Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği Edirne Temsilcisi Giray Açıklaması 'Disleksinin Okul Öncesi Gözlemlenmesi Çok Zor'
Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği Edirne İl Temsilcisi Açelya Sivrikaya Giray, disleksinin Türkiye'de görülme sıklığının dünya ortalamasında olduğu gibi yüzde 10 civarında olduğunu bildirdi.
Giray, yaptığı yazılı açıklamada, disleksinin akıcı okuma ve okuduğunu anlama sorunuyla kendisini gösteren nörolojik temelli bir öğrenme güçlüğü olduğunu belirtti.
Disleksinin görme, işitme, problemlerinden kaynaklanan ya da yetersiz öğretim ortamından kaynaklanan okuma güçlüğünden farklı olduğunu aktaran Giray, disleksinin temelinde sesleri fark etme, çözümleme, harfe dönüştürme, işitsel kısa süreli bellek ve hızlı isimlendirme sorunları olduğunu dile getirdi.
Disleksinin okul öncesi dönemde gözlemlenmesinin zor olduğunu belirten Giray, şunları kaydetti:
"Ancak, konuşmada gecikme, yeni sözcükleri yavaş öğrenme, harfleri tanımada güçlük, yön ve zaman kavramları konusunda güçlük, kafiyeli sözcükleri öğrenmede güçlük, konuşurken anlama en uygun kelimeyi seçmede güçlük yaşanması, disleksiye işaret edebilir. Alfabedeki harf dizinini öğrenmede güçlük, seslerin karşılığı olan harfleri bulmada zorluk, hecelemede güçlük, sözcükleri, nesne ve kavram isimlerini hatırlamada güçlük, yazılı sözcükleri seslendirmede güçlük, bir sözcükteki benzer sesleri ayırt etmede güçlük ve seslerin yerini değiştirme. Örneğin eksi yerine eski demek. Okurken kelime, satır atlama, sözcüklerin sonuna ekleme ve ekleri okumama, yazı yazmada zorluk, yazarken harf atlama ya da yanlış harf kullanma karşımıza çıkmaktadır."
Disleksinin bir hastalık ya da rahatsızlık olmadığını vurgulayan Giray, erken tanı, olumlu yaklaşımlar ve çocuğa hazırlanmış bireysel eğitim programları ile bireyin gelişimin pozitif yönde sağlanabileceğini belirtti.
Giray, disleksi belirtileri taşıyan çocukların ailelerinin dernekle iletişime geçerek gerekli bilgileri alabileceklerini kaydetti.
Kaynak: AA
Disleksinin görme, işitme, problemlerinden kaynaklanan ya da yetersiz öğretim ortamından kaynaklanan okuma güçlüğünden farklı olduğunu aktaran Giray, disleksinin temelinde sesleri fark etme, çözümleme, harfe dönüştürme, işitsel kısa süreli bellek ve hızlı isimlendirme sorunları olduğunu dile getirdi.
Disleksinin okul öncesi dönemde gözlemlenmesinin zor olduğunu belirten Giray, şunları kaydetti:
"Ancak, konuşmada gecikme, yeni sözcükleri yavaş öğrenme, harfleri tanımada güçlük, yön ve zaman kavramları konusunda güçlük, kafiyeli sözcükleri öğrenmede güçlük, konuşurken anlama en uygun kelimeyi seçmede güçlük yaşanması, disleksiye işaret edebilir. Alfabedeki harf dizinini öğrenmede güçlük, seslerin karşılığı olan harfleri bulmada zorluk, hecelemede güçlük, sözcükleri, nesne ve kavram isimlerini hatırlamada güçlük, yazılı sözcükleri seslendirmede güçlük, bir sözcükteki benzer sesleri ayırt etmede güçlük ve seslerin yerini değiştirme. Örneğin eksi yerine eski demek. Okurken kelime, satır atlama, sözcüklerin sonuna ekleme ve ekleri okumama, yazı yazmada zorluk, yazarken harf atlama ya da yanlış harf kullanma karşımıza çıkmaktadır."
Disleksinin bir hastalık ya da rahatsızlık olmadığını vurgulayan Giray, erken tanı, olumlu yaklaşımlar ve çocuğa hazırlanmış bireysel eğitim programları ile bireyin gelişimin pozitif yönde sağlanabileceğini belirtti.
Giray, disleksi belirtileri taşıyan çocukların ailelerinin dernekle iletişime geçerek gerekli bilgileri alabileceklerini kaydetti.