AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten önemli açıklamalar!
AK Parti MYK sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.


DİYARBAKIR ANNELERİ
Terör örgütüne karşı Diyarbakır'da başlayan vicdan nöbeti, Şırnak, Van, Hakkari, Muş'ta katılımları devam ediyor. Annelerin evlatlarına bir an evvel kavuşmasını ümit ediyor, bize gönderdikleri bütün selam ve mesajları alıyoruz. Yakınen takip ediyoruz. Her türlü bize illettikleri mesajı hassasiyetle değerlendirdiğimize kuşkuları olmasın.
KILIÇDAROĞLU'NA BİLDİRİ TEPKİSİ
Emekli amiraller tarafından yayınlanan ve siyasette kötü girişimleri hatırlatan kanaatlerimizi sizinle paylaşmıştık. Yargı faaliyetini sürdürüyor, o konuya girecek değiliz. Bu süreç içerisinde AK Partiyi, ima eden sayın Kılıçdaroğlu ve bazı CHP'lilerden gelen asla kabul edemeyeceğimiz iddialar oldu. Bu metnin gece yarısı yayınlanmasında, değiştirilmesinde iktidarın sorumlu olduğu şeklinde açıklamalar yayınlandı.
Sanki bu işin içinde bazı arkadaşlarımız varmış da, kumpas kuruluyor gibi baştan aşağı yanlış açıklamalar oldu. Bu bildirinin gece yarısı yayınlanması konusunda dış müdahale sözkonusu olmuşsa, o zaman niçin bu bildiriye imza atan bazı emekli amiraller bunun fikir hürriyetine girdiğini açıklama gayretine girdiler. Bir tanesi de saygısızca bizi kast ederek, 'gece yarısı bildiriyi uykulu bir şekilde okumuşlar, sabah okuyunca göreceklerdir' demiştir.
Hemen bildiri yayınlanır yayınlanmaz, birtakım emekli generaller amirallerin bu bildirisine destek verdiklerini açıkladılar. İçerikte bir yanlış varsa 'şu anda yayınlananlar benim imzaladığım bildiride yoktu' demedi. Dolayısıyla bir bilgi varsa sayın Kılıçdaroğlu'nda, bunun içeriğine kim müdahale etmiş, yayınlanma zamanlamasını kim değiştirmiş, bu sorulması gereken sorudur.
Eğer bildiri değiştiyse yayımlayanlara soracaklardır. İktidarın bizim partimizin bu şekilde suçlanması, bu eylemdeki gayrimeşruluğu örtmek için maalesef vesayetçi zihniyetin yeni bir ürünü olarak bu şekilde suçlamalara girişilmektedir. Değiştirildikten sonra diğer amiraller, 'ben bunun arkasındayım' diye tweeti niye atmıştır, sayın Kılıçdaroğlu'nun yapacağı izahdır.
YUNANİSTAN'IN HADSİZ TUTUMU
Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın ülkemize ziyareti oldu. Tabii ki ülkemize ziyaretlerinden memnuniyet duyarız. Geleneksel misafirperverliğimiz ve diplomatik deneyiyimiz çerçevesinde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyarız. Burada gördük ki Yunanistan Dışişleri Bakanı Türkiye'ye Ankara'ya konuşmak için gelmemiş, Atina'ya konuşmak için gelmiş. Son derece bağnaz bir şekilde diplomasi tarihine bir yakışıksızlık örneği olarak girecektir. Sayın Dışişleri Bakanımız gereken cevabı verdikten sonra son sözü yine Yunan Bakana geldi fakat yine aynı şekilde devam etti. Müzakereleri sabote etmek için konuşmuş olmakla kayıtlara geçmiş oldu. Bu nezaket ve diplomasi dışı tavrı bütün dünya görmüş oldu.
Beni en çok şaşırtan şey şu oldu; Yunan Dışişleri Bakanının sözlerinde ister küçük, ister büyük devlet olsun, kendi egemenliklerini korumaya muktedir olduğunu söylerler. İster küçük ada devleti, ister süper güç olsun. Bunun dışındaki ifade devlet olma kabiliyet ve kapasitesinden geriye gitmek anlamına gelir. Yunan Dışişleri Bakanı'nın kendi ülkesinin egemenliğinden bahsederken AB'den bahsettiğini gördük. AB'yi kalkan yapan açıklamayı ilk defa bir Dışişleri Bakanından görmüş oldum. Netice olarak bu sorunların neden çözülmediği anlaşıldı.
Karşı karşıya kaldığımız bağnazlık ve saygısızlığa rağmen müzakere sürecini akıllı bir dil ve devlet anlayışıyla, karşılıklı saygıya uygun şekilde sürdürmeye hazır olduğumuzu söylüyoruz. Bir Dışişleri Bakanı buraya gelecek kendi ülkesinin iç siyasetindeki siyasi kariyerine Ege ve Doğu Akdeniz'deki meseleleri istismar konusu haline getirecek. Buradan bir şey çıkmaz.
