Iletisim Baskanliginca NATO Zirvesi Kapsaminda 'Türkiye Ve NATO' Baslikli Söylesi Düzenlendi
Türkiye ve Kibris Uzmani Amanda Paul: 'Büyük resme bakarsaniz, Türkiye'nin NATO'ya yaptigi katki, sadece simdi degil, on yillar boyunca çok büyük olmustur. Yeri doldurulamaz' NATO Eski Genel Sekreter Yardimcisi Tacan Ildem: 'Türkiye terörden çok muzdarip olmustur. NATO 2030 Yeni Bir Çag Için Birliktelik raporumuzda bunun, NATO ve müttefiklerine yakin ve asimetrik bir tehdit teskil ettigini vurguluyoruz. Tüm tezahürleri göz önüne alindiginda etkili bir sekilde is birligi yapmamiz gerekiyor'
Avrupa Politikalari Merkezinin (EPC) Türkiye ve Kibris Uzmani Amanda Paul, büyük resme bakildiginda, Türkiye'nin NATO'ya yaptigi katkinin on yillar boyunca çok büyük oldugunu ve Türkiye'nin yerinin doldurulamayacagini ifade etti.
Paul, Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanliginca, Brüksel'de NATO Zirvesi kapsaminda uzmanlarin katilimiyla düzenlenen "Türkiye ve NATO" baslikli söyleside sorulari yanitladi.
"Kovid-19 salgini ve ABD'de gerçeklestirilen baskanlik" seçimi hatirlatilarak, "Sizce bu 18 ay NATO'yu nasil degistirdi?" sorusunun yöneltildigi Paul, NATO'da 18 aydan öncesine dayanan bir degisimin söz konusu oldugunu söyledi.
Yillar önce NATO'nun kurulma nedenlerinin önemli ölçüde degistigine isaret eden Paul, dünyanin, orijinal kati güvenlige dayanmayan, farkli türde güvenlik tehditleri içeren yeni bir çaga girdigine dikkati çekti.
Kovid-19 salgininin tüm dünya için yeni bir güvenlik tehdidi olarak ortaya çiktigini belirten Paul, dezenformasyonlarin ve salgindan kaynaklanan bir çesit savasin yasandigini ifade etti.
Paul, salgin döneminde tedarik zincirinin güvenliginin de önemli bir konu olarak ortaya çiktigini kaydederek, "Bir dönüsüm sürecinde oldugumuzu düsünüyorum. Sonucun ne olacagini bilmiyoruz." diye konustu.
"2019 Zirvesinde Genel Sekreterden, NATO'nun gelecegi hakkinda bir rapor hazirlamasi istendi ve 2030 raporu hazirlandi. Bu rapor hakkinda ne düsünüyorsunuz? Bu belgede raportörlerin sundugu tavsiyelerin uygulanabilir oldugunu düsünüyor musunuz?" sorusu üzerine Paul, bu zirvenin, raporda yer alan önerilerin detaylandirilmasi için bir baslangiç noktasi oldugunu kaydetti.
Raporda 8 öneri bulundugunu aktaran Paul, su görüsleri paylasti:
"Zirvenin sonunda bir sonuca varilacagini sanmiyorum. Yani bu çok hayalperest bir düsünce olurdu. Ancak açikçasi bu öneriler, NATO'yu gerçekten farkli bir yöne götürüyor. Örnegin siber güvenlik, yesil güvenlik, saglik güvenligi, Çin gibi daha önce gündemde olmayan konular üzerinde çalismaya yönlendiriyor. Pek çok farkli konu. Ve tüm bu konularda bütün üye devletlerin bu dayanismaya sahip oldugunu sanmiyorum. Farkli görüsler ve vizyonlar var. Yani konu bu noktalarda daha fazla fikir alisverisi yapmak için bir araya gelmek ve oradan devam etmekle ilgili."
