'(Tahir Elçi Cinayetinde Delil Karartıldı) İddiaları Yalandır'
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı: 'Tahir Elçi cinayetinde delil karartıldı iddiaları, tamamen yalan ve iftiradan ibarettir' 'İddia edildiği üzere, tespit edilmiş olup da rapora geçirilmemiş herhangi bir DNA verisi söz konusu değildir. Bu DNA analizlerine ait izolatlar mevzuatımız çerçevesinde laboratuvarımızda muhafaza edilmekte olup, gerektiğinde yeniden inceleme imkanı bulunmaktadır'
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, bir kurum çalışanının, "Tahir Elçi cinayetinde delil karartıldı" iddialarının tamamen yalan ve iftiradan ibaret olduğunu bildirdi.
Adli Tıp Kurumu, son günlerde bazı haber sitelerinde yayınlanan "Tahir Elçi cinayetinde delil karartıldı" başlıklı haberlere ilişkin basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, bir Adli Tıp Kurumu çalışanının 2016 yılında FETÖ soruşturması kapsamında tanık olarak vermiş olduğu ifadesi kaynak gösterilerek, "Tahir Elçi cinayeti soruşturması kapsamında Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesine DNA incelemesi için gönderilen eküvyon çubuğu üzerinde erkek DNA profili tespit edildiği halde yukarıdan gelen baskı ile bu delilin yok edilerek, rapora geçirilmediği" iddialarının tamamen yalan ve iftiradan ibaret olduğu belirtildi.
Soruşturma kapsamındaki delillerin balistik, kimyasal, biyolojik ve dijital inceleme amacıyla 11 Ocak 2016 tarihinde Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği ifade edilen açıklamada, daha önce Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarınca balistik inceleme yapılmış olan silahlar ve fişek muhteviyatı gibi deliller ile dijital materyallerin incelenmek üzere Fizik İhtisas Dairesi'ne yönlendirildiği aktarıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca biyolojik inceleme yapılması talep edilen ve daha önce Ankara Kriminal Polis Laboratuvarınca üzerinde DNA incelemesi yapılmış olan swaplar ile Tahir Elçi'ye ait kan örneği DNA incelemesi yapılmak üzere Biyoloji İhtisas Dairesine teslim edildiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Üzerinde şarjör, kabza, tetik, sürgü ve fişekler yazılı toplam 5 adet bulgu zarfı içinden daha önce yapılan inceleme amaçlı uç kısımları kesik eküvyon çubukları ile kan örneği üzerinde DNA incelemesi yapılmış ve eküvyonlardan sadece sürgü olarak isimlendirilmiş olan eküvyonda mukayeseye elverişli olmayan nitelikte DNA elde edilmiş, diğer örneklerde ise DNA tespit edilmemiş ve buna yönelik hazırlanan rapor 15 Ocak 2016 tarihinde başsavcılığa gönderilmiştir. Dolayısıyla iddia edildiği üzere, tespit edilmiş olup da rapora geçirilmemiş herhangi bir DNA verisi söz konusu değildir. Bu DNA analizlerine ait izolatlar mevzuatımız çerçevesinde laboratuvarımızda muhafaza edilmekte olup, gerektiğinde yeniden inceleme imkanı bulunmaktadır. Ayrıca, Biyoloji İhtisas Dairemizin sahip olduğu Uluslararası 17025 Akreditasyon Sertifikası gereği, delillere ait açma/kapama tutanakları, incelenen delil fotoğrafları, laboratuvar verileri, cihaz çıktıları ile UYAP ve Laboratuvar İşletim Sistemi (ALİS) kayıtları her türden yeniden inceleme ve denetime imkan sağlayacak şekilde muhafaza edilmektedir."
Açıklamada, Tahir Elçi dosyası kapsamında yürütülen soruşturmada Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'ndan talep edilen incelemelerin tümünün bilimsel standartlar çerçevesinde, büyük bir titizlikle yapıldığı, haber kaynağı olan ilgili çalışanın ifadesinin başından sonuna kadar yalan ve iftiradan ibaret olduğu vurgulandı.
