Cumhurbaskani Erdogan Açiklamasi 'Türkçe Bizim Anadilimizdir, Ata Mirasimizdir, Istikbal Güvencemizdir'

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, “Elbette her lisan kendi içinde estetikle örülmüs bir siirdir adeta. Hiç süphesiz kendi dilimiz, Türkçemiz bir baska güzeldir. Çünkü Türkçe bizim anadilimizdir, ata mirasimizdir, istikbal güvencemizdir. Türkçenin her bir kelimesi bizim için paha biçilmez bir mücevher gibidir” dedi.

Cumhurbaskani Erdogan Açiklamasi 'Türkçe Bizim Anadilimizdir, Ata Mirasimizdir, Istikbal Güvencemizdir'
Cumhurbaskani Erdogan, Yunus Emre Yili Görsel ve Isitsel Medyada Dogru Türkçe Kullanimi Ödül Töreni’ne katildi.

Ödül töreninde konusan Cumhurbaskani Erdogan, Yunus Emre’yi gündeme getirdikleri için Radyo Televizyon Üst Kurulu, Türk Dil Kurumu ve Yunus Emre Enstitüsü yönetimlerine tesekkür ederek “Tevfik Ileri’nin gençlerle yaptigi bir hasbihalde ‘kahramanlik nedir’ sorusuna verdigi su cevapla baslamak istiyorum; Yunus Emre ömrü boyunca belki de silah bile kusanmadi. Karacaoglan ömrü boyunca belki de hiç yumruk bile sikmadi, belki de kimseye fiske bile vurmadi. Sadece elindeki tezene ile sazinin telleri üzerinde gezinip durdu. Haci Bayram Veli de öyle, Hazreti Mevlana da öyle. Ama ben burada iddia ediyorum ki Yunus da Karacaoglan da Haci Bayram da Hazreti Mevlana da bizim büyük kahramanlarimizdandir. Siz bir savas esnasinda meydanlara bir Köroglu ruhuyla kosup çarpisacaginizi caninizi ve kaninizi dökeceginizi söylüyorsunuz. Bundan hiçbir süphem yok. Ben de baris zamanlarinda sizin Yunus, Karacaoglan, Haci Bayram, Hazreti Mevlana gibi kahramanlardan olmanizi, onlari çok iyi okumanizi, ilimden irfandan kopmamanizi istiyorum. Bugün bizi burada bir araya getiren ömrü boyunca yüreginden süzülüp gelen sözlerinden baska silahi olmayan Yunus Emre’nin asirlari asip gelen ve tüm canliligi ile yasayan kahramanligidir. Esasen bu hakikat dünyanin her yerinde aynidir. Üstat Necip Fazil, ‘Bir milletin edebiyati yoksa o millet de yok demektir’, meshur bir Fransiz yazar ise milleti söyle tanimliyor; ‘Edebiyati olan topluluk’, bu ifadeyle tanimliyor. Edebiyat o kadar önemli” dedi.



“Milletlerin varliginin ve devamliliginin teminati olan dilini, edebiyatini kültürünü bozmak da bir çesit terördür”

Bir milletin en önemli degerlerinden birisinin dil kültürü oldugunu vurgulayan Cumhurbaskani Erdogan, “Terör sadece insanlarin canina, malina, özgürlügüne kast etmekle olmaz. Milletlerin varliginin ve devamliliginin teminati olan dilini, edebiyatini kültürünü bozmak da bir çesit terördür. Türkiye maalesef her iki teröre birden maruz kalmistir. Dilini yasatamayan bir milletin, eninde sonunda inanci dahil benligini olusturan degerlerini birer birer kaybederek yok olmasi kaçinilmazdir. Bunun için hep önce dil diyoruz. Türkçemizi yasatmadan milletimizin gelecegine güvenle bakamayiz. Medya diger pek çok mesele gibi dilimizin korunmasinin ve dogru sekilde yeni nesillere aktarilmasinin da ana mecrasidir. Medyada dogru Türkçe kullanimi ile hassasiyeti çok yerinde görüyor, bu konuda emegi geçenlere sükranlarimi sunuyorum” diye konustu.



“Türkçe bizim anadilimizdir, ata mirasimizdir, istikbal güvencemizdir”

Dünya üzerinde binlerce dil oldugunu ancak bunlarin bir bütün olarak düsünülmesi gerektigini söyleyen Erdogan, “Insanin ruhi faaliyetlerinin mahsulü olarak kabul edilen dil insanlik tarihi kadar köklü bir maziye sahiptir. Islam basta olmak üzere bütün hak dinler dilin insana Yüce Yaratici tarafindan ögretildigini bildirirler. Rahman suresinde, rabbimizin insana düsünmeyi ve konusmayi, Bakara suresinde de Hazreti Adem’e bütün varliklarin isimlerini ögrettigi buyurulmaktadir. Hazreti Adem ile Hazreti Havva validemizden beri insanoglu yer yüzüne dagilmis zamanla farkli kavimler, farkli diller farkli kültürler ortaya çikmistir. Bugün dünya üzerinde konusulan 3 binden fazla dil oldugu biliniyor. Bize düsen görev bunlarin tamamini bir agacin kollari, dallari, yapraklari olarak görüp, insanligin ortak hazinesi telakki etmektir. Farkli lisanlar bizi birbirimizden ayiran degil insanligi bulusturan, tanistiran, kaynastiran vasitalardir. Elbette her lisan kendi içinde estetikle örülmüs bir siirdir adeta. Hiç süphesiz kendi dilimiz, Türkçemiz bir baska güzeldir. Çünkü Türkçe bizim anadilimizdir, ata mirasimizdir, istikbal güvencemizdir. Türkçenin her bir kelimesi bizim için paha biçilmez bir mücevher gibidir. Orhun abidelerinin yazildigi dönemden günümüze kadar bu dille ifadesini bulmus nice eser Türkçenin zenginlesmesine ve güzellesmesine hizmet etmistir” ifadelerini kullandi.

“Yunus Emre Türkçemizin bayrak isimlerinden biri olmustur”

Yunus Emre’nin ve onun gibi birçok ismin Türk kültürünün bu güne gelmesinde etkili oldugunu belirten Erdogan, “Medari iftiharimiz, bitmez, tükenmez sevdamiz Türkçemiz ile insanliga armagan ettigimiz her eseri mukaddes bir emanet sayariz. Üstelik Türkçe öyle kiyida kösede kalmis bir dil degildir. Bugün Adriyatik’ten Çin seddine uzanan genis bir cografyada en çok kullanilan lisan Türkçedir. Kasgarli Mahmut, Yusuf Has Hacip, Hoca Ahmet Yesevi gibi büyük üstatlar ana yurttan Anadolu istikametine yürüyen milletimizin yoluna Türkçenin güzellikleriyle isik tutmuslardir. Ebedi vatanimiz Anadolu’da da gönül ve fikir ehli olarak milletimizin hafizasinda silinmez izler birakan Yunus Emre Türkçemizin bayrak isimlerinden biri olmustur. Anadolu’da yeniden insa edilen Türkçe Yunus’un siirleri ile hayat bulmus, köklesmis, ask ve mana ile yeni bir kimlik kazanmistir. Yunus’un ask odununda pisirdigi her bir siir çaglari ve kitalari asarak bütün insanliga mal olan mesajlara dönüsmüstür. Türkçemizin kudretini gösteren bu mesajlarin her bir dizesi kelime kelime, her bir kelimesi hece hece, her bir hecesi harf harf zenginleserek günümüze erismis ve 700 yillik maziyi bize ait kilmistir. Iste bu suurla onun adini verdigimiz enstitülerimiz güzel Türkçemizin, tarihimizin gelenek göreneklerimizin, sanat ve estetik anlayisimizin bütün dünyada taninmasi için mühim bir vazifeyi ifa etmektedir. Yunus Emre’nin sevgi ve baris dilini medeniyetler besigi Anadolu’nun bilgi ve irfanini dünyanin dört bir yanina tasiyan herkese özellikle tesekkürlerimi sunuyorum” ifadelerine yer verdi.

“Anadolu’yu fikren ve fiziken bayindir hale getirmek, temelinde adalet olan bir nizama kavusturmak için milletçe çok çetin mücadeleler verdik”

