Rize'deki Sel Ve Heyelanda Hayatini Kaybeden Yasli Çiftin Ailesi Ve Komsulari O Günü Anlatti
Evlerinin yikilmasi nedeniyle yasamini yitiren Cemal ve Hacere Mert'in damadi Ramazan Yilmaz: 'Kayinpederim o gün çarsiya geldi. Evde duramadi sanki. Kalalim, bekle dedik, 'Yok, köye çikayim ben, yarin aksam gelir sizde kalirim.' dedi' Komsulardan Ömer Mert: 'Aramizda 1520 metre mesafe yok. O anda korkunç bir çatirti ve gürültü sesiyle bir saniye sürmeden yikildi. Ben ne yapacagimi sasirdim, psikolojim bozuldu, dondum kaldim'
HAKAN BURAK ALTUNÖZ/GAZI NOGAY - Rize'de siddetli yagisla olusan sel ve heyelan nedeniyle hayatini kaybeden yasli çiftin ailesi ve komsulari, o gün yasadiklarini anlatti.
Merkeze bagli Muradiye beldesinde yasayan Cemal (67) ve esi Hacere Mert (59), 14 Temmuz Çarsamba aksami siddetli yagis sonucu meydana gelen heyelanin yiktigi üç katli evlerinin enkazi altinda kaldi.
Ekiplerin çalismasi sonucu cansiz bedenlerine ulasilan çift, 16 Temmuz Cuma günü son yolculuklarina ugurlandi.
Mert çiftinin damadi Ramazan Yilmaz, AA muhabirine, 5 çocuk babasi kayinpederinin önceden Almanya'da insaatlarda çalistigini, evin zemininin saglam olmasina karsin yukaridan gelen heyelanin yikima neden oldugunu söyledi.
Olayin ardindan yapilan arama kurtarma çalismalari sonucu kayinpederi ve kayinvalidesinin cansiz bedenlerinin, evin oturma odasindan çikarildigini anlatan Yilmaz, sözlerini söyle sürdürdü:
"Kayinpederim yazin burada durur, kis aylarinda da Istanbul'a giderdi. Yikilan evin karsisinda arazileri vardi, bahçe isleriyle ilgilenirlerdi. Cana yakin, ikrami seven bir insandi. Biraz önce bir arkadasimiz geldi. Herkes yardimlarindan bahsederken o abimiz de selden bir gün önce çocuguna 200 lira verdigini söyledi. Yani herkese yardim etmeyi severdi. O gün çarsiya geldi. Evde duramadi sanki. Kalalim, bekle dedik, 'Yok, köye çikayim ben, yarin aksam gelir sizde kalirim.' dedi."
Yilmaz, yasanan sel ve heyelanin ardindan devletin tüm kurumlarinin yanlarinda oldugunu, yikilan evde tüm esyalarini kaybedenlere devletin bir yuva temin edecegine inandiklarini dile getirdi.
Ramazan Yilmaz, "Gelen Allah'tan geldi. Devletimizin arkamizda olduguna inaniyor, güveniyoruz. Içisleri Bakani Süleyman Soylu, gece saat 02.00'de buraya yürüyerek geldi. Diger bakanlarimiz da geldi, arkamizda desteklerini hissettik." ifadelerini kullandi.
Bina yikildigi sirada orada oldugu belirtilen ve halen aranan kayip Batuhan Delihasan'in da üzüntüsünü yasadiklarini kaydeden Yilmaz, "Sorumlulugu üzerimizde gibi hissediyoruz. Biz de ailesinin yanina gidecegiz. Insallah bulunur ve acilari da hafifler." dedi.
- "Birden garip ve bulanik bir su gelmeye basladi"
Yikilan binanin yanindaki evde yasayan Ömer Mert ise yasadigi olay ve gördüklerinin ardindan zor günler geçirdigini söyledi.
Aksam saatlerinde yagisin siddetini artirmasiyla evlerinin altindaki depolara sel sularinin girmeye basladigini anlatan Mert, kendilerince tedbirler almaya çalismalarina ragmen yeterli gelmedigini belirtti.
Mert çiftinin bulundugu üç katli evin yikilacagini hiç düsünmedigini ifade eden Mert, söyle konustu:
"Çünkü onlarin evinin arkasi daha düzdü. Birden garip ve bulanik bir su gelmeye basladi. Artik burada durulmayacagini, bosaltmamiz gerektigini düsündüm. O anda da internet üzerinden canli yayin yapmaya, yardim istemeye basladim. Bagirdim, çagirdim, 'Burada sikintilar var, hadi asagiya inelim.' diye. Abimi, yengemi zorla buraya kadar getirdim. Yikilan evin oldugu yere geldim, merdivenlerin oldugu yerde ayaklarimi orada yikadim. O arada, bizim yine umudu kaybetmek istemiyorum ama Batuhan kardesimiz buradaymis. Asagiya dogru indim, sonra tekrar geri geldim. Aramizda 15-20 metre mesafe yok. O anda korkunç bir çatirti ve gürültü sesiyle bir saniye sürmeden yikildi. Ben ne yapacagimi sasirdim, psikolojim bozuldu, dondum kaldim. Daha sonra esim eve gelmemi, çocuklari disariya çikartmamizi söyledi. Bizim ev de yaninda oldugu için tehlikedeydi. 83 yasinda annem var. 'Anne, haydi gidiyoruz.' diyorum, 'Yok oglum, siz gidin.' diyor. Sonra onu ikna ettik ve çikardik. Belki bana öyle geliyor ama saniyelik bile bir olay degil."
Mert, olayin ardindan devletin tüm kurumlarinin bölgeye geldigini kaydederek, "Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Türkler bir yerde iki kisi bir araya gelince ordu olurmus. Allah'a hamdolsun ki böyle bir ülkede yasiyorum. Niye diyorum bunu? O aksam Süleyman Soylu, Murat Kurum, Adil Karaismailoglu ve devletimizin bütün personeli buraya geldi. Gurur duydum ve halen tüylerim diken diken oluyor." ifadelerini kullandi.
Kaynak: AA
Merkeze bagli Muradiye beldesinde yasayan Cemal (67) ve esi Hacere Mert (59), 14 Temmuz Çarsamba aksami siddetli yagis sonucu meydana gelen heyelanin yiktigi üç katli evlerinin enkazi altinda kaldi.
Ekiplerin çalismasi sonucu cansiz bedenlerine ulasilan çift, 16 Temmuz Cuma günü son yolculuklarina ugurlandi.
Mert çiftinin damadi Ramazan Yilmaz, AA muhabirine, 5 çocuk babasi kayinpederinin önceden Almanya'da insaatlarda çalistigini, evin zemininin saglam olmasina karsin yukaridan gelen heyelanin yikima neden oldugunu söyledi.
Olayin ardindan yapilan arama kurtarma çalismalari sonucu kayinpederi ve kayinvalidesinin cansiz bedenlerinin, evin oturma odasindan çikarildigini anlatan Yilmaz, sözlerini söyle sürdürdü:
"Kayinpederim yazin burada durur, kis aylarinda da Istanbul'a giderdi. Yikilan evin karsisinda arazileri vardi, bahçe isleriyle ilgilenirlerdi. Cana yakin, ikrami seven bir insandi. Biraz önce bir arkadasimiz geldi. Herkes yardimlarindan bahsederken o abimiz de selden bir gün önce çocuguna 200 lira verdigini söyledi. Yani herkese yardim etmeyi severdi. O gün çarsiya geldi. Evde duramadi sanki. Kalalim, bekle dedik, 'Yok, köye çikayim ben, yarin aksam gelir sizde kalirim.' dedi."
Yilmaz, yasanan sel ve heyelanin ardindan devletin tüm kurumlarinin yanlarinda oldugunu, yikilan evde tüm esyalarini kaybedenlere devletin bir yuva temin edecegine inandiklarini dile getirdi.
Ramazan Yilmaz, "Gelen Allah'tan geldi. Devletimizin arkamizda olduguna inaniyor, güveniyoruz. Içisleri Bakani Süleyman Soylu, gece saat 02.00'de buraya yürüyerek geldi. Diger bakanlarimiz da geldi, arkamizda desteklerini hissettik." ifadelerini kullandi.
Bina yikildigi sirada orada oldugu belirtilen ve halen aranan kayip Batuhan Delihasan'in da üzüntüsünü yasadiklarini kaydeden Yilmaz, "Sorumlulugu üzerimizde gibi hissediyoruz. Biz de ailesinin yanina gidecegiz. Insallah bulunur ve acilari da hafifler." dedi.
- "Birden garip ve bulanik bir su gelmeye basladi"
Yikilan binanin yanindaki evde yasayan Ömer Mert ise yasadigi olay ve gördüklerinin ardindan zor günler geçirdigini söyledi.
Aksam saatlerinde yagisin siddetini artirmasiyla evlerinin altindaki depolara sel sularinin girmeye basladigini anlatan Mert, kendilerince tedbirler almaya çalismalarina ragmen yeterli gelmedigini belirtti.
Mert çiftinin bulundugu üç katli evin yikilacagini hiç düsünmedigini ifade eden Mert, söyle konustu:
"Çünkü onlarin evinin arkasi daha düzdü. Birden garip ve bulanik bir su gelmeye basladi. Artik burada durulmayacagini, bosaltmamiz gerektigini düsündüm. O anda da internet üzerinden canli yayin yapmaya, yardim istemeye basladim. Bagirdim, çagirdim, 'Burada sikintilar var, hadi asagiya inelim.' diye. Abimi, yengemi zorla buraya kadar getirdim. Yikilan evin oldugu yere geldim, merdivenlerin oldugu yerde ayaklarimi orada yikadim. O arada, bizim yine umudu kaybetmek istemiyorum ama Batuhan kardesimiz buradaymis. Asagiya dogru indim, sonra tekrar geri geldim. Aramizda 15-20 metre mesafe yok. O anda korkunç bir çatirti ve gürültü sesiyle bir saniye sürmeden yikildi. Ben ne yapacagimi sasirdim, psikolojim bozuldu, dondum kaldim. Daha sonra esim eve gelmemi, çocuklari disariya çikartmamizi söyledi. Bizim ev de yaninda oldugu için tehlikedeydi. 83 yasinda annem var. 'Anne, haydi gidiyoruz.' diyorum, 'Yok oglum, siz gidin.' diyor. Sonra onu ikna ettik ve çikardik. Belki bana öyle geliyor ama saniyelik bile bir olay degil."
Mert, olayin ardindan devletin tüm kurumlarinin bölgeye geldigini kaydederek, "Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Türkler bir yerde iki kisi bir araya gelince ordu olurmus. Allah'a hamdolsun ki böyle bir ülkede yasiyorum. Niye diyorum bunu? O aksam Süleyman Soylu, Murat Kurum, Adil Karaismailoglu ve devletimizin bütün personeli buraya geldi. Gurur duydum ve halen tüylerim diken diken oluyor." ifadelerini kullandi.