Demirtaş Açıklaması 'Yargı Reformu Paketi Anadolu Basınının Sonunu Getirir'
MTSO 29 No’lu Komite Başkanı Turgay Demirtaş, mayıs ayında yayınlanan Yargı Reformu Paketi içinde yer alan bazı maddelerin Anadolu basınının sonunu getireceğini ifade ederek, bu maddelerden vazgeçilmesini beklediklerini söyledi.
İçel Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Demirtaş, bir açıklama yaparak, komite çalışmaları hakkında bilgi verdi ve sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mayıs ayı sonunda açıklanan Yargı Reformu Paketi’nde, resmi ilan statüsündeki icra ilanlarının yaygın ve yerel gazetelerde yayınlanma zorunluluğunun kalkmasının öngörüldüğünü anımsatan Demirtaş, “Söz konusu düzenleme resmi ilanların büyük bölümünü ortadan kaldırır ve bu da son yıllarda güçlükle ayakta durma mücadelesi veren yerel basının sonunu getirir” dedi.
“Resmi ilanlar, yerel basın için hayati önemde”
İcra, iflas ve ihale ilanları başta olmak üzere Basın İlan Kurumu aracılığı ile yayınlatılan resmi ilanların özellikle yerel basın için hayati önem taşıdığını vurgulayan Demirtaş, konunun yok olma tehlikesini ortaya çıkarması nedeniyle Anadolu basınında şok etkisine neden olduğunu söyledi.
Ülkenin gerçek sesi yerel basının, demokrasinin de teminatı olduğunu kaydeden Demirtaş, “Çok sesliliğe katkısının yanı sıra demokrasimizin gelişmesine destek olan ve istihdam başta olmak üzere genel ve yerel ülke kültürünün yaşatılması gibi anlamlı bir işlev üstlenen Anadolu basınını koruyup kollamak milletimizin sağlıklı geleceği açısından da önemlidir” ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili olarak Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun Ankara’da bir dizi temasta bulunduğunu bildiren Demirtaş, bu temasların olumlu sonuç getirmesini ve gazeteler için hayati öneme sahip ilanların paketten çıkarılmasını istediklerini vurguladı.
“Hizmet pasaportu süresi uzamalı”
Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun Hizmet Pasaportu süresinin uzatılarak 2 yıldan 5 yıla çıkarılması talebini desteklediklerini de belirten Demirtaş, meslekte 18 yılını doldurarak Sürekli Basın Kartına sahip olan sektör temsilcilerine ise yeşil pasaport hakkı tanınmasını beklediklerini söyledi.
Bu sayede gazetecilerin yurt dışı temaslarında resmi prosedürlerle uğraşarak zaman kaybetmesinin de önüne geçileceğini dile getiren Demirtaş, sektör sorunlarının rapor halinde Türkiye Gazeteciler Federasyonu tarafından Medya Raporu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulduğunu açıkladı.
“Uydu kiraları çok arttı”
Televizyonların da bu dönemde ciddi sorunlar yaşadığına dikkat çeken Demirtaş, özellikle uydu kiralarının dolar üzerinden alınıyor olması nedeniyle çok arttığını ve birçok kanalın kira ödemekte zorlanmaya başladığını söyledi.
Radyoların ise masraflarının çok fazla olmaması nedeniyle nispeten daha rahat durumda olduğunu ifade eden Demirtaş, “Radyolar tek kişiyle gerekirse de bir bilgisayar aracılığıyla evden dahi çalışmalarını sürdürebiliyor. Mevcut durumda maliyetlerini en aza indirilebilmeleri nedeniyle sektörde en az sıkıntıya sahip alan olduğunu da söyleyebilirim” diye konuştu.
“Maliyet artışları nedeniyle sektör, zor günler geçiriyor”
Komite bünyesinde çok sayıda sektör bulunduğunu ve her birinin kendisine özel sorunlar yaşadığını belirten Demirtaş, “Ancak, hepimizin ortak sorunu döviz kuruna bağlı olarak yaşanan maliyet artışları. İthalata bağımlı olduğumuz kağıttaki fahiş fiyat artışı, başta matbaalar ve gazeteler olmak üzere sektörün tamamını olumsuz etkiledi” şeklinde konuştu.
Kağıt ve plastik ambalaj üzerine faaliyet gösteren firmaların sıkıntısına da dikkat çeken Demirtaş, bu sektörde faaliyet gösteren üreticilerin de perakendecilerin de zor günler geçirdiğini ifade etti.
