Harzemşah Dizisinde ki Alaaddin Keykubat Kimdir?
Büyük devlet adamları büyüklüklerini, yaptıkları olumlu işler ve bıraktıkları eserler ile elde ederler. Mesela Neron, şehri yakmış? Ne kadar büyük bir devlet adamı ? Halkını ve dünyayı felakete sürükleyen hasta ruhlu Musolini ve Hitler ne kadar büyük ? Ekmek doğrar gibi insan doğrayan kasap Stalin’in büyüklüğü ne kadar? Birde vefatında Türklerin yanında Ermenilerin bile göz yaşı döktüğü adil Sultan Melikşah, altmış bir sene yurdunu ilim ve fende orta çağın zirvesine taşıyan Sultan Sencer, İstanbul’u gülzar eyleyen Fatih Sultan Mehmet ve daha sayamadığımız bir çok ecdat gibileri ne kadar büyük?
Büyük devlet adamları büyüklüklerini, yaptıkları olumlu işler ve bıraktıkları eserler ile elde ederler. Mesela Neron, şehri yakmış? Ne kadar büyük bir devlet adamı ? Halkını ve dünyayı felakete sürükleyen hasta ruhlu Musolini ve Hitler ne kadar büyük ? Ekmek doğrar gibi insan doğrayan kasap Stalin'in büyüklüğü ne kadar? Birde vefatında Türklerin yanında Ermenilerin bile göz yaşı döktüğü adil Sultan Melikşah, altmış bir sene yurdunu ilim ve fende orta çağın zirvesine taşıyan Sultan Sencer, İstanbul'u gülzar eyleyen Fatih Sultan Mehmet ve daha sayamadığımız bir çok ecdat gibileri ne kadar büyük?
Kimi devlet adamı devlet kurma şerefine nail olur; Kutalmışoğlu Süleyman Şah gibi. Kimi devlet adamı vardır kurulan devletin yurdunu tescil ettirmiştir; 1176 senesinde Miryakefelon Savaşı ile 2. Kılıçarslan gibi.
İşte bu büyük devlet adamlarından Türkiye Selçuklu Devleti'nin Sultanı 1. Alaaddin Keykubat'tan bahsetmeye çalışacağım. Sultan Alaaddin, ceddi Kılıçarslan gibi Selçuklu Devleti'ne karşı büyük bir ordu toplayan Celalettin Harzemşah'ı 1230 senesinde Yassı Çemen Savaşında yenmiş, tarihe vatanını ve devletini koruyan bir adım atmıştır.
Anadolu tarihine bakıldığında bu coğrafyada her zaman birden çok devlet hüküm sürmüştür. Osmanlı Devleti Anadolu'yu bir uçtan bir uca Türk yurdu yapmıştır. Ancak, Sultan 1. Alaaddin'i büyük yapan hasletlerden bir tanesi de daha o yıllarda Anadolu coğrafyasını tek bir hâkimiyetin altına toplaması ve bunda kısmen muvaffak olmasıdır. Şöyle ki, 1228'de Erzincan, Sivas, Tunceli, Elazığ bölgelerinde hüküm süren Mengücek Devleti'ni ortadan kaldırdı, Erzurum'u alarak Saltuklular hakimiyetini bitirdi, 1232'de Bitlis ve Ahlat şehrini alıp Artuklular egemenliğine son verdi, Antalya ve Sinop zaten Selçuklu şehri idi. Alanya'yı alarak Akdeniz sahili tamamen Selçuklu hakimiyetine girdi. Urfa ve Harran'ı da alan Alaaddin Keykubat, hemen hemen bugünkü Doğu sınırlarımıza ulaşmış oldu.
Selçuklu tarihini az çok okuyan kişiler bu birlikteliğin sağlanmasının kolay olmadığını görecekler. Zira karşınızda Bizans yok. Bizans olsa iş kolay. 1071'de askeri olarak girdiğimiz Malazgirt'ten sadece dört yıl sonra 1075'te İznik dahil fethetmiştik. Ama daha sonra bu topraklar Türkmen beyleri tarafından pay edildi. İşte Büyük Sultan Alaaddin Keykubat, çoğu mücadelesini bu hak sahibi olduğunu iddia eden -ki kısmen haklılar- Müslüman Türk beylerine karşı yaptı.
