'Selam Olsun' Baslikli Söyleside Ahmet Hamdi Tanpinar Konusuldu
Türk edebiyatinin usta kalemlerinden Ahmet Hamdi Tanpinar, dogumunun 120. yilinda, Beyoglu Belediyesi tarafindan düzenlenen bir dizi etkinlikle aniliyor.
Tanpinar Söylesilerinin Tarik Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Selam Olsun" baslikli ilk etkinligi, belediyenin sosyal medya hesaplarinda canli yayinlandi.
Söylesiyi yöneten Mehmet Lütfi Sen, sanatçilari daha çok dogum yil dönümlerinde anmak istediklerini belirterek, "Eger bir insan sanatçiysa o yasamaya devam ediyordur." dedi.
Türkiyat Enstitüsü Müdürü Mustafa Balci, dün ziyarete açilan "Dogumunun 120. yilinda Ahmet Hamdi Tanpinar" sergi projesini anlatti.
- "Tanpinar kademe kademe kesfedilmis bir yazarimiz"
Balci, Tanpinar'in son 50 yilin en çok okunan yazarlarindan biri oldugunu söyleyerek, "Tanpinar kademe kademe kesfedilmis bir yazarimiz ve sairimiz. Okunmaya da devam etmeli, özellikle 'Bes Sehir' kitabi. Roman, siir, hikaye her zaman okurunu bulur ama deneme özel bir okura sahiptir." diye konustu.
Türkiyat Enstitüsünün 1924 yilinda Fuat Köprülü tarafindan kuruldugunu aktaran Balci, "Türkiyat Enstitüsüne o tarihten sonra Kazan'dan getirilmis meshur kütüphane çekirdek olmak üzere muhtesem bir kütüphane olusturulmus. Bu kütüphane Türkiyat Enstitüsüyle adeta özdes durumda. Tanpinar'in Türkiyat Enstitüsüne bagisladigi kitaplar yalnizca katalogda ismen geçiyor. Kitaplari elimize alip baktigimizda bu ithaflari ve imzalari görünce bunun mutlaka kamuoyuyla paylasilmasi gerektigini düsündüm. Çünkü benim son dönemlerine rastladigim, mesela ben ögrenciyken vefat etmis Ilhan Berk gibi, Edip Cansever gibi ayni entelektüel havayi Istanbul'da soludugum sanatkarlarimizin Tanpinar'a büyük oranda çekingen, mahcup 'hocam' diyerek kitaplarini imzaladiklarini görünce Tanpinar ile onlar arasindaki nesil devamliligini fark ettim." ifadelerini kullandi.
Istanbul Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ali Sükrü Çoruk, Tanpinar'in edebiyat hocaligi yillarini anlatarak, usta yazarin, Türkiye'de farkli düsüncelere sahip pek çok insanin önemi noktasinda ittifak ettigi bir isim oldugunu söyledi.
Her yazar için bu toplumsal ittifakin mümkün olamadigini ifade eden Çoruk, "Fakat Tanpinar söz konusu oldugunda hangi düsünceye sahip olursa olsun pek çok kisi muhakkak ondan bir seyler ögrenebilecegine, muhakkak ondan bir seyler alinabilecegine inaniyor ve ona ciddi anlamda ilgi gösteriyor." degerlendirmesini yapti.
- "Tanpinar eski ile yeninin terkibinin pesinde"
Tanpinar'da pek çok yazarda ve entelektüelde olmayan bir hedef ve düsünce oldugunu dile getiren Çoruk, "Bu terkip fikridir. Tanpinar eski ile yeninin terkibinin pesinde. Bunu yeninin ön plana çikarildigi ve eskinin tamamen terk edilmesi gerektiginin savunuldugu bir dönemde yapiyor. Çok fazla taraftari bulunmayan bir dönemde bu fikrin taraftarligini yapiyor. Bunun gerekliligine inaniyor. Yerel kültürle evrensel kültürün harmanlanmasindan yana." ifadelerini kullandi.
