Karadeniz İnsanını Zorluklar Hiç Yıldırmıyor
Doğu Karadeniz Bölgesinin zor coğrafi şartları, bölge insanını tarım üretimi yönünden olumsuz şekilde etkiliyor.
Trabzon’un Akçaabat ilçesine bağlı Kirazlık Mahallesi’nde bir insanın ayakta zor durabileceği dik yamaçta sebze üretimi yapan sera sahipleri bu durumdan hiç de şikayetçi olmadıklarını belirterek işlerini yapmaktan son derece memnun olduklarını söylüyorlar.
Eğilimli arazinden daha çok güneşli havalarda çalışmanın kendilerini daha çok zorladığını belirten sera sahiplerinden Nazmiye Yetim, işin zahmetli olduğu kadar da zevkli yönlerinin olduğunu belirtiyor.
Yaklaşık 2 yıldır serada üretim yaptıklarını belirten Yetim, “Seralarımızda genellikle domates ve salatalık üretiyoruz. Yaklaşık 2 yıldır seracılık yapıyoruz. Seracılık zahmetli olduğu kadar da zevkli bir iş. Eğilimli yerde çalışmak zor ancak bunlara katlanmak zorundayız. Para kazanmak o kadar kolay değil, seracılığın kolay yeri de, zor yeri de var. Tabi buralar bayır olduğu için zorlanıyoruz” dedi.
Seher Bostan da seranın eğimli olmasının çalışmalarını zorlaştırdığını belirterek “Seramızın meyilli arazide olması çalışmamızı tabi ki zorlaştırıyor. Her şeyde olduğu gibi seracılığın da zahmeti var. Dolayısıyla zahmetsiz iş yok. Tek sıkıntımız pazarlama. Ürünü satmaya kalkınca zorluklar yaşıyoruz. Fiyat konusunda piyasada belirsizlik var” diye konuştu.
“Yüzde 50-60 eğimli yamaçlarda seracılık yapılıyor”
Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Cemil Pehlivan, eskiden sahile yakın yerlerde yapılan seracılığın yapılaşma ve imar nedeniyle yüksek rakımlı yerlere kaydığını belirterek Karadeniz insanının tüm zorluklara rağmen dik yamaçlarda tarım yaptığını söyledi.
Pehlevan, “Burasının arazi eğilimi yüzde 50-60 arasında civarında. Trabzon’da 411 adet sera var. Ancak bunların hepsi aktif değil. Faal olmayanları aktif hale getirmemiz gerekiyor. Bu seralardan yılda ortalama bin 300 ton civarında üretim yapılıyor. 23 bin ton civarında da seranın dışında yapılan üretim var. Şu an burada bir dekara yakın sera mevcut. Genellikle seralarımızda domates ve salatalık yetiştiriliyor. Tarımsal üretimi ne hikmetse 300 rakımın üzerine attılar. Yapılaşma ve imardan dolayı sahile yakın olan mevcut olan seraların çoğu yıkıldı. Sonuç itibariyle artık 500-600 rakımlarda seracılık yapılıyor. Artık sahil kesimlere yakın yerlerde seracılık kalmadı diyebiliriz. Bundan sonra planlamamızı yüksek kesimleri göre yapmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Gökyüzüne bir karış yerde üretimi yapılıyor
Kirazlık Mahallesinde neredeyse gökyüzüne bir karış mesafede üretim yapıldığına dikkat çeken Pehlevan, önerilerde bulunarak “Şehir planları yapılırken tarımsal alanları koruyacak şekilde, daha sonra yapılaşmaya açılmayacak şekilde yapmamız gerekiyor. Seraların yüksek kesimlere kayması demek, ekonomik manada tüketiciye pahalıya mal olması demektir. Osmanlı döneminde ecdadımız sebze üretimini şehirlerin etraflarında yapardı. Oradaki tüketicilerin rahatlıkla erişmesi için. Maalesef artık böyle bir şey kalmadı. Zor şartlarda, neredeyse gökyüzüne bir karış mesafede üretim yapmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Eğilimli arazinden daha çok güneşli havalarda çalışmanın kendilerini daha çok zorladığını belirten sera sahiplerinden Nazmiye Yetim, işin zahmetli olduğu kadar da zevkli yönlerinin olduğunu belirtiyor.
Yaklaşık 2 yıldır serada üretim yaptıklarını belirten Yetim, “Seralarımızda genellikle domates ve salatalık üretiyoruz. Yaklaşık 2 yıldır seracılık yapıyoruz. Seracılık zahmetli olduğu kadar da zevkli bir iş. Eğilimli yerde çalışmak zor ancak bunlara katlanmak zorundayız. Para kazanmak o kadar kolay değil, seracılığın kolay yeri de, zor yeri de var. Tabi buralar bayır olduğu için zorlanıyoruz” dedi.
Seher Bostan da seranın eğimli olmasının çalışmalarını zorlaştırdığını belirterek “Seramızın meyilli arazide olması çalışmamızı tabi ki zorlaştırıyor. Her şeyde olduğu gibi seracılığın da zahmeti var. Dolayısıyla zahmetsiz iş yok. Tek sıkıntımız pazarlama. Ürünü satmaya kalkınca zorluklar yaşıyoruz. Fiyat konusunda piyasada belirsizlik var” diye konuştu.
“Yüzde 50-60 eğimli yamaçlarda seracılık yapılıyor”
Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Cemil Pehlivan, eskiden sahile yakın yerlerde yapılan seracılığın yapılaşma ve imar nedeniyle yüksek rakımlı yerlere kaydığını belirterek Karadeniz insanının tüm zorluklara rağmen dik yamaçlarda tarım yaptığını söyledi.
Pehlevan, “Burasının arazi eğilimi yüzde 50-60 arasında civarında. Trabzon’da 411 adet sera var. Ancak bunların hepsi aktif değil. Faal olmayanları aktif hale getirmemiz gerekiyor. Bu seralardan yılda ortalama bin 300 ton civarında üretim yapılıyor. 23 bin ton civarında da seranın dışında yapılan üretim var. Şu an burada bir dekara yakın sera mevcut. Genellikle seralarımızda domates ve salatalık yetiştiriliyor. Tarımsal üretimi ne hikmetse 300 rakımın üzerine attılar. Yapılaşma ve imardan dolayı sahile yakın olan mevcut olan seraların çoğu yıkıldı. Sonuç itibariyle artık 500-600 rakımlarda seracılık yapılıyor. Artık sahil kesimlere yakın yerlerde seracılık kalmadı diyebiliriz. Bundan sonra planlamamızı yüksek kesimleri göre yapmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Gökyüzüne bir karış yerde üretimi yapılıyor
Kirazlık Mahallesinde neredeyse gökyüzüne bir karış mesafede üretim yapıldığına dikkat çeken Pehlevan, önerilerde bulunarak “Şehir planları yapılırken tarımsal alanları koruyacak şekilde, daha sonra yapılaşmaya açılmayacak şekilde yapmamız gerekiyor. Seraların yüksek kesimlere kayması demek, ekonomik manada tüketiciye pahalıya mal olması demektir. Osmanlı döneminde ecdadımız sebze üretimini şehirlerin etraflarında yapardı. Oradaki tüketicilerin rahatlıkla erişmesi için. Maalesef artık böyle bir şey kalmadı. Zor şartlarda, neredeyse gökyüzüne bir karış mesafede üretim yapmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.