Türkçe’nin Islam ile birleserek daha da zenginlestiginin altini çizen Cumhurbaskani Erdogan, “Malazgirt zaferinin adindan Anadolu’yu fikren ve fiziken bayindir hale getirmek, temelinde adalet olan bir nizama kavusturmak için milletçe çok çetin mücadeleler verdik. Bir taraftan Haçlilarin ve Mogollarin tahripkar saldirilarini bertaraf ederken diger taraftan dünya tarihinin akisini degistiren büyük bir medeniyetin insasina giristik. Anadolu’nun her kösesini camiler, medreseler, dergahlar, kütüphaneler, çesmeler, köprüler, çarsilar, hanlar ve kervansaraylarla tipki bir gergef gibi ilmek ilmek dokuduk. Fethettigimiz bu topraklar kisa zamanda bambaska bir çehreye dönüstü. Karahanli, Gazneli, Selçuklu devletlerinde dogan, büyüyen, gelisen ve Anadolu’ya tasinan medeniyetimiz Osmanli ile olgunluk çagina eristi. Haci Bayram Veli Hazretleri bu süreci söyle anlatiyor; ‘Nâgehân ol sâra vardim ol sâri yapilir gördüm. Ben dahi bile yapildim tas u toprak arasinda.’ Ecdadimiz da yasadigi cografyayi bu sanli medeniyetin renkleri, desenleri ile bezerken ayni zamanda kendini de insa etti. Milletimiz Islam’in rengine büründükçe güzellesti. Ilayi Kelimetullah ugruna gayret gösterdikçe güçlendi. Adli ilahiyi tesis ettikçe avni ilahiye mazhar oldu. Üzerine yagan her belayi def ederek bu topraklar kök saldi. Kur’an-i Kerim basta olmak üzere Islam nisanelerine kusursuz bir saygi gösteren milletimiz bunu rabbimizin rizasina erdirecek bir hasret olarak gördü. Dilini de Kur’an ile güzellestirdi. Kur’an’in temel kavramlarini, fiillerini, tabirlerini hayranlik uyandiracak bir marifetle Türkçeye tasidi. Türkçe bu sayede kazandigi ifade kudreti ile tarihinin en parlak çaglarini yasadi. Fuzuli, Baki, Haci Bayram Veli, Seyh Galip, Süleyman Çelebi, Nedim, Erzurumlu Emrah, Ziya Pasa, Namik Kemal, Mehmet Akif, Yahya Kemal gibi birçok sair nice saheserlere imza atti. Milletimizin insanliga kazandirdigi Türkçe eserler siirle de sinirli kalmadi. Ilmin bütün dallarinda kütüphaneler dolusu eser telif edildi” diye konustu.



“Güya Türkçe’mizi yabanci kelimelerden arindirma bahanesiyle asirlardir benligimize sekil veren nice kelime dilimizden dislandi hor görüldü”

17’nci yüzyildan itibaren ilmi ve edebi metinlerde Arapça ve Farsça tamlamalarin bolca kullanilmaya baslanmasiyla yazi dili ile konusma dili arasinda fark olustugunu vurgulayan Cumhurbaskani Erdogan, “Bu cereyana karsi çikan yazarlarimiz sairlerimiz, münevverlerimiz Türkçe’mizi aslinda en uygun sekilde sadelestirmek için gayret gösterdi. Bu sayede geçtigimiz asrin basina geldigimizde yazi diliyle konusma dili arasindaki fark büyük ölçüde kapatilmisti. Türkiye 1930’lu yillara geldiginde bu defa sözde dilde sadelestirme faaliyetleri, tefrit derecesinde neticelerin dogmasina sebep oldu. Güya Türkçe’mizi yabanci kelimelerden arindirma bahanesiyle asirlardir benligimize sekil veren nice kelime dilimizden dislandi hor görüldü.

Bunlarin yerine konmak istenen tatsiz, tuzsuz, renksiz, ahenksiz yüzlerce kelime ile kadim medeniyetimiz kesintiye ugratilmaya çalisildi. Asirlar boyunca dilimizin musiki kudreti kazanmasi kelimelerimizin birer nagme güzelligi almasi verilen emekten yok edilmek istendi. Hayali kurulan sey aslinda devletimizin müesseselerinden de milletimizin gönlünden de ecdadin bütün izlerini silmekti. Cemil Meriç, Peyami Safa, Necip Fazil, Ahmet Kabakli, Faruk Kadri Timurtas gibi birçok münevverimizin ’uydurukça’ diye tabir ettigi bu yeni kelimeler milli hançeremize uymadigi gibi düsünce ufkumuzu da daraltmistir. Aleni, bariz, asikar, ayan, bedihi, vazih, sarih, münhal, üryan, berrak kelimeleri yerine günümüzde sadece açik kelimesini kullanmaya mahkum olmamiz baska nasil izah edilebilir. Maalesef bunlar gibi yüzlerce misal vermek mümkündür. Hele sosyal medya denilen mecralarda kullanilan dil Türkçe’miz için tam felaket habercisidir. Bu meseleyi ciddiyetle ele almazsak fikri muhtevamizin kisirlasma tehlikesiyle karsi karsiya kalacagini üzülerek ifade etmek istiyorum. Bugün milletimizin henüz bir asir önce yazilan Mehmet Akif siirlerini, Ömer Seyfettin hikayelerini hatta Atatürk’ün Gençlige Hitabesi’ni anlayamamasi dilimize yapilan suikastin büyüklügünü gözler önüne sermektedir” dedi.