- "2024'te her sey yeniden degisebilir"
"NATO üyeleri, zirve konusunda ne kadar iyimser olmali? ABD Baskani Joe Biden'in NATO ile ilgili açiklamalari size güvence verdi mi? Sizce yeterli mi?" sorusuna Paul, "Tüm NATO üye ülkeleri Biden'in seçilmesinden mutluydu. Çünkü bildigimiz gibi selefi NATO hakkinda çok endise verici açiklamalar yapti. Ve simdi durum bu sekilde degil." yanitini verdi.
Biden'in ABD'nin NATO'daki mevcudiyetine dair teminat verdigini animsatan Paul, ABD Baskaninin eski Baskan Donald Trump'in bazi mesajlarini da tekrarladigini, bunlardan birinin "yüzde 2'lik savunma harcamasini karsilamak" oldugunu dile getirdi. Amanda Paul, sözlerini söyle sürdürdü:
"2024'te her sey yeniden degisebilir. Yani bu, su anlama geliyor, NATO üyeleri rehavete kapilmamali. Savunma harcamalarini karsilama konusunda daha proaktif olmalari ve ayni zamanda kendi devletlerinde dayanakliligi olusturan birçok NATO hedefine ulasmak için milli adimlar atmalari ve daha kapsamli bir sekilde birlikte çalismalari gerekiyor. Çünkü son yillarda farkli konularda müttefikler arasinda pek çok farklilik oldugunu görebiliyordunuz ki bu da içeride gerçeklesen süreçlerin çogunu bir nevi sorguluyor. Evet, ABD'ye ihtiyacimiz var. ABD açikça NATO'daki en büyük ve en güçlü aktör. Ancak ayni zamanda diger üye devletlerin harekete geçip daha fazlasini yapmasi gerekiyor."
- "Büyük resme bakmak gerek"
"Türkiye'nin NATO katkisinin" soruldugu Paul, son birkaç yilda bazi NATO ülkeleri ile Türkiye'nin ayni fikirde olmadigini ve bazi sorunlarin yasandigini söyledi.
Türkiye'nin her zaman NATO içinde sadik bir müttefik oldugunu ve olmaya da devam edecegini vurgulayan Paul, "Yani sadece Karadeniz'e ve Akdeniz'e baktiginizda bile Türkiye o bölgelerde Rus yayilmaciligina karsi ön saflarda yer aliyor. Ve bazen bunun yeterince takdir görmedigini düsünüyorum." diye konustu.
NATO müttefiklerinin yaptigi konusmalari hatirlatan Paul, sunlari kaydetti:
"Burada (Fransa Cumhurbaskani Emmanuel) Macron'dan bahsedecegim, Türkiye'den sürekli sikayet eden ve 'Türkiye'nin müttefik olmadigini' söyleyen ve Türkiye'nin ittifak üyeligini sorgulayan tek kisi o degil. Ama bence büyük resme bakmak gerekiyor. Açikçasi o, Suriye'de ve Dogu Akdeniz'de gördügü Türkiye'yi kastediyor ve Türkiye'nin daha kötü bir rol oynadigi kanisina sahip. Yine de biraz daha incelikli bir durusa sahip olmaniz gerekiyor. Çünkü daha büyük resme bakarsaniz, aslinda Türkiye'nin NATO'ya yaptigi katki, sadece simdi degil, on yillar boyunca çok büyük olmustur. Baskan Macron'u da etkileyen diger NATO müttefiklerine soracak olursaniz, farkli bir cevap alirsiniz. 'Türkiye'nin Avrupa güvenliginin savunma kalesi olmaya devam ettigini' söyleyecekler. Yeri doldurulamaz. Türkiye ayni zamanda NATO'daki tek büyük Müslüman ülkedir. Bu bile basli basina benzersizdir."
