Sağlık İletişimi Sempozyumu'nda Gündem Covid-19
Sağlık iletişimi alanında çalışan akademisyenleri, uzmanları, araştırmacıları bir araya getiren Uluslararası Katılımlı 6. Sağlık İletişimi Sempozyumu (SİS), Yeditepe Üniversitesinin ev sahipliğinde başladı.
Pandemi nedeniyle bu yıl çevrim içi olarak düzenlenen ve iki gün sürecek sempozyum kapsamında yurt içi ve yurt dışından bilim insanları, uzmanlar, araştırmacılar sağlık iletişimi ile ilgili güncel konularda sunumlarını gerçekleştirecek.
“Sağlık ve iletişim kavramları ön plana çıktı”
Sempozyum; Yeditepe Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Enstitüsü Müdürü ve SİS Organizasyon Komitesi Eş Başkanı Prof. Dr. Suat Gezgin, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve SİS Organizasyon Komitesi Eş Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel ve Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl ile açılış konuşmalarıyla başladı.
Konuşmasında dünyanın oldukça önemli ve zor bir süreçten geçtiğini vurgulayan Prof. Dr. Suat Gezgin, “Dünyayı tehdit eden bir salgınla, bilimkurgu filmlerini aratmayan bir tabloyla karşı karşıyayız. Sağlığımızı tehdit eden böyle zor bir zamanda iki kavram ön plana çıktı: Sağlık ve iletişim. Toplumsal duyarlılığın geliştirilmesinde de en önemli aracın iletişim olduğu açık bir gerçekliktir. Küresel bir soruna karşı dayanışmanın sağlanması, birlikte hareket edebilme becerisinin ‘sağlıklı iletişimle’ geliştirilmesi gerekir” sözleriyle pandemi döneminde sağlık iletişiminin önemine değindi. Yaşanan süreçte herkese büyük sorumluluklar düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Gezgin, “İletişim yeniçağın tek vazgeçilmezidir. Böylesi bir süreçte bu etkinliği düzenlemenin gururunu yaşıyoruz. Eminim sonuçları da herkese yararlı olacaktır” diye konuştu.
Sözlerine “ülkemizin ve dünyamızın en büyük problemi sizce nedir?” sorusuyla başlayan Prof. Dr. Erkan Yüksel, her şeye rağmen bu yanıtın “iletişim” olduğunu söyledi.
“Hangi sorunu ele alırsanız alın, insanlar arasında sağlıklı bir iletişim olmadan hiçbir sorunu çözemezsiniz.” diyen Yüksel, Sağlık İletişimi Sempozyumu’nun iletişim ve sağlık akademisyenleri arasında iletişimi sağlamak üzere önemli bir işlev gördüğünü belirtti.
İletişimi “anlamak, anlaşılmak ve anlaşmak” olarak özetleyen Prof. Dr. Yüksel, Sağlık İletişimi Akademisyenleri Grubu olarak ülkemizde alanına yaptıkları katkıları anlattı.
“İçinde bulunduğumuz süreç, bu toplantıyı daha da önemli kılıyor”
Konuşmasında, Yeditepe Üniversitesi olarak katılımcıları yüz yüze ağırlayamadıkları için üzgün olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl ise “Bir nöroloji profesörü olarak çok ilgi çekici bulduğum bu toplantı, bugünlerde çok yoğun hissettiğimiz sağlık iletişimi sorunlarımızı çok yönlü bir şekilde ele alıyor. Doğru bilginin aktarılması ve bu akarımın akıl süzgecinden geçmesinin önemini hepimiz daha fazla hissediyoruz” diye kaydetti.
Sempozyumun içinde bulunduğumuz günlerde önemini daha da artırdığını ifade eden Prof. Dr. Bingöl, “Psikolojik ve sosyal olarak adapte olmaya çalıştığımız bu yeni dönemde bu konuların ele alındığı bilimsel toplantılar ayrıca önem taşıyor. Herkese verimli bir toplantı ve sağlıklı günler diliyorum” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından davetli konuşmalara geçildi. Bu özel oturumda, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Cingi, “Dünden Bugüne Hasta-Hekim İletişiminin Dönüşümü” konulu bir konuşma yaptı. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Pandemi Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan, “Salgın Kontrolünde Risk İletişimi ve Toplum Katılımı”, Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Torun, “Pandemi Sürecinde İletişim ve Sosyal Etkileşim Aracı olarak Müzik”, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Özmen, “Kaçç, Kaçç!” ve T.C. Sağlık Bakanlığı, Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Taşdemir, “Pandemi Sürecinde SABİM” başlıklı konuşmalarını gerçekleştirdiler.
