Yargıtay: 'Eşin rızası alınmadan kefil olunmaz'
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, eşlerden birinin mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya kanunen ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğine hükmetti.
Eşinden habersiz bir arkadaşının borcu için kefil olanlara Yargıtay'dan kötü haber geldi. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin içtihat metni özelliğindeki emsal kararla, eşlerden birinin kefil olduğu borçtan dolayı sıkıntı yaşanmasının önüne geçilecek. Geçen hafta açıklanan kararda şöyle denildi:
'Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Düzenlemeye nazaran, dosya içerisinde mevcut nüfus kaydına göre taahhüt tarihinde evli olan sanığın eşinin kefalet işlemi öncesinde veya icra kefilliği sırasında rızasının alınıp alınmadığının belirtilmemesi nedeniyle geçerli bir kefalet işlemi dolayısıyla hukuken geçerli bir ödeme taahhüdü bulunmamaktadır. Dosya içerisinde mevcut nüfus kaydına göre taahhüt tarihinde evli olan sanığın eşinin kefalet işlemi öncesinde veya icra kefilliği sırasında rızasının alınıp alınmadığının belirtilmemesi karşısında, sanığın icra kefilliğinin ve icra kefalet sözleşmesine dayanılarak verilen taahhüdün geçersiz olduğu gözetilmeden, sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.'
Kaynak: İHA
'Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Düzenlemeye nazaran, dosya içerisinde mevcut nüfus kaydına göre taahhüt tarihinde evli olan sanığın eşinin kefalet işlemi öncesinde veya icra kefilliği sırasında rızasının alınıp alınmadığının belirtilmemesi nedeniyle geçerli bir kefalet işlemi dolayısıyla hukuken geçerli bir ödeme taahhüdü bulunmamaktadır. Dosya içerisinde mevcut nüfus kaydına göre taahhüt tarihinde evli olan sanığın eşinin kefalet işlemi öncesinde veya icra kefilliği sırasında rızasının alınıp alınmadığının belirtilmemesi karşısında, sanığın icra kefilliğinin ve icra kefalet sözleşmesine dayanılarak verilen taahhüdün geçersiz olduğu gözetilmeden, sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.'