Içisleri Bakani Soylu, 'En Iyi Narkotik Polisi Anne Ve STK Bulusmalari'nda Konustu Açiklamasi (1)
'Uyusturucu mücadelesini saglikli vermeden, ne ülkemizde huzuru ve sükunu tam olarak saglayabiliriz ne de evlatlarimizi koruyabiliriz. Türkiye olarak bu meselede, küresel bir baski ve sorumluluk altindayiz. Bu problem, ithal bir problemdir. Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyusturucu maddenin ana üreticisi Türkiye degildir. Hiçbir uluslararasi raporda böyle bir kayda rastlayamazsiniz. Ne sentetik uyusturucunun, ne esrarin, eroinin, kokainin ana vatani Türkiye degildir'
Içisleri Bakani Süleyman Soylu, "Uyusturucu mücadelesini saglikli vermeden, ne ülkemizde huzuru ve sükunu tam olarak saglayabiliriz ne de evlatlarimizi koruyabiliriz. Türkiye olarak bu meselede, küresel bir baski ve sorumluluk altindayiz. Bu problem, ithal bir problemdir. Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyusturucu maddenin ana üreticisi Türkiye degildir. Hiçbir uluslararasi raporda böyle bir kayda rastlayamazsiniz. Ne sentetik uyusturucunun, ne esrarin, eroinin, kokainin ana vatani Türkiye degildir." dedi.
Soylu, Kirikkale'de, Huzur Köy Bagimlilikla Mücadele Merkezi'nde düzenlenen "En Iyi Narkotik Polisi Anne ve STK Bulusmalari"nda yaptigi konusmada, büyük ve zengin bir medeniyetin evlatlari olduklarini söyledi.
Bazilarinin, Türkiye'yi musibetlerle karsi karsiya birakmak isteyebileceklerini belirten Soylu, söyle konustu:
"Elbette ayaga kalkmayalim, dünyaya sözümüzü söylemeyelim, medeniyetimizi anlatmayalim, iyilikleri önermeyelim, kötülüklerden sakindirmayalim, etrafimizdaki cografyada kavgaya, husumete, kadinlara, çocuklara ve yaslilara yapilanlara 'dur, ne yapiyorsunuz' demeyelim diye, Cumhurbaskanimiz Recep Tayyip Erdogan'in liderliginde bütün dünyaya bu ülkenin, Anadolu'nun medeniyetini, güçlülügümüzü anlatmayalim diye elbette ki hep bizi ayagimizin önüne baktirmak isteyebilirler. Biz bu tuzaga düsmeyelim, düsmeyecegiz. Onun için biz 9-5'çi degiliz."
Bakan Soylu, bu neslin çok sikintilar çektigini, darbeleri, ekonomik saldirilari, ABD'den parmak sallamalari, Avrupa'dan tehditleri görüldügünü aktardi.
Türkiye'nin her tarafinin teröre bulastirilmak istenildigi ve birçok meseleyle karsi karsiya kaldiklarini anlatan Soylu, söyle devam etti:
"Inançlarimizla, degerlerimizle, kültürümüzle, örfümüzle ve adetimizle bizi sinamak istediler. Biz bunun hepsini yasadik. Ne yapalim? Bizden sonraki nesiller bu sikintilari yasasin diye birakalim mi? Eger biz su neslin yasadiklarini yeniden onlara tecrübe ettirmek istiyorsak, elbette ki birakalim, istediklerini yapsinlar. Ama Türkiye'den 21. asirdan önce elde ettigimiz tüm tecrübe ve kazanimlarla birlikte bambaska bir yolculuga basladik. Iste onlardan, oralardan daha farkli yapmaliyiz. Eger daha farkli yapmaz ve rutine ayak uydurursak, ayni musibet, bela, tezgah ve oyunlarla hep beraber karsi karsiya kaliriz. Son eyvah para etmez."
Soylu, uyusturucu ile mücadeleye Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in Cumhurbaskani olarak degil, bir baba yüregiyle sahip çiktigini vurguladi.
