Ağızların Tadını Kaçıran Reflü
Türkiye’de yaygın olarak görülen ve ağızların tadını kaçıran reflü hastalığı hayatı kabusa çevirebiliyor.
Çoğu zaman gastrit hastalığı ile karıştırılan reflü ile ilgili açıklama yapan VM Medical Park Samsun Hastanesi Gastroenteroloji Kliniğinden Uzm. Dr. Ömer Faruk Yolcu ve Uzm. Dr. Özgür Ecemiş, ağızların tadını kaçıran reflü hakkında önemli bilgiler aktardı.
Uzm. Dr. Özgür Ecemiş, “Gastroözofagial reflü hastalığı, asitli mide içeriğinin veya asidik olmayan ince barsak içeriğinin yemek borusuna zorlama olmadan kaçması sonucu oluşur. Bu nedenle klasik reflü şikayeti göğüste yanma olarak karşımıza çıkar. Endoskopi sırasında hastaların birçoğunda yemek borusunda hasar tespit edilmez. Reflü toplumda sık görülen bir hastalık olup yüzde 30’lara kadar çıkmaktadır. Tanıda hastanın göğüs arkasında yanma hissi tipiktir. Tedavide yatak başının yükseltmek, yatmadan önce 3 saat boyunca yemek yememek, kilo vermek, aşırı yemekten kaçınmak, sigara ve alkolün bırakılması, kafein ve çikolota alımını azaltmak ilaç dışı yöntemler olarak sayılabilir” dedi.
Kansere yol açar mı?
“İlaç tedavisi olarak mide asidini baskılayan ilaçlar kullanılmaktadır” diyen Uzm. Dr. Ömer Faruk Yolcu ise şu bilgileri verdi: “Bu ilaçların kullanım şekli ve süresi hastadan hastaya değişebilir. Bu nedenle hastaların hekim kontrolünde olmaları tavsiye edilmektedir. Reflü tedavisinde cerrahi yöntem de kullanılabilir. Çeşitli testler yapılıp, cerrahi tedaviden fayda göreceğini düşünülen hastalara da cerrahi tedavi uygulanabilir. Reflü hastalığına bağlı komplikasyonlar ise kanama, darlık, yutma güçlüğü ve kanser öncüsü lezyon (prekanseröz lezyon) olan barret epiteli hücreleridir. Barret epiteli hücreleri olan kişilerde kanser görülme sıklığı ise yüzde 0,5 tir.”
Kaynak: İHA
Uzm. Dr. Özgür Ecemiş, “Gastroözofagial reflü hastalığı, asitli mide içeriğinin veya asidik olmayan ince barsak içeriğinin yemek borusuna zorlama olmadan kaçması sonucu oluşur. Bu nedenle klasik reflü şikayeti göğüste yanma olarak karşımıza çıkar. Endoskopi sırasında hastaların birçoğunda yemek borusunda hasar tespit edilmez. Reflü toplumda sık görülen bir hastalık olup yüzde 30’lara kadar çıkmaktadır. Tanıda hastanın göğüs arkasında yanma hissi tipiktir. Tedavide yatak başının yükseltmek, yatmadan önce 3 saat boyunca yemek yememek, kilo vermek, aşırı yemekten kaçınmak, sigara ve alkolün bırakılması, kafein ve çikolota alımını azaltmak ilaç dışı yöntemler olarak sayılabilir” dedi.
Kansere yol açar mı?
“İlaç tedavisi olarak mide asidini baskılayan ilaçlar kullanılmaktadır” diyen Uzm. Dr. Ömer Faruk Yolcu ise şu bilgileri verdi: “Bu ilaçların kullanım şekli ve süresi hastadan hastaya değişebilir. Bu nedenle hastaların hekim kontrolünde olmaları tavsiye edilmektedir. Reflü tedavisinde cerrahi yöntem de kullanılabilir. Çeşitli testler yapılıp, cerrahi tedaviden fayda göreceğini düşünülen hastalara da cerrahi tedavi uygulanabilir. Reflü hastalığına bağlı komplikasyonlar ise kanama, darlık, yutma güçlüğü ve kanser öncüsü lezyon (prekanseröz lezyon) olan barret epiteli hücreleridir. Barret epiteli hücreleri olan kişilerde kanser görülme sıklığı ise yüzde 0,5 tir.”