Ankara Üniversitesi, Holokost Kurbanlarını Andı

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık dile getirdiği bir gerçektir ki ‘Güçlü olmak kimseyi haklı kılmaz’. Bugün bizi bir araya getiren Holokost hususunda dile getirilen düşüncelerde samimiysek şimdi durulması gereken saf bellidir. Türkiye tam da orada durmaktadır ve durmaya devam edecektir” dedi.

Ankara Üniversitesi, Holokost Kurbanlarını Andı
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Ankara Üniversitesi Rektörlüğünde düzenlenen ‘Holokost Kurbanlarını Anma Günü’ne katıldı.

Ankara Üniversitesinin Dışişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle 5’inci kez ev sahipliği yaptığı program kapsamında Auschwitz’in kurtuluşunun 75’inci yıl dönümü de kutlandı. Anma töreninin açılış konuşmalarının öncesinde Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Yener ve Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi Prof. Dr. Yeşim Alkaya Yener katılımcılara müzik dinletisi gerçekleştirdi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, soykırımın hiçbir türlüsünün kabul edilmeyeceğini vurgulayarak, Holokost’un ırkçılık tehlikesine karşı sonsuza kadar geçerli olacağını aktardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Güçlü olmak kimseyi haklı kılmaz’ sözünü hatırlatan Ersoy, Türkiye’nin her daim mazlumun yanında olacağına da değinerek, “Holokost’un sone erişini sembolize eden Auschwitz-Birkenau ölüm kampının 75’inci yıl dönümünde Nazi rejiminin katlettiği 6 milyon Yahudi başta olmak üzere hedef aldığı milyonlarca insanı saygıyla anıyorum. Türkiye olarak ortak sunucusu olduğumuz ve 27 Ocak gününü Holokost Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan eden Birleşmiş Milletler (BM) kararının ön sözünde, ‘Holokost; bağnazlık, nefret, önyargı, ırkçılık tehlikesine karşı sonsuza kadar geçerli olacak bir uyarıdır’ ifadesi yer alır. Maalesef günümüz toplumlarının bu uyarıyı ne derece dikkate aldığı sorusuna olumlu yanıt verebilmek mümkün değildir. Son dönemde din ve ırk suçlarında görülen artış endişe verici düzeydedir. Türkiye, insanlığa karşı suç olarak gördüğü antisemitizm, ırkçılık ve aşırıcılığa karşı mücadelesini sürdürmektedir. Bu olguyla mücadelede devletlerin yanında toplumun her kesimine önemli görevler düşmektedir. Yahudiler Türkiye’de bugüne dek güvenle yaşamışlardır. Ülkede, Yahudi cemaati aleyhinde bir saldırı vuku bulduğunda Türk hükümeti, Yahudileri takdire şayan bir şekilde savunmuştur. Yahudi vatandaşlara kısıtlamalar koyup, Nazilere teslim eden hükümetlerin aksine, Türkiye vatandaşı Yahudilerin kişisel güvenliklerinin korunmasına ve hiçbir surette zarar görmemelerine özen göstermiştir. Türkiye, geçmişte olduğu gibi bugün de kimliğine bakmadan zalimin karşısında mazlumun yanındadır. Biz milli gelirine oranla dünyanın en fazla insani yardım yapan ülkesiyiz. 21’inci yüzyılın en büyük mülteci krizi yanı başımızda cereyan etmektedir. Bu kriz sırasında gelişmiş ülkeler kapılarını mültecilerini kapatırken, Türkiye 4 milyon Suriyeliye kapılarını açmıştır. Orta doğuda ve dünyanın başka bölgelerinde bugün çekilen acılar tarihten ders alınmadığını göstermiştir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık dile getirdiği bir gerçektir ki, ‘Güçlü olmak kimseyi haklı kılmaz’. Bugün bizi bir araya getiren Holokost hususunda dile getirilen düşüncelerde samimiysek şimdi durulması gereken saf bellidir. Türkiye tam da orada durmaktadır ve durmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

“Auschwitz’e toplama kampı demek ne kadar doğru olur bilmiyorum ama ölüm kampı demek çok daha doğru olacaktır”

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Elazığ ve Malatya’da yaşanan deprem sonucu hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına da sabır diledi. Ankara Üniversitesi’nin Uluslararası Holokost Kurbanlarını anma etkinliğini Dışişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle 5’inci kez ev sahipliği yapıldığını aktardı. Ersoy, Auschwitz’in ölüm kampı olduğuna vurgu yaparak, “Amaç her ne kadar ikinci dünya savaşında yitip giden milyonlarca canı anmak olsa da; ister ikinci dünya savaşındaki Musevi olsun, ister Bosna’daki Müslüman olsun, isterse de Hıristiyan olsun elbette tüm soykırım ve katliamları kınamak ve bu katliamlarda öldürülenleri anmak hepimizin temel görevidir. Bu yılı diğer yıllardan farklı kılan en büyük neden Auschwitz-Birkenau toplama kamplarının kapatılmasının 75’inci yılı olmasıdır. Auschwitz’e toplama kampı demek ne kadar doğru olur bilmiyorum ama ölüm kampı demek çok daha doğru olacaktır. Hepimizin bildiği ve irkilerek hatırladığı gaz odaları, kamplardaki sefalet, tutsaklıklar, yapılan işkenceler ve daha niceleri bu duruma emsaldir. Soykırım masum insanların vahşice öldürülmesidir. İnsanı insan yapan ve onu diğer canlılardan ayıran insan onurunun temelini oluşturan tüm özelliklerinden yoksun bırakılarak her türlü şiddetin uygulanmasıdır. Holokost’ta bunların tümü yapılmıştır. İnsanların isimleri, kişilikleri ortadan kaldırılarak, herhangi bir anlamı ve aidiyetlikleri olmayan sıradan sayılardan olduklarını göstermek için bedenlerine rakamlar kazınmıştır. Bebekler çocukluklarını, çocuklar gençliklerini, gençler yaşlılıklarını, büyükler evlatlarını, yaşlılar torunlarını göremeden yaşamdan acımasızca koparılmışlardır. Günümüzde soykırımın ne olduğunu bilmek çok önemlidir” şeklinde konuştu.

Ankara Üniversitesi Rektörlüğünde düzenlenen programa Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş’in yanı sıra; Türkiye Musevileri Hahambaşı Rav İsak Haleva, Türk Yahudi Toplum Başkanı Erol Kohen ve Türk Yahudi Toplum Başkanı İshak İbrahimzadeh, Sırbistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi, Peru Cumhuriyeti Büyükelçisi, İrlanda Ankara Büyükelçisi, Romanya Ankara Büyükelçisi, KKTC Ankara Büyükelçisi, Litvanya Ankara Büyükelçisi, Ukrayna Ankara Büyükelçisi, Ukrayna Ankara Büyükelçisi, Makedonya Ankara Büyükelçisi, Arjantin Ankara Büyükelçisi, İspanya Ankara Büyükelçisi, Portekiz Ankara Büyükelçisi, Yunanistan Ankara Büyükelçisi ve çok sayıda akademisyen katıldı.

Kaynak: İHA