“İnternetteki bilgi kirliliği doktor - hata iletişimini etkiliyor”
Prof. Dr. Cemal Cingi sunumunda, doktor ve hasta iletişimi bozukluğunun olası sebepleri üzerinde durdu. Cingi, temel sorunun sistemsel olduğunu ve kısa süre içerisinde hastayla bağlantı kurup hastanın kendine göre mahrem saydığı şeyleri anlama beklentisinin etkili iletişim kurmada sorun oluşturduğunu ifade etti.
İnternetteki bilgi kirliliğinin de doktor- hasta iletişiminde probleme sebep olan unsurlardan biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Cingi, “Bireyler birbirlerinden çok farklı. Bu farklı bireylere bizim iyi iletişim kurarak hizmet vermemiz gerekiyor, bunun için de süreye ihtiyacımız var.” diye konuştu.
Prof. Dr. Seçil Özkan, pandemide sağlığı koruma stratejilerine dair bilgileri dinleyenlerle paylaştı. Yaşanan süreçte hekim ve birey arasındaki iletişimin doğru sürdürülmesinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Özkan, zor ve karmaşık bir beceri olan sağlık okuryazarlığı konusunda Türkiye’deki bireylerin yüzde 70’inin yetersiz olduğunu ve bu durumun sağlık iletişimini olumsuz yönde etkileyen ana faktörlerden biri olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Şükrü Torun ise konuşmasında, müzik terapinin gelişmiş olduğu ülkelerde pandemi döneminde müzikten bilimsel çerçevede faydalanma davranışlarının yaygınlaştığını belirtti.
Olası ruhsal çöküntülerin önüne geçmede, özellikle çocuklar ve özel gereksinimli bireylere bazı kuralları anlatmada müziğin oldukça etkili olduğunu belirterek iletişim, sosyal etkileşim ve genel iyilik hâlinde müzik uygulamalarından nasıl faydalanılacağına dair bilgiler verdi ve bu alanda yapılabilecek kimi önerilerde bulundu.
“Sağlık çalışanları ile empati yapılması gerekiyor”
Sağlık iletişimi anlamında sağlık çalışanı-hasta, kurum ve sistem kaynaklı sorunlara değinen Prof. Dr. Erol Özmen de konuşmasında, yaşanan sıkıntılara değindi. Özmen, içinde bulunduğumuz dönemde sağlık çalışanlarına empati yapılması gerektiğini özellikle vurguladı. Sağlıkçıların tükenmişlik durumuna girebileceklerini ve bu şekilde ideal bir iletişim gerçekleştirme kapasitesinin düşeceğini belirten Prof. Dr. Özmen, toplumun, yöneticilerin, hasta ve hasta yakınlarının sağlık çalışanlarının tükenmiş olabileceğini dikkate almaları ve tükenmemeleri için de her türlü çabayı göstermeleri gerektiğinin altını çizdi.
Son olarak Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Taşdemir de özel oturumda, Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi’nin çalışmalarını anlattı. SABİM bünyesinde gerçekleştirilen faaliyetlere yönelik bilgiler veren Prof. Dr. Taşdemir, SABİM’e 2020 yılının ilk 11 ayında sadece telefon yoluyla 3,5 milyonun üzerinde başvuru olduğunu ve bunların yüzde 80’inin ilk 24 saat içinde çözüme kavuşturulduğunu söyledi.
Pandemi öncesi dönemde günlük 6 bin çağrı karşılayan SABİM’in, pandemi süresince iki katından fazla artan sayıya, eksiksiz şekilde yanıt verdiğini belirten Taşdemir, “COVID-19 konusunda vatandaşlara güvenilir, güncel bilgi sunmaya ve riskli vatandaşlara yapılması gerekenler ile ilgili 7/24 kesintisiz hizmet vermeye çalışıyoruz. Onlara doğru yönlendirme sağlamaya gayret ediyoruz” dedi.
İki gün sürecek sempozyumda 48 bildiri sunulacak. Ayrıca toplantıda Maryville University of St. Louis’den Doç. Dr. Olaide Oluwole-Sangoseni, University of Vienna’dan Prof. Thomas Bauer ve Prof. Juergen Grimm’in de sağlık iletişimi üzerine birer davetli konuşma yapacaklar.