Uyusturucu ile mücadeleyi birakmayacaklarini çünkü tehlike altindakilerin çocuklar ve gelecekleri oldugunu dile getiren Soylu, "Onlardan vazgeçemeyiz. Çünkü biz bu meseleyi sadece narkotik raporlarindan takip ediyor degiliz. Arkadaslarimiz sahittirler, Bana gelen bir mesaj, karsilasacagim birisi olacak da ben sirtimi dönecegim... O annenin veya babanin söyledigi 'evladimi bu illetten kurtarin' dedigini basarana kadar inatla bu isi takip ediyoruz. Çünkü onlarin bir duasi bizim dogru yolda gitmemizi saglar, bir ahi da bizi tepe taklak eder. Biz bunun bilinci içerisindeyiz." diye konustu.
Bakan Soylu, bu isin önünü arkasini bos birakamayacaklarini ve kenardan seyredemeyeceklerini belirtti.
Bazi batili ülkelerin baktigi gibi farkli pencerelerden de bakamayacaklarini vurgulayan Soylu, söyle devam etti:
"Bakin, uyusturucu meselesi, Türkiye'ye iki farkli kanaldan zarar vermektedir. Birincisi gençlerimizi zehirliyor, ikincisi PKK terör örgütü basta olmak üzere tüm suç örgütlerini besliyor. Göçmen kaçakçiliginin uyusturucuyla ilgisi var. Terör örgütlerinin ilgisi var. Mafyatik yapilarin, suç örgütlerinin bu isle ilgisi var. Dolayisiyla biz uyusturucu mücadelesini saglikli vermeden, ne ülkemizde huzuru ve sükunu tam olarak saglayabiliriz ne de evlatlarimizi koruyabiliriz. Türkiye olarak bu meselede, küresel bir baski ve sorumluluk altindayiz. Bu problem, ithal bir problemdir. Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyusturucu maddenin ana üreticisi Türkiye degildir. Hiçbir uluslararasi raporda böyle bir kayda rastlayamazsiniz. Ne sentetik uyusturucunun, ne esrarin, eroinin, kokainin ana vatani Türkiye degildir. Ama bütün bunlar birtakim karanlik yapilarla bizim kapimiza dayanan zehirlerdir."
Soylu, "Orta Dogu'dan Avrupa'ya dogal uyusturucu gider, Avrupa'dan Orta Dogu'ya sentetik uyusturucu gider. PKK bunun en büyük sevkIyatçisidir ve ne yazik ki bu zehirlerin bir kismi da bizim ülkemizde bizim gençlerimize sunulmaya çalisir. Iste onun için biz bu isi oluruna birakamayiz. Bu isin hem arziyla hem bagimlilik tarafiyla mücadele etmek zorundayiz. Bizim bir tarzimiz var. Yaptiklarimizi anlatiriz, basarimizi ortaya koyariz ama 'sifir kayip' rakamina ulasana kadar da isimiz bitti demeyiz." dedi.
Türkiye'nin, uyusturucu meselesinde cografi konumu dolayisiyla riski yüksek ülke olduguna dikkati çeken Soylu, sunlari kaydetti:
"Sadece geçen yil yakaladigimiz uyusturucunun piyasa degeri 165 milyar liradir. Bunun 2011'deki piyasa degeri yaklasik 2 milyar liraydi. 2017 ve 2018'de bu rakam 20 milyar lira seviyesindeydi. Bunu yapmasaydik ne olacakti? Bu, birilerinin kazanci haline gelecekti. Bu sadece bizim ülkemizde degil, dünyada da birçok genci zehirleyecekti. Bunun kazanani bizler ve insanlik. Kaybedeni de uyusturucu tacirleri, baronlari, sevkIyatçilari ve uyusturucu üretenler. Biz her hafta 4 bin uyusturucu saticisini gözaltina aliyoruz. Çünkü bunun da olusturdugu öyle veya böyle ekonomisi var. Aliyorsun, içeri atiyorsun. Uyusturucu baronlari, yerine yeni saticilar bulmaya çalisiyor. 2016'da 7 bin 600 kisi tutuklanmis, 2017'de 21 bin, 2018'de 23 bin, 2019'da 25 bin kisi, geçen yil salgin olmasina ragmen tüm yil bosunca yine ayni rakam 23 bin 693. Bir taraftan uyusturucu yakaliyoruz, bir taraftan saticilari yakaliyoruz. Rakam belli, 92 bin 665 kisi var su anda uyusturucu saticisi. Bunlarin yüzde 97-98'i uyusturucu saticisi ve baronudur. Bu rakam az bir rakam degil."
