AIHM, KCK Sorusturmasinda Gözaltina Alinan 2 Kisinin Basvurusunu Reddetti
Avrupa Insan Haklari Mahkemesi (AIHM), 2011'de KCK'nin sözde "media biriminde" faaliyette bulunduklari iddiasiyla gözaltina alinan ve daha sonra serbest birakilan iki kisinin basvurusunu reddetti.
Basvuruya konu olayda, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatilan Özgür Gündem gazetesinin editörü ile Dicle Haber Ajansinin tercümani olan iki kisi, 20 Kasim 2011'de gözaltina alindi. Gözalti karari öncesinde sorusturmanin uygun sekilde yürütülmesi amaciyla mahkeme karariyla, süphelilerin 24 saatligine müdafilerine ve sorusturma dosyasina erisimleri kisitlandi.
Gözalti sürecinde her iki süpheli de yöneltilen suçlamalara iliskin ifade vermezken, biri savcilik sorgusunun ardindan, digeri de çikarildigi mahkeme tarafindan serbest birakildi.
Bassavcilik tarafindan yürütülen sorusturma sonucu süphelilerden biri hakkinda kamu davasi açildi, digeri hakkinda ise kovusturmaya yer olmadigina karar verildi.
Daha sonra söz konusu kisiler AIHM'e basvuru yapti.
Basvurucular, savciligin ifadelerini almak üzere önce çagri kagidi göndermesi, gelmedikleri takdirde yakalama karari çikarmasi gerektigini belirterek, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yer alan usulün uygulanmadigini ileri sürdü.
Gözaltina alinmalarini gerektirecek somut delillerin ve makul süphenin bulunmadigini iddia eden basvurucular, uzun süre gözaltinda kaldiklarini, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'nin (AIHS) 5'inci maddesinde düzenlenen "özgürlük ve güvenlik hakki" ile 10'uncu maddesinde düzenlenen "ifade özgürlügü"nün ihlal edildigini iddia etti.
Basvuruda ayrica, iç hukuk yollarinin da etkili olmadigi ileri sürüldü.
- AIHM'in ret gerekçesi
AIHM, basvurucularin gözaltina alinmalarina dair sikayetlerinin, Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre tazminat yoluna basvurulmamis olunmasi nedeniyle iç hukuk yollari tüketilmediginden reddine karar verdi.
Basvurucularin, üyesi olduklarindan ve adina faaliyet yürüttüklerinden süphelenilen yasa disi silahli bir örgüte yönelik sorusturmada gözaltina alindiklarina dikkati çekilen kararda, özgürlükten yoksun birakmanin amaci bu yasa disi örgüte dahil olduklarina iliskin süpheleri dogrulamak veya ortadan kaldirmak oldugundan, bu kisilere yönelik süphenin AIHS'in gerektirdigi düzeye ulastigi belirtildi.
Kararda, yetkili yasal makamlar tarafindan sorgulandiktan sonra basvurucularin serbest birakildiklari hatirlatilarak, yerel makamlar tarafindan ileri sürülen yasal hükümlerin yorumlanmasi ve uygulanmasi dogrultusunda basvurucularin gözaltina alinmasinin usulsüz veya hukuka aykiri ya da keyfi veya mantiksiz olmadigi vurgulandi.
AIHM, basvurucularin gözaltina alinmalarinda makul süphe bulunmadigi yönündeki sikayetlerinin de açikça dayanaktan yoksun olduguna hükmetti.
Gözalti süresinin uzunlugu sikayetini inceleyen AIHM, somut olayda basvurucularin üç ve dört gün içinde serbest birakildiklari, sorusturmanin karmasik oldugu ve ayni gün sorgusu yapilan kisi sayisinin 50 oldugunu degerlendirmesiyle bu sikayet yönünden AIHS'in gerekliliklerine aykirilik bulunmadigina karar verdi.
AIHM kararinda, Sözlesme'nin 10'uncu maddesinde belirtilen ifade özgürlügüne yönelik degerlendirme de yer aldi. Kararda basvuruculardan biri hakkindaki ceza davasinin devam ettigi ve Anayasa Mahkemesine bireysel basvuru yoluna gitme imkaninin bulundugu belirtilerek bu sikayetin zamanindan önce yapildigina dikkat çekildi.