- "Türkiye'nin is birligi yaptigini görüyoruz"
Türkiye'nin bazen NATO içindeki kararlari engelledigine iliskin çok fazla elestiri olduguna dikkati çeken Paul, "Kararlari engelleyen tek ülke Türkiye degil. Türkiye'nin geçmiste pek de hevesli olmadigi bazi konularda is birligi yaptigini görüyoruz." dedi.
Türkiye'nin Baltik Hava Polis Misyonuna yeniden katildigini animsatan Paul, "Bu bana Türkiye'nin NATO'nun dogu kanadindaki varligini ve konumunu güçlendirme ihtiyacini iki katina çikaracagimizi kabul ettigi izlenimi veriyor." ifadesini kullandi.
Paul, Türkiye'nin güvenilir ve çok önemli bir ortak oldugunun altini çizdi.
"Dogu Akdeniz konusunda Türkiye uluslararasi bir konferans düzenlenmesi teklifinde bulundu. Bu konferansin olma olasiligi nedir? Anlasmazliklari çözmenin yolu ne olmali?" sorusunu ise Paul, "Elbette uluslararasi bir konferansin olmasi harika olurdu. Olup olmayacagini zaman gösterecek. Ama nihayetinde Dogu Akdeniz'deki sorunlar Kibris sorununa kadar uzaniyor." diye yanitladi.
- "Türkiye'yi sorumlu tutma egilimi var"
Kibris sorunu çözülürse Dogu Akdeniz'de hiçbir sorunun kalmayacagina isaret eden Paul, "Ama ne yazik ki bu olacak gibi görünmüyor." açiklamasinda bulundu.
Paul, Kibris sorununun çözülememesinden Türkiye'yi sorumlu tutma egiliminin olduguna dikkati çekerek, 2004'teki Annan Plani ve yapilan görüsmelerin çöküsünün Türkiye'ye yüklenemeyecegini vurguladi.
Farkli bir yaklasima gerek oldugunu belirten Paul, bu konuda Kibrisli Rumlara daha fazla baski yapilabilecegini dile getirdi.
- "Çok iyi bir firsat"
NATO 2030 Uzmanlar Grubu Üyesi, NATO Eski Genel Sekreter Yardimcisi Tacan Ildem de tüm müttefik devlet ve hükümet baskanlarini bir araya getirecek NATO Zirvesi'nin transatlantik baglarini güçlendirmek ve müttefikler arasindaki birlik, uyum ve dayanismayi saglamlastirmak için çok iyi bir firsat saglayacagini ifade etti.
"NATO 2030 Yeni Bir Çag Için Birliktelik" raporunda 138 öneri ortaya koyduklarini aktaran Ildem, önerilerden birisinin stratejik konseptin güncellenmesi oldugunu belirtti.
NATO'nun toparlanma kabiliyeti konusunda kapasitesini artirmasi gerektigine isaret eden Ildem, sunlari söyledi:
"Toparlanma kabiliyeti, günümüzde karmasik güvenlik sorunlariyla birlikte anahtar bir kelime haline geldi. Toparlanma kabiliyeti, müttefik ülkelerin bireysel olarak performanslarini ve hazir olma durumlarini ölçebilmek için belirli sartlar ve referans degerleri tayin edebilmelerine yönelik ulusal kabiliyetleri ile ilgili önemli bir kavramdir. Iklim degisikliginin güvenlik bakimindan sonuçlari gibi diger alanlar da var. Bu konu da stratejik konsept özelinde ele alinmalidir."
- "Türkiye önemli bir müttefik"
Türkiye için terörle mücadelenin önemli bir mesele oldugunun altini çizen Ildem, "Türkiye terörden çok muzdarip olmustur. NATO 2030 Yeni Bir Çag Için Birliktelik raporumuzda bunun, NATO ve müttefiklerine yakin ve asimetrik bir tehdit teskil ettigini vurguluyoruz. Tüm tezahürleri göz önüne alindiginda etkili bir sekilde is birligi yapmamiz gerekiyor." dedi.
