Mardin'de Yağışlar Üç Kat Azaldı, Kuraklık Tarım Kadar İçme Suyunu Da Olumsuz Etkiliyor
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Kızıltepe Meslek Yüksekokulu Müdürü Tarımsal Üretim Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Doğan, Mardin’de 2020 yılına göre yağışların üç kat daha azaldığını söyledi. Doğan, bitkilerin kuruması sonucu verim düşüklüğü olduğu gibi bunun içme suyunu da olumsuz etkileyeceğini belirtti.
Mardin’de ocak, şubat ve mart ayında beklenen yağışlar gelmeyince susuz kalan araziler kurumaya başladı.
MAÜ Kızıltepe Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Tarımsal Üretim Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Doğan, “Mardin genelinde ekili alana baktığımız zaman 3.1 milyon dekarlık ekim alanı mevcut. Bunun yaklaşık 3’te 1’i yani 1 milyon dekara yakını sulu alanımız mevcut. Bu da yaklaşık yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Geri kalan yüzde 70’lik alanda ise kuru tarım yapıldığı bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Tabii bu kadar alan fazla olunca yıllık itibarıyla yağan yağışın aylara göre dağılımında problem yaşıyoruz yani homojen değil. Buna bağlı olarak meteorolojik kuraklık dediğimiz durum ortaya çıkıyor. Şu an ekili durumda olan 1.5 milyon dekarlık ekim alanımız mevcut. Bu ekili alan içerisinde kışlık hububatlar ve baklagil bitkileri oluşturmaktadır. Bunun içerisinde buğday, arpa, mercimek ve nohut ekim alanları var” dedi.
Mardin bölgesinde ciddi bir yağış düşüklüğü olduğunu kaydeden Doç. Dr. Doğan, “Ocak ayı itibarıyla karşılaştırma yapmak gerekirse uzun yıllar ortalamasında ocak ayında düşen yağış miktarı yaklaşık olarak 117 milimetre bir yağış alırken, 2020’de 76 milimetre ve 2021 itibarıyla 105 milimetre bir yağış olduğunu görmek mümkündür. 2020 itibarıyla yağış daha fazla, uzun yıllar ortalamasına göre daha düşük olduğunu görüyoruz. Burada yağışta bir azalma yok uzun yıllar ortalamasına bir kıyaslama yaptığımız zaman. Lakin şubat ve mart ayındaki iklim verilerine baktığımız zaman Mardin bölgesinde ciddi bir yağış düşüklüğü görmek mümkündür. Uzun yıllar itibarıyla şubat ayında 105 milimetre yağış yağmışken, 2020 itibarıyla 103 milimetrelik bir yağış var ama ne yazık ki 2021 Şubat ayında yağış miktarına baktığımız zaman yaklaşık olarak 20 milimetre yağış yağmış. Bu da 2020 ve uzun yıllar ortalamasına göre 5 kat bir azalma olduğunu söyleyebiliriz. Aynı şekilde şubat ayındaki yağışın azlığı mart ayında da kendini göstermekte. Mart ayında uzun yıllar ortalamasına baktığımız zaman yaklaşık olarak 100 milimetre yağış alırken, 2020 itibarıyla bu 157 milimetre yağışın olduğunu görüyoruz. Şimdi ise yani 2021 verilerine baktığımız zaman 62 milimetre yağış aldığını görmek mümkün. Bu da geçen seneye göre 2,5-3 kat yağış azlığını görmüş oluyoruz” şeklinde konuştu.
Kuraklık nedeniyle ciddi verim düşüklüğü olacağını vurgulayan Doğan, "Şimdi bitkisel üretim yaparken bizim için yağışın aylara göre dağılışı önemlidir. Ocak, şubat, mart, nisan ayında yağışın düşmemesi sonucu bitkilerde kuraklık meydan geldiği için kurumalar ve kurumaların sonucunda verim düşüklükleri olacaktır. Bu da ciddi manada bölge çiftçisinin zarar ettiğini ve bunun da doğal olarak Türkiye ekonomisinde olumsuz bir sonuç doğurabileceğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Kuraklığın içme suyunu da etkilediğini ifade eden Doğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Dediğimiz gibi içme suyumuz da yağışlara bağlı olarak toplanan havzalarda, barajlarda ve akar sulardan daha çok temin ettiğimiz için yağış miktarındaki düşmeler ister istemez içme suyumuzu da etkileyecektir. Mesela Mardin’de bir haftaya yakın su verilmiyor. Bu yağışların azlığına bağlı olarak önümüzdeki dönemlerde su vermeme durumu daha ciddi bir problem haline gelecek. Ondan dolayı yine içme sularımız olduğu gibi aynı zamanda tarımsal girdi bakımından da olumsuz etkileyeceğini söyleyebiliriz.”
