En 'Baba' Üniversiteliler

Türkiye’nin farkli illerinde yasayan yaslari 43 ile 45 arasinda degisen 3 kafadar, üniversite sinavina girerek Akdeniz Üniversitesi Serik Gülsün Süleyman Süral MYO Optisyenlik bölümünü kazandi. Tesadüfen kazandiklari bölüm sayesinde bir araya gelen kafadarlarin kimisi babasinin dükkaninda optisyen bulamadigi, kiminin ise çocuklarina örnek olmak için üniversite kazandi.

En 'Baba' Üniversiteliler


Serik ilçesinde farkli illerinden gelip optisyenlik bölümünü kazanan üç kafadar ögrenci, okulda ki yasamlari ile diger ögrencileri de okumalari için tesvik ediyor. Akdeniz Üniversitesi Serik Gülsün, Süleyman Süral Meslek Yüksekokulu optisyenlik bölümünde ögrenim gören 43 ve 45 yaslarinda olan üç ögrenciden ayni zamanda psikolog olan Mustafa Özkan, babasinin isyerinde ki optik magazasinda çalistiracak optisyen bulamayinca üniversite sinavina girdi ve 45 yasinda üniversiteli oldu. Kendi yasiti arkeolog Ercüment Muallaoglu ise kizina üniversitede okumayi tesvik etmek amaciyla girdigi sinavi kazanarak üniversiteli oldu. Yine Konya’dan gelen 43 yasinda ki biyolog Bünyamin Gürlek ise çocuguna iyi bir alt yapi saglamak için girdigi sinavda basarili olup üniversiteli oldu. Ayni kusaktan olan üç arkadas okulda birbirlerine destek olup, ders çalisma konusunda tesvik ediyorlar.

“Üniversitede 6. Bölümüm”

Babasinin optik magazasinda çalisan bayanin hamile olmasindan dolayi isyerinde çalistiracak optisyen bulamadiklari için kayinbiraderlerine okumalarin önerdigini ve onlarinda okumak istemesinden dolayi kendisinin üniversite sinavina girdigini belirten Mustafa Özkan,"Pandemi dönemi öncesinde arkadasimla birlikte psikoloji merkezimiz vardi. Babamin optik magazasi var. Optisyen hamile oldugu için ayrildi. Üç tane kayinbirader var benim. Hiçbiri okuyasi gelmedi. Ben de onlara biraz kizdigim için üniversite sinavina girdim. Bu benim 6. bölümüm üniversitede. Optik magazasinda çalistiracak eleman bulamayinca o nedenle burayi tercih ettim. Ilk yil okula gelmedim. Uzaktan egitim oldugu zaman pandeminin ikinci bölümünde bir yil uzaktan egitim, bu yilda uygulamali egitime katiliyorum. Dösemealti’nda oturuyorum. Yaklasik 130 km. her gün gidip gelmekteyim. Okul arkadaslarimin beni iyi karsiladigini düsünüyorum. Herkese ders çalismayi tesvik ediyorum. Kendi çocuklarim için de iyi bir örnek çünkü. Evde dört tane ögrenciyiz. Esim de ögretmen ayni zamanda farkli bir bölümde ögrenimine devam ediyor. Çocuklarla birlikte 4 tane ögrenciyiz evde. Burada benim akran üç tane arkadasim var, arkeolog ve biyolog. Kendi kusagimiz olunca birbirimize destek olup, birbirimize ders çalisma konusunda tesvik ediyoruz. Hem de genç arkadaslarini enerjisinden faydalaniyoruz. Onlarla olmak ruhumuzu gençlestiriyor" dedi.



“Kizima örnek olmak için yaptim”

Kendisinin 45 yasinda üniversiteyi kazanmasiyla kizinin da okuma azminin arttigini anlatan Ercüment Muallaoglu, "Geçen sene bu okula basladim. Kizim üniversite sinavina girecekti, ona örnek için ben girdim ve burayi kazandim. Burayi tercih ettim ve kazaninca gurur duydum. Kizim benimle birkaç kez benimle okula gelmek istedi. Bende onu buraya getirip üniversitenin nasil bir yer oldugunu ögrenmesini istedim. Görünce bence üniversiteyi kazanma azmi artti. Pandemi döneminde egitimin çok zor oldugunu belirten Muallaoglu, " Esim ögretmen ve ben ögrenci oldum. Yine kizim ve oglumda ögrenci. Online olarak derslere girmek zorunda kaldik. Herkes evin bir kösesinde ders görüyordu. Tabi ki sesler ve görüntüler karisiyordu. Çok ugrastik ama zevkliydi. Söyle zevkli okumak bir seylerle ugrasmak insani her zaman aktif tutuyor ve gençlestiriyor" seklinde konustu.



“Ogluma alt yapi hazirlamak istedim”

Üniversiteyi kazaninca annesinin "ne gerek vardi" dedigini fakat esi tarafindan büyük destek gördügünü anlatan Bünyamin Gürlek, "Burada arkadaslarla optisyenlik egitimi aliyoruz. Mustafa ve Ercüment bey gibi yasit arkadaslarimiz var. Onlarla bu egitimi almaya çalisiyoruz. Bir zaman sonra böyle bir okul okuma sebebimiz ise, daha önce sanayide bir fabrikada çalisiyordum. Biyoloji ögretmenligi yaptim ve bir alt yapim var. Dolayisiyla çokta fazla zorlanmayacagimi düsünerek böyle bir bölüm tercih ettim. Benim küçük bir oglum var ona da bir alt yapi hazirlamak istedim. Bu sekilde optisyenlik gibi bir isyeri açabilirsem onun içinde ileride bir kolaylik olabilir bir düsüncen oldu. Üniversiteyi kazaninca annem, "ne gerek vardi" dedi.

Fakat ben israr ettim. Esim destekledi sag olsun bu konuda. Iki tane oglum var ikisiyle de bazen not yaristirma seklinde aksiyon oldu. Not öyle alinmaz böyle alinir diyerek onlarin içinde iyi bir tesvik oluyor" diye konustu.



“Dersler verimli geçiyor”

Yetiskin ögrencilerin azmi gençlerin yetismesine katki sagladigini belirten optisyenlik programi Egitim görevlisi Selçuk Oktay Solakçi, "Bizim her dönem ögrenciler arasinda aslinda yetiskin ögrencilerimiz mevcut. Onlarla ders yapmak ayri bir zevk. Çünkü onlar ögrenmenin bilinci içerisinde. Içlerinde 4 yada 5 üniversite okumus ögrenciler oluyor. Onlar dogrudan ögrenme odakli geldikleri için kurguluyorlar, arastiriyorlar ve çalisip geliyorlar. Bu yüzden çok verimli geçiyor derslerimiz. Gençler açisindan baktigimiz zaman tablo daha da güzel oluyor. Çünkü onlari da tesvik ediyorlar. Ders çalismaya yönlendiriyorlar. Örnek hareketler yaparak onlarin yetismesine katki sagliyorlar" dedi.



“Birbirimize çok sey katiyoruz”

Ayni bölümde ögrenim gören Fatma Mizrak ise, "Ben üç abimizi de çok seviyorum. Çünkü bütün sinif arkadaslarimda ayni duygulari paylasiyordur eminim. Biz akademik anlamda dersler ve sosyal anlamda onlarla sürekli iletisim ve sohbet halindeyiz. Onlar bize, biz onlara çok sey katiyoruz. Yeni insanlar tanimakta güzel. Bu yüzden çok güzel bir duygu" ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA