TCMB Baskani Kavcioglu'ndan Bankacilik Sektörüne Iliskin Mesaj

TCMB Baskani Sahap Kavcioglu, “Mevduat dagiliminda Türk lirasi güçlenirken, finansal sistemin yurt disi fonlamaya bagimliligi azalmaktadir. Bankacilik sektörünün, likidite, kârlilik ve sermaye yeterliligi göstergelerindeki olumlu görünüm de güçlenerek devam etmektedir” dedi.

TCMB Baskani Kavcioglu'ndan Bankacilik Sektörüne Iliskin Mesaj


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasi (TCMB), yilin ikinci finansal istikrar raporunu açikladi.

Finansal istikrar raporunun önsözünde açiklamalari yer alan Merkez Bankasi Baskani Sahap Kavcioglu, bankacilik sektörünün, likidite, kârlilik ve sermaye yeterliligi göstergelerindeki olumlu görünümün güçlenerek devam ettigini ifade etti.



Kavcioglu son dönemde alinan tedbirlerin firma ve hanehalki bilanço dengelerini güçlendirdigini, Türk lirasi cinsinden varlik ve fonlama talebini artirdigini vurgulayarak, "Sermaye piyasalarina katilim yayginlasirken, finansal sistemde bankacilik sektörünün yükü hafiflemekte ve finansal derinlesme sayesinde sermaye araçlarinin tabana yayilmasi desteklenmektedir. Güçlenen hanehalki ve reel sektör bilançolarinin da destegi sayesinde, bankacilik basta olmak üzere finansal kesimin aktif kalitesi de tarihsel olarak en iyi seviyesindedir. Tüm bu gelismeler, sistemdeki temel risk unsurlarindan olan ve kalici fiyat istikrarini yakalamamizin önündeki engellerin basinda gelen para ikamesini azaltarak Türk lirasini sistemin asli unsuru yapmayi amaçlayan liralasma adimlarimiz neticesindedir. Hem iç hem de dis dengeleri gözeterek yürüttügümüz bu süreç, belli bir olgunluga ulasmis ve ilk neticelerini vermeye baslamistir. Bu adimlarin kamuoyu tarafindan takibi ve daha iyi anlasilmasi açisindan da raporumuz önem arz etmektedir. Raporumuzda liralasma uygulamalari ve etkilerine iliskin degerlendirmelerimizi de aktarmaktayiz" ifadelerine yer verdi.

Yazisinda TCMB’nin fiyat istikrarinin sürdürülebilir bir çerçevede saglanmasi amaciyla finansal sistemin hem aktif hem de pasif tüm kalemleri ile kalici sekilde liralasmasini saglamayi amaçladigini belirten Kavcioglu, "Bu amaç dogrultusunda gelistirdigi politikalar kredi büyümesi, kredi kompozisyonu ve finansal sistemin fonlama yapisini finansal istikrar ve kalici fiyat istikrari ile daha uyumlu hale getirmektedir. KOBI, ihracat ve yatirim kredilerinin büyümesi ve payi diger nitelikteki kredilerden olumlu yönde ayrismaktadir. Ayrica, mevduat dagiliminda Türk lirasi güçlenirken, finansal sistemin yurt disi fonlamaya bagimliligi azalmaktadir. Bankacilik sektörünün, likidite, kârlilik ve sermaye yeterliligi göstergelerindeki olumlu görünüm de güçlenerek devam etmektedir. Tüm bu gelismeler, ekonomimizi ve finansal sektörü olasi risklere karsi daha korunakli hale getirirken, alinan tedbirlerin kararlilikla uygulanmasinin önemini vurgulamaktadir. Böylelikle, yatirim, üretim ve istihdam artisinin sürdürülebilir bir sekilde devami için uygun politika çerçevesi ve aktarim mekanizmasi saglikli bir sekilde olusacaktir. Bu çerçevede, finansal istikrara iliskin güncel durum ve görünüm konusunda degerlendirmelerimize yer verdigimiz Finansal Istikrar Raporumuzun 35’inci sayisinin tüm paydaslarimiz için faydali olmasini ümit ederim" cümlelerini kullandi.

