Deprem Şehitleri Dualarla Anıldı
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 20. yılında, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde deprem şehitleri için anma programı düzenledi Depremde oğlunu ve torununu kaybeden Yılmaz Tunçel: 'Bugünlerin gelmesini hiç istemiyorum. Çok büyük acılar yaşadık. Unutulmuyor. Allah, düşmanıma evlat acısı vermesin'
"Asrın felaketi" olarak adlandırılan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 20. yılında, Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde deprem şehitleri anıldı.
Merkez üssü Gölcük olan depremde hayatını kaybedenler için, 17 Ağustos Deprem Şehitleri Mezarlığı'nda gerçekleştirilen etkinlikte, Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından şehitler için dua edildi. Bu sırada vatandaşlardan bazılarının hüzünlendiği ve gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.
Daha sonra programa katılanlara çeşitli ikramlarda bulunuldu.
Etkinliğe, Karamürsel Kaymakamı ve Gölcük Kaymakam Vekili Ahmet Narinoğlu, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Mehmet Ellibeş, depremde yakınlarını kaybeden aileler ve vatandaşlar katıldı.
- "O anı ilk günkü gibi yaşıyoruz"
Depremde oğlunu ve torununu kaybeden 80 yaşındaki Yılmaz Tunçel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aradan 20 yıl geçmesine rağmen acılarının hala ilk günkü gibi taze olduğunu söyledi.
Tunçel, depremde Derince ilçesi 60 Evler Mahallesi'ndeki evi yıkılan subay oğlu Aytaç Tunçel ve 5 aylık torunu Dilan'ı kaybettiklerini anlattı.
Duygularını gözyaşlarıyla dile getiren Tunçel, "Bugünlerin gelmesini hiç istemiyorum. Çok büyük acılar yaşadık. Unutulmuyor. Allah, düşmanıma evlat acısı vermesin. Her zaman eşimle mezarlığa geliyoruz. Dua ediyoruz. Her gün ölüyor, her gün diriliyoruz. Biz yaşamıyoruz, yaşayan bir ölü gibiyiz. Bir oğlum ve bir kızım, 5 torunum var. Allah keşke benim canımı alsaydı, oğlum yaşasaydı. Takdiriilahi. Bir şey diyemiyoruz." ifadelerini kullandı.
Tunçel'in eşi Türkan Tunçel de depremde ilk eşini ve oğlunu, ağabeyinin eşi ve kızı ile görümcesini kaybettiğini belirterek "Kaldığımız binada 14 kişi öldü. İki kişi kurtuldu, biri de benim. Enkazdan çıktım. 20 yıl önce cehennemin bir parçasını yaşadık. Allah, bir daha yaşatmasın. Her geçen gün özlem duyuyoruz. Oğlum şimdi 32 yaşında olacaktı. Eşim 39 yaşındaydı, çok genç gitti." diye konuştu.
İbrahim Kocaman, 20 yıl önce büyük bir felaketi yaşadıklarını, depremde 2 oğlunu kaybettiğini söyledi.
Depremde kaldıkları binanın yerle bir olduğunu anlatan Kocaman, şunları kaydetti:
"Binanın 4. katında oturuyorduk. Bir baktık, birinci kattayız. Bir gün sonra enkazdan çıkardılar bizi. Çocuklarımız Eray 18, Nurullah ise 11 yaşındaydı, depremde öldüler. Çocuklara seslendim, cevap vermeyince öldüklerini anladık. Çocukları 2 gün sonra çıkardık. İki kızım o sırada balkondan düşmüş, burunları dahi kanamamış. Biz enkazdan çıktık ama bana bir şey olmadı. Eşim yaralandı. Çok acı bir olay yaşadık. Bunu anlatmak, tarif etmek mümkün değil. Yaşayan bilir. Allah'ım bize bu acıları bir daha yaşatmasın."
İsmail Ateş ise iki evinin de yıkıldığını aktararak "Babamın evi de yıkıldı, bizim ev de yıkıldı. 4 saat enkaz altında kaldım. Depremde 3 yavrumu kaybettim. Onların dışında babamı, kardeşimi ve kuzenimi kaybettim. Acılar hep aynı, bir saniye olsun değişmiyor. Sanki yeni olmuş gibi yürek yanıyor. Yeniden hayata tutunmaya çalıştık." diye konuştu.
