Yaylalarda Dönüş Hazırlığı Başladı
Tunceli’de İlkbahar mevsiminde yaylalara giden sürü sahipleri, Sonbaharın gelmesiyle birlikte dönüş hazırlıklarına başladı.
Tunceli’nin Çemişgezek ve Pertek ilçelerinden İlkbahar mevsimiyle birlikte Pülümür ve Ovacık ilçesinde bulunan yüksek rakımlı yaylalara çıkan sürü sahipleri, Sonbahar mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte dönüş hazırlıklarına başladı.
Başta tulum peyniri olmak üzere yaylada ürettikleri hayvansal ürünleri esnaflara satarak geçimlerini sağlayan yaylacılar, dönüş öncesi son ürünleri de ev ihtiyaçlarını karşılamak için yaptı. Başta çocuklar olmak üzere yaylacılar, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen yaylada vakit geçirmenin ve doğayla başbaşa olmanın kendilerini mutlu ettiğini ifade etti.
Çemişgezek ilçesinden Pülümür’deki Hel Yaylası’na Mayıs ayında geldiklerini ve Eylül-Ekim gibi döndüklerini dile getiren Özel Gündoğdu, “Gelir gelmez çadırları açıyoruz. Eskiden elektrik yoktu, aydınlatma işini gaz lambalarıyla yapıyorduk. Şimdi güneş panelleri kullanıyoruz. Panellerle telefon şarj ediyoruz, evin aydınlatması için kullanıyoruz, el fenerlerinin şarjında kullanıyoruz” dedi.
Mevsimin kurak geçmesi nedeniyle önceki yıllara nazaran daha az verim aldıklarını belirten Gündoğdu, “Kışın kar çok yağdı. Ancak kar gittikten sonra yağış olmayınca ot olmadı. Meralarda ot olmayınca verim de önceki yıllara göre düşük oldu” diye bilgi verdi.
"Bizim yaşam koşullarımız zor"
Her hayatın kendisine göre zorlukları olduğunu dile getiren Gündoğdu, “Bizim yaşam koşullarımız zor. Ulaşımın, suyun olmaması yönünden. Onun dışında bir zorluğu yok. Çadırda yaşadığımız için zaman zaman onlar zor oluyor. Yağmur yağınca ya da aşırı rüzgarda zorlanıyoruz”diye bilgi verdi.
Yaylaya ilk çıktıklarında zorluk yaşadıklarını belirten Oktay Erdoğan ise “Çadırların kurulumu, sağım derken zor oluyor. İlk zamanlar yoruluyoruz. Ancak her şey düzene oturunca rahatlıyoruz. Yağış ve rüzgardan dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Onun dışında bir sıkıntımız yok. Ürettiğimiz hayvansal gıdaları sattık. Şimdilerde ev ihtiyaçları için tulum peyniri ve yağ yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Yaylanın en mutlusu çocuklar
Okulların kapanmasıyla birlikte yaylaya gelen çocuklar, tüm zorluklarına rağmen yaylada doğayla baş başa olmanın kendilerini mutlu ettiğini dile getiriyor.
Yaylada ailesine yardım eden İlkcan Demir, "Burada hayvanlara bakıyoruz. Emeğimizin karşılığını almak için çalışıyoruz. Her türlü zorluğa karşı çabalıyoruz. Hayatın zorluklarına alışıyoruz. Doğayla iç içe yaşamak güzel. Çünkü doğa insana başka şeyler anlatıyor. Şehirse kalabalık. Burada sadece kuş sesleri ve çiçek kokularından başka bir şey yok. Bazı zorlukları var onları da kardeşlerimle ve arkadaşlarımla birlikte aşıyoruz. Yaylada olduğum için çok mutluyum” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Başta tulum peyniri olmak üzere yaylada ürettikleri hayvansal ürünleri esnaflara satarak geçimlerini sağlayan yaylacılar, dönüş öncesi son ürünleri de ev ihtiyaçlarını karşılamak için yaptı. Başta çocuklar olmak üzere yaylacılar, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen yaylada vakit geçirmenin ve doğayla başbaşa olmanın kendilerini mutlu ettiğini ifade etti.
Çemişgezek ilçesinden Pülümür’deki Hel Yaylası’na Mayıs ayında geldiklerini ve Eylül-Ekim gibi döndüklerini dile getiren Özel Gündoğdu, “Gelir gelmez çadırları açıyoruz. Eskiden elektrik yoktu, aydınlatma işini gaz lambalarıyla yapıyorduk. Şimdi güneş panelleri kullanıyoruz. Panellerle telefon şarj ediyoruz, evin aydınlatması için kullanıyoruz, el fenerlerinin şarjında kullanıyoruz” dedi.
Mevsimin kurak geçmesi nedeniyle önceki yıllara nazaran daha az verim aldıklarını belirten Gündoğdu, “Kışın kar çok yağdı. Ancak kar gittikten sonra yağış olmayınca ot olmadı. Meralarda ot olmayınca verim de önceki yıllara göre düşük oldu” diye bilgi verdi.
"Bizim yaşam koşullarımız zor"
Her hayatın kendisine göre zorlukları olduğunu dile getiren Gündoğdu, “Bizim yaşam koşullarımız zor. Ulaşımın, suyun olmaması yönünden. Onun dışında bir zorluğu yok. Çadırda yaşadığımız için zaman zaman onlar zor oluyor. Yağmur yağınca ya da aşırı rüzgarda zorlanıyoruz”diye bilgi verdi.
Yaylaya ilk çıktıklarında zorluk yaşadıklarını belirten Oktay Erdoğan ise “Çadırların kurulumu, sağım derken zor oluyor. İlk zamanlar yoruluyoruz. Ancak her şey düzene oturunca rahatlıyoruz. Yağış ve rüzgardan dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Onun dışında bir sıkıntımız yok. Ürettiğimiz hayvansal gıdaları sattık. Şimdilerde ev ihtiyaçları için tulum peyniri ve yağ yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Yaylanın en mutlusu çocuklar
Okulların kapanmasıyla birlikte yaylaya gelen çocuklar, tüm zorluklarına rağmen yaylada doğayla baş başa olmanın kendilerini mutlu ettiğini dile getiriyor.
Yaylada ailesine yardım eden İlkcan Demir, "Burada hayvanlara bakıyoruz. Emeğimizin karşılığını almak için çalışıyoruz. Her türlü zorluğa karşı çabalıyoruz. Hayatın zorluklarına alışıyoruz. Doğayla iç içe yaşamak güzel. Çünkü doğa insana başka şeyler anlatıyor. Şehirse kalabalık. Burada sadece kuş sesleri ve çiçek kokularından başka bir şey yok. Bazı zorlukları var onları da kardeşlerimle ve arkadaşlarımla birlikte aşıyoruz. Yaylada olduğum için çok mutluyum” diye konuştu.