Sempozyum canlı olarak YouTube üzerinden izlenebilmekte. Canlı yayına erişim için internet üzerinden şu adres ziyare edilebilir:
Kaynak: İHA
“Sağlık ve iletişim kavramları ön plana çıktı”
Sempozyum; Yeditepe Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Enstitüsü Müdürü ve SİS Organizasyon Komitesi Eş Başkanı Prof. Dr. Suat Gezgin, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve SİS Organizasyon Komitesi Eş Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel ve Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl ile açılış konuşmalarıyla başladı.
Konuşmasında dünyanın oldukça önemli ve zor bir süreçten geçtiğini vurgulayan Prof. Dr. Suat Gezgin, “Dünyayı tehdit eden bir salgınla, bilimkurgu filmlerini aratmayan bir tabloyla karşı karşıyayız. Sağlığımızı tehdit eden böyle zor bir zamanda iki kavram ön plana çıktı: Sağlık ve iletişim. Toplumsal duyarlılığın geliştirilmesinde de en önemli aracın iletişim olduğu açık bir gerçekliktir. Küresel bir soruna karşı dayanışmanın sağlanması, birlikte hareket edebilme becerisinin ‘sağlıklı iletişimle’ geliştirilmesi gerekir” sözleriyle pandemi döneminde sağlık iletişiminin önemine değindi. Yaşanan süreçte herkese büyük sorumluluklar düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Gezgin, “İletişim yeniçağın tek vazgeçilmezidir. Böylesi bir süreçte bu etkinliği düzenlemenin gururunu yaşıyoruz. Eminim sonuçları da herkese yararlı olacaktır” diye konuştu.
Sözlerine “ülkemizin ve dünyamızın en büyük problemi sizce nedir?” sorusuyla başlayan Prof. Dr. Erkan Yüksel, her şeye rağmen bu yanıtın “iletişim” olduğunu söyledi.
“Hangi sorunu ele alırsanız alın, insanlar arasında sağlıklı bir iletişim olmadan hiçbir sorunu çözemezsiniz.” diyen Yüksel, Sağlık İletişimi Sempozyumu’nun iletişim ve sağlık akademisyenleri arasında iletişimi sağlamak üzere önemli bir işlev gördüğünü belirtti.
İletişimi “anlamak, anlaşılmak ve anlaşmak” olarak özetleyen Prof. Dr. Yüksel, Sağlık İletişimi Akademisyenleri Grubu olarak ülkemizde alanına yaptıkları katkıları anlattı.
“İçinde bulunduğumuz süreç, bu toplantıyı daha da önemli kılıyor”
Konuşmasında, Yeditepe Üniversitesi olarak katılımcıları yüz yüze ağırlayamadıkları için üzgün olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl ise “Bir nöroloji profesörü olarak çok ilgi çekici bulduğum bu toplantı, bugünlerde çok yoğun hissettiğimiz sağlık iletişimi sorunlarımızı çok yönlü bir şekilde ele alıyor. Doğru bilginin aktarılması ve bu akarımın akıl süzgecinden geçmesinin önemini hepimiz daha fazla hissediyoruz” diye kaydetti.
Sempozyumun içinde bulunduğumuz günlerde önemini daha da artırdığını ifade eden Prof. Dr. Bingöl, “Psikolojik ve sosyal olarak adapte olmaya çalıştığımız bu yeni dönemde bu konuların ele alındığı bilimsel toplantılar ayrıca önem taşıyor. Herkese verimli bir toplantı ve sağlıklı günler diliyorum” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından davetli konuşmalara geçildi. Bu özel oturumda, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Cingi, “Dünden Bugüne Hasta-Hekim İletişiminin Dönüşümü” konulu bir konuşma yaptı. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Pandemi Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan, “Salgın Kontrolünde Risk İletişimi ve Toplum Katılımı”, Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Torun, “Pandemi Sürecinde İletişim ve Sosyal Etkileşim Aracı olarak Müzik”, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Özmen, “Kaçç, Kaçç!” ve T.C. Sağlık Bakanlığı, Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Taşdemir, “Pandemi Sürecinde SABİM” başlıklı konuşmalarını gerçekleştirdiler.
