Iran Uzmanlari Cumhurbaskanligi Seçimlerinde Muhafazakarlarin Adayi Reisi'nin Zafer Kazanacagi Görüsünde
Ankara Haci Bayram Veli Üniversitesi Dr. Ögretim Üyesi Ismail Sari: 'Reisi'nin yakin çevresine baktigimiz zaman Islam Devrimi Istikrar Cephesi veya Mukavemet Cephesi olarak bilinen Iran'in en radikal hizbinden olustugunu görüyoruz' Sabanci Üniversitesi Dr. Ögretim Üyesi Ezgi Uzun: 'Süreç içerisinde sistemde yenilik iddiasinda bulunacak hiçbir aktör ya da harekete yer verilmesi istenmiyor' Ankara Yildirim Beyazit Üniversitesi'nde görevli Dr. Ögretim Üyesi Bayram Sinkaya: 'Yeni bir cumhurbaskaninin is basina gelmesi ne sokaktaki insanin gündelik yasamini ne de Iran siyasetinin genel çizgisini degistirecek' Marmara Üniversitesi Orta Dogu ve Islam Ülkeleri Arastirmalari Enstitüsü Dr. Ögretim Üyesi Serhan Afacan: 'Seçimler, devrim rehberi Hamaney sonrasi için de adi geçen Reisi’nin sahsi kariyeri kadar Iran’daki muhafazakar siyasetin gelecegi açisindan da önemli olacak'
Iran'da seçimlerde aday olmak isteyenlerin rejime bagliligi ile siyasi, ahlaki ve dini sabikalarini inceleyen Anayasayi Koruyucular Konseyinin birçogu reformist ve ilimli muhafazakar isimlerin adayligini veto etmesinin de etkisiyle anketlerde ülke tarihinin en düsük katilimli seçimleri olacagi öngörülen cumhurbaskanligi seçimlerinde, Yargi Erki Baskani Reisi ile eski Merkez Bankasi Baskani Abdunnasir Himmeti yarisacak.
Cumhurbaskanligi seçimlerinde favori adayin Reisi oldugu konusunda hemfikir olan uzmanlar, Iran'daki seçim süreci ve seçimler sonrasinda ülkede olusacak muhtemel degisiklikler hakkinda AA muhabirine degerlendirmelerde bulundu.
- Reisi'nin seçimi kazanmasina kesin gözüyle bakiliyor
Ankara Haci Bayram Veli Üniversitesi Dr. Ögretim Üyesi Ismail Sari, sandikta bir sürpriz olmamasi halinde Reisi’nin cumhurbaskanligi seçimini kazanmasina garanti gözüyle bakildigina dikkati çekti.
Sari, "Reisi'nin yakin çevresine baktigimiz zaman Islam Devrimi Istikrar Cephesi veya Mukavemet Cephesi olarak bilinen Iran'in en radikal hizbinden olustugunu görüyoruz. Bati ile diyaloga karsi olan bu grubun manevi liderinin 2021 yilinin basinda vefat eden Ayetullah Misbah Yezdi oldugu da düsünülecek olursa, Reisi’nin zihin dünyasini anlamak ve içeride ve disarida nasil bir politika izleyecegini öngörmek çok da zor degil." ifadelerini kullandi.
Anketlerde öngörüldügü gibi seçimlere katilimin düsük olmasi durumunda Reisi'nin ne kadar oy aldigina bakilmaksizin mesruiyet kriziyle karsilasacagini dile getiren Sari, söyle devam etti:
"Bu durumda Reisi’nin daha ilimli politikalar takip etmesi de ihtimal disi degil. Ayrica pragmatist yaklasimlari ile bilinen Devrim Rehberi Ayetullah Ali Hamaney’in, Reisi’nin ülke içindeki pozisyonunu güçlendirmek ve ona dis politika basarilari kazandirmak için ABD ile yürütülen nükleer müzakerelerde daha uzlasmaci olmasi da muhtemeldir."
Akademisyen Sari, Iran lideri Hamaney'in halefi olacagi öngörülen Reisi'nin, sistem içindeki güç dengelerini gözeterek muhafazakar kanadin tüm destegini almak için sahin politikalara yönelebilecegini savundu.
"Ilerleyen süreç bize Reisi’nin halkin ne kadarinin destegini alacagini, Ayetullah Hamaney ile ne kadar uyumlu çalisacagini ve sistem içi dengeleri ne kadar yönetebilecegini gösterecek." diyen Sari, "Bunlara bagli olarak da Reisi’nin politikalari ve siyasi gelecegi sekillenecek. Belki diger cumhurbaskanlari gibi görevinde yipranip gözden düsecek ya da Hamaney sonrasi Devrim Rehberi olacak." degerlendirmesinde bulundu.
- Siyasi elitlerin önceligi mevcut sistemin muhafazasi
Sabanci Üniversitesi Dr. Ögretim Üyesi Ezgi Uzun ise AKK'nin birçok önemli siyasetçiye adaylik izni vermemesine iliskin, "Iran’in siyasi elitlerinin mevcut sistemi muhafaza etmeye yönelik bir öncelik siralamasi yaptigini söylemek mümkün." dedi.
Uzun, rejimin güvenliginin merkeze alindigini ifade ederek, "Bu öncelik siralamasina göre Islam Cumhuriyeti’nin mevcut sartlardaki nihai hedefi rejim güvenligine odaklanmak ve bu ugurda bir süreligine de olsa cumhuriyetçilik ilkesini askiya almaktir." görüsünü dile getirdi.
Iran'daki müesses nizamin elindekini muhafaza etme ve güçlendirmeyi seçtigini söylen Uzun, söyle devam etti:
"Süreç içerisinde sistemde yenilik iddiasinda bulunacak hiçbir aktör ya da harekete yer verilmesi istenmiyor. Bu sebeple sadece reformist adaylari degil (Eski Meclis Baskani Ali) Laricani gibi ilimli muhafazakarlari ve hatta Devrim Muhafizlari kökenli askerleri de eleyip Islam Cumhuriyeti tarihinde siklikla karsilastigimiz, din adami kökenli ve çok da yenilikçi bir siyasi figür olmayan Reisi gibi klasik bir muhafazakar adayi ön plana çikardigini görüyoruz."
Reisi'nin cumhurbaskani olmasi halinde Iran'in muhtemel dis politika tercihleri hakkinda da degerlendirmelerde bulunan Uzun, "Dis politika açisindan bakildiginda diplomasi hizinin çok yüksek seyrettigi Ruhani ve Zarif döneminin aksine bu yeni klasik muhafazakar cumhurbaskanligi döneminde Iran’in Bati ve uluslararasi camia ile iliskilerinde daha kendi içine kapanik ve izole bir tutum takinacagi öngörülebilir." ifadelerini kullandi.
Uzun, Iran’in Orta Dogu politikasi ve Sii dünyasi ile iliskilerinde ise degisiklik beklenmedigini bu politikalarin Devrim Muhafizlari Ordusu tarafindan yürütülen sistematik bir devlet politikasi oldugunu sözlerine ekledi.
- Seçimlere halkin ilgisi çok düsük
Ankara Yildirim Beyazit Üniversitesi'nde görevli Dr. Ögretim Üyesi Bayram Sinkaya da ülkedeki seçimlere halkin ilgisinin çok düsük olduguna dikkati çekerek, cumhurbaskanligi makaminin ülkenin idaresindeki rolünün neredeyse sembolik hale gelmesinin bunun en önemli sebeplerinden oldugunu vurguladi.
Sinkaya, "Yeni bir cumhurbaskaninin is basina gelmesi ne sokaktaki insanin gündelik yasamini ne de Iran siyasetinin genel çizgisini degistirecek." diyerek, sunlari aktardi:
"Ikincisi, halk iradesine dayandigini iddia eden bir rejimde halka tercih yapmasi için kati sinirlar çizildi. Yani seçim sandiginda halkin iradesinin ne sekilde tezahür edeceginden endiselenen, bu nedenle onu sinirlamak ve kontrol etmek isteyen bir yapi olustu.
Bu nedenle 13. Cumhurbaskanligi seçimi, halkin yapacagi bir seçimden ziyade Islam Cumhuriyeti rejiminin cumhuriyetçilik ve otoriteryanizm terazisinde belirgin bir sekilde otoriterligi tercih ettiginin tescil edildigi bir seçim olacaktir."
- Vetolar Iranli seçmeni bunaltici düzeye geldi
Birçok önemli siyasetçiye adaylik izni verilmemesinin ülkedeki seçim sürecinin gündemi oldugunu belirten Marmara Üniversitesi Orta Dogu ve Islam Ülkeleri Arastirmalari Enstitüsü Dr. Ögretim Üyesi Serhan Afacan ise "seçim mühendisligi" olarak adlandirilan bu durumun Iranli seçmenlerin en azindan bir bölümü için bunaltici düzeylere geldigini belirtti.
Akademisyen Afacan, söz konusu adaylar veto edilmese dahi seçimlerin favorisi olarak gösterilen Reisi'nin zafer kazanma ihtimalinin oldugunu ancak mevcut durumda Reisi’nin seçimi kazanmasinin neredeyse kesin oldugunu kaydetti.
Reisi’nin cumhurbaskani olmasi halinde gelecekteki sürecin üç ayri baslik altinda ele alinabilecegini aktaran Afacan, su degerlendirmelerde bulundu:
"Sürecin ilk boyutu Iran’in iç meseleleri. Ruhani hükümeti, Iran’da ekonomi ve bireysel özgürlük alaninin genisletilmesi gibi alanlarda çok da özlenecek bir performans ortaya koyamadi. Bunda Trump ile geçen dört yil kadar basarisiz ekonomi politikalari ve elbette dönem dönem müesses nizamin direnciyle karsilasmis olmasi da etkili oldu ancak gerçek su ki reformist ya da ilimli-reformist politikacilara oy veren milyonlarca Iranli artik bahane duymaktan rahatsiz."
Afacan, Reisi’nin yolsuzluk karsiti adim ve söylemleri ile ülkedeki ekonomik sorunlara dikkati çekmesinin de oldukça önemli oldugunu belirterek, "Buna diger alti adayin çogu gibi Reisi’nin de özellikle Iran Türklerinin destegini almak için kültürel kimlikler konusunda verdigi olumlu mesajlar da eklenmeli." dedi.
"Iran politikasindaki degisimleri reformistler üzerinden okuma aliskanligini bir kenara birakip Iran’in muhafazakar çevrelerinin de yarisindan fazlasi 1979’dan sonra dünyaya gelmis olan ve bunun da önemli bir bölümü 30 yas altinda bulunan dinamik Iran nüfusunun taleplerine belirli ölçülerde ayak uydurmaya çalistigini görmek gerekir." ifadesini kullanan Afacan, "Reisi 2017’de de bu yönde adimlar attigi gibi simdi de bu çizgisini koruyor. Bu nedenle, seçimler devrim rehberi Hamaney sonrasi için de adi geçen Reisi’nin sahsi kariyeri kadar Iran’daki muhafazakar siyasetin gelecegi açisindan da önemli olacak." görüsünü savundu.
Reisi'nin cumhurbaskani olmasi halinde Türkiye-Iran iliskilerinin nasil sekillenecegine dair ise Afacan, sunlari kaydetti:
"Ruhani hükümeti döneminde gerilimler belirli bir yerde yalitilmis ve mümkün olan alanlarda is birligi yürütülmüsse de ikili iliskilerde çok vakit de kaybedilmistir. Elimizde Reisi’nin dogrudan Türkiye’ye bakisina iliskin fikir verecek derecede net veriler yok.
Ancak bu alanda da Ruhani hükümetinin gidisine hayiflanmak için herhangi bir neden bulunmuyor. Önümüzdeki aylarda Suriye, Irak ve Yemen gibi kriz alanlari hareketlenecek ve bunlardan özellikle ilk ikisinde Türkiye-Iran iliskileri yeni bir teste tabi tutulacaktir."