'İsrafı Haram Olarak Görüyoruz'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: (2)'Bugün yaşadığımız koşullardan Türkiye'yi çekip çıkarmamız lazım. Bunun iki ana ekseni var. Bunlardan birincisi israftan kaçınmaktır. Birileri israfı itibar olarak görüyor, biz israfı haram olarak görüyoruz. Aramızda derin bir uçurum var. İkinci ana ekseni de üretmektir' 'Biz CHP olarak bu krizden nasıl çıkılacağını, krizi nasıl aşacağımızı, işsize nasıl iş bulacağımızı, 'üreten Türkiye' dediğimiz ve geliştirdiğimiz bir kavramı nasıl hayata geçireceğimizi halka anlatmak zorundayız. Bunu belediyelerden başlayarak halkımıza anlatacağız'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bugün yaşadığımız koşullardan Türkiye'yi çekip çıkarmamız lazım. Bunun iki ana ekseni var. Bunlardan birincisi israftan kaçınmaktır. Birileri israfı itibar olarak görüyor, biz israfı haram olarak görüyoruz. Aramızda derin bir uçurum var. İkinci ana ekseni de üretmektir." dedi.

Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesinde bir termal otelde düzenlenen CHP Belediye Başkanları Çalıştayı'nda gazetecilerin sorularını cevapladı.

Çalıştayın partisi için verimli geçtiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarının ilk 100 günde yaptığı faaliyetleri değerlendirdiklerini, bundan sonra yapılacak projelere ilişkin planlamalar yaptıklarını söyledi.

Çalıştay kapsamında büyükşehir belediye başkanlarınca özel bir toplantı da yapıldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Büyükşehir belediyeleri başkanlarımız belli aralıklarla toplanmayı kararlaştırdılar. Böylece ortak projelerin Cumhuriyet Halk Partili bütün belediyelerde uygulanmasının yolunu açacağız. Belde halkına bizim kabul ettiğimiz 7 ilke çerçevesinde hizmet verilecek. Ana hedefimiz; Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir beldeyi inşa etmek. Bu bağlamda arkadaşlar üzerlerine düşen bütün görevi yapacaklar." ifadelerini kullandı.

Belediye başkanlarına verdiği tavsiyeleri anlatan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"(Muhtarları mutlaka alacağınız kararlara dahil edin) dedim. Çünkü muhtarlar bulundukları beldede yani ilçe, il ya da köyde demokratik yollarla seçilmiştir. Kendi beldesini en iyi tanıyan kişidir. Dolayısıyla mahalleyle ilgili bir karar alırken mutlaka muhtarın bilgisi olmalı. 'Muhtarı, alacağınız kararlara dahil edin' dedim. Çünkü bütün belediye başkanlarımız 'Kenti birlikte yöneteceğiz' diye bir söz vermişti. Kenti birlikte yöneteceksek, birlikte yönetmenin en önemli aktörü muhtar. Dolayısıyla 'Muhtarlarla ilgili mutlaka özel bir çalışma yapın. Sizin muhtarlarla sürekli yan yana gelmeniz ya da muhattap olmanız yoğunluk nedeniyle zor olabilir ama bir arkadaşınız, bir belediye başkan yardımcısı mutlaka muhtarlardan gelen talepleri almalı, hayata geçirmeli. Geçiremiyorsa da bunu belediye başkanı arkadaşımıza aktarsın' dedim."

Kılıçdaroğlu, CHP'li belediye başkanları için 7 ortak ilke belirlediklerini hatırlatarak, "Bizim açımızdan son derece değerli ilkeler. 7 ilkenin ana teması, halkla belediye başkanı arasında güven oluşturmaktır. Herkese yansız, eşit davranması, herkesi kucaklaması, yoksul mahallelere, ailelere pozitif ayrımcılık yapması, yaptığı her harcamanın hesabını belde halkına yani millete vermiş olması bizim için son derece değerli. Böylece belediye başkanı bugüne kadar siyasal iktidarın 'Ben sadece harcama yaparım ve hesabını vermem' anlayışının tam aksine harcamayı yapacak ama bu para halkın parası olduğu için hesabını verecek. Neyi ne kadar, ne için yaptığını ve ne harcadığını belirtecek, halka bunun hesabını verecek." değerlendirmesini yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Belediye Meclisi toplantılarını Youtube üzerinde yayınlatmaya başlamasının önemli bir hareketin başlangıcı olduğuna değinen Kemal Kılıçdaroğlu, diğer belediye başkanlarına da şeffaflığı sağlamaları için bunu önerdiğini belirtti.