YUNANİSTAN'IN MÜLTECİLERE ZULMÜ
Cumhurbaşkanımız sık sık yabancı devlet başkanlarına, Avrupalı liderlere, komisyon başkanlarına, konsey başkanlarına Yunanistan'ın mülteciler konusundaki insanlık dışı tutumu tekrar tekrar hatırlatıyor. Her seferinde 'Sayın Erdoğan Yunan tarafı bize başka bilgi veriyor' deniliyor. Bütün dünya televizyonlarının naklen verdiği, BM'nin rapor üzerine rapor yayınladığı halde. Sayın Cumhurbaşkanı derhal talimat vererek belgeleri gönderiyor. İçişleri Bakanımız twitter hesabından görüntü yayınladı. Yunanistan sahil güvenlik unsuru 41 kişinin olduğu mülteci botuna yaklaşıyor. AB üyesi bir devletin unsuru mültecilerin üzerine benzin döküyor. Bunun videosunu İçişleri Bakanımız yayınladı. Bu zalimane davranışını durduran kim? Milletimizin asil evlatları, sahil güvenlik güçlerimiz. 3 yılda 80 binden fazla mülteciyi botlarını şişleyerek, sivil elbise giyip öldürmeye kalkarak, üzerlerindeki eşyalarını alarak, çıplak şekilde kara sularımıza ittiler.
Yunanistan sahil güvenlik unsurları resmen benzin dökerek, yakmaya çalışarak bir katliama imza atmaya çalışmışlardır. Sırp kasaplarının yaptığı gibi, Ruanda'da olduğu gibi. Kahramanlarımız orada olmasa bu insanların hepsine Akdeniz'i mezar yapacaklar. Defalarca söyledim, siz demokrasinizi önce Akdeniz'in sularından kurtarın, o değerleri Akdeniz'in sularına gömdünüz siz. Önce onu kurtarın ondan sonra konuşun.
AFGANİSTAN'A DESTEK
Milli güvenliğimiz açısından Afganistan barışına verdiğimiz destek stratejiktir. Öte yandan kardeş bir ülke olarak Türkiye'nin ev sahipliği önemli olacaktır. Türkiye bir kere daha dünya barışına destek olan bu katılımı düzenleyecektir.
UKRAYNA-RUSYA KRİZİ
Donbas'taki ateşkes ihlallerinde 20'ye yakın Ukrayna askerinin ölümüyle sonuçlandı. Rusya arkasından Karadeniz'de bölgeyi kapattı. Rusya, Ukrayna ve AGİT arasında bir çözümün olmasını istiyoruz. Kuşkusuz biz Kırım bölgesindeki işgali tanımıyoruz. Ukrayna ve Rusya ile yakın ilişkilerimiz var. Bu süreci de diplomatik bir süreçte 3'lü temasla çözülmesini arzu ediyoruz.
FİLİSTİN'İN YANINDAYIZ
Üzülerek söylüyoruz İsrail yine Gazze'ye saldırıda bulunmuştur. Batı Şeria'da Filistinli siyasetçileri tutukluyor, buna karşı batıdan güçlü bir ses çıkmıyor. Kınamaların İsrail'i etkilemediği ortaya çıktı. Kuşkusuz Filistin'in yanındayız, hak ve hukukunu korumaya gereken tavırları almayı sürdüreceğiz.
CHP'YE 23 NİSAN TEPKİSİ
CHP sözcüsü arkadaşımız basın toplantısı yapmış, Burada 23 Nisan'ı anarken bile yanlış argümanlar kullanmış. Atatürk, tabii Meclis'e her zaman önem verdi. Dünyadaki bütün meclisler savaştan sonra kurulmuştur fakat bizim Meclis'imiz Kurtuluş Savaşı'nın yönetmiştir. Şimdi, Atatürk üzerinden cümle kuran CHP'li arkadaşımızın söylediği doğru değil. Onlar, her Meclis'in kapatıldığı darbede destek verdiler. Ve netice itibarıyla keşke farklı bir tutum ortaya koysaydılar da siyasi partiler açısından elverişlilik olarak görmezdik ve belki ilk defa CHP demokrasiye katkı vermiş olurdu amirallerin bildirisine karşı çıkmış olsaydı. Siz 60, 70 ve onun ötesindeki her girişime destek verdiniz. Bunu birbirine karıştırmayın. Biz gazi olmuş yüce Meclis'i her zaman saygıyla korumaya devam edeceğiz. Genel Başkanları kumpası ifade ediyor. Bu kumpas kurma geleneği bizim bakanlarımızda geleneğimizde yok. Kumpas diye bahsettikleri, 'Gece yayınlanmasında iktidar var ya da bildirini değiştirilmiş ve iktidarın bir kolu var' 'Sabah okurlarsa anlarlar diyor' bunu söyleyen imza atan emekli amiral. Niye demiyor, 'içeriğinde bu ifadenin olması gerekiyor, başlığın atılmaması gerekiyordu' diye. Kumpas için uzağa gitmeyeceksiniz. Bu ifadeyi söyleyen emekli amirallere söyleyeceksiniz. Ondan sonra buna karşı çıkanları kumpasla suçlamaya çalışıyorsunuz. Kumpası burada arayacaksınız.
RUSYA UKRAYNA KRİZİ
Biz Karadeniz'de çatışma istemiyoruz.
Kuşkusuz Filistin'in yanındayız. Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukukunu korumaya, bununla ilgili gereken tavırları almaya devam edeceğiz.
Sarıklı amiral görüntüsünü de kabul etmiyoruz. Darbe İmalı bildiriyi de kabul etmiyoruz.
KKTC AYM'SİNİN KUR'AN KURS KARARI
Din ve vicdan özgürlüğünü engelleyen bir karardır.
Emekli amiraller bildirisi konusundaki sınıfta kalan tavırlarını örtmek için 128 milyar dolar meselesini sürekli ortaya çıkarıyorlar. En güzel cevabı kendi milletvekilleri verdi.