Yukarıda da bahsettiğim gibi Anadolu her zaman bir çok devlet tarafından yönetildi. Örnek verecek olursak Lidya, Urartu, Frigya ve İyonya Krallıkları bunlardan bir kaçıdır. Sultan Alaaddin Keykubat'ın Anadolu Türk hâkimiyeti tarihinin şerefli sayfasında yerini alması, vatan birliğini sağlamasındandır. Bu tohum Anadolu'nun makus talihini değiştirecek ve Osmanlı'dan itibaren bir daha dışardan saldırıya maruz kalmayacaktır. Eskiden hallaç pamuğu gibi herkesin üzerinden geçtiği adeta yol geçen hanına döndüğü büyük medeniyetlerin izlerini taşıyan Anadolu, Türklerin hakimiyetinden sonra rahat bir nefes almış, en son İstiklal Savaşımızda dahi bizi sinesinden atmamıştır. Anadolu bizimdir, biz Anadolu'yuzdur. Yedi düvele karşı İstiklal Harbi verdik, Anadolu bizi biz Anadolu'yu bırakmadık. Ekonomik ve kültürel yönden kalkınmaya hız verirsek ve teknolojik olarak Dünya'da söz sahibi olursak yarın NATO bizi yarı yolda bıraksa dahi yine yurdumuzu Sultan Alaaddin'in sağlamlaştırdığı Anadolu'muzu terk etmemiş oluruz.
İHA'larla SİHA'larla savunma sanayimizde atak yaparken, savunmada en büyük sermayemiz olan nüfus gerçeğini de göz ardı etmemeliyiz. İki dünya savaşına katılan ve bugün sanayi ve teknolojide Dünya'nın söz sahibi devletlerinden olan Japonya'nın yüz ölçümü 377 bin kilometrekaredir. Yani 783 bin kilometrekare olan Anadolu'muzun yarısı kadardır. Ancak Japonya'nın nüfusu 126 milyondur. Bizim yarımız kadar toprağa sahip, Hiroşima'da iki defa atom bombasına maruz kalmış Japonya, nüfus olarak bizden daha fazla. Rızık konusunda Hz. Allah'a tam itimat eden bizler, çok geç olmadan gereken aksiyonu almamız gerekir. Avrupa'nın yaşlı ve köhnemiş nüfusu hepinizce malumdur.
Unutmayın Tarih, geçmişten zamanımıza ve gelecek zamana çevrilmiş bir projektördür.
Sözlerime son verirken Oğuz Kağan soyundan, Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu Selçuk Bey'in torunlarından, Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı 1. Alaaddin Keykubat'ı rahmet ve minnetle anıyorum.
UĞUR KINIK
Kimi devlet adamı devlet kurma şerefine nail olur; Kutalmışoğlu Süleyman Şah gibi. Kimi devlet adamı vardır kurulan devletin yurdunu tescil ettirmiştir; 1176 senesinde Miryakefelon Savaşı ile 2. Kılıçarslan gibi.
İşte bu büyük devlet adamlarından Türkiye Selçuklu Devleti'nin Sultanı 1. Alaaddin Keykubat'tan bahsetmeye çalışacağım. Sultan Alaaddin, ceddi Kılıçarslan gibi Selçuklu Devleti'ne karşı büyük bir ordu toplayan Celalettin Harzemşah'ı 1230 senesinde Yassı Çemen Savaşında yenmiş, tarihe vatanını ve devletini koruyan bir adım atmıştır.
