Kısıtlamada Camiye Sığındılar
Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde 81 ille eş zamanlı uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasında evsizlerin sığındığı yer 450 yıllık Sokullu Mehmet Paşa Camisi oldu. Caminin avlusunda yatıp kalkan Serhat Soyak (36) ve Sercan Sarıgül’ün (29) tek isteği bir iş ve başlarını sokacak sıcak bir yuva oldu.
Korona virüs tedbirleri kapsamında Ramazan Bayramı boyunca uygulanan 4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasında sokaklar evsizlere kaldı. Başlarını sokacak bir evi olmayan evsizler gününü ya cami avlularında ya da görünmeyecekleri yerde geçiriyor. O evsizlerden Serhat Soyak ile Sercan Sarıgül bu süreçte Mimar Sinan’ın 450 yıl önce yaptığı tarihi Sokullu Mehmet Paşa Camisine sığındı. “Allah’ın huzuru” dedikleri cami avlusundaki banklarda yatıp kalkan iki arkadaş, tek isteklerinin bir iş ve başlarını sokacak yuva olduğunu söyledi.
“Sıcak bir yuva istiyorum”
Yaklaşık 3 yıldır sokaklarda yaşayan ve geçimini hurdacılıkla sağlayan Serhat Soyak, annesinin ölümünün ardından babasıyla kavga ettiğini söyleyerek, “Annem öldü babamla kavga ettim. Ailemle koptum. Ben de burada yatıyorum. Çalıştım, 8 sene 9 ay cezaevinde yattım. Bir sıcak yuva istiyorum. Cami avlusunda kalıyoruz. Gidecek yerimiz yok” diye konuştu.
“Yardım eli alamıyoruz”
Soyak ile birlikte kader arkadaşlığı yapan Sercan Sarıgül de, “Benim çocukluktan başlayan bir dramım var. 8 yaşından beri buradayım. 21 senedir bu şekilde ara ara sokaklardayım. Evsiz kaldığımız oluyor. Ben anne ve babadan yana şikayetçiyim. Babam vefat edince annem bakmadı. O yüzden bu şekilde yaşamımı sürdürüyorum. Bazen bu duruma düştüğümüzde yardım eli bekliyoruz ama yardım eli alamıyoruz. Gidiyoruz, bütün kapılar kapanıyor” dedi.
Anne ve babalara ders gibi sözler
Sarıgül, havaların sıcak olması sayesinde durumunun daha iyi olduğunu söyleyerek, çocuklarına bakmayan anne ve babalara ders verici sözlerle seslendi. Sarıgül, “Şu anda iyi halimiz. Havalar yağmurlu ve soğuk olduğu zamanlar daha kötü oluyor. Gün içerisinde hurda toplayarak geçimimizi sağlıyoruz. Onları satarak harçlığımızı çıkarıyoruz. Normal bir işe gelince de nedense çalıştırmıyorlar. Ben sadece anne ve babalara şunu demek istiyorum. Bir baba ya da anne çocuk yapıp sahip çıkamıyorsa bu analık anlamına gelmiyor. Ben de babayım benim de çocuklarım var. Eşimden ayrıyım. Ama çocuklarımı bir şekilde koruma altına aldım” ifadelerini kullandı.
“Ayaklar altına alınacak insan değiliz”
Ajitasyon yapmak istemediğini belirten Sarıgül, “Normalde sosyal yaşamım vardı. Yine var Allah’a şükür, ajitasyon da yapmak istemiyorum. Ama benim yaşadığım aile sorunlarını kimse yaşatmasın. Normalde ayaklar altına alınacak insan değiliz. Elimizden iş geliyor. Sadece yaşam şartları içinde bir iftiraya uğradığımda başıma bunlar geldi” dedi.
“Burası Allah’ın huzuru”
Sarıgül sözlerine ders verici bir şekilde şöyle devam etti; “Burası Allah’ın huzuru. Gelip burada istirahat ediyorum. Kendimi sefil gösterme gibi bir niyetim yok. Çocuklarım İstanbul’da bakım evinde. Şu anda bizi en fazla burada bulurlar. Başka yerde bulamazlar. Ben toparlanmak istiyorum. Ama ev kiraları çok yüksek. Bunun için benim iş bulmam lazım. Çocukken çok şiddet gördüm. Ben kendi ayaklarım üstünde durdum.”
Kaynak: İHA
“Sıcak bir yuva istiyorum”
Yaklaşık 3 yıldır sokaklarda yaşayan ve geçimini hurdacılıkla sağlayan Serhat Soyak, annesinin ölümünün ardından babasıyla kavga ettiğini söyleyerek, “Annem öldü babamla kavga ettim. Ailemle koptum. Ben de burada yatıyorum. Çalıştım, 8 sene 9 ay cezaevinde yattım. Bir sıcak yuva istiyorum. Cami avlusunda kalıyoruz. Gidecek yerimiz yok” diye konuştu.
“Yardım eli alamıyoruz”
Soyak ile birlikte kader arkadaşlığı yapan Sercan Sarıgül de, “Benim çocukluktan başlayan bir dramım var. 8 yaşından beri buradayım. 21 senedir bu şekilde ara ara sokaklardayım. Evsiz kaldığımız oluyor. Ben anne ve babadan yana şikayetçiyim. Babam vefat edince annem bakmadı. O yüzden bu şekilde yaşamımı sürdürüyorum. Bazen bu duruma düştüğümüzde yardım eli bekliyoruz ama yardım eli alamıyoruz. Gidiyoruz, bütün kapılar kapanıyor” dedi.
Anne ve babalara ders gibi sözler
Sarıgül, havaların sıcak olması sayesinde durumunun daha iyi olduğunu söyleyerek, çocuklarına bakmayan anne ve babalara ders verici sözlerle seslendi. Sarıgül, “Şu anda iyi halimiz. Havalar yağmurlu ve soğuk olduğu zamanlar daha kötü oluyor. Gün içerisinde hurda toplayarak geçimimizi sağlıyoruz. Onları satarak harçlığımızı çıkarıyoruz. Normal bir işe gelince de nedense çalıştırmıyorlar. Ben sadece anne ve babalara şunu demek istiyorum. Bir baba ya da anne çocuk yapıp sahip çıkamıyorsa bu analık anlamına gelmiyor. Ben de babayım benim de çocuklarım var. Eşimden ayrıyım. Ama çocuklarımı bir şekilde koruma altına aldım” ifadelerini kullandı.
“Ayaklar altına alınacak insan değiliz”
Ajitasyon yapmak istemediğini belirten Sarıgül, “Normalde sosyal yaşamım vardı. Yine var Allah’a şükür, ajitasyon da yapmak istemiyorum. Ama benim yaşadığım aile sorunlarını kimse yaşatmasın. Normalde ayaklar altına alınacak insan değiliz. Elimizden iş geliyor. Sadece yaşam şartları içinde bir iftiraya uğradığımda başıma bunlar geldi” dedi.
“Burası Allah’ın huzuru”
Sarıgül sözlerine ders verici bir şekilde şöyle devam etti; “Burası Allah’ın huzuru. Gelip burada istirahat ediyorum. Kendimi sefil gösterme gibi bir niyetim yok. Çocuklarım İstanbul’da bakım evinde. Şu anda bizi en fazla burada bulurlar. Başka yerde bulamazlar. Ben toparlanmak istiyorum. Ama ev kiraları çok yüksek. Bunun için benim iş bulmam lazım. Çocukken çok şiddet gördüm. Ben kendi ayaklarım üstünde durdum.”