Yeniden Refah Partisi, Fransiz Le Pen'in Islam'a Yönelik Barbarlik Ifadesini Kinadi
Yeniden Refah Partisi Genel Baskan Yardimcisi Dogan Bekin, yaptigi açiklamada Fransa’da parti liderligine tekrar seçilen Le Pen’in kongrede, Islam’i barbarlik olarak niteleyen konusmasini siddetle kinadiklarini ifade etti.
Yeniden Refah Genel Baskan Yardimcisi Bekin, "Türkiye gibi ülkelere insan haklari konusunda ders vermeye çalisan Avrupa’nin, artik hangi degerleri savundugu ve neyi temsil ettigi irkçi Le Pen’in konusmasinda bir kez daha ortaya çikmis oldu" ifadelerine yer verdi.
Le Pen örnegindeki gibi Avrupa’da Islamofobi üzerinden oy devsirmeye çalisan irkçi partilerinin yükselisinin, yaklasan tehlikeye isaret ettigini ifade eden Bekin, sunlari kaydetti:
"Fransa’da asiri sagci ve irkçi Ulusal Birlik Partisi lideri Marine Le Pen, tek aday olarak girdigi kongrede 4. kez parti liderligine seçilirken, kongrede yaptigi talihsiz konusmada; "Siyasi tartismayi kendi düzeyine, bir toplum ve hatta uygarlik seçimi düzeyine yerlestirmeliyiz: Düsmani belirleyip onunla savasmaya cesaret eden bir Fransa’yi mi, yoksa Islamci ideolojiye ve onun barbarligina boyun egmeyi kabul eden bir Fransa mi istiyoruz?" seklindeki açiklamasi kabul edilebilir degildir. Islam’i ‘barbarlik’ olarak imlemeyerek Islamofobi üzerinden Fransa’da oy devsirmeye çalisan irkçi Le Pen’in , Avrupa’da yasamakta olan yaklasik 23 milyon Müslüman nüfusunu potansiyel tehlike olarak göstermeye çalismasinin arka planinin artik ortaya konmasi gerekmektedir. EUMC (Avrupa Irkçilik ve Yabanci Düsmanligi Izleme Merkezi) raporlarina yansidigi üzere Le Pen’in partisi gibi ultra irkçi partilerin tehlikeli yönelise sahip olan Islamofobi söylemini politikalarinin ana gündem maddesi yaparak oy oranlarini yükseltme çabasi içerisinde olduklari artik gözden kaçmamaktadir."
Yabanci ve Müslüman düsmanligi egiliminin en tehlikeli düzeyde oldugunu belirten Bekin, "Islam’a karsi ayrimciligi ve nefret dilini kullanarak bir yere varmanin mümkün olmayacagi gibi kriz içerisinde yeni krizlerin ortaya çikmasina neden olabilir. Öyle ki, Islam ve Müslümanlarin Avrupa’da yerlesik irkçi partilerin ana hedefi haline getirilmeye çalisilmasi ister istemez yabanci düsmanligi egilimini en tehlikeli düzeye tasimaktadir. Özellikle 11 Eylül 2001 tarihinden itibaren Avrupa’da hizla yayilma egilimine giren Islamofobi anlayisi ve politikalari artik içinden çikilmaz girift bir yapiya bürünmüs oldugunu büyük bir endiseyle izlemek mümkündür” degerlendirmesini yapti.
’Artik Avrupa’nin hangi degerler manzumesini temsil ettiginin iyice ortaya konmasi gerekir’ diyen Bekin, söyle devam etti:
"Türkiye gibi ülkelere insan haklari konusunda ders vermeye çalisan Avrupa’nin, artik hangi degerleri savundugu ve neyi temsil ettigi Le Pen’in konusmasinda bir kez daha ortaya çikmis oldu. Bu baglamda, Fransa’nin irkçi ve ötekilestirici dil ile igdis edilen sözde cari özgürlük, adalet ve esitlik kavramlari, son yillarda sikça uygulanmakta olan Islamofobi anlayisli söylem ve politikalarla ikiyüzlülügün ifadesi olarak ortaya çikan mitolojik Janus ile özdes hale gelmis oldugunu görmek mümkündür. Avrupa politikalarini Marine Le Pen gibi irkçi ve yabanci düsmani politikacilarin ortaya koydugu dislayici ve ötekilestirici retorigin belirleyici rolünün son derece vahim oldugunu ve endise verici gelismelere neden olabilecegini ifade etmek isteriz. Sonuç olarak, bu tehlikeli sürecin ileride daha büyük kirilmalara neden olabilecegi düsüncesinden hareketle bu ve benzeri tehlikeli retorikleri siddetle ret ettigimizi açikça ifade etmek isteriz."