Bunun ortak ve önemli bir mesele olmasi nedeniyle NATO'nun 3 temel görevi arasina açikça dahil edilmesini teklif ettiklerini hatirlatan Ildem, NATO ve Avrupa Birliginin is birligi yapmasinin önemine isaret etti.
Türkiye'nin NATO'nun kolektif savunma gayretleri yaninda tüm operasyonlarina ve misyonlarina önemli katkilar sunan önemli bir müttefik oldugunu vurgulayan Ildem, fikir ayriliklarinin karsilikli anlayis ve saygi çerçevesinde çözüme kavusturulabilecegini kaydetti.
Kaynak: AA
Paul, Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanliginca, Brüksel'de NATO Zirvesi kapsaminda uzmanlarin katilimiyla düzenlenen "Türkiye ve NATO" baslikli söyleside sorulari yanitladi.
"Kovid-19 salgini ve ABD'de gerçeklestirilen baskanlik" seçimi hatirlatilarak, "Sizce bu 18 ay NATO'yu nasil degistirdi?" sorusunun yöneltildigi Paul, NATO'da 18 aydan öncesine dayanan bir degisimin söz konusu oldugunu söyledi.
Yillar önce NATO'nun kurulma nedenlerinin önemli ölçüde degistigine isaret eden Paul, dünyanin, orijinal kati güvenlige dayanmayan, farkli türde güvenlik tehditleri içeren yeni bir çaga girdigine dikkati çekti.
Kovid-19 salgininin tüm dünya için yeni bir güvenlik tehdidi olarak ortaya çiktigini belirten Paul, dezenformasyonlarin ve salgindan kaynaklanan bir çesit savasin yasandigini ifade etti.
Paul, salgin döneminde tedarik zincirinin güvenliginin de önemli bir konu olarak ortaya çiktigini kaydederek, "Bir dönüsüm sürecinde oldugumuzu düsünüyorum. Sonucun ne olacagini bilmiyoruz." diye konustu.
"2019 Zirvesinde Genel Sekreterden, NATO'nun gelecegi hakkinda bir rapor hazirlamasi istendi ve 2030 raporu hazirlandi. Bu rapor hakkinda ne düsünüyorsunuz? Bu belgede raportörlerin sundugu tavsiyelerin uygulanabilir oldugunu düsünüyor musunuz?" sorusu üzerine Paul, bu zirvenin, raporda yer alan önerilerin detaylandirilmasi için bir baslangiç noktasi oldugunu kaydetti.
Raporda 8 öneri bulundugunu aktaran Paul, su görüsleri paylasti:
"Zirvenin sonunda bir sonuca varilacagini sanmiyorum. Yani bu çok hayalperest bir düsünce olurdu. Ancak açikçasi bu öneriler, NATO'yu gerçekten farkli bir yöne götürüyor. Örnegin siber güvenlik, yesil güvenlik, saglik güvenligi, Çin gibi daha önce gündemde olmayan konular üzerinde çalismaya yönlendiriyor. Pek çok farkli konu. Ve tüm bu konularda bütün üye devletlerin bu dayanismaya sahip oldugunu sanmiyorum. Farkli görüsler ve vizyonlar var. Yani konu bu noktalarda daha fazla fikir alisverisi yapmak için bir araya gelmek ve oradan devam etmekle ilgili."
- "2024'te her sey yeniden degisebilir"
"NATO üyeleri, zirve konusunda ne kadar iyimser olmali? ABD Baskani Joe Biden'in NATO ile ilgili açiklamalari size güvence verdi mi? Sizce yeterli mi?" sorusuna Paul, "Tüm NATO üye ülkeleri Biden'in seçilmesinden mutluydu. Çünkü bildigimiz gibi selefi NATO hakkinda çok endise verici açiklamalar yapti. Ve simdi durum bu sekilde degil." yanitini verdi.
