların geniş kapsamlı etki yaratacağı görüşünde.
Yaptırımın açıklanmasından hemen sonra, rublenin bir günde neredeyse yüzde 30 düştüğüne dikkat çeken Purnanandam şu ifadeleri kullandı;
'Bir ülkenin para birimi değer kaybettiğinde, o ülkenin Merkez Bankası, yerel para birimini satın almak ve döviz piyasasını istikrara kavuşturmak için yabancı rezervlerinden yararlanır. Yaptırımlar bu seçeneği Rusya Merkez Bankası'ndan aldı. Çöken ruble ve istikrarsız bir bankacılık sistemi ile yaptırımlar, Rus hükümetinin savaşı finanse etme kabiliyetini gerçekten felce uğrattı.'
YAPTIRIMLAR KÜRESEL EKONOMİYİ NASIL ETKİLEYECEK?
'Bu kriz hakkında kesin olarak söyleyebileceğimiz tek şey, ileriye dönük çok fazla belirsizliğin olduğu ve finansal piyasaların belirsizlikten nefret ettiğidir' diyen Purnanandam krizin halihazırda pandemi ile zirve yapan belirsizliğe katkı sağladığı görüşünde.
Purnanandam, 'Basitçe söylemek gerekirse, işletmeler için sermaye maliyetinin artacağı ve yatırımcıların riskten kaçınacağı bir dünyaya gireceğimiz konusunda bir endişe var' ifadelerini kullandı.
SAVAŞIN MOSKOVA'YA MALİYETİ NE KADAR?
Center for Economic Recovery ve EasyBusiness tarafından yürütülen araştırma savaşın ilk beş günün Rusya'ya maliyetinin 7 milyar dolar olduğunu açıklamıştı. 'Yaptırımların bir sonucu olarak, Rusya'nın finans sektörünün onarılamaz kayıplara uğradı' denilen araştırmada savaşın Moskova'ya maliyetinin kısa vadede 20 milyar doları aşmasının hayli muhtemel olduğunun altı çizildi.
Bu elbette Rusya'nın maruz kalacağı 'zararın' sadece bir kısmı. Rus şirketleri hızla piyasa değerini kaybediyor ve devlet tahvillerinin ticaretine getirilen yeni sınırlamalar ve merkez bankası varlıklarının dondurulmasıyla birlikte makro istikrarı sürdürmek Moskova için oldukça zor bir hale geliyor.
Uzmanlar yüksek teknolojili ürünlerin ithalatının yasaklanmasının orta ve uzun vadede değer zincirlerini etkileyeceğinin altını çiziyor. Bunun enflasyona ve satın alma gücünün azalmasına yol açarak milyonlarca Rusya vatandaşını yoksulluğa iteceği belirtiliyor.
Ancak İngiltere ve Fransa'nın umduğunun aksine bu Hitler'i kurdurmamış, bir yıl sonra dünya savaşı patlak vermişti. Putin bir Hitler olmasa da Ukrayna'nın doğusundaki Rus azınlığın bahane edilerek bir krizin yaratılması Südet'i akıllara getiriyor. Savaştan günler önce İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace'ın 'havada Münih kokusu var' sözleri batının bu hatasını unutmadığını gözler önüne sermişti.
MÜNİH: 2. DÜNYA SAVAŞI'NI ENGELLEYEMEYEN KONFERANS
Südet Krizi nedeniyle bir Avrupa savaşını önlemek amacı ile gerçekleştirilen konferansta dönemin İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain, Hitler'in istediği her şeyi alarak ayrılmasına göz yummuş ve karşılığında barışı sağladığını belirtmişti. Chamberlain Münih dönüşü elinde Hitler ile imzaladığı anlaşma metnini gazetecilere göstermiş ve kısa süreliğine de olsa ulusal kahraman ilan edilmişti.
Ancak tarih Chamberlain'i haksız çıkarmış, aradan bir yıl geçtikten sonra Batı'nın bu tavrından güç alan Hitler Polonya'yı da işgal etmiş ve İkinci Dünya Savaşı başlamıştı. Bugün batı bu hatasından ders çıkarmışa benziyor. Rusya'ya karşı askeri bir operasyonda uzak durarak yeni bir dünya savaşının çıkmasına müsade etmeyen batılı siyasiler Ukrayna'ya askeri ve insani yardım yaparken, Moskova'yı ise yaptırımlar ile kenara sıkıştırmaya çalışıyor.