“Türkçe’mizi kisirlastirma çabalari ayni zamanda onu Avrupai dillerin istilasina da müsait hale getirmistir”

Türkçeyi tehdit eden bir diger unsurun tabelalarda, yazismalarda ve konusmalarda yabanci kelime kullanma hastaligi olduguna dikkati çeken Cumhurbaskani Erdogan, “Bu salgin da 1930’larda baslayan dilde tasfiye hareketinin menfi neticelerinden biridir. Türkçe’mizi kisirlastirma çabalari ayni zamanda onu Avrupai dillerin istilasina da müsait hale getirmistir. Dilimiz adeta müstevlilerin istilasi altindadir. Çagdasliklarini ve ilericiliklerini ortaya koyduklari fikirlerle, eserlerle, ürünlerle degil de kullandiklari yabanci kavramlarla göstermeye çalisanlarin zavalli hallerini aci bir gülümsemeyle takip ediyoruz. Halbuki Türkçe’mizi korumak gelistirmek ve zenginlestirmek için verdigimiz mücadele esasinda bir milli mücadeledir, bir beka mücadelesidir. Insallah diger mücadelelerimiz gibi dilimizi koruma gayretimizi de basariyla neticelendirecegiz. Bu konuda takip edecegimiz yol Yunus Emre’nin yoludur” ifadelerine yer verdi.

Yunus Emre Yili Görsel ve Isitsel Medyada Dogru Türkçe Kullanimi Ödülleri’nin sahipleri

En Iyi Haber Sunucusu Nazli Çelik, En Iyi Ara Haber Bülteni Sunucusu Banu El, En Iyi Haber Programi ATV’nin Ana Cem Ögretir tarafindan sunulan Haber Bülteni oldu. En iyi dizi olarak yapimciligini Ferhat Essiz’in üstlendigi ‘Gönül Dagi’ oldu. En iyi söylesi-yorum programi olarak ‘Tarafsiz Bölge’ olurken En Iyi Belgesel Serdar Kiliç tarafindan sunulan ve TRT Haber’de yayinlanan ‘Dogadaki Insan’ oldu. En Iyi Egitim Programi olarak Kon TV’de yayinlanan Emine Simge Akogul ile Alin Teri programi seçildi. En Iyi Ekonomi Programi olarak A Para’da Serdar Kuter tarafindan sunulan ‘Paranin Rotasi’ programi seçildi. Kültür-Dil kategorisinde NTV’de yayinlanan ‘Laf Aramizda’ programi olarak belirlenirken Kültür-Medeniyet programi olarak Zeynep Türkoglu tarafindan sunulan ’24 Portre’ programi seçildi. Sanat alaninda en iyi program TRT 2’de Hülya Koçyigit’in sunuculugunu yaptigi ‘Hülya Koçyigit ile Film Gibi Hayatlar’ oldu. Bilgi ve Eglence alaninda TV 360’da Alper Ates’in sundugu ‘Ben Bilirim’ programi seçilirken, En Iyi Aile Programi olarak Vav TV’de yayimlanan ‘Aile Çatisi’ seçildi. Çizgi Film Animasyon kategorisinde TRT Çocuk’un ‘Rafadan Tayfa’ çizgi filmi en iyi olarak yer aldi. TRT Haber’de ‘Ömür Dedigin’ isimli programi sunan Zeliha Ilhan Doymus, Yasam Boyu Saygi Ödülü’ne layik görülürken En Iyi Tarih programi olarak ‘Tarihin Ruhu’ programi seçildi. En iyi Seyahat Programi olarak Kanal 7’de Özlem Tunca’nin sunumunu yaptigi ‘Dünyayi Geziyorum’ programi seçildi. Bengütürk TV’de Senol Vatansever’in sunuculugunu yaptigi ‘Teknoloji ve Gelecek’ programi en iyi teknoloji programi seçildi. En iyi spor programi beIN Sports Haber kanalinda yayimlanan ‘beIN Manset’ olarak belirlenirken CNN Türk’te yayimlanan ‘Yesil Doga’ programi Saglik-Yasam kategorisinde en iyi program olarak belirlendi.

Radyo yapimlarinda en iyi kültür programi olarak Diyanet Radyo’da yayinlanan ‘Lisanimünasip’ programi olarak seçilirken en iyi Söylesi-Yorum programi olarak Erkam Radyo’da yayinlanan ‘Gönül Sadasi’ seçildi. Radyoda en iyi sanat programi ise Türkiye Polis Radyosu’nun Kitaphane programi oldu.
Kaynak: İHA