Kilis'te 2017'Deki Mayın Patlamasıyla İlgili FETÖ'den İhraç Eski Yarbaya Müebbet Hapis İstemi

Sınır hattında PKK/YPG tarafından döşenen mayının patlaması sonucu bir mühendisin hayatını kaybettiği olayla ilgili, dönemin 2. Hudut Tabur Komutanı eski kurmay yarbay hakkında 'olası kastla bombalayarak adam öldürme' suçundan hazırlanan iddianame kabul edildi İddianamede, diğer 7 şüpheli hakkında da 'taksirle ölüme neden olma' suçundan 6 yıla kadar hapis cezası istendi

CEBRAİL CAYMAZ - Kilis'te 2017 yılında sınır hattında meydana gelen ve mühendis Mehmet Akcan'ın öldüğü mayın patlamasıyla ilgili, FETÖ'den ihraç dönemin 2. Hudut Tabur Komutanı eski kurmay yarbay hakkında "olası kastla bombalayarak adam öldürme" suçundan müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame kabul edildi.

Kilis Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 yaşındaki mühendis Mehmet Akcan'ın 23 Ağustos 2017'de Demirışık köyü Şimşek Hudut Karakolu sorumluluk alanındaki sınır hattında yapımı süren duvar çalışmalarını kontrol ederken aracıyla PKK/YPG tarafından döşenen mayının üzerinden geçmesi sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili soruşturmayı tamamladı.

Tutuksuz 8 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, Kilis Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

İddianamede, FETÖ'den ihraç dönemin 2. Hudut Tabur Komutanı eski kurmay yarbay M.O.A. hakkında "olası kastla bombalayarak adam öldürme" suçundan müebbet hapis cezası istendi.

Diğer sanıklar M.Ş, H.O, A.Ü, M.S, M.G.İ, N.Y. ve S.K. hakkında ise "taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası talebinde bulunuldu.

- "Üstlerine mayın tuzaklamadan bahsetmemiş"

Olayın nasıl yaşandığının anlatıldığı iddianamede, 8 Temmuz 2017'de sınır hattında yapılan duvarın Türkiye tarafına 5-6 terör örgütü PKK/YPG mensubunun toprağa mayın tuzakladıkları belirtildi.

Sınır hattında görevli olan ve söz konusu olayı termal kamerayla kaydedip gören kobra askeri araç komutanlarının durumu sanık M.O.A'ya bildirdiği aktarılan iddianamede, eski kurmay yarbayın nöbetçi askerlere, kendisi gelene kadar olaya müdahale etmemeleri yönünde emir verdiği kaydedildi.

İddianamede, sanığın olaydan yaklaşık bir saat sonra geldiği ve alay komutanını telefonla arayıp mayın tuzaklama faaliyetinden bahsetmediği, sadece Sakarkaya Tepesi bölgesinde 3-4 kişilik görüntü aldıklarını, kendisinin de mevzide olduğunu söylediği ve atış izni istediği bilgileri yer aldı.

Verilen izin üzerine uyarı ateşi açıldığı ve örgüt mensuplarının kaçtığı bildirilen iddianamede, olayın ardından M.O.A'nın ilgili personele bölgeye giriş çıkışlara izin verilmemesi yönünde sadece sözlü olarak talimat verdiği belirtildi.

İddianamede, 22 Ağustos 2017'de ise Yüzbaşı A.K'nin sanıklardan M.Ş'yi arayarak sınır hattı duvarı yapımına ilişkin inceleme yapmak üzere gelecek heyete eşlik edilmesi ve emniyetin sağlanması yönünde talimat verdiği ifade edildi.

Talimata rağmen sanık M.Ş'nin bir gün sonra gelen heyete refakat etmediği ve istirahate ayrıldığı belirtilen iddianamede, M.Ş'nin uzman çavuş H.O'ya gruba eşlik etmesini söylediği ama onun da nöbet değişimi nedeniyle bunu yapmadığı vurgulandı.

İddianamede, 23 Ağustos 2017'de 5 araçla gelen heyetin sınır duvarında incelemelerde bulunduktan sonra 4 aracın kontrol noktasına dönüş yaptığı, maktul mühendis Mehmet Akcan'ın ise kullandığı beşinci aracın konvoydan ayrılarak geçişi yasak olan bölgeye gittiği ve 8 Temmuz 2017'de PKK/YPG'li teröristlerin yerleştirdiği mayının patlaması sonucu öldüğü kaydedildi.

- Bilirkişi raporunda eski kurmay yarbay asli kusurlu olarak gösterildi

Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin kusurlu kişilerin tespiti amacıyla hazırlatılan bilirkişi raporu da iddianamede yer aldı.

Raporda, sınırın Türkiye tarafında bulunan ve geçişe fiziki hiçbir engel olmayan bölgede hareket eden mühendis Mehmet Akcan'a, kendisine herhangi bir uyarı da yapılmadığı için kusur atfedilemeyeceği belirtildi.

Sanık M.O.A. hakkında ise bilirkişi raporunda şu tespit ve iddialara yer verildi:

"8 Temmuz 2017'de meydana gelen ve kayıtlara 'sınır ihlali' olarak geçen olayda hudut tabur komutanı olarak görev yapan kurmay yarbay M.O.A'nın emir ve komutayı doğrudan üzerine alarak, diğer personelin inisiyatifini kullanarak görevini yapmasına izin vermemesi, olaya müdahalede gecikmeye yol açması, şüpheli şahıslar tarafından sınır ihlali ile sınırlı kalmayan ve yaklaşık bir saat süren kazı yapma ve kablolama türünden faaliyetleri patlayıcı madde tuzaklama olarak değerlendirilmesine rağmen bundan üst komutanlıklara çekilen mesajlarda bahsedilmemesi, patlayıcı madde konulduğu şüphesi olan yerlerin nokta olarak belli olmasına rağmen buralarda mayın arama taraması yapılması konusunda hiçbir çaba göstermemesi, giriş-çıkışların yasaklanması yönünde emir verilmesine rağmen giriş-çıkışların yapılmasına engel olacak şekilde fiziki bir tedbiri aldırmaması, görsel uyarı işaretlemeleri yaptırmaması nedeniyle mezkur olayda asli kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır."

Raporda, o dönem Hudut Karakol Komutanı olan sanık M.Ş. ile sanık uzman çavuş H.O. ile yüklenici firma sorumluları da tali kusurlu olarak yer aldı.

İddianamede ifadesine yer verilen şüpheli M.O.A, nöbetçi askeri personelin kendisini teröristlerin kazı çalışmaları hakkında bilgilendirmediğini öne sürerek, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.

İddianamenin sonuç bölümünde ise uzmanlık raporları, kamera kayıtları, bilirkişi raporu, şüpheli beyanları, olay yeri inceleme raporu ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde olay tarihinde tabur komutanı olarak görev yapan M.O.A'nın bölgeye patlayıcı madde yerleştirildiğini bilmesine rağmen tedbir almadığı ve durumu üstlerine bildirmediği için "olası kastla bombalayarak adam öldürme" suçunu işlediği kaydedildi.

Kaynak: AA