Biden'in ABD'nin NATO'daki mevcudiyetine dair teminat verdigini animsatan Paul, ABD Baskaninin eski Baskan Donald Trump'in bazi mesajlarini da tekrarladigini, bunlardan birinin "yüzde 2'lik savunma harcamasini karsilamak" oldugunu dile getirdi. Amanda Paul, sözlerini söyle sürdürdü:
"2024'te her sey yeniden degisebilir. Yani bu, su anlama geliyor, NATO üyeleri rehavete kapilmamali. Savunma harcamalarini karsilama konusunda daha proaktif olmalari ve ayni zamanda kendi devletlerinde dayanakliligi olusturan birçok NATO hedefine ulasmak için milli adimlar atmalari ve daha kapsamli bir sekilde birlikte çalismalari gerekiyor. Çünkü son yillarda farkli konularda müttefikler arasinda pek çok farklilik oldugunu görebiliyordunuz ki bu da içeride gerçeklesen süreçlerin çogunu bir nevi sorguluyor. Evet, ABD'ye ihtiyacimiz var. ABD açikça NATO'daki en büyük ve en güçlü aktör. Ancak ayni zamanda diger üye devletlerin harekete geçip daha fazlasini yapmasi gerekiyor."
- "Büyük resme bakmak gerek"
"Türkiye'nin NATO katkisinin" soruldugu Paul, son birkaç yilda bazi NATO ülkeleri ile Türkiye'nin ayni fikirde olmadigini ve bazi sorunlarin yasandigini söyledi.
Türkiye'nin her zaman NATO içinde sadik bir müttefik oldugunu ve olmaya da devam edecegini vurgulayan Paul, "Yani sadece Karadeniz'e ve Akdeniz'e baktiginizda bile Türkiye o bölgelerde Rus yayilmaciligina karsi ön saflarda yer aliyor. Ve bazen bunun yeterince takdir görmedigini düsünüyorum." diye konustu.
NATO müttefiklerinin yaptigi konusmalari hatirlatan Paul, sunlari kaydetti:
"Burada (Fransa Cumhurbaskani Emmanuel) Macron'dan bahsedecegim, Türkiye'den sürekli sikayet eden ve 'Türkiye'nin müttefik olmadigini' söyleyen ve Türkiye'nin ittifak üyeligini sorgulayan tek kisi o degil. Ama bence büyük resme bakmak gerekiyor. Açikçasi o, Suriye'de ve Dogu Akdeniz'de gördügü Türkiye'yi kastediyor ve Türkiye'nin daha kötü bir rol oynadigi kanisina sahip. Yine de biraz daha incelikli bir durusa sahip olmaniz gerekiyor. Çünkü daha büyük resme bakarsaniz, aslinda Türkiye'nin NATO'ya yaptigi katki, sadece simdi degil, on yillar boyunca çok büyük olmustur. Baskan Macron'u da etkileyen diger NATO müttefiklerine soracak olursaniz, farkli bir cevap alirsiniz. 'Türkiye'nin Avrupa güvenliginin savunma kalesi olmaya devam ettigini' söyleyecekler. Yeri doldurulamaz. Türkiye ayni zamanda NATO'daki tek büyük Müslüman ülkedir. Bu bile basli basina benzersizdir."
- "Türkiye'nin is birligi yaptigini görüyoruz"
Türkiye'nin bazen NATO içindeki kararlari engelledigine iliskin çok fazla elestiri olduguna dikkati çeken Paul, "Kararlari engelleyen tek ülke Türkiye degil. Türkiye'nin geçmiste pek de hevesli olmadigi bazi konularda is birligi yaptigini görüyoruz." dedi.
Türkiye'nin Baltik Hava Polis Misyonuna yeniden katildigini animsatan Paul, "Bu bana Türkiye'nin NATO'nun dogu kanadindaki varligini ve konumunu güçlendirme ihtiyacini iki katina çikaracagimizi kabul ettigi izlenimi veriyor." ifadesini kullandi.
