Alerjisi Olan Çocuğunuz Varsa Çevresine Dikkat Edin

VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Berat Yücel, birçok kişinin sahip olduğu alerjik hastalıklar hakkında önemli bilgiler verdi. Alerjik hastalıkların bağışıklık sisteminin yabancı maddelere karşı verdiği yanıtlar sonucunda oraya çıktığını belirten Dr. Yücel, alerjinin yabancı maddeden etkilenen organa göre farklı belirtiler gösterebileceğini ifade etti.

Alerji ve alerjik hastalıkların hem genetik hem de çevresel faktörlere göre ortaya çıkabileceğini kaydeden Dr. Yücel, tespit edilen alerjiyi tetikleyen faktörlerden uzak durulması gerektiğini vurguladı. Alerjinin tedavi ile tamamen iyileşebileceğini ya da ömür boyu süreceğini dile getiren Dr. Yücel, sigara dumanı, hava kirliliği ve solunum yolu enfeksiyonları en önemli tetikleyicilerinden olduğunu belirtti.



Belirtiler etkilenen organlara göre farklılıklar gösterebilir

Alerjinin teşhisinin yapılmasında gözüken belirtilerin farklılıklar gösterebileceğini belirten Uzm. Dr. Berat Yücel, “Alerjik bağışıklık sistemimizin yabancı maddelere karşı verdiği anormal yanıttır. Vücudumuz alerjik olduğu maddelere verdiği anormal yanıtlar sonucu ortaya çıkan belirtiler etkilenen organlara göre farklılıklar gösterebilir. Bu belirtiler hapşırık, burun akıntısı, kaşıntı, öksürük, hırıltı, nefes darlığı, ciltte kaşıntı ve kızarıklık, yüzde, dudaklarda ve gözde şişlik, gözlerde kızarıklık ve kaşıntı, tansiyon düşüklüğü, bayılma gibi bulgular ortaya çıkabilir. Bu bulguların tekrar etmesi veya süreklilik göstermesi durumunda alerji akla gelmelidir. Astım, alerjik rinit, atopik dermatit, besin alerjisi ve anaflaksi gibi alerjik hastalıkların kendilerine ait farklı bulguları vardır. Alerjik rinitte daha çok hapşırık burun akıntısı, burunda kaşıntı görülürken, atopik dermatitte ciltte döküntü, kızarıklık ve kaşıntı daha çok gözükür” dedi.

Alerjinin tamamen iyileşmesi ya da ömür boyu devam etmesi mümkündür

Aile üyelerinde görülen alerjik hastalıkların çocuklarda görülme ihtimalinin yüksek olduğunu ifade eden Dr. Yücel, “Alerji ve alerjik hastalıklar hem genetik hem de çevresel faktörler ile ilişkilidir. Ne kadar fazla sayıda aile üyesinde alerjik hastalıklar varsa çocukların da aynı alerjiyi geliştirme ihtimali o kadar yüksektir. Annede alerji olması çocukta alerji riskini artırırken hem anne hem babada alerji olması bu riski daha da yükseltir. Unutmamalıdır ki alerjik hastalıklar genetik yatkınlık olmadan, anne babasında alerji olmayan çocuklarda da gözükebilir. Alerji ile ilişkili bazı genler alerji görülme riskini arttırırken bazıları da alerjinin şiddetini etkilerler. Alerjinin türüne, duyarlı olunan alerjene, alerjinin başladığı yaşa bağlı olarak alerjinin tamamen iyileşmesi ya da ömür boyu devam etmesi mümkündür. Hayatın ilk yılında görülen alerjiler daha çok iyileşmeye meyilliyken daha geç yaşta görülenler ise daha kalıcı olurlar. Besin alerjileri genelde zamanla iyileşirken solunumsal alerjenler ile duyarlaşmış kişilerde alerji kalıcı olmaya meyillidir” diye konuştu.

Yeni geliştirilen ilaçlar sayesinde hastalıkların kontrolü sağlanabilmektedir

Alerji hastalığının tedavisinin önemine vurgu yapan Dr. Yücel, “Hastalığın tanısı çoğu kez ayrıntılı bir hikaye ve muayene ile konabilse de alerjenin tespit edilmesi alınabilecek önlemler ve tedavinin yönlendirilebilmesi açısından önemlidir. Hiç bir testi tek başına değerlendirmemeli mutlaka hastanın hikayesi ve bulguları ile birlikte değerlendirmelidir. Bu testleri yorumlamak ciddi bir deneyim ve tecrübe gerektirir. Alerjik hastalıkların tedavisinde son yıllarda oldukça olumlu yönde ilerlemeler sağlanmıştır. Yeni geliştirilen ilaçlar sayesinde hastalıkların kontrolü sağlanabilmektedir; ancak alerjik hastalıklara neden olan alerjenlerden korunma tedavinin en önemli basamaklarından birisidir. Deri testleri ya da diğer tanısal işlemler ile hastalığa neden olan alerjenler tespit edip, tespit edilen alerjenden korunmak tedavinin en önemli parçasıdır. Hastalığı tetikleyen faktörlerden de uzak durmak gerekir. Sigara dumanı, hava kirliliği ve solunum yolu enfeksiyonları en önemli tetikleyicilerdendir” şeklinde konuştu.

Hastanın yaşam alanında çevresel önlemler alınmalıdır

Astım hastalarının dikkat etmesi gereken hususlar hakkında da bilgiler aktaran Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzm. Dr. Berat Yücel, “Hastalığın kontrolü ile çevresel kontrol arasında çok ciddi bir ilişki vardır. Çevresel kontrol önlemleri hastaların atak sayısını azaltıldığı gibi ihtiyaç duyulan ilaç miktarında da azalmaya neden olabilir. Temel prensip alerjen ile temasın ortadan kaldırılması ve tetikleyici faktörlerden uzak durulmasıdır. Hastanın yaşam alanında bu çevresel önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerin süreklilik gerektirdiği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.