UKRAYNA'YA DESTEK, RUSYA'YA YAPTIRIM
Başta ABD ve NATO, Ukrayna'ya asker göndermeyeceğini defalarca dile getirdi. Ancak bu batının Ukrayna'yı yalnız bıraktığı anlamına gelmiyor. Bir süredir Rus işgaline uğrayan ülkeye askeri ve insani yardım yağıyor. Rusya ise küresel bir yaptırım politikası ile karşı karşıya. Pek çok ülke Moskova'ya karşı yaptırım kararı alırken, onlarca şirket de ülkedeki operasyonlarını durdurma kararı aldı.
Peki bu yaptırımların Rusya'ya etkisi ne olacak? Rusya eski maliye bakan yardımcısı Sergey Aleksashenko'ya göre, yaptırımlar Rus vatandaşlarına zarar verecek ama Rus ekonomisini çökertmeyecek. 'Batılı liderler savaşı hemen durdurmayacaklarını biliyorlar, ancak çatışmanın tırmanmasına yardımcı olmak için Rus ekonomisine yeterince zarar vereceklerini umuyorlar' diyen Aleksashenko Al Jazeera için kaleme aldığı makalesinde şu ifadelere yer verdi;
'Peki yaptırımlar ne kadar sert? Kırım'ın ilhakının ve 2014'te Doğu Ukrayna'da savaşın başlamasının ardından Rusya'ya daha önce dayatılanlardan çok daha sertler. Ancak yaptırım mimarları tarafından kasıtlı olarak bırakılan bazı büyük boşluklar göz önüne alındığında, Rus ekonomisine zarar verebilirler, ancak onu ortadan kaldıramazlar.'
'RUSYA'NIN SAVAŞI FİNANSE ETME KABİLİYETİ FELCE UĞRADI'
Michigan Üniversitesi Ross İşletme Okulu'nda profesör ve finans başkanı olan Amiyatosh Purnanandam ise mali yaptırımların geniş kapsamlı etki yaratacağı görüşünde.
Yaptırımın açıklanmasından hemen sonra, rublenin bir günde neredeyse yüzde 30 düştüğüne dikkat çeken Purnanandam şu ifadeleri kullandı;
'Bir ülkenin para birimi değer kaybettiğinde, o ülkenin Merkez Bankası, yerel para birimini satın almak ve döviz piyasasını istikrara kavuşturmak için yabancı rezervlerinden yararlanır. Yaptırımlar bu seçeneği Rusya Merkez Bankası'ndan aldı. Çöken ruble ve istikrarsız bir bankacılık sistemi ile yaptırımlar, Rus hükümetinin savaşı finanse etme kabiliyetini gerçekten felce uğrattı.'
YAPTIRIMLAR KÜRESEL EKONOMİYİ NASIL ETKİLEYECEK?
'Bu kriz hakkında kesin olarak söyleyebileceğimiz tek şey, ileriye dönük çok fazla belirsizliğin olduğu ve finansal piyasaların belirsizlikten nefret ettiğidir' diyen Purnanandam krizin halihazırda pandemi ile zirve yapan belirsizliğe katkı sağladığı görüşünde.
Purnanandam, 'Basitçe söylemek gerekirse, işletmeler için sermaye maliyetinin artacağı ve yatırımcıların riskten kaçınacağı bir dünyaya gireceğimiz konusunda bir endişe var' ifadelerini kullandı.
SAVAŞIN MOSKOVA'YA MALİYETİ NE KADAR?
Center for Economic Recovery ve EasyBusiness tarafından yürütülen araştırma savaşın ilk beş günün Rusya'ya maliyetinin 7 milyar dolar olduğunu açıklamıştı. 'Yaptırımların bir sonucu olarak, Rusya'nın finans sektörünün onarılamaz kayıplara uğradı' denilen araştırmada savaşın Moskova'ya maliyetinin kısa vadede 20 milyar doları aşmasının hayli muhtemel olduğunun altı çizildi.
Bu elbette Rusya'nın maruz kalacağı 'zararın' sadece bir kısmı. Rus şirketleri hızla piyasa değerini kaybediyor ve devlet tahvillerinin ticaretine getirilen yeni sınırlamalar ve merkez bankası varlıklarının dondurulmasıyla birlikte makro istikrarı sürdürmek Moskova için oldukça zor bir hale geliyor.
Uzmanlar yüksek teknolojili ürünlerin ithalatının yasaklanmasının orta ve uzun vadede değer zincirlerini etkileyeceğinin altını çiziyor. Bunun enflasyona ve satın alma gücünün azalmasına yol açarak milyonlarca Rusya vatandaşını yoksulluğa iteceği belirtiliyor.