'Sarılık Bir Hastalık Değil Hastalığın Belirtisidir'
Prof. Dr. Onur Yaprak, "Sarılık, safra pigmentinin yani bilirubinin kanda artışına bağlı olarak göz, cilt ve mukozaların sarıya boyanmasını ifade eder. Sarılık bir hastalık değil, bir rahatsızlığın belirtisidir ve birçok durumda ortaya çıkabilir." dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Organ Nakli Bölümü’nden Prof. Dr. Onur Yaprak, cilt ve gözde sararmayla kendini belli eden sarılığın nedenleri, belirtileri, teşhis ve tedavisi konusunda bilgi verdi. Genel kanının aksine sarılığın bir hastalık değil başka bir hastalığın belirtisi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Onur Yaprak, "Vücudun kandaki atık madde bilirubini doğru işleyememesi durumunda cilt ve gözdeki beyaz kısımlar sarımsı renge dönüşür. Bazı sarılık tiplerinde ise idrar rengi çay rengi gibi koyulaşır ve dışkı rengi kahverenginden beyaza doğru açılır. Sarılık her yaşta görülebilir. İltihaplanan karaciğer veya tıkanmış bir safra kanalı sarılığın nedeni olabilir." ifadelerini kullandı.
Nedir, nasıl teşhis edilir?
Sarılığın teşhisinin kan tahliliyle konulduğunu anlatan Prof. Dr. Onur Yaprak, "Kan tahlilindeki bilirubin düzeyi normalde 0.3-1.2 mg/dl civarındadır. Bu değer 2.5-3.0 mg/dl’ye erişirse sarılık gelişmiş demektir. Yaşlanmış kan alyuvarlarının parçalanması sonucu oluşan bilirubin maddesinin indirekt ve direkt olarak iki farklı tipi vardır. Her iki tipten birinin veya ikisinin birden artışıyla toplam bilirubin değeri yükselir" değerlendirmesinde bulundu.
Bilurubin neden yükselir?
Prof. Dr. Yaprak, kandaki bilirubin artışına yol açan olaylar zincirini şöyle özetledi: "Alyuvarların parçalanmasıyla oluşan indirekt bilirubin kan yoluyla karaciğere taşınır, bazı kimyasal olaylardan sonra direkt bilirubin adını alıp karaciğer hücrelerinden safranın içine boşaltılır. Safra kanalı içinden bağırsağa akar. Bilirubinin kanda artması da bu mekanizmanın basamaklarından herhangi birinde oluşan aksama neticesi gelişir."
Türleri nelerdir, nasıl tedavi edilir?
Sarılığın nedensel faktörlere göre hemolitik, hepatik ve obstrüktif olmak üzere üç kategoride sınıflandırıldığını anlatan Prof. Dr. Onur Yaprak, tedavinin altta yatan hastalığın türüne göre değiştiğini bildirdi.
Prof. Dr. Onur Yaprak sarılığın türleri hakkında ise şu bilgileri paylaştı:
"Hemolitik sarılık, kanın aşırı yıkımı ile ilgili sarılıklar olan hemolitik anemiler ve yenidoğan bebeklerin fizyolojik sarılığı bu gruptadır. Alyuvarların aşırı parçalanması (kanın yıkımı) sonucu karaciğerin kabul edip işleyebileceğinden daha fazla indirekt bilirubin ortaya çıkması sonucu gelişir. Hemolizle bağlantılı olmamakla beraber Gilbert sendromu en sık görülen indirekt bilirubin artış nedenidir. Bu kişilerde indirekt bilirubinin karaciğer tarafından alımında ve direkt bilirubine çevrilmesinde sorun vardır. Karaciğer tamamen normaldir ancak karaciğerde doğuştan gelen bir enzim eksikliği nedeniyle bilirubin artar. Toplumun yüzde 3 ila 7’sinde bu sorun görülür. Ama bir hastalık değildir. Açlık, yorgunluk, aşırı egzersiz gibi durumlarda birkaç günde geçen sarılık durumları ortaya çıkar.
Hepatik sarılık, karaciğer kaynaklıdır. Hepatit A, B, C gibi hepatitler, siroz, kanser gibi hastalıklar sonucu oluşan karaciğer hasarı bu gruptadırlar.
Obstrüktif sarılık, tıkanma sarılığı olarak da bilinir. safra kesesinde yada yolunda taş, tümör, kanser, pankreas başında veya oniki parmak bağırsağında gelişen tümör ve kanserler gibi safranın karaciğerden bağırsağa aktığı yolu tıkayan her türlü hastalık bu gruba girer. Görüldüğü üzere sarılık birçok hastalığın nedeni değil bir sonucu olarak gelişir. Bizler aslında sarılığı değil onun altında yatan hastalığı tedavi ederiz."