Anadolu tarihine bakıldığında bu coğrafyada her zaman birden çok devlet hüküm sürmüştür. Osmanlı Devleti Anadolu'yu bir uçtan bir uca Türk yurdu yapmıştır. Ancak, Sultan 1. Alaaddin'i büyük yapan hasletlerden bir tanesi de daha o yıllarda Anadolu coğrafyasını tek bir hâkimiyetin altına toplaması ve bunda kısmen muvaffak olmasıdır. Şöyle ki, 1228'de Erzincan, Sivas, Tunceli, Elazığ bölgelerinde hüküm süren Mengücek Devleti'ni ortadan kaldırdı, Erzurum'u alarak Saltuklular hakimiyetini bitirdi, 1232'de Bitlis ve Ahlat şehrini alıp Artuklular egemenliğine son verdi, Antalya ve Sinop zaten Selçuklu şehri idi. Alanya'yı alarak Akdeniz sahili tamamen Selçuklu hakimiyetine girdi. Urfa ve Harran'ı da alan Alaaddin Keykubat, hemen hemen bugünkü Doğu sınırlarımıza ulaşmış oldu.
Selçuklu tarihini az çok okuyan kişiler bu birlikteliğin sağlanmasının kolay olmadığını görecekler. Zira karşınızda Bizans yok. Bizans olsa iş kolay. 1071'de askeri olarak girdiğimiz Malazgirt'ten sadece dört yıl sonra 1075'te İznik dahil fethetmiştik. Ama daha sonra bu topraklar Türkmen beyleri tarafından pay edildi. İşte Büyük Sultan Alaaddin Keykubat, çoğu mücadelesini bu hak sahibi olduğunu iddia eden -ki kısmen haklılar- Müslüman Türk beylerine karşı yaptı.
Yukarıda da bahsettiğim gibi Anadolu her zaman bir çok devlet tarafından yönetildi. Örnek verecek olursak Lidya, Urartu, Frigya ve İyonya Krallıkları bunlardan bir kaçıdır. Sultan Alaaddin Keykubat'ın Anadolu Türk hâkimiyeti tarihinin şerefli sayfasında yerini alması, vatan birliğini sağlamasındandır. Bu tohum Anadolu'nun makus talihini değiştirecek ve Osmanlı'dan itibaren bir daha dışardan saldırıya maruz kalmayacaktır. Eskiden hallaç pamuğu gibi herkesin üzerinden geçtiği adeta yol geçen hanına döndüğü büyük medeniyetlerin izlerini taşıyan Anadolu, Türklerin hakimiyetinden sonra rahat bir nefes almış, en son İstiklal Savaşımızda dahi bizi sinesinden atmamıştır. Anadolu bizimdir, biz Anadolu'yuzdur. Yedi düvele karşı İstiklal Harbi verdik, Anadolu bizi biz Anadolu'yu bırakmadık. Ekonomik ve kültürel yönden kalkınmaya hız verirsek ve teknolojik olarak Dünya'da söz sahibi olursak yarın NATO bizi yarı yolda bıraksa dahi yine yurdumuzu Sultan Alaaddin'in sağlamlaştırdığı Anadolu'muzu terk etmemiş oluruz.
İHA'larla SİHA'larla savunma sanayimizde atak yaparken, savunmada en büyük sermayemiz olan nüfus gerçeğini de göz ardı etmemeliyiz. İki dünya savaşına katılan ve bugün sanayi ve teknolojide Dünya'nın söz sahibi devletlerinden olan Japonya'nın yüz ölçümü 377 bin kilometrekaredir. Yani 783 bin kilometrekare olan Anadolu'muzun yarısı kadardır. Ancak Japonya'nın nüfusu 126 milyondur. Bizim yarımız kadar toprağa sahip, Hiroşima'da iki defa atom bombasına maruz kalmış Japonya, nüfus olarak bizden daha fazla. Rızık konusunda Hz. Allah'a tam itimat eden bizler, çok geç olmadan gereken aksiyonu almamız gerekir. Avrupa'nın yaşlı ve köhnemiş nüfusu hepinizce malumdur.
Unutmayın Tarih, geçmişten zamanımıza ve gelecek zamana çevrilmiş bir projektördür.
Sözlerime son verirken Oğuz Kağan soyundan, Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu Selçuk Bey'in torunlarından, Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı 1. Alaaddin Keykubat'ı rahmet ve minnetle anıyorum.
UĞUR KINIK