Bursa Memur-Sen'den 'Seyyanen Zam' Talebi
Seyyanen zam çagrisinda bulunan Memur-Sen Bursa Il Temsilcisi ve Saglik-Sen Bursa Sube Baskani Gökhan Yünkül, “Kamu görevlilerine, enflasyon kaynakli yasanan ekonomik kayiplarin telafisi için en düsük devlet memuru ayliginin yüzde 10’u kadar seyyânen (esit sekilde) zam yapilmasini, en düsük devlet memuru maasinin da yükseltilmesini istiyoruz” dedi.
Memur-Sen Bursa Il Teskilati üyeleri, enflasyon eylemi için 15 Temmuz Demokrasi Meydaninda bir araya geldi. Memurlarin sloganlar attigi eylemde konusan Memur-Sen Bursa Il Temsilcisi ve Saglik -Sen Bursa Sube Baskani Gökhan Yünkül, “5. dönem toplu sözlesmenin mutabakatsizlikla sonuçlanmasi sonucu Kamu Isvereni ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu 2021 yili için yüzde 3 + yüzde 3 zammi kamu görevlilerine reva görmüstü. Bugün açiklanan 1,94’lük Haziran ayi enflasyon oraniyla 2021 yili ilk alti aylik enflasyon farki 5,45 olmus, böylelikle 1 Temmuz 2021 itibariyle yüzde 8,45’lik bir artis olmustur. Bu zam degil, enflasyon kaynakli memurun kaybidir. Korona virüs salgini hayatimizin akisini derinden etkiliyor. Dolayisiyla, böylesi zor kosullar altinda, ülkemiz ekonomisinin kur üzerinden yasadigi finansal dalgalanma dâhil birçok konuyu serin kanli bir degerlendirmeye tâbi tutmamiz gerektigi de ortadadir. Biz durdugumuz yerin sorumlulugunu da zorunlulugunu da iyi bellemis bir emek örgütüyüz. Evet, biz emegimizin ve ekmegimizin derdindeyiz. Biz, alin terimizin hakkini ve hizmetimizin ederini istiyoruz. Memur-Sen olarak, 4. ve 5. dönem toplu sözlesme süreçlerinde hükûmetin siginagi hâline gelmis olan ‘kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeyecegiz’ sözünün hakkaniyeti yansitmadigini söyleyerek kamu görevlilerinin büyümeden ve refahtan pay almasi gerektiginin altini çizdik ve bunun mücadelesini verdik. Biz ülke gerçeklerini temel alan tekliflerle masaya oturduk, hep ekonominin gerçekleri ve alin terinin hakkini vermeye dair gerekler yerine, tahmini enflasyon rakamlari ile alim gücünü sifirlayan, gerçeklesmesi mümkün olmayan hedefler üzerinden belirlenen artis oranina dayanan mantikta israr etmenin manasi ve anlami yok. Geldigimiz nokta ortada yasanan süreç maalesef Memur-Sen’in hakliligini tescilledi. Gelin bu çarpik sistematigi degistirelim. Hayali enflasyon hedefler üzerinden degil, reel gerçekler üzerinden artislari belirleyelim” dedi.
"Kamu görevlisi devletin yükü degil gücüdür" diyen Yünkül, “Her seye zam yapilirken memurun seyretmesi beklenemez. Biz, gerçeklere uygun yüzdelik zam, geçmis kayiplarin telafisi için seyyanen zam ve büyüyen Türkiye’den memurlarin refahina düsen payini istiyoruz. Kamu isvereninin belirledigi zam, Mart demeden buharlasiyor. Tam da bu yüzden, en düsük devlet memuru maasinin yüzde 10’undan az olmamak üzere seyyanen zam talebini her zemin ve sartta dile getirdik, getirmeye de devam edecegiz. Artik bahaneleri ortadan kaldiralim, gerçekleri konusalim. Seyyanen zam çagrimiz, bu kapsamda görülmeli, gelir kayiplari giderilmeli. Biz, olmayan bir kaynaktan artis istemiyoruz. Var olan ve kamu görevlilerinden sakinilan bir kaynaktan payimiz olanin, hakkimiz olanin verilmesini istiyoruz. Evet, Türkiye’nin ekonomisi büyüyor. Ihracatta tüm zamanlarin rekoru kiriliyor. Fakat birçok kesimin hakli olarak tepki gösterdigi sekilde Türkiye’nin büyümesinden sadece, yüksek gelirli kesim, büyük sermaye ve finans sektörü pay aliyor. Büyümenin ürettigi kaynagi, bu kesimler kendi arasinda paylasiyor. Ne yazik ki, gelir dagilimindaki makas gün geçtikçe açiliyor, ülkeyi ayakta tutan orta sinif eriyor, tabanla tavan arasindaki uçurum büyüyor. Evet, Türkiye ekonomisi büyüyor fakat memurlar büyümüyor. Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklari söz konusu oldugunda ’mali disiplin’, ’bütçe imkânlari’ ve ’tasarruf tedbirleri’ basta olmak üzere çesitli bahaneler üretiliyor. Hal böyle iken; Sermaye ve finans kesimi için tesvik paketleri, vergi aflari çikariliyor. Bunun bir sosyal maliyetinin olacagini herkesin düsünmesi gerekmiyor mu? Bazi taleplerimiz arasinda ücretlere yapilacak artisin disinda, Türkiye’nin büyümesinde ve gelismesinde en çok katkiya sahip olan kamu görevlilerine refahtan pay istiyoruz. Kamu görevlilerine, enflasyon kaynakli yasanan ekonomik kayiplarin telafisi için en düsük devlet memuru ayliginin yüzde 10’u kadar seyyânen (esit sekilde) zam yapilmasini, en düsük devlet memuru maasinin da yükseltilmesini istiyoruz. Kamuda aslî istihdamin kadrolu olmasini ve sözlesmeli personelin kadroya geçirilmesini istiyoruz. Yardimci hizmetler sinifinin kaldirilarak, personelin genel idari hizmetler sinifina geçirilmesini istiyoruz. Siyasî iradenin vaadi olan 3600 ek göstergenin sinif ve unvan ayrimi yapilmaksizin yerine getirilmesini istiyoruz. Aile yardiminin artirilmasini ve emeklilere de ödenmesini istiyoruz. Memurlara da dini bayram ikramiyesi ödenmesini istiyoruz. Ek ödeme oranlarinda artis istiyoruz. Derece-kademe sinirlandirilmasinin kaldirilmasini istiyoruz. Temel insan haklarindan olan grev ve siyaset hakkinin verilmesini istiyoruz” dedi.
Kaynak: İHA
"Kamu görevlisi devletin yükü degil gücüdür" diyen Yünkül, “Her seye zam yapilirken memurun seyretmesi beklenemez. Biz, gerçeklere uygun yüzdelik zam, geçmis kayiplarin telafisi için seyyanen zam ve büyüyen Türkiye’den memurlarin refahina düsen payini istiyoruz. Kamu isvereninin belirledigi zam, Mart demeden buharlasiyor. Tam da bu yüzden, en düsük devlet memuru maasinin yüzde 10’undan az olmamak üzere seyyanen zam talebini her zemin ve sartta dile getirdik, getirmeye de devam edecegiz. Artik bahaneleri ortadan kaldiralim, gerçekleri konusalim. Seyyanen zam çagrimiz, bu kapsamda görülmeli, gelir kayiplari giderilmeli. Biz, olmayan bir kaynaktan artis istemiyoruz. Var olan ve kamu görevlilerinden sakinilan bir kaynaktan payimiz olanin, hakkimiz olanin verilmesini istiyoruz. Evet, Türkiye’nin ekonomisi büyüyor. Ihracatta tüm zamanlarin rekoru kiriliyor. Fakat birçok kesimin hakli olarak tepki gösterdigi sekilde Türkiye’nin büyümesinden sadece, yüksek gelirli kesim, büyük sermaye ve finans sektörü pay aliyor. Büyümenin ürettigi kaynagi, bu kesimler kendi arasinda paylasiyor. Ne yazik ki, gelir dagilimindaki makas gün geçtikçe açiliyor, ülkeyi ayakta tutan orta sinif eriyor, tabanla tavan arasindaki uçurum büyüyor. Evet, Türkiye ekonomisi büyüyor fakat memurlar büyümüyor. Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklari söz konusu oldugunda ’mali disiplin’, ’bütçe imkânlari’ ve ’tasarruf tedbirleri’ basta olmak üzere çesitli bahaneler üretiliyor. Hal böyle iken; Sermaye ve finans kesimi için tesvik paketleri, vergi aflari çikariliyor. Bunun bir sosyal maliyetinin olacagini herkesin düsünmesi gerekmiyor mu? Bazi taleplerimiz arasinda ücretlere yapilacak artisin disinda, Türkiye’nin büyümesinde ve gelismesinde en çok katkiya sahip olan kamu görevlilerine refahtan pay istiyoruz. Kamu görevlilerine, enflasyon kaynakli yasanan ekonomik kayiplarin telafisi için en düsük devlet memuru ayliginin yüzde 10’u kadar seyyânen (esit sekilde) zam yapilmasini, en düsük devlet memuru maasinin da yükseltilmesini istiyoruz. Kamuda aslî istihdamin kadrolu olmasini ve sözlesmeli personelin kadroya geçirilmesini istiyoruz. Yardimci hizmetler sinifinin kaldirilarak, personelin genel idari hizmetler sinifina geçirilmesini istiyoruz. Siyasî iradenin vaadi olan 3600 ek göstergenin sinif ve unvan ayrimi yapilmaksizin yerine getirilmesini istiyoruz. Aile yardiminin artirilmasini ve emeklilere de ödenmesini istiyoruz. Memurlara da dini bayram ikramiyesi ödenmesini istiyoruz. Ek ödeme oranlarinda artis istiyoruz. Derece-kademe sinirlandirilmasinin kaldirilmasini istiyoruz. Temel insan haklarindan olan grev ve siyaset hakkinin verilmesini istiyoruz” dedi.