Van'da Radyasyon Onkolojisi Birimi Kuruldu
SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde hizmete açılan Radyasyon Onkolojisi Birimi ile kentteki kanser hastaları, tedavi amacıyla başka illere gitmek zorunda kalmaktan kurtarıldı Hastane Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik: 'Yemek borusu kanseri, Van Gölü havzasında kadınlarda, erkeklere göre iki kat daha fazla. Bunun, beslenme alışkanlığına bağlı olduğunu düşünüyoruz'
SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Medikal Onkoloji Birimi bünyesinde kurulan Kemoterapi Onkoloji Birimi, kanser hastaları için umut oldu.
Son zamanlarda önemli sağlık yatırımlarının yapıldığı, son teknolojiyle donatılan hastanelerin açıldığı ve alanında başarılı doktorların görev yaptığı Van, bölgenin sağlık üssü olma yolunda ilerliyor.
Birçok ilden ve komşu ülkelerden hastaların tedavi için tercih ettiği Van'da, iki ay önce hizmete açılan Medikal Onkoloji Birimi de kentteki önemli bir eksikliğin giderilmesini sağladı.
Daha önce İstanbul ve Ankara gibi illere gitmek zorunda kalan hastalar, iki ay önce kurulan birim sayesinde Van'da tedavi imkanı bulmaya başladı.
SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik, gazetecilere yaptığı açıklamada, 700 yatak kapasiteli hastanede günde ortalama 10 bin hastaya ayakta tedavi imkanının sunulduğunu söyledi.
Bölgede sık görülen kanser vakalarına yeni kurulan Medikal Onkoloji Biriminde müdahale ettiklerini belirten Çelik, bu sayede 3 milyon nüfusa hitap eden bölgenin en büyük hastanesinde önemli bir eksikliği giderdiklerini ifade etti.
Van Gölü havzasında en çok yemek borusu ve mide kanseri türlerinin görüldüğünü aktaran Çelik, "Dünya geneline bakıldığında daha çok akciğer, prostat ve meme gibi kanser türleri ilk sıradayken, bu bölgede yapılmış bilimsel çalışmalarda yemek borusu ve mide kanserinin çok fazla olduğu görülüyor. Yemek borusu kanseri, Van Gölü havzasında kadınlarda, erkeklere göre iki kat daha fazla. Bunun, beslenme alışkanlığına bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bölgede kadınların tandır dumanına maruz kalmasının da risk faktörü olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.
Kanserde uzun zaman alan tedavi sürecinin ailelere sıkıntı yarattığı gibi kamuya da ciddi maliyet getirdiğini kaydeden Çelik, yapılan çalışmalarda yemek borusu kanserinin tanısından tedavisine kadar geçen süreçte harcanan miktarın 2015 yılı verilerine göre 40 bin dolar olduğuna dikkati çekti.
Beslenme ve yaşam tarzının değiştirilmesiyle kanser vakalarının azaltılabileceğini aktaran Çelik, Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre kanserlerin yüzde 70'inin önlenebilir nedenlerden kaynaklandığını vurguladı.
- Başka ile gitmekten kurtuldular
Kanser tanı, tedavi, takip işlemlerini hastanede yapmaya başladıktan sonra Ankara, İstanbul gibi metropol şehirlere hasta gidişinin ciddi bir oranda azaldığını dile getiren Çelik, "Yine de bu illere gitmek için sevk isteyenler var ama gitme nedenleri teknik ya da alt yapı hekim eksikliği değil, vatandaşlarımız oradaki hekimleri tercih edip başka bir hekim görüşü daha almak istiyor." dedi.
Kaynak: AA
Son zamanlarda önemli sağlık yatırımlarının yapıldığı, son teknolojiyle donatılan hastanelerin açıldığı ve alanında başarılı doktorların görev yaptığı Van, bölgenin sağlık üssü olma yolunda ilerliyor.
Birçok ilden ve komşu ülkelerden hastaların tedavi için tercih ettiği Van'da, iki ay önce hizmete açılan Medikal Onkoloji Birimi de kentteki önemli bir eksikliğin giderilmesini sağladı.
Daha önce İstanbul ve Ankara gibi illere gitmek zorunda kalan hastalar, iki ay önce kurulan birim sayesinde Van'da tedavi imkanı bulmaya başladı.
SBÜ Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik, gazetecilere yaptığı açıklamada, 700 yatak kapasiteli hastanede günde ortalama 10 bin hastaya ayakta tedavi imkanının sunulduğunu söyledi.
Bölgede sık görülen kanser vakalarına yeni kurulan Medikal Onkoloji Biriminde müdahale ettiklerini belirten Çelik, bu sayede 3 milyon nüfusa hitap eden bölgenin en büyük hastanesinde önemli bir eksikliği giderdiklerini ifade etti.
Van Gölü havzasında en çok yemek borusu ve mide kanseri türlerinin görüldüğünü aktaran Çelik, "Dünya geneline bakıldığında daha çok akciğer, prostat ve meme gibi kanser türleri ilk sıradayken, bu bölgede yapılmış bilimsel çalışmalarda yemek borusu ve mide kanserinin çok fazla olduğu görülüyor. Yemek borusu kanseri, Van Gölü havzasında kadınlarda, erkeklere göre iki kat daha fazla. Bunun, beslenme alışkanlığına bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bölgede kadınların tandır dumanına maruz kalmasının da risk faktörü olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.
Kanserde uzun zaman alan tedavi sürecinin ailelere sıkıntı yarattığı gibi kamuya da ciddi maliyet getirdiğini kaydeden Çelik, yapılan çalışmalarda yemek borusu kanserinin tanısından tedavisine kadar geçen süreçte harcanan miktarın 2015 yılı verilerine göre 40 bin dolar olduğuna dikkati çekti.
Beslenme ve yaşam tarzının değiştirilmesiyle kanser vakalarının azaltılabileceğini aktaran Çelik, Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre kanserlerin yüzde 70'inin önlenebilir nedenlerden kaynaklandığını vurguladı.
- Başka ile gitmekten kurtuldular
Kanser tanı, tedavi, takip işlemlerini hastanede yapmaya başladıktan sonra Ankara, İstanbul gibi metropol şehirlere hasta gidişinin ciddi bir oranda azaldığını dile getiren Çelik, "Yine de bu illere gitmek için sevk isteyenler var ama gitme nedenleri teknik ya da alt yapı hekim eksikliği değil, vatandaşlarımız oradaki hekimleri tercih edip başka bir hekim görüşü daha almak istiyor." dedi.