Adli Tıp Kurumu olarak ilgili hakkında adli soruşturmayı ve kamuoyunu yanlış yönlendirme, iftira, kurum ile çalışanlarını zan altında bırakması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacağı belirtilen açıklamada, idari açıdan da gereğinin yapılacağı kaydedildi.
Kaynak: AA
Adli Tıp Kurumu, son günlerde bazı haber sitelerinde yayınlanan "Tahir Elçi cinayetinde delil karartıldı" başlıklı haberlere ilişkin basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, bir Adli Tıp Kurumu çalışanının 2016 yılında FETÖ soruşturması kapsamında tanık olarak vermiş olduğu ifadesi kaynak gösterilerek, "Tahir Elçi cinayeti soruşturması kapsamında Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesine DNA incelemesi için gönderilen eküvyon çubuğu üzerinde erkek DNA profili tespit edildiği halde yukarıdan gelen baskı ile bu delilin yok edilerek, rapora geçirilmediği" iddialarının tamamen yalan ve iftiradan ibaret olduğu belirtildi.
Soruşturma kapsamındaki delillerin balistik, kimyasal, biyolojik ve dijital inceleme amacıyla 11 Ocak 2016 tarihinde Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği ifade edilen açıklamada, daha önce Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarınca balistik inceleme yapılmış olan silahlar ve fişek muhteviyatı gibi deliller ile dijital materyallerin incelenmek üzere Fizik İhtisas Dairesi'ne yönlendirildiği aktarıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca biyolojik inceleme yapılması talep edilen ve daha önce Ankara Kriminal Polis Laboratuvarınca üzerinde DNA incelemesi yapılmış olan swaplar ile Tahir Elçi'ye ait kan örneği DNA incelemesi yapılmak üzere Biyoloji İhtisas Dairesine teslim edildiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Üzerinde şarjör, kabza, tetik, sürgü ve fişekler yazılı toplam 5 adet bulgu zarfı içinden daha önce yapılan inceleme amaçlı uç kısımları kesik eküvyon çubukları ile kan örneği üzerinde DNA incelemesi yapılmış ve eküvyonlardan sadece sürgü olarak isimlendirilmiş olan eküvyonda mukayeseye elverişli olmayan nitelikte DNA elde edilmiş, diğer örneklerde ise DNA tespit edilmemiş ve buna yönelik hazırlanan rapor 15 Ocak 2016 tarihinde başsavcılığa gönderilmiştir. Dolayısıyla iddia edildiği üzere, tespit edilmiş olup da rapora geçirilmemiş herhangi bir DNA verisi söz konusu değildir. Bu DNA analizlerine ait izolatlar mevzuatımız çerçevesinde laboratuvarımızda muhafaza edilmekte olup, gerektiğinde yeniden inceleme imkanı bulunmaktadır. Ayrıca, Biyoloji İhtisas Dairemizin sahip olduğu Uluslararası 17025 Akreditasyon Sertifikası gereği, delillere ait açma/kapama tutanakları, incelenen delil fotoğrafları, laboratuvar verileri, cihaz çıktıları ile UYAP ve Laboratuvar İşletim Sistemi (ALİS) kayıtları her türden yeniden inceleme ve denetime imkan sağlayacak şekilde muhafaza edilmektedir."
Açıklamada, Tahir Elçi dosyası kapsamında yürütülen soruşturmada Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'ndan talep edilen incelemelerin tümünün bilimsel standartlar çerçevesinde, büyük bir titizlikle yapıldığı, haber kaynağı olan ilgili çalışanın ifadesinin başından sonuna kadar yalan ve iftiradan ibaret olduğu vurgulandı.
Adli Tıp Kurumu olarak ilgili hakkında adli soruşturmayı ve kamuoyunu yanlış yönlendirme, iftira, kurum ile çalışanlarını zan altında bırakması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacağı belirtilen açıklamada, idari açıdan da gereğinin yapılacağı kaydedildi.