Özellikle ambalaj malzemesinin hammaddesini oluşturan kağıdın yüzde 95’inin ithal geldiğini hatırlatan Demirtaş, “Bu durum da maliyetleri büyük ölçüde artırıyor. Son iki yılda toplamda yüzde 40’a yakın artış oldu. Ancak bu artışlar son ürün fiyatına yansıtılamadı” dedi.
Sektör temsilcileri ağırlıklı olarak satışlarını açık hesap sistemiyle gerçekleştirirken, ödeme sürelerinin 8 ay-1 yıl gibi vadelere uzaması sonrasında nakit satışa dönmeye başladığını dile getiren Demirtaş, “Veresiye satışın durdurulması da alıcıları zorlamaya başladı.
Alıcı da satıcı da sıkıntıda. Bugüne kadar banka kredilerine yönelmiş olan sektörün borç yükü arttı. Artık kredi almakta zorlanıyorlar. Diğer taraftan bankalar da kredi vermiyor” ifadelerini kullandı.
Sektörde kapanan ya da üretimlerini geçici süreyle durduran şirket sayısının artmaya başladığına işaret eden Demirtaş, yalnızca haziran ayı içinde 11 firmanın sektörden çekildiğini, şartların böyle gitmesi halinde direnebilen firmanın kalmayacağını vurguladı.
“Zincir marketler kırtasiye satışında ciddi sıkıntı oluşturuyor”
Kırtasiye sektöründe yaşanan sıkıntılara da değinen Demirtaş, bu alanda faaliyet gösteren firmaları ise özellikle büyük zincir marketlerin zorladığını anlattı. Özellikle okul sezonunda bahsi geçen yerlerde daha düşük fiyatlarla okul malzemesi satışı gerçekleştirildiğini vurgulayan Demirtaş, bu firmaların kazancı İçel dışına giderken, kentte faaliyet gösteren kırtasiyelerin ise zor duruma düştüğünü dile getirdi. Merdiven altı üretimin de fiyatları aşağı çektiğini ve çocukların sağlığını tehdit ettiğini ifade eden Demirtaş, “Ayrıca özel okulların tutumu da bu sektöre olumsuz yansıyor. Toptancı firmalarla yapılan anlaşmalar sonunda özel okullar velilere paket ürün teslimi yapıyor ya da veliyi anlaşmalı oldukları kırtasiyelere yönlendirince haksız bir rekabet yaşanıyor. Oysa veliler yönlendirildikleri kırtasiyelerden alışveriş yerine fiyat araştırması yapmaları halinde talepleri çok daha uygun maliyetlerle temin edebilirler” diye konuştu.
Kaynak: İHA
“Resmi ilanlar, yerel basın için hayati önemde”
İcra, iflas ve ihale ilanları başta olmak üzere Basın İlan Kurumu aracılığı ile yayınlatılan resmi ilanların özellikle yerel basın için hayati önem taşıdığını vurgulayan Demirtaş, konunun yok olma tehlikesini ortaya çıkarması nedeniyle Anadolu basınında şok etkisine neden olduğunu söyledi.
Ülkenin gerçek sesi yerel basının, demokrasinin de teminatı olduğunu kaydeden Demirtaş, “Çok sesliliğe katkısının yanı sıra demokrasimizin gelişmesine destek olan ve istihdam başta olmak üzere genel ve yerel ülke kültürünün yaşatılması gibi anlamlı bir işlev üstlenen Anadolu basınını koruyup kollamak milletimizin sağlıklı geleceği açısından da önemlidir” ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili olarak Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun Ankara’da bir dizi temasta bulunduğunu bildiren Demirtaş, bu temasların olumlu sonuç getirmesini ve gazeteler için hayati öneme sahip ilanların paketten çıkarılmasını istediklerini vurguladı.
“Hizmet pasaportu süresi uzamalı”
Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun Hizmet Pasaportu süresinin uzatılarak 2 yıldan 5 yıla çıkarılması talebini desteklediklerini de belirten Demirtaş, meslekte 18 yılını doldurarak Sürekli Basın Kartına sahip olan sektör temsilcilerine ise yeşil pasaport hakkı tanınmasını beklediklerini söyledi.