Genel degerlendirme

Raporun genel degerlendirmesinde gelismis ülkelerde resesyon beklentilerinin artmasi nedeniyle küresel iktisadi faaliyetin yavasladigi, ülkelerin iktisadi büyüme ve enflasyon görünümlerindeki farkliliklara bagli olarak merkez bankalarinin para politikasi adimlarinda ve iletisimlerinde ayrisma gözlendigi belirtilerek, “Gelismis ülkelerin uzun vadeli tahvil getirilerindeki oynaklik ve fonlama maliyetlerindeki artis, gelismekte olan ülkelere yönelen portföy akimlarina iliskin riskleri canli tutmaktadir” denildi.

Türkiye’de emsal ülkelere göre oldukça düsük olan hanehalki borçlulugunun, son 10 çeyrek boyunca kesintisiz azalmaya devam ettiginin belirtildigi raporda su ifadelere yer verildi:

“Finansal riskleri azaltan bu duruma ilave olarak, hanehalki borçlulugunun büyük ölçüde sabit gelirli kesime ait olmasi hanehalkinin borç ödeme performansina iliskin göstergeleri daha da güçlendirmektedir. Hanehalkinin finansal varliklarindaki güçlü artis devam ederken, varlik kompozisyonunda TL’nin payi TCMB’nin liralasma stratejisinin yansimasi sonucu artmaktadir. Hanehalki varliklarinda TL mevduata dönüsümü tesvik eden uygulamalarin da destegiyle finansal sistemde TL mevduatin payi artarken, alternatif ürünler ve yurt içi sermaye piyasalarinda TL lehine gelisen dinamikler YP mevduat tercihini azaltmaktadir. Hanehalkinin mevduat disi finansal varliklara ilgisinin artmasi finansal araçlarin tabana yayilmasi açisindan olumlu bir gelisme olarak degerlendirilmektedir.

Reel sektörün finansal varliklari, yükümlülüklerine göre daha güçlü artisini sürdürmekte; likidite, kârlilik ve borç ödeme göstergeleri olumlu seyretmektedir. Kur ve emtia fiyatlarindaki gelismeler ve enflasyonist baskilar, firmalarin isletme sermayesi ihtiyacini ve finansal yükümlülüklerini artirmistir. Firma varliklari ise canli seyreden iktisadi faaliyetle birlikte artan ciro ve kârliliklar ile desteklenmektedir. Reel sektör firmalari YP borçlarini azaltmaya devam ederken, kur riski görünümündeki iyilesme sürmektedir. Diger taraftan, firmalarin yurt disi finansmana erisimi ve dis borç yenileme oranindaki yüksek seviye korunmaktadir. Reel sektör firmalarinin kârliligi, güçlü seyreden iktisadi faaliyet, ihracat ve stok yeniden degerlemelerinin etkisiyle artmaktadir. Firmalarin borç ödeme kabiliyetine ve likiditesine yönelik göstergelerdeki iyilesme korunmaktadir. Makroihtiyati düzenlemelerin katkisiyla ihracat ve yatirim orani daha yüksek olan imalat sektörü firmalarinin kredilerden aldigi pay artmaya devam etmektedir.

Bankacilik sektörünün tarihsel olarak en güçlü seviyesine ulasan aktif kalitesi göstergeleri daha da iyilesmektedir

TL firma kredileri toplam kredilerde sürükleyici olurken, 2022 yili Nisan ayi ve sonrasinda alinan makroihtiyati tedbirler kredi büyümesindeki ivmelenmeyi sinirlandirmistir. Firmalarin yükselen emtia fiyatlariyla artan isletme sermayesi ve stok finansman ihtiyaci TL firma kredisi talebinin güçlü kalmasina neden olurken, makroihtiyati politikalarin katkisiyla KOBI, ihracat ve yatirim kredilerinin büyümesi ve kredilerdeki payi olumlu yönde ayrismaktadir. Bu gelisme büyüme kompozisyonunda sürdürülebilir bilesenlerin payinin artmasina, istihdamin güçlenmesine ve yapisal cari açigin azaltilmasina katki vermektedir. Kredilerin yatirim, ihracat ve potansiyel büyümeyi destekleyecek sekilde iktisadi faaliyetle bulusmasi büyük önem arz etmekte olup, alinan tedbirlerin etkileri yakindan takip edilmektedir. Bireysel kredi büyümesi ise Haziran ayinda konut kredileri kredi/deger oranina ve ihtiyaç kredi vadelerine yönelik sikilastirici önlemlerin katkisiyla ilimli seyretmektedir. Parasal aktarim mekanizmasinin etkinligini artirmak amaciyla uygulamaya alinan TL ticari kredi faiz oranlarina göre menkul kiymet tesis edilmesine yönelik düzenleme sonrasinda politika faiz orani ile TL ticari kredi faiz orani arasindaki makas kapanmaktadir.