“İnternetteki bilgi kirliliği doktor - hata iletişimini etkiliyor”
Prof. Dr. Cemal Cingi sunumunda, doktor ve hasta iletişimi bozukluğunun olası sebepleri üzerinde durdu. Cingi, temel sorunun sistemsel olduğunu ve kısa süre içerisinde hastayla bağlantı kurup hastanın kendine göre mahrem saydığı şeyleri anlama beklentisinin etkili iletişim kurmada sorun oluşturduğunu ifade etti.
İnternetteki bilgi kirliliğinin de doktor- hasta iletişiminde probleme sebep olan unsurlardan biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Cingi, “Bireyler birbirlerinden çok farklı. Bu farklı bireylere bizim iyi iletişim kurarak hizmet vermemiz gerekiyor, bunun için de süreye ihtiyacımız var.” diye konuştu.
Prof. Dr. Seçil Özkan, pandemide sağlığı koruma stratejilerine dair bilgileri dinleyenlerle paylaştı. Yaşanan süreçte hekim ve birey arasındaki iletişimin doğru sürdürülmesinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Özkan, zor ve karmaşık bir beceri olan sağlık okuryazarlığı konusunda Türkiye’deki bireylerin yüzde 70’inin yetersiz olduğunu ve bu durumun sağlık iletişimini olumsuz yönde etkileyen ana faktörlerden biri olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Şükrü Torun ise konuşmasında, müzik terapinin gelişmiş olduğu ülkelerde pandemi döneminde müzikten bilimsel çerçevede faydalanma davranışlarının yaygınlaştığını belirtti.
Olası ruhsal çöküntülerin önüne geçmede, özellikle çocuklar ve özel gereksinimli bireylere bazı kuralları anlatmada müziğin oldukça etkili olduğunu belirterek iletişim, sosyal etkileşim ve genel iyilik hâlinde müzik uygulamalarından nasıl faydalanılacağına dair bilgiler verdi ve bu alanda yapılabilecek kimi önerilerde bulundu.
“Sağlık çalışanları ile empati yapılması gerekiyor”
Sağlık iletişimi anlamında sağlık çalışanı-hasta, kurum ve sistem kaynaklı sorunlara değinen Prof. Dr. Erol Özmen de konuşmasında, yaşanan sıkıntılara değindi. Özmen, içinde bulunduğumuz dönemde sağlık çalışanlarına empati yapılması gerektiğini özellikle vurguladı. Sağlıkçıların tükenmişlik durumuna girebileceklerini ve bu şekilde ideal bir iletişim gerçekleştirme kapasitesinin düşeceğini belirten Prof. Dr. Özmen, toplumun, yöneticilerin, hasta ve hasta yakınlarının sağlık çalışanlarının tükenmiş olabileceğini dikkate almaları ve tükenmemeleri için de her türlü çabayı göstermeleri gerektiğinin altını çizdi.
Son olarak Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Taşdemir de özel oturumda, Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi’nin çalışmalarını anlattı. SABİM bünyesinde gerçekleştirilen faaliyetlere yönelik bilgiler veren Prof. Dr. Taşdemir, SABİM’e 2020 yılının ilk 11 ayında sadece telefon yoluyla 3,5 milyonun üzerinde başvuru olduğunu ve bunların yüzde 80’inin ilk 24 saat içinde çözüme kavuşturulduğunu söyledi.
Pandemi öncesi dönemde günlük 6 bin çağrı karşılayan SABİM’in, pandemi süresince iki katından fazla artan sayıya, eksiksiz şekilde yanıt verdiğini belirten Taşdemir, “COVID-19 konusunda vatandaşlara güvenilir, güncel bilgi sunmaya ve riskli vatandaşlara yapılması gerekenler ile ilgili 7/24 kesintisiz hizmet vermeye çalışıyoruz. Onlara doğru yönlendirme sağlamaya gayret ediyoruz” dedi.
İki gün sürecek sempozyumda 48 bildiri sunulacak. Ayrıca toplantıda Maryville University of St. Louis’den Doç. Dr. Olaide Oluwole-Sangoseni, University of Vienna’dan Prof. Thomas Bauer ve Prof. Juergen Grimm’in de sağlık iletişimi üzerine birer davetli konuşma yapacaklar.
Sempozyum canlı olarak YouTube üzerinden izlenebilmekte. Canlı yayına erişim için internet üzerinden şu adres ziyare edilebilir: