Kanser Hastaları İçin Ozon Tedavisi
Doç. Dr. Memet Işık, ozon tedavisi hakkında bilgiler verdi.
Doç.Dr. Memet Işık, “Genellikle oksijen kadar güçlü bir ilacın olmadığı ve oksijensiz kalındığında yaklaşık altı dakika içinde vücut hücrelerinin ölmeye başladığı herkes tarafından kabul edilir. Doğal olarak sağlıklı bir insanda, vücut kendini sürekli olarak tamir eder ve yeniler. Oksijen bu yenilenme ve tamir işleminde en hayati rolü oynar. Kronik hastalık meydana geldiğinde, genellikle dokuya ve hücre içine oksijen ulaşmasını engelleyen bir ortam oluşur. Dolaşım bozuklukları veya yüksek seviyelerde çevresel toksinlerin neden olduğu oksijen yoksunluğu hücresel bazda oksijenlenme ile yürüyen normal metabolizmanın bozulmasına neden olur. Kanser hastalarında ozon tedavisi vücuttaki oksijen miktarını arttırır ve bu da vücudun kendini iyileştirmesine yardımcı olur. Ozon, bir molekülünde iki atom bulunan saf oksijen gazının, bir tıbbi cihazla, bir molekülünde 3 atom bulunan bir formudur. Ozon (O3) olağanüstü tıbbi özelliklere sahip oksijenden oldukça güçlü bir gazdır” dedi.
Ozon tedavisinin kan damarlarının tıkanmasını azaltmaya yardımcı olarak vücutta bulunan oksijen miktarını artırdığını ifade eden Dr. Işık, “Karaciğeri toksinlerden arındırır. Vücuttaki ürik asidi azaltır. Dolulardaki dolaşımı ve oksijenlenmeyi artırır. Vücut içinde veya yüzeyindeki virüsleri, bakterileri ve mantarları öldürür. Vücudun savunma hücreleri olan beyaz kan hücrelerinin aktivitesini artırır. Farklı büyüme faktörlerinin salgılanmasını artırarak dokuların kendini onarma ve tedavi etmesine olanak sağlar. Tedavi edilen hastalığa göre ozon tedavisi farklı şekillerde uygulanır. Genellikle hastalar, özellikle hastalıkları kronikse, birden fazla formda ozon tedavisi yapılır. Genellikle majör otohemoterapi dediğimiz yöntemle hastadan 100 ml kadar kan alınıp ozonlanarak tekrar damar yolu ile hastaya geri verilmesi şeklinde tedavi yapılır. Ne kadar temiz, sağlıklı ve organik bir hayat yaşamaya çalışsak da, sürekli olarak toksinlere maruz kaldığımız bir dünyada yaşıyoruz. Egzoz gazlarından salgılanan ağır metaller, böcek ilaçları, kimyasallar ve katkı maddeleri vücudumuzu günlük olarak istila eder ve sağlıklı hücrelerin normal olarak oksijenlenmesine engel olarak hücrelerin bir anlamda nefes almasını önler, boğulmalarını sağlar. Yıllar içinde bu bir kısır döngü oluşturur. Kanser hücreleri normal hücrelerin tersi şekilde çalışır. Oksijene maruz kaldıklarında ölürler ve düşük oksijenli ortamlarda gelişirler. Sağlıklı bir hücrenin oksijene erişimi kesildiğinde, kelimenin tam anlamıyla nefes alamaz ve hasar görür. Hasarlı durumundaki hücre artık olması gerektiği gibi çalışamaz, dokuda oluşan tahribatları iyileştiremez, hormon yapamaz ve artık yiyecekleri sindiremez. Hücre mutasyona uğrar ve bir kanser hücresine dönüşür. Kanserleşen bu hücreler hızla ve kontrolsüzce çoğalır, sağlıklı bir kişiyi kanser hastasına dönüştürür. Merkezimizde vücuda ozon formunda oksijen ekleyerek, kanser hücrelerinin hayatta kalmakta zorlandığı oksijen açısından zengin bir ortam oluşturuyoruz. Ozon tedavisi vücuttaki tüm hücrelerin verimliliğini ve enerjiyi arttırır, antioksidan üretimini teşvik eder. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Ozon tedavisi bütün bu etkileri ile kanser hastalarında destekleyici bir tedavi olarak kullanılır” açıklamalarında bulundu.
Kaynak: İHA
Ozon tedavisinin kan damarlarının tıkanmasını azaltmaya yardımcı olarak vücutta bulunan oksijen miktarını artırdığını ifade eden Dr. Işık, “Karaciğeri toksinlerden arındırır. Vücuttaki ürik asidi azaltır. Dolulardaki dolaşımı ve oksijenlenmeyi artırır. Vücut içinde veya yüzeyindeki virüsleri, bakterileri ve mantarları öldürür. Vücudun savunma hücreleri olan beyaz kan hücrelerinin aktivitesini artırır. Farklı büyüme faktörlerinin salgılanmasını artırarak dokuların kendini onarma ve tedavi etmesine olanak sağlar. Tedavi edilen hastalığa göre ozon tedavisi farklı şekillerde uygulanır. Genellikle hastalar, özellikle hastalıkları kronikse, birden fazla formda ozon tedavisi yapılır. Genellikle majör otohemoterapi dediğimiz yöntemle hastadan 100 ml kadar kan alınıp ozonlanarak tekrar damar yolu ile hastaya geri verilmesi şeklinde tedavi yapılır. Ne kadar temiz, sağlıklı ve organik bir hayat yaşamaya çalışsak da, sürekli olarak toksinlere maruz kaldığımız bir dünyada yaşıyoruz. Egzoz gazlarından salgılanan ağır metaller, böcek ilaçları, kimyasallar ve katkı maddeleri vücudumuzu günlük olarak istila eder ve sağlıklı hücrelerin normal olarak oksijenlenmesine engel olarak hücrelerin bir anlamda nefes almasını önler, boğulmalarını sağlar. Yıllar içinde bu bir kısır döngü oluşturur. Kanser hücreleri normal hücrelerin tersi şekilde çalışır. Oksijene maruz kaldıklarında ölürler ve düşük oksijenli ortamlarda gelişirler. Sağlıklı bir hücrenin oksijene erişimi kesildiğinde, kelimenin tam anlamıyla nefes alamaz ve hasar görür. Hasarlı durumundaki hücre artık olması gerektiği gibi çalışamaz, dokuda oluşan tahribatları iyileştiremez, hormon yapamaz ve artık yiyecekleri sindiremez. Hücre mutasyona uğrar ve bir kanser hücresine dönüşür. Kanserleşen bu hücreler hızla ve kontrolsüzce çoğalır, sağlıklı bir kişiyi kanser hastasına dönüştürür. Merkezimizde vücuda ozon formunda oksijen ekleyerek, kanser hücrelerinin hayatta kalmakta zorlandığı oksijen açısından zengin bir ortam oluşturuyoruz. Ozon tedavisi vücuttaki tüm hücrelerin verimliliğini ve enerjiyi arttırır, antioksidan üretimini teşvik eder. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Ozon tedavisi bütün bu etkileri ile kanser hastalarında destekleyici bir tedavi olarak kullanılır” açıklamalarında bulundu.