(Sürecek)
Kaynak: AA
Soylu, Kirikkale'de, Huzur Köy Bagimlilikla Mücadele Merkezi'nde düzenlenen "En Iyi Narkotik Polisi Anne ve STK Bulusmalari"nda yaptigi konusmada, büyük ve zengin bir medeniyetin evlatlari olduklarini söyledi.
Bazilarinin, Türkiye'yi musibetlerle karsi karsiya birakmak isteyebileceklerini belirten Soylu, söyle konustu:
"Elbette ayaga kalkmayalim, dünyaya sözümüzü söylemeyelim, medeniyetimizi anlatmayalim, iyilikleri önermeyelim, kötülüklerden sakindirmayalim, etrafimizdaki cografyada kavgaya, husumete, kadinlara, çocuklara ve yaslilara yapilanlara 'dur, ne yapiyorsunuz' demeyelim diye, Cumhurbaskanimiz Recep Tayyip Erdogan'in liderliginde bütün dünyaya bu ülkenin, Anadolu'nun medeniyetini, güçlülügümüzü anlatmayalim diye elbette ki hep bizi ayagimizin önüne baktirmak isteyebilirler. Biz bu tuzaga düsmeyelim, düsmeyecegiz. Onun için biz 9-5'çi degiliz."
Bakan Soylu, bu neslin çok sikintilar çektigini, darbeleri, ekonomik saldirilari, ABD'den parmak sallamalari, Avrupa'dan tehditleri görüldügünü aktardi.
Türkiye'nin her tarafinin teröre bulastirilmak istenildigi ve birçok meseleyle karsi karsiya kaldiklarini anlatan Soylu, söyle devam etti:
"Inançlarimizla, degerlerimizle, kültürümüzle, örfümüzle ve adetimizle bizi sinamak istediler. Biz bunun hepsini yasadik. Ne yapalim? Bizden sonraki nesiller bu sikintilari yasasin diye birakalim mi? Eger biz su neslin yasadiklarini yeniden onlara tecrübe ettirmek istiyorsak, elbette ki birakalim, istediklerini yapsinlar. Ama Türkiye'den 21. asirdan önce elde ettigimiz tüm tecrübe ve kazanimlarla birlikte bambaska bir yolculuga basladik. Iste onlardan, oralardan daha farkli yapmaliyiz. Eger daha farkli yapmaz ve rutine ayak uydurursak, ayni musibet, bela, tezgah ve oyunlarla hep beraber karsi karsiya kaliriz. Son eyvah para etmez."
Soylu, uyusturucu ile mücadeleye Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in Cumhurbaskani olarak degil, bir baba yüregiyle sahip çiktigini vurguladi.
Uyusturucu ile mücadeleyi birakmayacaklarini çünkü tehlike altindakilerin çocuklar ve gelecekleri oldugunu dile getiren Soylu, "Onlardan vazgeçemeyiz. Çünkü biz bu meseleyi sadece narkotik raporlarindan takip ediyor degiliz. Arkadaslarimiz sahittirler, Bana gelen bir mesaj, karsilasacagim birisi olacak da ben sirtimi dönecegim... O annenin veya babanin söyledigi 'evladimi bu illetten kurtarin' dedigini basarana kadar inatla bu isi takip ediyoruz. Çünkü onlarin bir duasi bizim dogru yolda gitmemizi saglar, bir ahi da bizi tepe taklak eder. Biz bunun bilinci içerisindeyiz." diye konustu.
