Gençlerin Yüzde 87'Si Dünyayı Güzelleştirme Sorumluluğuna Sahip

Dünya genelinde yapılan araştırmanın sonuçlarına gore her 10 genç yetişkinden 9’u, kendi jenerasyonlarının dünyayı daha iyi bir yer haline getirme konusunda sorumlulukları olduğunu hissediyor; ancak kendilerini bu sorumluluğu yerine getirmek için yeterince hazır hissetmiyorlar.

Gençlerin Yüzde 87'Si Dünyayı Güzelleştirme Sorumluluğuna Sahip
WISE, Uluslararası Eğitim Günü’nde, gençlerin eğitimleri konusundaki algıları üzerine gerçekleştirilen detaylı bir araştırmanın bulgularını açıkladı.

WISE, araştırmayı IPSOS’la birlikte; 20 ülkede, 16-25 yaş aralığında 9 bin 509 gencin katılımıyla gerçekleştirdi. Araştırmaya katılan ülkeler; Orta Doğu, Afrika, Asya, Amerika, Avrupa’dan ve Katar, Ürdün ve Lübnan’la birlikte aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dört Orta Doğu ülkesini temsil ediyor.

Paylaşılan Araştırma sonuçları şu şekilde;

“Araştırma bulgularına göre gençlerin yüzde 87’si, kendi jenerasyonlarının gezegeni daha iyi bir hale getirmek gibi bir sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak ulusal eğitim sistemleri gerçekten gençlerin istekleriyle uyum sağlıyor mu?

Araştırmaya katılanların sadece yarısı kendini, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için harekete geçmeye hazır hissediyor; yarısından azı (yüzde 48) büyük toplumsal konuları anlamaya hazır olduklarını hissediyor ve daha da azı (yüzde 43) bu konulara ilişkin çözüm üretmek üzere aksiyon almaya hazır hissediyor (yüzde 43 toplam). Türk gençliği de bu küresel trendleri takip ediyor. Kızlar yüzde 37’lik bir oranla, yüzde 48’i kendini hazır hisseden erkeklere göre kendilerini daha hazırlıksız hissediyorlar.

Ankete katılan gençlerin yüzde 85’i gezegenimizin durumu hakkında korkularını dile getirirken, gençlere toplumsal zorlukları ele almak için doğru araçları ve düşünce yapılarını sağlamak konusunda artan bir baskı var. WISE araştırması, gençleri en çok ilgilendiren zorluğun “yoksulluk ve sosyal eşitsizlik” olduğunu, ardından “iklim değişikliği ve çevre” ve “istihdama erişim” olduğunu ortaya koydu. Taşıdıkları tüm endişelere rağmen gençlerin sadece çok küçük bir bölümü bu konulara bir şekilde ilgiyi çekmek üzere aktif rol alıyorlar (yüzde 17 toplumsal konular, yüzde 19 iklim konuları ve yüzde 20 istihdam konuları). Türk gençliği ise “yoksulluk ve sosyal eşitsizliği” en büyük sorunları olarak ortaya koyarken, “terör ve kutuplaşma”yla birlikte “şiddet ve savaş” konusunda da ciddi endişeler taşıdıklarını ifade ettiler.

Bugünün gençleri okullardan onları daha aktif ve çok yönlü vatandaşlar haline getirmelerini beklemiyor. Okullardan beklentileri, onları kişisel düzeyde gelecekle yüzleşmeye hazırlamaları. Araştırma sonuçları da bu beklentiyi doğruluyor; araştırmaya katılan gençlerin yarıdan fazlası şu konularda yeterince hazır olma beklentisi içinde: kendi başlarının çaresine bakabilmek (yüzde 64), öncelikleri yönetebilmek (yüzde 58), başkalarıyla ilgilenmek (yüzde 58), sevdikleri, mutlu oldukları bir kariyere sahip olmak (yüzde 54).”

