Cumhurbaskanligi Sözcüsü Ibrahim Kalin, Hitit Üniversitesi Ögrencileriyle Bir Araya Geldi Açiklamasi

'Özgür olmak demek, her tür sinirlardan kurtulmak ve insanin aklina ya da nefsine hos gelen her seyi istedigi gibi yapabilmesi demek degildir. Belli bir istikamete dogru giderken siz aklinizi ve erdeminizi, ahlakinizi kullandiginiz ölçüde özgürlesebilirsiniz' 'Bizim gelenegimiz özgürlüklerimizden vazgeçmeden anlamli bir hayat yasamanin mümkün oldugunu söylüyor. Ayni anda hem anlamli hem de özgür bir hayat yasayabiliriz'

Cumhurbaskanligi Sözcüsü Ibrahim Kalin, özgürlesmenin Batili düsünürlere göre bir anlamda tarihin, gelenegin, dinin, metafizigin yükünden kurtulmak anlamina geldigini belirterek, "Özgür olmak demek, her tür sinirlardan kurtulmak ve insanin aklina ya da nefsine hos gelen her seyi istedigi gibi yapabilmesi demek degildir. Belli bir istikamete dogru giderken aklinizi ve erdeminizi, ahlakinizi kullandiginiz ölçüde özgürlesebilirsiniz." dedi.

Kalin, Hitit Üniversitesince Ethem Erkoç Konferans Salonu'nda düzenlenen "Barbar, modern, medeni: Çagin anlami üzerine düsünmek" konulu söyleside, modernitenin özgür birey ile rasyonel toplum insa etmeyi hedefledigini, özgür bireyin ise anlamdan, erdemden uzak oldugunu söyledi.

Modernitenin özgür bireyin zorbalik yapmaksizin karsi tarafi ikna ederek, belli konularda mutabik kalarak sorunlarini çözecegi, özgürlesip üzerindeki vesayet yapilarindan kurtularak üretken, verimli bir sosyoekonomik yapi kurup dünyaya baris ve huzur getirmeyi vadettigini anlatan Kalin, söyle devam etti:

"Gerçekligin bundan çok farkli oldugunu gördük. Zamanla aydinlanmanin o yüksek ideallerinden uzaklasmis bir dünya çikti karsimiza. Avrupa emperyalizmi, Avrupa merkezcilik ve bununla beraber gelen yikim, son 200 yildir dünyamiza çok büyük maliyetler ödetti. Iki dünya savasi, insanlik tarihinin gördügü en kanli savaslar oldu. Etkilerini bugün hala gördügümüz iki dünya savasi. Burada kullanilan teknolojileri hafife almamak lazim. Bugün dünyamizda karsi karsiya kaldigimiz salginlar, biyolojik savaslarin, kimyasal silahlarin, kitle imha silahlarinin temelleri maalesef bu dünya savaslarinda atildi. Savas ekonomisi dedigimiz korkunç bir ekonomi ortaya çikti. Bugün bazi biyologlar dünyadaki bu tür büyük salginlarin, en son Kovid-19’u yasadik, bundan sonra artarak devam edecegi öngörüsünde bulunuyor. Bunun da temel sebebi dünyanin giderek daha toksik, daha radyoaktif hale gelmesi. Icat ettigimiz, kullandigimiz teknolojilerle, radyoaktif dalgalarla, atiklarla dünyanin dengesi o kadar çok bozuldu ki artik bundan sonra bu tür salginlar çok daha büyük ve köklü sekilde insanligin basina musallat olmaya devam edecek."

- "Özünüzü gür yapan, yani cevherinizi güçlendiren seyi yapabildiginiz oranda özgürsünüz"

'Çagdas, modern, ilerleyen dünya' diye takdim edilen dünyanin karanlik bir tarihinin oldugunu vurgulayan Kalin, üzerindeki her tür vesayetten kurtulmus bir özgür bireyin ortaya çikip çikmadiginin, çiktiysa kurdugu rasyonel toplumun gerçekten tarihte hayata geçip geçmediginin sorgulanmasi gerektigini söyledi.