Bakan Soylu, bu isin önünü arkasini bos birakamayacaklarini ve kenardan seyredemeyeceklerini belirtti.
Bazi batili ülkelerin baktigi gibi farkli pencerelerden de bakamayacaklarini vurgulayan Soylu, söyle devam etti:
"Bakin, uyusturucu meselesi, Türkiye'ye iki farkli kanaldan zarar vermektedir. Birincisi gençlerimizi zehirliyor, ikincisi PKK terör örgütü basta olmak üzere tüm suç örgütlerini besliyor. Göçmen kaçakçiliginin uyusturucuyla ilgisi var. Terör örgütlerinin ilgisi var. Mafyatik yapilarin, suç örgütlerinin bu isle ilgisi var. Dolayisiyla biz uyusturucu mücadelesini saglikli vermeden, ne ülkemizde huzuru ve sükunu tam olarak saglayabiliriz ne de evlatlarimizi koruyabiliriz. Türkiye olarak bu meselede, küresel bir baski ve sorumluluk altindayiz. Bu problem, ithal bir problemdir. Dünyaca bilinen önemli hiçbir uyusturucu maddenin ana üreticisi Türkiye degildir. Hiçbir uluslararasi raporda böyle bir kayda rastlayamazsiniz. Ne sentetik uyusturucunun, ne esrarin, eroinin, kokainin ana vatani Türkiye degildir. Ama bütün bunlar birtakim karanlik yapilarla bizim kapimiza dayanan zehirlerdir."
Soylu, "Orta Dogu'dan Avrupa'ya dogal uyusturucu gider, Avrupa'dan Orta Dogu'ya sentetik uyusturucu gider. PKK bunun en büyük sevkIyatçisidir ve ne yazik ki bu zehirlerin bir kismi da bizim ülkemizde bizim gençlerimize sunulmaya çalisir. Iste onun için biz bu isi oluruna birakamayiz. Bu isin hem arziyla hem bagimlilik tarafiyla mücadele etmek zorundayiz. Bizim bir tarzimiz var. Yaptiklarimizi anlatiriz, basarimizi ortaya koyariz ama 'sifir kayip' rakamina ulasana kadar da isimiz bitti demeyiz." dedi.
Türkiye'nin, uyusturucu meselesinde cografi konumu dolayisiyla riski yüksek ülke olduguna dikkati çeken Soylu, sunlari kaydetti:
"Sadece geçen yil yakaladigimiz uyusturucunun piyasa degeri 165 milyar liradir. Bunun 2011'deki piyasa degeri yaklasik 2 milyar liraydi. 2017 ve 2018'de bu rakam 20 milyar lira seviyesindeydi. Bunu yapmasaydik ne olacakti? Bu, birilerinin kazanci haline gelecekti. Bu sadece bizim ülkemizde degil, dünyada da birçok genci zehirleyecekti. Bunun kazanani bizler ve insanlik. Kaybedeni de uyusturucu tacirleri, baronlari, sevkIyatçilari ve uyusturucu üretenler. Biz her hafta 4 bin uyusturucu saticisini gözaltina aliyoruz. Çünkü bunun da olusturdugu öyle veya böyle ekonomisi var. Aliyorsun, içeri atiyorsun. Uyusturucu baronlari, yerine yeni saticilar bulmaya çalisiyor. 2016'da 7 bin 600 kisi tutuklanmis, 2017'de 21 bin, 2018'de 23 bin, 2019'da 25 bin kisi, geçen yil salgin olmasina ragmen tüm yil bosunca yine ayni rakam 23 bin 693. Bir taraftan uyusturucu yakaliyoruz, bir taraftan saticilari yakaliyoruz. Rakam belli, 92 bin 665 kisi var su anda uyusturucu saticisi. Bunlarin yüzde 97-98'i uyusturucu saticisi ve baronudur. Bu rakam az bir rakam degil."
(Sürecek)