Bogazkale Müzesi'nin 3 Bin 600 Yillik Ünik Eseri Açiklamasi Yumruk Biçimli Içme Kabi
Anadolu medeniyetine yön veren ve tarihte önemli bir geçmise sahip olan Hitit Medeniyeti'nin baskenti Hattusa'da geçmis yillardaki kazi çalismalarinda bulunan 3 bin 600 yillik yumruk biçimli içme kabi, farkli görüntüsüyle ilgi çekiyor Bogazköy Hattusa Kazi Baskani Prof. Dr. Andreas Schachner: 'Hattusa kazilarinda 6 yil önce boga, keçi ve yumruk seklinde 3 çok önemli eser bulduk. Bunlardan en ilginç olani ise yumruk seklindeki içme kabi. Çünkü yapildigi malzeme çok nadir, gri seramiktir' 'Insan yumrugu seklinde bir içme kabi Bogazkale'de hariç Anadolu'daki yasal kazilarda henüz bulunmamistir'
KEMAL CEYLAN - Hitit Medeniyeti'nin baskenti Hattusa'da geçmis yillardaki kazi çalismalarinda bulunan, arkeoloji dünyasinin "ünik" diye nitelendirdigi eserler arasinda gösterilen 3 bin 600 yillik yumruk biçimli içme kabi, farkli görüntüsüyle turistlerin ilgisini çekiyor.
Kültür ve Turizm Bakanligi'nin izniyle Alman Arkeoloji Enstitüsünce Hattusa Ören Yeri'nde yürütülen kazi çalismalarinda elde edilen boga, keçi ve yumruk seklindeki içme kaplari, Bogazkale Müzesi'nde sergileniyor.
Müzede sergilenen 3 bin 600 yillik yumruk biçimli içme kabi farkli görüntüsüyle ilgi çekiyor.
Bogazköy Hattusa Kazi Baskani Prof. Dr. Andreas Schachner, AA muhabirine, 6 yil önceki kazi çalismalarinda boga, keçi ve yumruk seklindeki içme kaplarini ortaya çikardiklarini aktardi.
Üç içme kabinin da arkeolojik açidan önemli oldugunu, yumruk biçimli kabin ise hem kullanilan malzeme, hem de binlerce yil topragin altinda bozulmadan kalabilmesinden dolayi "ünik eser" olarak tanimlandigina isaret eden Schachner, "Kazi çalismalarinda boga, keçi ve yumruk seklinde 3 çok önemli eser bulduk. Bunlardan en ilginç olani ise yumruk seklindeki içme kabi. Çünkü yapildigi malzeme çok nadir, gri seramiktir.” dedi.
Amerika’daki bir müzede gümüsten yapilmis yumruk seklinde bir içme kabinin sergilendigine isaret eden Schachner, “Insan yumrugu seklinde bir içme kabi Bogazkale hariç Anadolu'daki yasal kazilarda henüz bulunmamistir. Gümüsten yapilmis bir benzeri vardir ve yurt disina kaçirilmistir. Nereden geldigi, nerede bulundugu tam bilinmemektedir. Su anda Amerika'da bir müzede sergilenmektedir. Bizim Bogazkale'de buldugumuz bu kap sayesinde bu eserlerin nasil kullanildigi, nerede kullanildigi ve gerçekte var oldugunu ögrenmis oluyoruz. Çünkü kaçirilan eserlerin ortami kayboldugu için bize çok fazla bir sey söylemiyor. Bu nedenle yumruk seklindeki içme kabi 'ünik' bir eser." ifadesini kullandi.
Yumruk biçimli içme kabinin neredeyse eksiksiz olarak topragin altindan çikarildigini vurgulayan Schachner, sunlari kaydetti:
“Bu eser, milattan önce 1600'lü yillarda kurulan bir binanin tabaninda bulundu. Büyük bir ihtimalle kendi kullanildigi döneme ait yerde bulundu. Bu sekilde, neredeyse hiçbir eksigi olmadan bulundu. Eksik bir bölümü var ama onu bulamadik. Dolayisiyla restorasyon süreci olmadi. Sadece yikanip temizlendi ve sezonun sonunda Bogazkale Müzesi'ne teslim ettik. Bu yapi tahminimize göre Hitit döneminde büyük ritüeller ve kült aktivitelerin yapildigi bir mekan. Ritüeller sirasinda Hititlerin ileri gelenlerinin veya üst düzey yöneticilerinin içme kabi olarak kullandigi bir eser oldugunu düsünüyoruz. Çünkü Hititlerde 'tanriyi içmek' diye bir tabir vardi. Ritüellerde yapilan bir sey. Hititlerin elit kismindaki insanlar, belki de rahipler, bu tarz bardaklarda içerlerdi. Eserin bir özelligi de bir bütün olarak bulunmasidir."