Araştırma sonuçları, gençlerin eğitime evrensel boyutta değer verdiğini de ortaya koyuyor; küresel katılımcıların yüzde 90’I ve Türk katılımcıların yüzde 94’ü, eğitimin bir kariyer sahibi olmak üzere öğrenmekten çok daha fazlası olduğunu ve kendi başına bir değer teşkil ettiğini düşünüyor. Ayrıca yüzde 84’lük bir oranla, okul dışında öğrenmenin okulda öğrenmek kadar önemli olduğunu düşünüyorlar. Türk gençliği bu öğrenme biçiminin daha da fazla önemsiyor, Türk katılımcıların yüzde 87’si okul dışında öğrenmenin en az formal eğitim kadar önemli olduğunu düşünüyor.

Araştırma gençlerin yüzde 80’inin eğitimlerinden memnun veye neredeyse memnun olduğunu altını çizerken sadece yüzde 27’sinin tam anlamıyla memnun olduğunu vurguluyor. Türk gençleri de küresel akranlarıyla aynı düşünceyi ifade ederek,yüzde 64’ü okullarından memnun olduklarını, yüzde 48’i çoğunlukla memnun olduklarını bildirdiler. Konu bağlamında, Türk gençleri en az sanat eğitiminden en çok da edebiyat eğitiminden memnunlar.

Araştıma sonuçları, gençlerin eğitimleri konusunda talep ettikleri iki önemli gelişme alanı tespit etti. Birincisi, daha kişiselleştirilmiş bir yaklaşım; gençlerinyüzde 60’ından fazlası öğretmenlerinin kariyer yönelimleri hakkında daha kişisel tavsiyelerde bulunmalarını ve öğrenmeyi veya öğrenmeye katılmanın çeşitli yollarına daha fazla odaklanmalarını istiyor. İkincisi, 21. yüzyılın becerilerine ve diğer araçlara daha fazla önem verilmesi; gençlerin yarısı okullarının yeni teknolojileri (yapay zeka, kodlama, vb.), kreatifliğikeşfetmeyi ve merak oluşturmayı (yüzde 44) veya iletişim ve organizasyon becerilerini anlamayı (yüzde 41) çok önemsemediğini vurguluyor.

Gençler toplumsal zorlukları anlamak veya çözmek için harekete geçmeye hazır hissetmemelerine rağmen, araştırmaya küresel boyutta katılan gençlerinyüzde 82’si ve Türk gençlerinin yüzde 81’I gelecekleri hakkında biraz veya çok iyimser olduklarını bildiriyorlar. Bu sayı düşük gelirli hane halklarından gençler içinyüzde 68’e, orta gelirli hane halklarında yüzde 84’e düşmektedir. Katılımcı gençlerin tümünün yüzde 43’ü ülkelerinde eğitime erişiminin; eğitim ve yetişme durumuna göre farklılaştığına inanıyor, Türk gençliği arasında bu oran yüzde 65 seviyesinde.

Genç insanların gelecekleriyle ve yaklaşmakta olan küresel zorluklarla yüzleşmeye hazır olması için eğitim sistemlerinde geniş ölçekli iyileştirmelerin yapılması zorunludur. WISE araştırması, gençlere toplumsal konuları anlamak ve bunlarla yüzleşmek için araçlar sağlamaktan, kendi özel öğrenme becerilerine yanıt vermeye kadar, bu kuşağın neye ihtiyaç duyduğuna dair bazı göstergeler sunuyor.

“Gençler dünyamızın karşı karşıya olduğu zorlukların farkında”

WISE CEO’su Stavros N. Yiannouka, “Gençler dünyamızın karşı karşıya olduğu zorlukların farkında ve yetişkinler olarak bu zorlukların üstesinden gelmek üzere bir sorumlulukları olduğunun bilincindeler. Aynı zamanda, bu sorumluluğu almaya hazır olma seviyeleri -henüz yeterince hazır hissetmiyorlar- ve ekonomiye aktif katkı sağlayan bireyler olma gerekliliği konusunda da oldukça faydacı bir yaklaşımları var. Gençlere, dünyamızı ileriye götürecek çözümleri zenginleştirmek ve geliştirmek için gerekli koşulları sağlamak artık politika üretenlerin elinde” şeklinde değerlendirmede bulundu.
Kaynak: İHA