7 Yil Oldu Ama Acisi Hiç Dinmedi
İçel’in Tarsus ilçesinde 11 Subat 2015’te bindigi minibüste vahsice öldürülen üniversite ögrencisi Özgecan Aslan’in acisi, yillar geçse de hiç dinmiyor. Katledilisinin üzerinden 7 yil geçmesine karsin hala kadin cinayetlerinin simgesi olan Özgecan’i bir an olsun akillarindan çikarmayan Aslan ailesi, kizlarinin acisiyla yasiyor. Özgecan’i anmadiklari bir an bile olmadigini vurgulayan baba Mehmet Aslan, “Kizim sonsuza kadar yasayacak. Bütün gönüllerde, bütün sinelerde var olacak. Buna inaniyorum” dedi.
Çag Üniversitesi ögrencisi Özgecan Aslan, 7 yil önce Tarsus’taki okulundan evine dönmek üzere bindigi minibüste vahsice katledildi. Kizlarinin İçel’deki eve dönmemesi üzerine polise basvuran Aslan ailesi, iki gün sonra aldiklari haberle yikildi. Özgecan’in cesedi 13 Subat 2015 tarihinde Tarsus-Ankara karayolu Çamalan köyündeki Cin Deresi’nde yanmis halde bulundu. Özgecan, 14 Subat 2015’te İçel ve farkli illerden gelen binlerce kisinin katilimiyla son yolculuguna ugurlandi. Bindigi minibüste tecavüze direnirken hunharca katledilen 19 yasindaki Özgecan’in davasi, sadece Türkiye’ye degil tüm dünyaya mal oldu. Özgecan, tüm kadin örgütlerini harekete geçirirken, katilleri olan 3 saniga verilen indirimsiz agirlastirilmis müebbet hapis cezasiyla da benzer davalarda emsal oldu.
“Kizimizi düsünmedigimiz, anmadigimiz bir an yok”
Aslan ailesi, 7’nci ölüm yil dönümünde kizlari Özgecan’i mezari basinda anmak için yasadiklari Izmir’den İçel’e geldi. Baba Mehmet Aslan ve anne Songül Aslan, yarin gerçeklestirecekleri mezar ziyareti öncesinde basin mensuplariyla bir araya geldi.
Baba Mehmet Aslan, Özgecan’in katledilmeden önce yasadigi evde yaptigi açiklamada, 7 yildir acilarinin hiç dinmedigini söyledi.
Aslan, “Kizimizi düsünmedigimiz, anmadigimiz bir an yok. Ne zaman sokaga çiksak, evde sohbet etsek, televizyon izlesek, ne zaman bir genç kiz görsek, evlenen bir çift görsek hep Özge aklimiza geliyor. Özge’min Özgecan gibi öldürülen, katledilen kadinlarimizin maalesef gelecekleri çalindi, gelecekleri çaliniyor. Kadinlarin geleceklerinin çalinmasi, katledilmesi, siddete maruz kalmasi demek; çocuklarin büyüyememesi, sevginin, sefkatin, hosgörünün katledilmesi demek. Kadinin yok edilmesi demek, ülkenin geleceginin yok edilmesi demek. Maalesef bu zor zamanlarin üstüne bir de kadin siddetinden dolayi çekilen acilar, sikintilar bu yükü katmerli hale getirmistir” diye konustu.
Kadina siddetinin önüne geçilebilmesi için yüksek akil sahibi, devleti yöneten kisilerin çare bulmalari gerektiginin altini çizen baba Aslan, “Insanlik için, bütün dünya için her seyin basinda adalet gelir. Önce adaletli olacagiz, sonra birbirimize sevgiyle yaklasacagiz, sevecegiz, saygi duyacagiz. Birbirimizin haklarina riayet edecegiz. Gerisi zaten ilim, akil, gönül olan insanlarin dogal bir sekilde sosyal yapida, kültürümüzde, kadim kültürümüzde var olan yasayisimizla kendiliginden her sey hallolacak” ifadelerini kullandi.
“Kizim sonsuza kadar yasayacak”
Özgecan’in bir sembol oldugunun altini çizen ve çok özel bir çocuk oldugunu belirten Aslan, “Özgecan, gerçekten sevgi doluydu. Kizim sonsuza kadar yasayacak. Bütün gönüllerde, bütün sinelerde var olacak. Buna inaniyorum” dedi.