Kaynak: AA
Merkez üssü Gölcük olan depremde hayatını kaybedenler için, 17 Ağustos Deprem Şehitleri Mezarlığı'nda gerçekleştirilen etkinlikte, Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından şehitler için dua edildi. Bu sırada vatandaşlardan bazılarının hüzünlendiği ve gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.
Daha sonra programa katılanlara çeşitli ikramlarda bulunuldu.
Etkinliğe, Karamürsel Kaymakamı ve Gölcük Kaymakam Vekili Ahmet Narinoğlu, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Mehmet Ellibeş, depremde yakınlarını kaybeden aileler ve vatandaşlar katıldı.
- "O anı ilk günkü gibi yaşıyoruz"
Depremde oğlunu ve torununu kaybeden 80 yaşındaki Yılmaz Tunçel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aradan 20 yıl geçmesine rağmen acılarının hala ilk günkü gibi taze olduğunu söyledi.
Tunçel, depremde Derince ilçesi 60 Evler Mahallesi'ndeki evi yıkılan subay oğlu Aytaç Tunçel ve 5 aylık torunu Dilan'ı kaybettiklerini anlattı.
Duygularını gözyaşlarıyla dile getiren Tunçel, "Bugünlerin gelmesini hiç istemiyorum. Çok büyük acılar yaşadık. Unutulmuyor. Allah, düşmanıma evlat acısı vermesin. Her zaman eşimle mezarlığa geliyoruz. Dua ediyoruz. Her gün ölüyor, her gün diriliyoruz. Biz yaşamıyoruz, yaşayan bir ölü gibiyiz. Bir oğlum ve bir kızım, 5 torunum var. Allah keşke benim canımı alsaydı, oğlum yaşasaydı. Takdiriilahi. Bir şey diyemiyoruz." ifadelerini kullandı.
Tunçel'in eşi Türkan Tunçel de depremde ilk eşini ve oğlunu, ağabeyinin eşi ve kızı ile görümcesini kaybettiğini belirterek "Kaldığımız binada 14 kişi öldü. İki kişi kurtuldu, biri de benim. Enkazdan çıktım. 20 yıl önce cehennemin bir parçasını yaşadık. Allah, bir daha yaşatmasın. Her geçen gün özlem duyuyoruz. Oğlum şimdi 32 yaşında olacaktı. Eşim 39 yaşındaydı, çok genç gitti." diye konuştu.
İbrahim Kocaman, 20 yıl önce büyük bir felaketi yaşadıklarını, depremde 2 oğlunu kaybettiğini söyledi.
Depremde kaldıkları binanın yerle bir olduğunu anlatan Kocaman, şunları kaydetti:
"Binanın 4. katında oturuyorduk. Bir baktık, birinci kattayız. Bir gün sonra enkazdan çıkardılar bizi. Çocuklarımız Eray 18, Nurullah ise 11 yaşındaydı, depremde öldüler. Çocuklara seslendim, cevap vermeyince öldüklerini anladık. Çocukları 2 gün sonra çıkardık. İki kızım o sırada balkondan düşmüş, burunları dahi kanamamış. Biz enkazdan çıktık ama bana bir şey olmadı. Eşim yaralandı. Çok acı bir olay yaşadık. Bunu anlatmak, tarif etmek mümkün değil. Yaşayan bilir. Allah'ım bize bu acıları bir daha yaşatmasın."
İsmail Ateş ise iki evinin de yıkıldığını aktararak "Babamın evi de yıkıldı, bizim ev de yıkıldı. 4 saat enkaz altında kaldım. Depremde 3 yavrumu kaybettim. Onların dışında babamı, kardeşimi ve kuzenimi kaybettim. Acılar hep aynı, bir saniye olsun değişmiyor. Sanki yeni olmuş gibi yürek yanıyor. Yeniden hayata tutunmaya çalıştık." diye konuştu.