'Gönül Köprüsü Istanbul' Programi Edebiyat Söylesileriyle Devam Ediyor

Yazar ve sair Ali Ayçil: 'Türklerin tarihinden degil, Türkçenin tarihinden bahsetmeliyiz. Türkçe varsa variz. Türkçe yoksa yokuz. Her zaman söylerim Türklerin ordusu Türkçedir' Prof. Dr. Saban Saglik: 'Mesela Istanbul'u bir rehberli gezmek vardir, bir de rehbersiz. Yani okumak seyahat etmektir. Bu yüzden de rehbere ihtiyaç var'

Anadolu Mektebi'nin "gönül cografyasi"ndaki gençleri Türkiye'deki akranlari ile bir araya getirmek ve Türk kültürünü yakindan tanitmak amaciyla düzenledigi "Gönül Köprüsü Istanbul" programi devam ediyor.

Program kapsaminda Istanbul'daki müzeleri, tarihi mekanlari ve Eyüp, Taksim, Ayasofya ve Fatih camisini gezen katilimci gençler, edebiyat söylesileri etkinliginde sair ve yazar Ali Ayçil ile Fatih Sultan Mehmet Vakif Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Saban Saglik'i dinledi.

Fatih Sultan Mehmet Vakif Üniversitesinin Topkapi yerleskesinde gerçeklestirilen söyleside Ali Ayçil, Anadolu Mektebi'ni çok sevdigini belirterek, her programina kesintisiz gelmeye çalistigini söyledi.

Ayçil, Anadolu Mektebi'nin bir okul olarak insanlari bir araya getirdigine isaret ederek, Orhan Pamuk, Ahmet Hamdi Tanpinar, Abdülhak Sinasi Hisar'in yazarlarin kitaplarindan bahsetti.

- "Türklerin ordusu Türkçedir"

Katilimci gençlere Türk edebiyatinin özelliklerini de anlatan Ayçil, Türk edebiyati ve yazarlariyla olan iliskilerini her zaman canli tutmalarini ve bu sayede entelektüel bir kimlik kazanabileceklerini ifade etti.

Ali Ayçil, dilin bir halkin bohçasi oldugunu vurgulayarak, "Biz her seyimizi onun içerisinde sakliyoruz. Eger sizler Türkiyeyi, Türk edebiyatini, Türk yazarlari iyi bir sekilde tanir, okursaniz ve baglarinizi güçlendirirseniz kendinizde büyük degisiklikler oldugunu, çevrenizde özel ve etkili hale geleceginizi göreceksiniz." diye konustu.

Türkçenin dervis bir yani oldugunu dile getiren Ayçil, sunlari kaydetti:

"Türkçe, kisileri kanaatkar tutabilen bir dildir. Türkçe insanlari kötülükten korur. Türkçe, dünyadaki zulümlere karsi insanin kendisini koruyabilecegi bir dildir. Dogasi geregi adalet dagitan bir dildir. Ayni zamanda Türkçe yenilmezdir. Örnegin yabanci bir kelime radyo, sonuna 'cu' eki alirsa, olur 'radyocu' Türkçe bir kelime. Bu anlamda Türkçenin silahlari güçlüdür. Sondan eklemeli olmak ayni zamanda Türkleri pratik ve liberal yapar. Mutaassip yapmaz. Rahattir Türklerin kafasi, korkmazlar. Bu dilimizin kazandirdigi bir seydir. Bundan dolayi Türklerin tarihinden degil, Türkçenin tarihinden bahsetmeliyiz. Türkçe varsa variz. Türkçe yoksa yokuz. Her zaman söylerim Türklerin ordusu Türkçedir."

Edebiyat dergisi Dergah'in yayin yönetmenligini yapan Ali Ayçil, derginin son sayisinda Balkanlardaki Türk edebiyatini göstermeye çalistigini aktararak, "Balkanlarda Türkçeye hizmet eden sair ve yazar kimi bulsak, onlari mutlaka gündeme getirmeye, Türkiye'de tanitmaya çalisiyoruz. Umarim sizlerin de içerisinde güzel seyler yapanlar olur. Biz de bunlari gösterme firsati buluruz." ifadelerini sözlerine ekledi.

- "Okumak seyahat etmektir"

Prof. Dr. Saban Saglik ise edebiyatin bir milletin parmak izi oldugunun altini çizerek, okuma egitimi almadan Sezai Karakoç, Ahmet Hamdi Tanpinar kitaplarinin tam olarak anlasilamayacagi degerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de genç okurlarin bir epistemoloji sorunu olduguna dikkati çeken Saglik, "Tavsiye edilen bir yazari okumadan önce varsa imkaniniz, mesela Halide Edip Adivar'i okuyacaksiniz, onu okumadan önce hangi metinleri, yazarlari okumaniz gerekir buna bakin. Böyle bir uygulama sizin için daha faydali olacaktir. Mesela Istanbul'u bir rehberli gezmek vardir, bir de rehbersiz. Yani okumak seyahat etmektir. Bu yüzden de rehbere ihtiyaç var." dedi.

Kaynak: AA