Batili düsünürlerin, 'bireyin özgürlesmesi' derken insanin yeryüzündeki serüvenine istikamet kazandirmis tarih, din, gelenek, aile gibi yapilari ortadan kaldirmayi savundugunu belirten Kalin, sunlari ifade etti:

"Bunun yerine tamamen akli ilkelere dayali, bireyin kendi özgür akli melekelerini ortaya koydugu yapilarin yönlendirdigi bir insan anlayisindan bahsediyorlardi. Batili düsünürlere göre özgürlesmek demek bir anlamda tarihin, gelenegin, dinin, metafizigin yükünden kurtulmak anlamina geliyordu. Özgür olmak demek, her tür sinirlardan kurtulmak ve insanin aklina ya da nefsine hos gelen her seyi istedigi gibi yapabilmesi demek degildir. Belli bir istikamete dogru giderken siz aklinizi ve erdeminizi, ahlakinizi kullandiginiz ölçüde özgürlesebilirsiniz. O yüzden Türkçe'de özgürlük kelimesi 'özü gür' olmakla türetilmistir. Özgür olmak, insanin özünün gür olmasi demektir. Özünüzü gür yapan, yani sizin aslinizi, cevherinizi güçlendiren seyi yapabildiginiz oranda özgürsünüz. Akliniza gelen her seyi yapmak demek, özgürlük demek degildir. Bu ancak insanin özgürlügünü hoyratça kullanmasi ve tüketmesi anlamina gelir. Özgür olmak demek ayni zamanda vazgeçmek demek. Yaptiginiz tercih çerçevesinde bir hedefe odaklanmak ve belli seylerden de vazgeçmek anlamina geliyor. Çünkü özgür insanin akli ve iradesiyle kendini gerçeklestirme eylemidir."

Kalin, modernitenin öne sürdügü özgürlük-anlam ikileminin aksine insanin anlami, erdemi ortadan kaldirmadan özgür olabilecegini vurguladi.

Modernitenin insana özgürlük, seçme hakki verdigini ancak olasi bir anlam krizinde sorumlulugu kisiye biraktigini dile getiren Kalin, "Modernitede kisinin tercihlerinden sonra hayatinda anlam krizi, tatminsizlik, hiçlik duygusu varsa, yokluk hayatini tanimlayan ana kavram haline geldiyse, bunun sorumlulugunu kisiye birakiyor. Dolayisiyla modern düsüncede özgürlükle anlam arasinda ters iliski ortaya çikiyor. Özgür olacaksaniz anlamdan, anlamli bir hayat yasamak istiyorsaniz özgürlüklerinizden vazgeçiyorsunuz. Bunun bir sahte ikilem oldugunu söylememin sebebi su; aslinda bizim gelenegimiz özgürlüklerimizden vazgeçmeden anlamli bir hayat yasamanin mümkün oldugunu söylüyor. Ayni anda hem anlamli hem de özgür bir hayat yasayabiliriz. Bilim devriminden itibaren evrenin zati bir anlaminin bulunmadigi, anlami insan zihninin üretip ona atfettigi bir çerçeve oldugu fikri var. Aleme baktigim zaman kendi zatinda anlamli olan bir sey degil ancak benim zihnimin anlamlandirdigi bir yapiyi görüyorum. Dolayisiyla anlam modernitenin tanimladigi özgür bireyin insa ettigi bir sey haline geliyor. Bu da sorgulanmasi gereken önemli iddialardan biri. Bazi sorular soru olarak önemlidir. Dogru sorulari sormak, tefekkür yolculugunun en önemli adimidir. Benim cevaplarim sizi tatmin ederse ne güzel ama kendi cevaplarinizi bulmak için ugrasin." dedi.