Bogazkale Müzesi’ni ziyaret eden Filiz Akar ise Hattusa’yi ve tarihi eserleri görmek için Istanbul’dan geldigini belirterek, “Hem Hattusa, hem müzedeki eserler çok güzel. Benim tarihe ilgim var, o nedenle geldim. Herkesin görmesini tavsiye ediyorum. Müzede sergilenen içme kaplari görsel açidan harika. Vitrinde onlari izlerken binlerce yil önce nasil yapilmis olabilecegini hayal ediyorum.” seklinde konustu.
Kaynak: AA
Kültür ve Turizm Bakanligi'nin izniyle Alman Arkeoloji Enstitüsünce Hattusa Ören Yeri'nde yürütülen kazi çalismalarinda elde edilen boga, keçi ve yumruk seklindeki içme kaplari, Bogazkale Müzesi'nde sergileniyor.
Müzede sergilenen 3 bin 600 yillik yumruk biçimli içme kabi farkli görüntüsüyle ilgi çekiyor.
Bogazköy Hattusa Kazi Baskani Prof. Dr. Andreas Schachner, AA muhabirine, 6 yil önceki kazi çalismalarinda boga, keçi ve yumruk seklindeki içme kaplarini ortaya çikardiklarini aktardi.
Üç içme kabinin da arkeolojik açidan önemli oldugunu, yumruk biçimli kabin ise hem kullanilan malzeme, hem de binlerce yil topragin altinda bozulmadan kalabilmesinden dolayi "ünik eser" olarak tanimlandigina isaret eden Schachner, "Kazi çalismalarinda boga, keçi ve yumruk seklinde 3 çok önemli eser bulduk. Bunlardan en ilginç olani ise yumruk seklindeki içme kabi. Çünkü yapildigi malzeme çok nadir, gri seramiktir.” dedi.
Amerika’daki bir müzede gümüsten yapilmis yumruk seklinde bir içme kabinin sergilendigine isaret eden Schachner, “Insan yumrugu seklinde bir içme kabi Bogazkale hariç Anadolu'daki yasal kazilarda henüz bulunmamistir. Gümüsten yapilmis bir benzeri vardir ve yurt disina kaçirilmistir. Nereden geldigi, nerede bulundugu tam bilinmemektedir. Su anda Amerika'da bir müzede sergilenmektedir. Bizim Bogazkale'de buldugumuz bu kap sayesinde bu eserlerin nasil kullanildigi, nerede kullanildigi ve gerçekte var oldugunu ögrenmis oluyoruz. Çünkü kaçirilan eserlerin ortami kayboldugu için bize çok fazla bir sey söylemiyor. Bu nedenle yumruk seklindeki içme kabi 'ünik' bir eser." ifadesini kullandi.
Yumruk biçimli içme kabinin neredeyse eksiksiz olarak topragin altindan çikarildigini vurgulayan Schachner, sunlari kaydetti:
“Bu eser, milattan önce 1600'lü yillarda kurulan bir binanin tabaninda bulundu. Büyük bir ihtimalle kendi kullanildigi döneme ait yerde bulundu. Bu sekilde, neredeyse hiçbir eksigi olmadan bulundu. Eksik bir bölümü var ama onu bulamadik. Dolayisiyla restorasyon süreci olmadi. Sadece yikanip temizlendi ve sezonun sonunda Bogazkale Müzesi'ne teslim ettik. Bu yapi tahminimize göre Hitit döneminde büyük ritüeller ve kült aktivitelerin yapildigi bir mekan. Ritüeller sirasinda Hititlerin ileri gelenlerinin veya üst düzey yöneticilerinin içme kabi olarak kullandigi bir eser oldugunu düsünüyoruz. Çünkü Hititlerde 'tanriyi içmek' diye bir tabir vardi. Ritüellerde yapilan bir sey. Hititlerin elit kismindaki insanlar, belki de rahipler, bu tarz bardaklarda içerlerdi. Eserin bir özelligi de bir bütün olarak bulunmasidir."
Bogazkale Müzesi’ni ziyaret eden Filiz Akar ise Hattusa’yi ve tarihi eserleri görmek için Istanbul’dan geldigini belirterek, “Hem Hattusa, hem müzedeki eserler çok güzel. Benim tarihe ilgim var, o nedenle geldim. Herkesin görmesini tavsiye ediyorum. Müzede sergilenen içme kaplari görsel açidan harika. Vitrinde onlari izlerken binlerce yil önce nasil yapilmis olabilecegini hayal ediyorum.” seklinde konustu.