- "İsrafı haram olarak görüyoruz"

Bütün çalışmalarının yerel seçimlerde elde ettikleri başarıyı genel seçimlere taşımak üzerine olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye bir buhran dönemi yaşıyor, krizi de aştık aslında. Bir buhrandayız. Çünkü işsiz sayımız sürekli artıyor. Bırakın iş bulamayanları, işi olanların işine son veriliyor. İstisnasız bütün mutfaklarda, parantez içerisinde sarayın mutfağı hariç her yerde yangın var. Aileler geçinemiyor, tüketimlerini kıstılar, et alamıyorlar, yiyecek alamıyorlar. Böyle bir tablo içerisinde vatandaş dönüp Cumhuriyet Halk Partisine bakacak. Cumhuriyet Halk Partisi eleştiri yapıyor mu? Evet, yapıyor. Eleştiriler doğru mu? Evet, doğru ama vatandaş 'Ben zaten bunu yaşıyorum, mutfağımda zaten yangın var. Benim sorunumu nasıl çözeceksiniz' diyor. Biz CHP olarak bu krizden nasıl çıkılacağını, krizi nasıl aşacağımızı, işsize nasıl iş bulacağımızı, üreten Türkiye dediğimiz ve geliştirdiğimiz bir kavramı nasıl hayata geçireceğimizi halka anlatmak zorundayız. Bunu belediyelerden başlayarak halkımıza anlatacağız."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bilimde, tarımda, sanayide daha fazla üretim yapması gerektiğini vurgulayarak, "Bugün yaşadığımız koşullardan Türkiye'yi çekip çıkarmamız lazım. Bunun iki ana ekseni var. Bunlardan birincisi israftan kaçınmaktır. Birileri israfı itibar olarak görüyor, biz israfı haram olarak görüyoruz. Aramızda derin bir uçurum var. İkinci ana ekseni de üretmektir. Çiftçi toprakta üretecek, fabrikada sanayici, işçi üretecek. Üniversitelerde bilim üretilecek, sanatçılar sanat eserlerini üretecek. Toplumun her kesimi üretecek ve her kesim ürettiğini bir şekilde pazarlara sunacak. Türkiye bugün et, mercimek, saman ithal ediyor, canlı hayvan ithal ediyor. Aslında bunları bizim ihraç etmemiz lazım. Vatandaş haklı olarak soruyor; 'Neden bunları ithal ediyoruz, neden biz üretmiyoruz?' Bereketli topraklarımız var, çiftçimiz de çalışkan. Her şey ateş pahası. Bu nasıl oluyor? Biz bu tabloyu değiştirme sözü veriyoruz." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomiye ilişkin olumlu ifadelerine ilişkin yönelttiği soru üzerine ise şunları kaydetti:

"Gerçekleri ısrarla görmek istemiyor. Görmediği için de sorunu kavrayamıyor, çözüm üretemiyor. AK Parti'nin bugün geldiği nokta artık topluma yük olan bir parti konumundadır. Gerçekleri görmeyen, sorunları kavramayan, sorunlara çözüm üretemeyen bir parti. 'AK Parti hükümetleri birbirleriyle yarıştı', doğru. İşsizlikte yarıştılar. 15 paket açıkladılar. Her açıkladıkları pakette işsizlik oranı da işsiz sayısı da arttı. Demek ki yarış işsizlik üzerine oldu. Bu lafı doğrudur. İşsizlik belki onların düşünemediği kadar arttı. Üstelik 'işsizliği azaltacağız' diye paket açıkladılar, açıkladıkları her paketten sonra işsizlik arttı. 'Enflasyonu düşüreceğiz, hayat pahalılığını düşüreceğiz' dediler, her paketten sonra, ki üstelik buna TOBB'u, sanayi odalarını, pek çok kuruluşu dahil ettiler. 'Hep birlikte enflasyona karşı milli mücadele' dediler. Hayat pahalılığı tam tersine arttı. Dolayısıyla geriye doğru yarışıyorlar galiba. Erdoğan bunu fark etse çok iyi olacak. Millet perişan vaziyette. Saraydan bakıp halkın yaşadığı dramı göremiyorlar. Sarayda birbirlerine bakıyorlar, saraydaki mutfağa bakıyorlar çünkü. Her şey var orada. Sanıyorlar ki milletin mutfağı da öyle. Eti gramla alacak noktaya getirdiler. Et tüketimi düştü. Diğer tüketimde de ciddi bir düşüş var. Ekonomide ciddi bir sorun var ve bunu görmek istemiyorlar."

(Bitti)
Kaynak: AA