Kaynak: İHA
Le Pen örnegindeki gibi Avrupa’da Islamofobi üzerinden oy devsirmeye çalisan irkçi partilerinin yükselisinin, yaklasan tehlikeye isaret ettigini ifade eden Bekin, sunlari kaydetti:
"Fransa’da asiri sagci ve irkçi Ulusal Birlik Partisi lideri Marine Le Pen, tek aday olarak girdigi kongrede 4. kez parti liderligine seçilirken, kongrede yaptigi talihsiz konusmada; "Siyasi tartismayi kendi düzeyine, bir toplum ve hatta uygarlik seçimi düzeyine yerlestirmeliyiz: Düsmani belirleyip onunla savasmaya cesaret eden bir Fransa’yi mi, yoksa Islamci ideolojiye ve onun barbarligina boyun egmeyi kabul eden bir Fransa mi istiyoruz?" seklindeki açiklamasi kabul edilebilir degildir. Islam’i ‘barbarlik’ olarak imlemeyerek Islamofobi üzerinden Fransa’da oy devsirmeye çalisan irkçi Le Pen’in , Avrupa’da yasamakta olan yaklasik 23 milyon Müslüman nüfusunu potansiyel tehlike olarak göstermeye çalismasinin arka planinin artik ortaya konmasi gerekmektedir. EUMC (Avrupa Irkçilik ve Yabanci Düsmanligi Izleme Merkezi) raporlarina yansidigi üzere Le Pen’in partisi gibi ultra irkçi partilerin tehlikeli yönelise sahip olan Islamofobi söylemini politikalarinin ana gündem maddesi yaparak oy oranlarini yükseltme çabasi içerisinde olduklari artik gözden kaçmamaktadir."
Yabanci ve Müslüman düsmanligi egiliminin en tehlikeli düzeyde oldugunu belirten Bekin, "Islam’a karsi ayrimciligi ve nefret dilini kullanarak bir yere varmanin mümkün olmayacagi gibi kriz içerisinde yeni krizlerin ortaya çikmasina neden olabilir. Öyle ki, Islam ve Müslümanlarin Avrupa’da yerlesik irkçi partilerin ana hedefi haline getirilmeye çalisilmasi ister istemez yabanci düsmanligi egilimini en tehlikeli düzeye tasimaktadir. Özellikle 11 Eylül 2001 tarihinden itibaren Avrupa’da hizla yayilma egilimine giren Islamofobi anlayisi ve politikalari artik içinden çikilmaz girift bir yapiya bürünmüs oldugunu büyük bir endiseyle izlemek mümkündür” degerlendirmesini yapti.
’Artik Avrupa’nin hangi degerler manzumesini temsil ettiginin iyice ortaya konmasi gerekir’ diyen Bekin, söyle devam etti:
"Türkiye gibi ülkelere insan haklari konusunda ders vermeye çalisan Avrupa’nin, artik hangi degerleri savundugu ve neyi temsil ettigi Le Pen’in konusmasinda bir kez daha ortaya çikmis oldu. Bu baglamda, Fransa’nin irkçi ve ötekilestirici dil ile igdis edilen sözde cari özgürlük, adalet ve esitlik kavramlari, son yillarda sikça uygulanmakta olan Islamofobi anlayisli söylem ve politikalarla ikiyüzlülügün ifadesi olarak ortaya çikan mitolojik Janus ile özdes hale gelmis oldugunu görmek mümkündür. Avrupa politikalarini Marine Le Pen gibi irkçi ve yabanci düsmani politikacilarin ortaya koydugu dislayici ve ötekilestirici retorigin belirleyici rolünün son derece vahim oldugunu ve endise verici gelismelere neden olabilecegini ifade etmek isteriz. Sonuç olarak, bu tehlikeli sürecin ileride daha büyük kirilmalara neden olabilecegi düsüncesinden hareketle bu ve benzeri tehlikeli retorikleri siddetle ret ettigimizi açikça ifade etmek isteriz."