Diger basvurucu yönünden yaptigi incelemede ise müdahalenin kanunilik ve mesru amaç unsurlarini tasidigi tespitine yer veren AIHM, "zorunluluk" unsuru yönünden incelemesinde basvurucu hakkinda baslatilan sorusturmanin daha sonra kovusturma yapilmasina yer olmadigi karari ile sonlandirildigini, 3 günlük gözalti süresinin de makul süpheye dayandigini belirtti.
Kaynak: AA
Gözalti sürecinde her iki süpheli de yöneltilen suçlamalara iliskin ifade vermezken, biri savcilik sorgusunun ardindan, digeri de çikarildigi mahkeme tarafindan serbest birakildi.
Bassavcilik tarafindan yürütülen sorusturma sonucu süphelilerden biri hakkinda kamu davasi açildi, digeri hakkinda ise kovusturmaya yer olmadigina karar verildi.
Daha sonra söz konusu kisiler AIHM'e basvuru yapti.
Basvurucular, savciligin ifadelerini almak üzere önce çagri kagidi göndermesi, gelmedikleri takdirde yakalama karari çikarmasi gerektigini belirterek, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yer alan usulün uygulanmadigini ileri sürdü.
Gözaltina alinmalarini gerektirecek somut delillerin ve makul süphenin bulunmadigini iddia eden basvurucular, uzun süre gözaltinda kaldiklarini, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'nin (AIHS) 5'inci maddesinde düzenlenen "özgürlük ve güvenlik hakki" ile 10'uncu maddesinde düzenlenen "ifade özgürlügü"nün ihlal edildigini iddia etti.
Basvuruda ayrica, iç hukuk yollarinin da etkili olmadigi ileri sürüldü.
- AIHM'in ret gerekçesi
AIHM, basvurucularin gözaltina alinmalarina dair sikayetlerinin, Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre tazminat yoluna basvurulmamis olunmasi nedeniyle iç hukuk yollari tüketilmediginden reddine karar verdi.
Basvurucularin, üyesi olduklarindan ve adina faaliyet yürüttüklerinden süphelenilen yasa disi silahli bir örgüte yönelik sorusturmada gözaltina alindiklarina dikkati çekilen kararda, özgürlükten yoksun birakmanin amaci bu yasa disi örgüte dahil olduklarina iliskin süpheleri dogrulamak veya ortadan kaldirmak oldugundan, bu kisilere yönelik süphenin AIHS'in gerektirdigi düzeye ulastigi belirtildi.
Kararda, yetkili yasal makamlar tarafindan sorgulandiktan sonra basvurucularin serbest birakildiklari hatirlatilarak, yerel makamlar tarafindan ileri sürülen yasal hükümlerin yorumlanmasi ve uygulanmasi dogrultusunda basvurucularin gözaltina alinmasinin usulsüz veya hukuka aykiri ya da keyfi veya mantiksiz olmadigi vurgulandi.
AIHM, basvurucularin gözaltina alinmalarinda makul süphe bulunmadigi yönündeki sikayetlerinin de açikça dayanaktan yoksun olduguna hükmetti.
Gözalti süresinin uzunlugu sikayetini inceleyen AIHM, somut olayda basvurucularin üç ve dört gün içinde serbest birakildiklari, sorusturmanin karmasik oldugu ve ayni gün sorgusu yapilan kisi sayisinin 50 oldugunu degerlendirmesiyle bu sikayet yönünden AIHS'in gerekliliklerine aykirilik bulunmadigina karar verdi.
AIHM kararinda, Sözlesme'nin 10'uncu maddesinde belirtilen ifade özgürlügüne yönelik degerlendirme de yer aldi. Kararda basvuruculardan biri hakkindaki ceza davasinin devam ettigi ve Anayasa Mahkemesine bireysel basvuru yoluna gitme imkaninin bulundugu belirtilerek bu sikayetin zamanindan önce yapildigina dikkat çekildi.
Diger basvurucu yönünden yaptigi incelemede ise müdahalenin kanunilik ve mesru amaç unsurlarini tasidigi tespitine yer veren AIHM, "zorunluluk" unsuru yönünden incelemesinde basvurucu hakkinda baslatilan sorusturmanin daha sonra kovusturma yapilmasina yer olmadigi karari ile sonlandirildigini, 3 günlük gözalti süresinin de makul süpheye dayandigini belirtti.