Kalin, söylesinin konu basliklarindan "modern olmak" ile ilgili de "Modern olmak, ille de dünyanin sanayilesmis zengin toplumlarinda karsimiza çikan bir tutum olmayabilir. Bazen Wall Street’te verilen bir karar dünyanin en barbar karari olabilir. Milyonlarca insanin hayatini dogrudan etkileyen, zengini daha çok zengin, fakiri daha çok fakirlestiren bir karara dönüsebilir. Yahut Afrika’nin bir köyünde, Anadolu’nun bir mezrasinda Asya’nin bir yaylasinda siradan bir köylünün tabiatla, çevreyle, diger insanlarla kurdugu iliski o anin en medeni, en rasyonel, en erdemli davranisi olabilir. O yüzden bunu maddi, fiziki, kalkinmislik, gelismislik seviyelerinden bagimsiz ve bunlarin ötesinde düsündügümüzde medenilik de bir durusu, bir tutumu, bir tarzi ifade eder. Bu bireyden topluma, kendi kisisel serüvenimizden, sahip oldugumuz toplumsal, siyasal rollere kadar her alanda karsimiza çikan bir imtihandir, sinamadir, meydan okumadir. Umarim hepimiz bu sinavda basarili oluruz." ifadelerini kullandi.

- "Unvanlar arizlardir. Asil olan cevherdir, insanin özüdür"

Kalin, söylesinin soru cevap bölümünde ise kendi unvanlarini kullanmamayi tercih ettigini, unvanlarin idari anlamlar içerdigini düsündügünü dile getirdi.

Unvanlarin gelip geçici oldugunu söyleyen Kalin, sunlari kaydetti:

"Unvanlar arizlardir. Asil olan cevherdir, insanin özüdür. Bazen bu unvanlar insanin asli kimligini perdeler. O perdelerin arkasina saklanmak yerine insanin kendi özünü gerçeklestirmek için gayret içinde olmasi gerekir. Fikrin gücü ikna kabiliyetindedir. Unvanlar üzerinden ‘ben falancayim’ diye statü dayatirsaniz, orada bir fikir zenginligi olmaz. O yüzden ben bu unvanlari kullanmamayi tercih ediyorum. Buraya da yazmissiniz, sag olun ama lüzumsuz uzamis. Asil olan bizim kim oldugumuz. Ben bazen bir akademizm tehlikesi görüyorum, unvan kullanarak fikrini kabul ettirme çabasi. Hayir, hepimiz ögreniyoruz. Haftada bir gün ders veriyorum. Ders vermemin en önemli sebebi, talebe olmaktan vazgeçmek istemeyisim. 'Ben prof oldum, ben oldum artik. Benim ögrenecek yeni bir seyim kalmadi'... Sokrates hakli. Bildigim tek sey hiçbir sey bilmedigimdir. Insan yasi ilerledikçe daha çok anliyor bu sözü."

Kalin, yogun is temposu içinde beden ve zihin sagligini, motivasyonunu nasil korudugu yönündeki soruya söyle yanit verdi:

"Her güne 'Bugün daha iyisini yapabilirim' diye basliyorum. Bu benim kendime tavsiyem. Diyelim ki çok önemli bir ziyaret gerçeklestirdik, bir diplomatik krizi çözdük veya ülkemiz için sunu gerçeklestirdik, 'Oh tamam bitti' demiyoruz asla. 'Bugün daha iyisini yapabiliriz' diyorum. Çünkü insan kendi basarisini sömürmemeli, istismar etmemeli. Tam tersine, 'Daha fazlasini yaparim' diyerek yoluna devam etmeli. Insani motive edecek sey bu. Baskalarinin yaptiklari üzerinden motive olabilirsiniz elbette ama oraya nefis karisabilir. 'Rekabet, kiskançlik, ben ondan daha fazla yaptim'. Onun yerine siz kendi yolunuzda yürüyün, kendinizle yarisin. O zaman kimseyle kavga etmeden yolunuza devam edersiniz. Klise bir laf ama en iyi film henüz çekilmedi, en iyi beste henüz yapilmadi. Bu motivasyon olmali."

Kalin, daha sonra Çorum Belediyesince insa edilen Çorumlu Obasi Gençlik Kampi'nda gençlerle aksam yemegi yedi.

Söylesiye Vali Mustafa Çiftçi, AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, Çorum Belediye Baskani Halil Ibrahim Asgin ve Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk de katildi.
Kaynak: AA