Paul, Türkiye'nin güvenilir ve çok önemli bir ortak oldugunun altini çizdi.
"Dogu Akdeniz konusunda Türkiye uluslararasi bir konferans düzenlenmesi teklifinde bulundu. Bu konferansin olma olasiligi nedir? Anlasmazliklari çözmenin yolu ne olmali?" sorusunu ise Paul, "Elbette uluslararasi bir konferansin olmasi harika olurdu. Olup olmayacagini zaman gösterecek. Ama nihayetinde Dogu Akdeniz'deki sorunlar Kibris sorununa kadar uzaniyor." diye yanitladi.
- "Türkiye'yi sorumlu tutma egilimi var"
Kibris sorunu çözülürse Dogu Akdeniz'de hiçbir sorunun kalmayacagina isaret eden Paul, "Ama ne yazik ki bu olacak gibi görünmüyor." açiklamasinda bulundu.
Paul, Kibris sorununun çözülememesinden Türkiye'yi sorumlu tutma egiliminin olduguna dikkati çekerek, 2004'teki Annan Plani ve yapilan görüsmelerin çöküsünün Türkiye'ye yüklenemeyecegini vurguladi.
Farkli bir yaklasima gerek oldugunu belirten Paul, bu konuda Kibrisli Rumlara daha fazla baski yapilabilecegini dile getirdi.
- "Çok iyi bir firsat"
NATO 2030 Uzmanlar Grubu Üyesi, NATO Eski Genel Sekreter Yardimcisi Tacan Ildem de tüm müttefik devlet ve hükümet baskanlarini bir araya getirecek NATO Zirvesi'nin transatlantik baglarini güçlendirmek ve müttefikler arasindaki birlik, uyum ve dayanismayi saglamlastirmak için çok iyi bir firsat saglayacagini ifade etti.
"NATO 2030 Yeni Bir Çag Için Birliktelik" raporunda 138 öneri ortaya koyduklarini aktaran Ildem, önerilerden birisinin stratejik konseptin güncellenmesi oldugunu belirtti.
NATO'nun toparlanma kabiliyeti konusunda kapasitesini artirmasi gerektigine isaret eden Ildem, sunlari söyledi:
"Toparlanma kabiliyeti, günümüzde karmasik güvenlik sorunlariyla birlikte anahtar bir kelime haline geldi. Toparlanma kabiliyeti, müttefik ülkelerin bireysel olarak performanslarini ve hazir olma durumlarini ölçebilmek için belirli sartlar ve referans degerleri tayin edebilmelerine yönelik ulusal kabiliyetleri ile ilgili önemli bir kavramdir. Iklim degisikliginin güvenlik bakimindan sonuçlari gibi diger alanlar da var. Bu konu da stratejik konsept özelinde ele alinmalidir."
- "Türkiye önemli bir müttefik"
Türkiye için terörle mücadelenin önemli bir mesele oldugunun altini çizen Ildem, "Türkiye terörden çok muzdarip olmustur. NATO 2030 Yeni Bir Çag Için Birliktelik raporumuzda bunun, NATO ve müttefiklerine yakin ve asimetrik bir tehdit teskil ettigini vurguluyoruz. Tüm tezahürleri göz önüne alindiginda etkili bir sekilde is birligi yapmamiz gerekiyor." dedi.
Bunun ortak ve önemli bir mesele olmasi nedeniyle NATO'nun 3 temel görevi arasina açikça dahil edilmesini teklif ettiklerini hatirlatan Ildem, NATO ve Avrupa Birliginin is birligi yapmasinin önemine isaret etti.
Türkiye'nin NATO'nun kolektif savunma gayretleri yaninda tüm operasyonlarina ve misyonlarina önemli katkilar sunan önemli bir müttefik oldugunu vurgulayan Ildem, fikir ayriliklarinin karsilikli anlayis ve saygi çerçevesinde çözüme kavusturulabilecegini kaydetti.