Tatarli Höyük'te Orta Demir Çag'a Ait Depolama Alani Bulundu

Kazi Heyeti Baskani Doç. Dr. Serdar Girginer: 'Orta Demir Çagi'na ait bir mekanda çesitli depolama kaplari bulduk. Onlari kazi evine kaldirdik' 'Bu kaplarin içi toprakla dolu. Botanikçi ekip üyelerimizle içindeki karbonlasmis hububat kalintilarini bulacagiz. Büyük kaplarin içinden ölçü kaplari da çikti ama içerisinde mercimek mi, arpa mi veya bugday mi var onlari uzmanlar söyleyecek'

ISMIHAN ÖZGÜVEN - Adana'da Neolitik Çag'dan Erken Roma Dönemi'ne kadar kesintisiz yerlesim yeri olarak kullanilan Tatarli Höyük'teki kazilarda, Orta Demir Çagi'nda gidalarin depolanmasi amaciyla kullanilan alan gün yüzüne çikarildi.

Ceyhan ilçesine bagli Tatarli Mahallesi'nde yer alan, Hitit Kraliçesi Puduhepa'nin dogup büyüdügü ve gençlik yillarini geçirdigi höyükte, 15. sezon kazilariyla alanin Kizzuwatna Devleti'nin en önemli kentlerinden Lawazantiya oldugunu kanitlayan bulgulara ulasilmaya çalisiliyor.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Ögretim Üyesi ve Kazi Heyeti Baskani Doç. Dr. Serdar Girginer, AA muhabirine, höyükte Kültür ve Turizm Bakanligi Kültür Varliklari ve Müzeler Genel Müdürlügü ile ÇÜ adina Adana Büyüksehir Belediyesi ve Türk Tarih Kurumunun destegiyle kazilari sürdürdüklerini söyledi.

Seramiksiz Neolitik Çag'dan Erken Roma'ya kadar iskan sunan Tatarli'nin milattan önce ikinci bin yilda Hitit Dönemi'nde de "megapol" bir kent oldugunu belirten Girginer, buradan çikacak her buluntunun Çukurova'nin tarihini aydinlatmasi açisindan önemini anlatti.

Girginer, üç açmada 16 isçiyle devam eden kazilarda, dört bin yil önce Orta Tunç Çagi'nda kullanilan çöp çukurunu ortaya çikardiklarini hatirlatti.

Tarihe isik tutacak yeni buluntularla karsilastiklarini ve son olarak bölgede depolama alani bulduklarini dile getiren Girginer, söyle devam etti:

"Orta Demir Çagi'na ait mekanda çesitli depolama kaplari bulduk. Onlari kazi evine kaldirdik. Bu kaplarin içi toprakla dolu. Botanikçi ekip üyelerimizle içindeki karbonlasmis hububat kalintilarini bulacagiz. Büyük kaplarin içinden ölçü kaplari da çikti ama içerisinde mercimek mi, arpa mi veya bugday mi var onlari uzmanlar söyleyecek. Bunun disinda Helenistik Dönem'e ait bir sigir iskeletiyle karsilastik. Bu iskelet özel bir çukura gömülmemis. Eger özel bir çukura gömülmüs olsaydi belki o dönemin Helenistik Dönem'in tanrilarina adak oldugu akla gelebilirdi. Sigir her zaman zenginlerin kestigi, besledigi bir tabakanin hayvani. Suyu çok seven bir hayvandir, dolayisiyla burasi çok sulak bir bölge. Ölü yemegiyle ilgili de bir yorum yapilabilir ama bizim sigir iskeletimiz büyük ihtimalle oldugu yerde ölmüs. Onunla ilgili de zooarkeolog arkadasimiz bir sürü ayrintiyi verecek."

Girginer, çikan depolama kaplarindaki tohum tanelerinden Orta Demir Çagi'ndaki besinler ve bunlarin üretim sekilleriyle ilgili bilgilere ulasmayi hedeflediklerini anlatti.

- "Bu höyük, Adana'nin tarihini tekrar yaziyor"

Bu sezon Kalkolitik Çag ile ilgili de bir açmada çalisma yapilacagini belirten Girginer, sunlari kaydetti:

"Bakalim Tatarli Höyük hangi sürprizlere gebe. Tatarli Höyük'teki kazilarla Neolitik'in en erken seramiksiz döneminden baslayarak Erken Roma'ya kadar yerlesme sekilleri, karakterleri, insanlarin elinden çikan her seyi inceledigimiz için herhalde bu höyük Adana'nin tarihini tekrar yaziyor."

Girginer, Çukurova'nin en eski yerlesim yeri olan höyügün, gün yüzüne çikan kalintilarla açik hava müzesine dönüsme yolunda ilerledigini ifade etti.
Kaynak: AA