Prof. Dr. Kültiğin Çavuşoğlu Korona Virüsle İlgili Merak Edilenleri Anlattı

Giresun Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim üyesi ve Genetik ve Moleküler Biyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kültiğin Çavuşoğlu, yeni tip Korona virüsle ilgili merak edilenler hakkında açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Kültiğin Çavuşoğlu Korona Virüsle İlgili Merak Edilenleri Anlattı
Corona virüsün mutasyona uğrama yeteneğine sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çavuşoğlu, “Mutasyon bir canlının genomundaki DNA ya da RNA diziliminde meydana gelen değişimdir. Bu mutasyonlar tüm canlılarda olduğu gibi biz insanlarda da gerçekleşmektedir. Fakat insanda DNA tamir mekanizması dediğimiz bir sistem ile bu hatalar düzeltilmektedir. Ayrıca insan DNA’sının kendini eşlemesinden sorumlu olan DNA polimeraz enzimi de eşleme sırasında sentezlenen yeni DNA ipliğine yanlış bir baz eklerse tekrar geri dönerek onu kontrol etme ve değiştirme aktivitesine sahiptir. Virüsler ise bu DNA tamir mekanizmalarından yoksundur. Ayrıca RNA virüslerinde sentezi yapan RNA polimeraz enziminin DNA polimeraz gibi hata düzeltme aktivitesi de bulunmamaktadır. Bu nedenle korona virüste bir RNA virüsü olduğundan tekrar mutasyon geçirme ihtimali çok yüksektir” dedi.



“Tek bir virüs hastalık yapmaz ama hızlı çoğalır”

Tek bir virüsün hastalık yapamayacağını ancak çok hızlı çoğalma yeteneğine sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çavuşoğlu, “Tek bir virüsün hastalık yapması nerede ise imkansızdır. Virüsler çok hızlı çoğalan patojenlerdir. 12 ile 24 saat içinde hastalık belirtisi gösterebilecek düzeye kadar sayıları artabilir. Vücudumuz dolayısı ile de hücrelerimiz bağışıklık sistemi adı verilen adeta çok güçlü bir ordu ile korunmaktadır. Tek bir virüs vücuda girdiğinde T ve B lenfositler tarafından humoral ve hücresel bağışıklık başlatılarak, sonuçta ise makrofaj ve nötrofil gibi fagositoz yeteneğine sahip hücreler tarafından hızla etkisiz hale getirilirler. Daha anlaşılır biçimde ifade etmek gerekirse gençlerde bu bağışıklık sistemi ordusu çok kuvvetli ve asker sayısı çok fazla iken yaşlılarda ise ordu yıllardır pek çok düşmanla savaştığı için askerler yaşlanmış, zayıflamış yani kuvvetten düşmüş ve sayıca azalmıştır. Gençlerin bu hastalığı kolay atlatmalarının nedeni de sahip oldukları bu bağışıklık ordusunun gücüdür. Aslında yaşlılarda virüs zatürreye sonuçta akciğerlerde oksijen yetersizliğine ve dolayısıyla diğer hücre ve dokulara daha az oksijen taşınması nedeni ile çoklu organ yetmezliklerine neden olmasa, yani bağışıklık sistemine süre tanımış olsa yaşlılarımızın da bu hastalığı atlatacaklarından en ufak bir şüphe duyulmamalıdır" diye konuştu.



“Virüs havada uzun süre asılı kalamaz”

Korona virüsün havada uzun süre kalma ihtimalinin mümkün olmadığını da kaydeden Prof. Dr. Çavuşoğlu, “Virüsün havada saatlerce kalma durumu kesinlikle söz konusu değildir. Virüsün böcek yada kuşlar gibi uçma özelliği olmadığına göre bu zaten yer çekimi kuvvetine de aykırı bir söylemdir. En düşük molekül ağırlığına sahip moleküllerden bir olan su buharının bile bu kadar süre havada kalması imkansızken, hapşırık yada öksürük ile atılan sıvı partiküller içerisinde yer alan korona virüsünün de havada kalması imkansızdır” açıklamasında bulundu.

“İller bazında sokağa çıkma yasağı olabilir”

Sokağa çıkma yasağının iller bazında uygulanması gerektiğini de ileri süren Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kültiğin Çavuşoğlu, “Ülkemizde Korona virüs vakalarının artış gösterdiği bu günlerde en fazla tartışılan konulardan biri de sokağa çıkma yasağı uygulanıp, uygulanmayacağıdır. Gerek devletimiz gerekse de bilim kurulunun bu hususu her gün her yönü ile değerlendirdiğini düşünmekteyim. Fakat gerekçe ne olursa olsun, konu sağlık olduğunda tüm gerekçeler göz ardı edilmeli ve sağlık tarafı seçilerek gerektiği an bu yasak ivedilikle uygulanmalıdır. Ayrıca topyekün bir eve kapatmaya da gerek olmayabilir. Bu nedenle, insanları bunaltmadan ve yaklaşan bahar aylarında psikolojik travmaya sokmadan gerektiğinde kısmı bir yasağın uygulanması daha doğru olabilecektir. Peki bu kısmı sokağa çıkma yasağı nasıl uygulanabilir. Bunun birçok çeşidi düşünülebilir. Bilim insanları tarafından kesinlikle sağlığı riske atmayan en uygun yöntem belirlenip, önerilebilecektir” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA