Meteoroloji'den korkutan açıklama
Meteoroloji 10. Bölge Müdürlüğü, önümüzdeki yaz aylarında yüzey sıcaklıklarının artışına bağlı olarak dolu, fırtına ve hortum gibi kuvvetli meteorolojik hadiselerde artış yaşanacağını açıkladı.
Küresel ısınmaya bağlı olarak ülkemizde bir iklim değişikliği yaşanıyor. Özellikle Karadeniz Bölgesi ile Türkiye'nin bütün illerinde sağanak yağışlar etkili olmaya devam ediyor. Bu sağanak yağışla birlikte zaman zaman sel baskınları, yıldırım düşmesi, şimşek çakması, dolu yağışı, şiddetli fırtına ve hortum olayları da gözlemleniyor. Bazı illerde şiddetli yağışlarla birlikte yaşanan sel baskınları ve dolu yağışı sonrasında can kayıpları da yaşandı.
Meteoroloji 10. Bölge Müdürlüğü, yüzey sıcaklıklarının artışıyla önümüzdeki yıllarda meteorolojik hadiselerin daha da artış göstereceğini açıkladı.
Meteoroloji 10. Bölge Müdürlüğü Teknik Şube Müdürü Ali Kesimoğlu, “Son 30 yılda yapılan ölçümlere göre Güneş'in enerji üretiminin artmadığı ve Dünya'da gözlenen son zamanlardaki ısınmanın Güneş faaliyetlerindeki değişikliklerle ilişkilendirilemeyeceğini göstermektedir. Güneş'ten gelen enerji değişmiyor ama küresel iklim değişiyor. Fosil yakıtların artarak kullanılması, ormansızlaşma, sanayi süreçleri ile atmosfere salınan sera gazlarının atmosferdeki birikimleri sanayi devriminden bu tarafa hızla artmaktadır. Bu ise doğal sera etkisini kuvvetlendirerek, şehirleşmenin de katkısı ile Dünya'nın yüzey sıcaklıklarının artmasına neden olmaktadır” dedi.
Tarihin en sıcak 5 yılının 2010 yılından sonra yaşandığına işaret eden Kesimoğlu, “NASA'dan yapılan açıklamaya göre verilerin toplanmaya başlandığı 1880 senesinden bu yana küresel olarak 2017 yılının tarihteki en sıcak yılının ikinci, 2016 yılının ise tarihin en sıcak yılının olduğu bildirilmiştir. Yapılan açıklamalarda tarihin en sıcak 5 yılının 2010'dan bu yana gerçekleştiğine dikkat çekilmiştir” diye konuştu.
“Günümüze kadar gözlenen iklim değişikliği trendleri bundan sonra da devam edecek”
Bu yıla kadar gözlenen iklim değişiklikleri trendlerinin bundan sonra da devam edeceğine işaret eden Kesimoğlu, şöyle konuştu:
“Ülkemizde Meteoroloji Genel Müdürlüğünün ölçümlerine göre en sıcak yılımız 2010 yılıdır. 2018 yılı 1971'den beri en sıcak ikinci yıl olmuştur ve ülkenin tamamıyla sıcaklıklar normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. Özellikle 2018 yılı ilkbahar mevsimi, kayıtlarda görülen en sıcak ilkbahar mevsimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelecek iklim değişikliği projeksiyonları, günümüze kadar gözlenen iklim değişikliği trendlerinin bundan sonra da devam edeceğine işaret etmektedi.r”
“İklim değişkenliği ülkemizde de görülüyor”
İklim değişikliğinin Türkiye'de de görüldüğünü söyleyen Kesimoğlu, “İklim değişikliği; fiziksel ve doğal çevre, şehir hayatı, kalkınma ve ekonomi, teknoloji, insan hakları, tarım ve gıda, temiz su ve sağlık olmak üzere hayatımızın her safhasını etkilemektedir. Ülkemiz iklim anlamında normal değişiklikleri yaşamaktadır. İklim değişkenliği ülkemizde de görülmektedir” şeklinde konuştu.
“Dolu, fırtına ve hortum gibi olayların sayısı ve şiddetinde artış olması bekleniyor”
Küresel olarak ortalama yüzey sıcaklıklarında belirgin bir artış eğilimi gözlemlediklerini vurgulayan Kesimoğlu, şunları kaydetti:
“Daha sıcak yazlara hazırlanmamız gerekiyor. Sıcaklık artışının yaz mevsiminde daha fazla olacağı; bu nedenle sıcaklık artışı kaynaklı olumsuzlukların daha çok yaz mevsiminde yaşanacağı ve yaşanmaya devam edeceği tahmin edilmektedir. İklim değişikliğinin en önemli göstergelerinden biri de ekstrem olayların sayısının, frekansının ve büyüklüğünün artmasıdır. Bu nedenle yüzey sıcaklılarının artışına bağlı olarak kuvvetli meteorolojik hadiselerin (dolu, fırtına ve hortum gibi) sayısı ve şiddetinde artış olması beklenmektedir.”
Kaynak: İHA
Meteoroloji 10. Bölge Müdürlüğü, yüzey sıcaklıklarının artışıyla önümüzdeki yıllarda meteorolojik hadiselerin daha da artış göstereceğini açıkladı.
Meteoroloji 10. Bölge Müdürlüğü Teknik Şube Müdürü Ali Kesimoğlu, “Son 30 yılda yapılan ölçümlere göre Güneş'in enerji üretiminin artmadığı ve Dünya'da gözlenen son zamanlardaki ısınmanın Güneş faaliyetlerindeki değişikliklerle ilişkilendirilemeyeceğini göstermektedir. Güneş'ten gelen enerji değişmiyor ama küresel iklim değişiyor. Fosil yakıtların artarak kullanılması, ormansızlaşma, sanayi süreçleri ile atmosfere salınan sera gazlarının atmosferdeki birikimleri sanayi devriminden bu tarafa hızla artmaktadır. Bu ise doğal sera etkisini kuvvetlendirerek, şehirleşmenin de katkısı ile Dünya'nın yüzey sıcaklıklarının artmasına neden olmaktadır” dedi.
Tarihin en sıcak 5 yılının 2010 yılından sonra yaşandığına işaret eden Kesimoğlu, “NASA'dan yapılan açıklamaya göre verilerin toplanmaya başlandığı 1880 senesinden bu yana küresel olarak 2017 yılının tarihteki en sıcak yılının ikinci, 2016 yılının ise tarihin en sıcak yılının olduğu bildirilmiştir. Yapılan açıklamalarda tarihin en sıcak 5 yılının 2010'dan bu yana gerçekleştiğine dikkat çekilmiştir” diye konuştu.
“Günümüze kadar gözlenen iklim değişikliği trendleri bundan sonra da devam edecek”
Bu yıla kadar gözlenen iklim değişiklikleri trendlerinin bundan sonra da devam edeceğine işaret eden Kesimoğlu, şöyle konuştu:
“Ülkemizde Meteoroloji Genel Müdürlüğünün ölçümlerine göre en sıcak yılımız 2010 yılıdır. 2018 yılı 1971'den beri en sıcak ikinci yıl olmuştur ve ülkenin tamamıyla sıcaklıklar normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. Özellikle 2018 yılı ilkbahar mevsimi, kayıtlarda görülen en sıcak ilkbahar mevsimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelecek iklim değişikliği projeksiyonları, günümüze kadar gözlenen iklim değişikliği trendlerinin bundan sonra da devam edeceğine işaret etmektedi.r”
“İklim değişkenliği ülkemizde de görülüyor”
İklim değişikliğinin Türkiye'de de görüldüğünü söyleyen Kesimoğlu, “İklim değişikliği; fiziksel ve doğal çevre, şehir hayatı, kalkınma ve ekonomi, teknoloji, insan hakları, tarım ve gıda, temiz su ve sağlık olmak üzere hayatımızın her safhasını etkilemektedir. Ülkemiz iklim anlamında normal değişiklikleri yaşamaktadır. İklim değişkenliği ülkemizde de görülmektedir” şeklinde konuştu.
“Dolu, fırtına ve hortum gibi olayların sayısı ve şiddetinde artış olması bekleniyor”
Küresel olarak ortalama yüzey sıcaklıklarında belirgin bir artış eğilimi gözlemlediklerini vurgulayan Kesimoğlu, şunları kaydetti:
“Daha sıcak yazlara hazırlanmamız gerekiyor. Sıcaklık artışının yaz mevsiminde daha fazla olacağı; bu nedenle sıcaklık artışı kaynaklı olumsuzlukların daha çok yaz mevsiminde yaşanacağı ve yaşanmaya devam edeceği tahmin edilmektedir. İklim değişikliğinin en önemli göstergelerinden biri de ekstrem olayların sayısının, frekansının ve büyüklüğünün artmasıdır. Bu nedenle yüzey sıcaklılarının artışına bağlı olarak kuvvetli meteorolojik hadiselerin (dolu, fırtına ve hortum gibi) sayısı ve şiddetinde artış olması beklenmektedir.”