Bankacilik sektörünün tarihsel olarak en güçlü seviyesine ulasan aktif kalitesi göstergeleri daha da iyilesmektedir. Nominal kredi büyümesinin yani sira TGA ilavelerindeki ilimli seyrin katkisiyla TGA oranindaki azalis egilimi devam etmekte olup, söz konusu iyilesme kredi türlerinin geneline yaygin olarak görülmektedir. Bireysel ve firma TGA tahsilatlarinin TGA bakiyesine orani geçmis dönem ortalamasinin üzerindedir. Yakin izlemedeki kredi oranindaki iyilesme devam etmektedir. Yakin izlemedeki kredilerin önemli bir kisminin gecikmesi olmayan kredilerden olusmasi ve bankalarin ihtiyatlilik geregi salgin döneminden itibaren tüm kredi siniflari için yüksek oranlarda karsilik ayirmalari aktif kalitesine iliskin riskleri sinirlamaktadir.

Bankacilik sektörünün YP dis borcu azalmaya devam ederken güçlü YP likidite tamponlarinin korunmasi likidite soklarina karsi bankalarin dayanikliligini artirmaktadir. Küresel finansal kosullardaki sikilasma ve jeopolitik riskler nedeniyle dis borç maliyetleri yükseltmis olmakla beraber, bankalar güçlü bir borç geri ödeme ve yenileme performansi sergilemistir. Azalan dis borca karsin bankalar, döviz likiditelerini yüksek düzeyde tutmaktadir. Bu durum olasi soklara karsi sistemin direncini güçlü kilmaktadir. Bilançolardaki liralasma ile TL mevduatta gerçeklesen güçlü büyüme genel likidite görünümünü desteklerken, TL kredi büyümesi TL mevduat büyümesinin gerisinde seyretmektedir.

Bankalarin faiz riski sinirli düzeyde olup, bilanço yapilari faiz soklarini yönetebilecek yüksek kapasiteye sahiptir. Bankalarin TL aktiflerinin ortalama vadesi bankalarin sabit faizli uzun vadeli menkul kiymetlere yönelmesi ile son aylarda bir miktar yukari yönlü hareketlenmistir. Bankalarin degisken faizli kredi artisi sürerken, degisken faizli TL menkul kiymetlerin bilançodaki payi son Rapor döneminde azalis göstermistir. Kredilere ve mevduata iliskin devreye alinan menkul kiymet düzenlemelerinin bilançoya etkisi sinirlidir. Bankalar agirlikli olarak uzun YP pozisyona sahip iken, uzun pozisyon fazlasi tasiyan bankalarin sayisi artmakta ve aktif büyüklügü paylari yüksek seyretmektedir.

Bankacilik sektörünün sektör geneline yaygin güçlü kârlilik performansi sermaye yeterliligini desteklemektedir. Sektörün güçlü kârlilik performansinda, kredi mevduat faiz marji, TÜFE’ye endeksli menkul kiymet getirileri ile kredi büyümesinden gelen hacim etkisi belirleyici olmustur. Aktif kalitesi görünümünün olumlu seyretmesi kârliligi desteklerken, bankalarin ihtiyatlilik geregi serbest karsiliklarini artirmalari kârliligi sinirlandirmistir. Bankacilik sektörünün sermaye yeterlilik oranlari (SYR), düzenleme etkilerinden arindirildiginda dahi yasal sinirlarin üzerinde kalmaya devam etmektedir. Öte yandan, bankalarin yasal sinirlarin üzerinde tuttuklari fazla sermaye yil sonuna göre artis göstermistir. Sermaye tamponlari bankalarin beklenmeyen kayiplari karsilayabilmesi ve stres dönemlerinde ekonominin ihtiyaç duydugu finansmanin sürdürülmesi açisindan önem arz etmektedir.”
Kaynak: İHA