Orhan Hakalmaz Açiklamasi 'Türk Halk Müzigini Devlet Korumali, Türküler 'Sit Alani' Ilan Edilmeli'

Türk halk müziginin güçlü seslerinden Orhan Hakalmaz, “Türk halk müzigini devlet korumalidir. Çünkü o halkin ortak malidir. ‘Sit alani’ ilan edilmelidir” dedi.

Orhan Hakalmaz Açiklamasi 'Türk Halk Müzigini Devlet Korumali, Türküler 'Sit Alani' Ilan Edilmeli'
Samsunlu sanatçi Orhan Hakalmaz, Türk halk müziginin dününe, bugününe, yarinina ve Türkülerin halk kültüründeki yerine kadar daha birçok konuyu degerlendirdi. Türk halk müziginin içine dogdugunu dile getiren Orhan Hakalmaz, “Kendimi bildigimde elime baglama, saz çalip türkü söylüyordum. Çocuklugumda en çok söyledigim türküler olarak ‘Vay Gülüm Deniz Dalgasiz Olmaz’, ‘Vardim Hint Eline’, ‘Ay Aksamdan Isiktir Yaylalar’i hatirliyorum. 6 yasimda, Allah rahmetiyle muamele eylesin, babam kucagima baglamayi vermis. 8 yas civarinda artik baglamayla türkü çalabiliyordum. Ilk çaldigim türkü ‘Al Mendili Mendili Kiz Sever Karanfili’ türküsüydü” ifadelerini kullandi.

“Yüzde yüz örnek olarak gördügüm kimse yoktu” diyen Orhan Hakalmaz, Samsun Büyüksehir Belediyesi’nin video ve ses içerikli interaktif dergisi Samsun E-Dergi’nin 6. sayisina verdigi röportajda söyle konustu:

“Ancak, birçok iyi sanatçidan faydalandim. Rahmetli Yildiray Çinar, Orhan Gencebay ilk aklima gelen isimler. Ama örnek olarak adlandirmak gerekirse, rahmetli Nida Tüfekçi hocam en büyük örnek aldigimiz isimdi. Türk halk müzigini devlet korumalidir. Çünkü o halkin ortak malidir. Sahibi belli degildir demek, aslinda sahibi hepimiziz demektir. Sahis mali degildir. Sahis mali oldugunda zaten sahis kendi bestesini, malini korur. Ancak halkin mali olursa, kamu malini devlet korumalidir. Kültür ve Turizm Bakanligi, Türk halk müziginin olmazsa olmazi yörelere ait tavirlarla çalip söylenmesini koruma altina almalidir. Yanlis ve her türlü deforme edici yorumlari engellemeli ve o icracilara izin vermemelidir. ‘Sit alani’ ilan edilmelidir. Nasil ki Topkapi Sarayi, Sultanahmet Camii hepimize aitse, türküler de hepimize aittir. Herkes aklina estigi gibi türküleri yorumlamamalidir. Degisime direnmemeli, soruda söylediginiz gibi teknolojide ilerlemeler, yeni aletler var. Nesil degistikçe duyumlar degisiyor, daha iyi enstrümanlar, daha iyi ses sistemleri vs. Ama asla türkülerin özüyle oynanmamalidir. Ben bunu söyle örnekliyorum: Herhangi bir Anadolu yemegi, mesela manti, orijinaliyle oynamayacak ancak sunumunu güzel yapacagiz. Masa, tabaklar temiz, güzel örtüler, masada birkaç çiçek, her sey görüntüde mükemmel. Bunlarla oynanabilir. Ancak manti, manti olacak, yorum katilmayacak.”

Türkülerin genlerde olduguna inandigini ifade eden Orhan Hakalmaz, “Ben türkülerin genlerimizde olduguna inaniyorum. Türkü bizim için yemektir, içmektir, yasamin ta kendisidir. Biz, içimizi türkülere dökmüsüz, türkülerle aglayip türkülerle gülmüsüz diye sevdigim bir dize vardir. Annelerimiz bizi besiklerde ninnilerle uyuturlar, o ninniler de türküdür. Herkes kendinden bir seyler bulabilir türkülerde. Çünkü türküler gerçektir, yapay degildir. Ben herkesin sanatla ilgilenmesi gerektigini düsünen biriyim. Sanat insanin kabaliklarini yontar. Hissiyatini gelistirir. Hayata bakisini farklilastirir gibi birçok faydasini sayabiliriz. Ayrica, çocuga özgüven verir. ‘Ben baglama çaliyorum’ diyebilmek, çocuk için önemli bir özgüven vesilesidir diye düsünmekteyim” diye konustu.

Kaynak: İHA