Bu sayede gazetecilerin yurt dışı temaslarında resmi prosedürlerle uğraşarak zaman kaybetmesinin de önüne geçileceğini dile getiren Demirtaş, sektör sorunlarının rapor halinde Türkiye Gazeteciler Federasyonu tarafından Medya Raporu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulduğunu açıkladı.
“Uydu kiraları çok arttı”
Televizyonların da bu dönemde ciddi sorunlar yaşadığına dikkat çeken Demirtaş, özellikle uydu kiralarının dolar üzerinden alınıyor olması nedeniyle çok arttığını ve birçok kanalın kira ödemekte zorlanmaya başladığını söyledi.
Radyoların ise masraflarının çok fazla olmaması nedeniyle nispeten daha rahat durumda olduğunu ifade eden Demirtaş, “Radyolar tek kişiyle gerekirse de bir bilgisayar aracılığıyla evden dahi çalışmalarını sürdürebiliyor. Mevcut durumda maliyetlerini en aza indirilebilmeleri nedeniyle sektörde en az sıkıntıya sahip alan olduğunu da söyleyebilirim” diye konuştu.
“Maliyet artışları nedeniyle sektör, zor günler geçiriyor”
Komite bünyesinde çok sayıda sektör bulunduğunu ve her birinin kendisine özel sorunlar yaşadığını belirten Demirtaş, “Ancak, hepimizin ortak sorunu döviz kuruna bağlı olarak yaşanan maliyet artışları. İthalata bağımlı olduğumuz kağıttaki fahiş fiyat artışı, başta matbaalar ve gazeteler olmak üzere sektörün tamamını olumsuz etkiledi” şeklinde konuştu.
Kağıt ve plastik ambalaj üzerine faaliyet gösteren firmaların sıkıntısına da dikkat çeken Demirtaş, bu sektörde faaliyet gösteren üreticilerin de perakendecilerin de zor günler geçirdiğini ifade etti.
Özellikle ambalaj malzemesinin hammaddesini oluşturan kağıdın yüzde 95’inin ithal geldiğini hatırlatan Demirtaş, “Bu durum da maliyetleri büyük ölçüde artırıyor. Son iki yılda toplamda yüzde 40’a yakın artış oldu. Ancak bu artışlar son ürün fiyatına yansıtılamadı” dedi.
Sektör temsilcileri ağırlıklı olarak satışlarını açık hesap sistemiyle gerçekleştirirken, ödeme sürelerinin 8 ay-1 yıl gibi vadelere uzaması sonrasında nakit satışa dönmeye başladığını dile getiren Demirtaş, “Veresiye satışın durdurulması da alıcıları zorlamaya başladı.
Alıcı da satıcı da sıkıntıda. Bugüne kadar banka kredilerine yönelmiş olan sektörün borç yükü arttı. Artık kredi almakta zorlanıyorlar. Diğer taraftan bankalar da kredi vermiyor” ifadelerini kullandı.
Sektörde kapanan ya da üretimlerini geçici süreyle durduran şirket sayısının artmaya başladığına işaret eden Demirtaş, yalnızca haziran ayı içinde 11 firmanın sektörden çekildiğini, şartların böyle gitmesi halinde direnebilen firmanın kalmayacağını vurguladı.
“Zincir marketler kırtasiye satışında ciddi sıkıntı oluşturuyor”
Kırtasiye sektöründe yaşanan sıkıntılara da değinen Demirtaş, bu alanda faaliyet gösteren firmaları ise özellikle büyük zincir marketlerin zorladığını anlattı. Özellikle okul sezonunda bahsi geçen yerlerde daha düşük fiyatlarla okul malzemesi satışı gerçekleştirildiğini vurgulayan Demirtaş, bu firmaların kazancı İçel dışına giderken, kentte faaliyet gösteren kırtasiyelerin ise zor duruma düştüğünü dile getirdi. Merdiven altı üretimin de fiyatları aşağı çektiğini ve çocukların sağlığını tehdit ettiğini ifade eden Demirtaş, “Ayrıca özel okulların tutumu da bu sektöre olumsuz yansıyor. Toptancı firmalarla yapılan anlaşmalar sonunda özel okullar velilere paket ürün teslimi yapıyor ya da veliyi anlaşmalı oldukları kırtasiyelere yönlendirince haksız bir rekabet yaşanıyor. Oysa veliler yönlendirildikleri kırtasiyelerden alışveriş yerine fiyat araştırması yapmaları halinde talepleri çok daha uygun maliyetlerle temin edebilirler” diye konuştu.