Dünyadan çok fazla sey ögrenilebilecegine, Türkiye'nin kendi sartlari içerisinde kalmamasi gerektigine ve disa açik bir vizyon çizmesi gerektigine inanan Tanpinar'in, bunu kendi hayatinda da uyguladigini anlatan Çoruk, sunlari kaydetti:
"Hem Richard Wagner'i, hem Claude Debussy'i hem de Dede Efendi'yi dinleyen ve üçünü de birbirinden ayirmadan, onlarda ortak noktalar bulup bir terkibe gitmeye çalisan bir disipline, bir kafaya ve bir düsünceye sahip. Romanlarinda da elbette görüyoruz. Romanlari hem bireysel hem de sosyal meselelerin iç içe geçtigi romanlar. Yani romanlarina baktigimizda hem insani görüyorsunuz hem o insani çevreleyen yerel ve evrensel meseleler içerisinde insani görüyorsunuz. Dolayisiyla Tanpinar, bazi romancilar gibi tamamen bireye odakli, bazi romancilar gibi sadece toplumsal meselelere odakli bir yaklasim benimsemis degildir. Bireyi sadece kendi çerçevesinde degil, bulundugu toplum çerçevesinde ve olaylar etrafinda ele alarak hem hikaye hem de romanlarinda çok ustalikli bir sekilde bize vermektedir."
Yazar Haluk Oral da Ahmet Hamdi Tanpinar'i daha yakindan tanimanin ipuçlarini aradigini anlatarak, "Bu ipuçlari günlüklerinde daha çok var. Sonra mektuplarinda var; birtakim durumlarda gösterdigi davranislar iz birakmis, onlarda var." seklinde konustu.
- "Tanpinar'i pek çok yönüyle degerlendirmek icap eder"
Prof. Dr. Birol Emil ise hayatinin büyük talihlerinden birinin Tanpinar'in üniversite yillarinda hem hocasi hem de sonradan onun baskani oldugu Edebiyat Fakültesine Yeni Türk Edebiyati Kürsüsünde asistanlik yapmasi oldugunu söyledi.
Tanpinar'i insan olmaktan ziyade Türk kültür ve edebiyatinda bir sahsiyet olarak görmek gerektigini ifade eden Emil, sunlari kaydetti:
"Ben Tanpinar'i 60 küsur yildir okurum. Defalarca okurum. Eserlerine bir bütün olarak bakip degerlendirdigimiz zaman su kanaate variyoruz; Ahmet Hamdi Tanpinar son iki yüz yillik Türk kültür ve edebiyatinda estetik zevki ve dikkati, genis kültürü, ilim, fikir ve sanat adamligi, hem bizi hem de Avrupa'yi son derece vukufla bilmesiyle ne kendinden önce ne kendinden sonra hiçbir edebiyatçimizin erisemedigi bir üslup güzelligine ve mükemmelligine sahiptir. Bu üslup meselesi son derece mühimdir. Edebiyat baska açidan sanat ve üslup demektir. Üslup edebiyatta dile sekil vermektir. Tanpinar, 200 yillik edebiyatimiz boyunca Türkçeye erisebilecegi en yüksek, en güzel ve en mükemmel sekli veren benzersiz ve rakipsiz bir sanatkardir. O kadar sanatkardir ki objektif bir bakis tarzinin olmasi lazim gelen ilim eserlerinde bile konusan sanatkar Tanpinar'dir. Bunu iyi bilmek lazim. Bu açidan Tanpinar'i tek bir yönüyle degil, pek çok yönüyle degerlendirmek icap eder."
Söylesi programi kapsami kapsaminda 15 Haziran'da "Hep Ayni Hayalin Pesinde", 18 Haziran'da "Rüya'nin Sesi: Tanpinar'in Siiri", 22 Haziran'da "Bes Sehir'in Izinde", 24 Haziran'da "Tanpinar'in Ufkundan Osmanli Estetigi", 25 Haziran'da "Tanpinar'da Resim, Sinema ve Müzik" ve 26 Haziran'da ise "Poetik Imkanlar Açisindan Tanpinar'in Edebi Dili" baslikli konusmalar yapilacak.
Kaynak: AA
Söylesiyi yöneten Mehmet Lütfi Sen, sanatçilari daha çok dogum yil dönümlerinde anmak istediklerini belirterek, "Eger bir insan sanatçiysa o yasamaya devam ediyordur." dedi.
Türkiyat Enstitüsü Müdürü Mustafa Balci, dün ziyarete açilan "Dogumunun 120. yilinda Ahmet Hamdi Tanpinar" sergi projesini anlatti.
- "Tanpinar kademe kademe kesfedilmis bir yazarimiz"
Balci, Tanpinar'in son 50 yilin en çok okunan yazarlarindan biri oldugunu söyleyerek, "Tanpinar kademe kademe kesfedilmis bir yazarimiz ve sairimiz. Okunmaya da devam etmeli, özellikle 'Bes Sehir' kitabi. Roman, siir, hikaye her zaman okurunu bulur ama deneme özel bir okura sahiptir." diye konustu.
Türkiyat Enstitüsünün 1924 yilinda Fuat Köprülü tarafindan kuruldugunu aktaran Balci, "Türkiyat Enstitüsüne o tarihten sonra Kazan'dan getirilmis meshur kütüphane çekirdek olmak üzere muhtesem bir kütüphane olusturulmus. Bu kütüphane Türkiyat Enstitüsüyle adeta özdes durumda. Tanpinar'in Türkiyat Enstitüsüne bagisladigi kitaplar yalnizca katalogda ismen geçiyor. Kitaplari elimize alip baktigimizda bu ithaflari ve imzalari görünce bunun mutlaka kamuoyuyla paylasilmasi gerektigini düsündüm. Çünkü benim son dönemlerine rastladigim, mesela ben ögrenciyken vefat etmis Ilhan Berk gibi, Edip Cansever gibi ayni entelektüel havayi Istanbul'da soludugum sanatkarlarimizin Tanpinar'a büyük oranda çekingen, mahcup 'hocam' diyerek kitaplarini imzaladiklarini görünce Tanpinar ile onlar arasindaki nesil devamliligini fark ettim." ifadelerini kullandi.
Istanbul Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Ali Sükrü Çoruk, Tanpinar'in edebiyat hocaligi yillarini anlatarak, usta yazarin, Türkiye'de farkli düsüncelere sahip pek çok insanin önemi noktasinda ittifak ettigi bir isim oldugunu söyledi.
Her yazar için bu toplumsal ittifakin mümkün olamadigini ifade eden Çoruk, "Fakat Tanpinar söz konusu oldugunda hangi düsünceye sahip olursa olsun pek çok kisi muhakkak ondan bir seyler ögrenebilecegine, muhakkak ondan bir seyler alinabilecegine inaniyor ve ona ciddi anlamda ilgi gösteriyor." degerlendirmesini yapti.
- "Tanpinar eski ile yeninin terkibinin pesinde"
Tanpinar'da pek çok yazarda ve entelektüelde olmayan bir hedef ve düsünce oldugunu dile getiren Çoruk, "Bu terkip fikridir. Tanpinar eski ile yeninin terkibinin pesinde. Bunu yeninin ön plana çikarildigi ve eskinin tamamen terk edilmesi gerektiginin savunuldugu bir dönemde yapiyor. Çok fazla taraftari bulunmayan bir dönemde bu fikrin taraftarligini yapiyor. Bunun gerekliligine inaniyor. Yerel kültürle evrensel kültürün harmanlanmasindan yana." ifadelerini kullandi.
Dünyadan çok fazla sey ögrenilebilecegine, Türkiye'nin kendi sartlari içerisinde kalmamasi gerektigine ve disa açik bir vizyon çizmesi gerektigine inanan Tanpinar'in, bunu kendi hayatinda da uyguladigini anlatan Çoruk, sunlari kaydetti:
"Hem Richard Wagner'i, hem Claude Debussy'i hem de Dede Efendi'yi dinleyen ve üçünü de birbirinden ayirmadan, onlarda ortak noktalar bulup bir terkibe gitmeye çalisan bir disipline, bir kafaya ve bir düsünceye sahip. Romanlarinda da elbette görüyoruz. Romanlari hem bireysel hem de sosyal meselelerin iç içe geçtigi romanlar. Yani romanlarina baktigimizda hem insani görüyorsunuz hem o insani çevreleyen yerel ve evrensel meseleler içerisinde insani görüyorsunuz. Dolayisiyla Tanpinar, bazi romancilar gibi tamamen bireye odakli, bazi romancilar gibi sadece toplumsal meselelere odakli bir yaklasim benimsemis degildir. Bireyi sadece kendi çerçevesinde degil, bulundugu toplum çerçevesinde ve olaylar etrafinda ele alarak hem hikaye hem de romanlarinda çok ustalikli bir sekilde bize vermektedir."
Yazar Haluk Oral da Ahmet Hamdi Tanpinar'i daha yakindan tanimanin ipuçlarini aradigini anlatarak, "Bu ipuçlari günlüklerinde daha çok var. Sonra mektuplarinda var; birtakim durumlarda gösterdigi davranislar iz birakmis, onlarda var." seklinde konustu.
- "Tanpinar'i pek çok yönüyle degerlendirmek icap eder"
Prof. Dr. Birol Emil ise hayatinin büyük talihlerinden birinin Tanpinar'in üniversite yillarinda hem hocasi hem de sonradan onun baskani oldugu Edebiyat Fakültesine Yeni Türk Edebiyati Kürsüsünde asistanlik yapmasi oldugunu söyledi.
Tanpinar'i insan olmaktan ziyade Türk kültür ve edebiyatinda bir sahsiyet olarak görmek gerektigini ifade eden Emil, sunlari kaydetti:
"Ben Tanpinar'i 60 küsur yildir okurum. Defalarca okurum. Eserlerine bir bütün olarak bakip degerlendirdigimiz zaman su kanaate variyoruz; Ahmet Hamdi Tanpinar son iki yüz yillik Türk kültür ve edebiyatinda estetik zevki ve dikkati, genis kültürü, ilim, fikir ve sanat adamligi, hem bizi hem de Avrupa'yi son derece vukufla bilmesiyle ne kendinden önce ne kendinden sonra hiçbir edebiyatçimizin erisemedigi bir üslup güzelligine ve mükemmelligine sahiptir. Bu üslup meselesi son derece mühimdir. Edebiyat baska açidan sanat ve üslup demektir. Üslup edebiyatta dile sekil vermektir. Tanpinar, 200 yillik edebiyatimiz boyunca Türkçeye erisebilecegi en yüksek, en güzel ve en mükemmel sekli veren benzersiz ve rakipsiz bir sanatkardir. O kadar sanatkardir ki objektif bir bakis tarzinin olmasi lazim gelen ilim eserlerinde bile konusan sanatkar Tanpinar'dir. Bunu iyi bilmek lazim. Bu açidan Tanpinar'i tek bir yönüyle degil, pek çok yönüyle degerlendirmek icap eder."
Söylesi programi kapsami kapsaminda 15 Haziran'da "Hep Ayni Hayalin Pesinde", 18 Haziran'da "Rüya'nin Sesi: Tanpinar'in Siiri", 22 Haziran'da "Bes Sehir'in Izinde", 24 Haziran'da "Tanpinar'in Ufkundan Osmanli Estetigi", 25 Haziran'da "Tanpinar'da Resim, Sinema ve Müzik" ve 26 Haziran'da ise "Poetik Imkanlar Açisindan Tanpinar'in Edebi Dili" baslikli konusmalar yapilacak.