Kaynak: İHA
MAÜ Kızıltepe Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Tarımsal Üretim Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Doğan, “Mardin genelinde ekili alana baktığımız zaman 3.1 milyon dekarlık ekim alanı mevcut. Bunun yaklaşık 3’te 1’i yani 1 milyon dekara yakını sulu alanımız mevcut. Bu da yaklaşık yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Geri kalan yüzde 70’lik alanda ise kuru tarım yapıldığı bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Tabii bu kadar alan fazla olunca yıllık itibarıyla yağan yağışın aylara göre dağılımında problem yaşıyoruz yani homojen değil. Buna bağlı olarak meteorolojik kuraklık dediğimiz durum ortaya çıkıyor. Şu an ekili durumda olan 1.5 milyon dekarlık ekim alanımız mevcut. Bu ekili alan içerisinde kışlık hububatlar ve baklagil bitkileri oluşturmaktadır. Bunun içerisinde buğday, arpa, mercimek ve nohut ekim alanları var” dedi.
Mardin bölgesinde ciddi bir yağış düşüklüğü olduğunu kaydeden Doç. Dr. Doğan, “Ocak ayı itibarıyla karşılaştırma yapmak gerekirse uzun yıllar ortalamasında ocak ayında düşen yağış miktarı yaklaşık olarak 117 milimetre bir yağış alırken, 2020’de 76 milimetre ve 2021 itibarıyla 105 milimetre bir yağış olduğunu görmek mümkündür. 2020 itibarıyla yağış daha fazla, uzun yıllar ortalamasına göre daha düşük olduğunu görüyoruz. Burada yağışta bir azalma yok uzun yıllar ortalamasına bir kıyaslama yaptığımız zaman. Lakin şubat ve mart ayındaki iklim verilerine baktığımız zaman Mardin bölgesinde ciddi bir yağış düşüklüğü görmek mümkündür. Uzun yıllar itibarıyla şubat ayında 105 milimetre yağış yağmışken, 2020 itibarıyla 103 milimetrelik bir yağış var ama ne yazık ki 2021 Şubat ayında yağış miktarına baktığımız zaman yaklaşık olarak 20 milimetre yağış yağmış. Bu da 2020 ve uzun yıllar ortalamasına göre 5 kat bir azalma olduğunu söyleyebiliriz. Aynı şekilde şubat ayındaki yağışın azlığı mart ayında da kendini göstermekte. Mart ayında uzun yıllar ortalamasına baktığımız zaman yaklaşık olarak 100 milimetre yağış alırken, 2020 itibarıyla bu 157 milimetre yağışın olduğunu görüyoruz. Şimdi ise yani 2021 verilerine baktığımız zaman 62 milimetre yağış aldığını görmek mümkün. Bu da geçen seneye göre 2,5-3 kat yağış azlığını görmüş oluyoruz” şeklinde konuştu.
Kuraklık nedeniyle ciddi verim düşüklüğü olacağını vurgulayan Doğan, "Şimdi bitkisel üretim yaparken bizim için yağışın aylara göre dağılışı önemlidir. Ocak, şubat, mart, nisan ayında yağışın düşmemesi sonucu bitkilerde kuraklık meydan geldiği için kurumalar ve kurumaların sonucunda verim düşüklükleri olacaktır. Bu da ciddi manada bölge çiftçisinin zarar ettiğini ve bunun da doğal olarak Türkiye ekonomisinde olumsuz bir sonuç doğurabileceğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Kuraklığın içme suyunu da etkilediğini ifade eden Doğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Dediğimiz gibi içme suyumuz da yağışlara bağlı olarak toplanan havzalarda, barajlarda ve akar sulardan daha çok temin ettiğimiz için yağış miktarındaki düşmeler ister istemez içme suyumuzu da etkileyecektir. Mesela Mardin’de bir haftaya yakın su verilmiyor. Bu yağışların azlığına bağlı olarak önümüzdeki dönemlerde su vermeme durumu daha ciddi bir problem haline gelecek. Ondan dolayı yine içme sularımız olduğu gibi aynı zamanda tarımsal girdi bakımından da olumsuz etkileyeceğini söyleyebiliriz.”