Çeyrek Asırdır Gölgelerin Peşinde
Adana’da yarım asırlık sahne hayatının son 25 yılında 'Karagöz' oynatan Mahmut Hazım Kısakürek, birkaç yıl önce geçirdiği rahatsızlık nedeniyle zorlansa da eşinin yardımıyla çocukları hayal perdesiyle buluşturuyor Kısakürek: 'Yürüyemiyorum, çok zor oluyor. Oturarak oynatıyorum, sahneye yardımla çıkıyor, oturuyorum ama Karagöz beni ayakta tutuyor'
ÖMER FANSA - Adana’da 25 yıldır Karagöz oynatan Mahmut Hazım Kısakürek, rahatsızlığına rağmen eşinin yardımıyla çocukları Karagöz-Hacivat ikilisiyle buluşturuyor.
"Hayali" (Karagöz ustası) olmadan önce tiyatro oyunculuğu yapan Kısakürek, yarım asır tiyatroya, çeyrek asır gölge sanatına hizmet etmenin mutluluğunu yaşıyor.
Sağlık sorunları nedeniyle kısıtlı hareket kabiliyetine karşın karısı Perihan Kısakürek'in yardımıyla Karagöz oyunu oynatan Adana sokak ve caddelerinde sahne kurup çocukları Karagöz Hacivat ikilisiyle buluşturmaya devam ediyor.
Henüz 15 yaşındayken tiyatro sanatını öğrenmeye başlayan ve sahnelerde boy gösteren Kısakürek, yurt içi ve yurt dışında çeşitli tiyatro gruplarında aralarında baş rol de olmak üzere bir çok rolde sahneye çıktı.
Tiyatroda işsiz kaldığı dönemlerde gelir elde etmek için 25 yıl önce önce kukla oynatmaya, devamında Karagöz-Hacivat oyunları sahnelemeye başlayan Kısakürek, oyunlarını izleyen Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkililerinin yönlendirmesiyle bu iş üzerine yoğunlaştı ve "Hayali" (Karagöz oynatıcısı) oldu.
Kendi tasvirlerini yapan, aralarında çocuk boyama kitabı da dahil 4 oyunu kitap haline gelen Kısakürek, 2012 yılında önce şeker hastası oldu, devamında geçirdiği menenjit nedeniyle hareket kabiliyetini önemli oranda kaybetti. Buna rağmen hayata küsmeyen Kısakürek, bir yandan fizik tedavi görürken bir yanda da azmederek bastonla dahi olsa yürümeye başladı. Hareket etmeye başlayınca yeniden Karagöz-Hacivat oynatmak isteyen Kısakürek'e önce oğlu, devamında eşi "Yardak" (Karagöz oynatıcısının yardımcısı) oldu.
İlerlemiş yaşına ve sınırlı hareket kabiliyetine rağmen Kısakürek eşinin yardımıyla halen çeşitli festival veya özel gösterilerle çocuklara geleneksel Türk tiyatrosunun önemli unsurlarından olan Karagöz Hacivat gölge oyununu sahneliyor. Gösterilerinde güncel gelişmelerden de geri kalmayan Kısakürek, çocuklara hayat dersi de veriyor.
- "Benim ustam yok"
Kısakürek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tiyatroya devam ederken kimi zaman işsiz kaldığını, bu dönemlerde yaşamını sürdürebilmek için para kazanmak üzere önce kukla, sonrasında Karagöz-Hacivat oynatmaya başladığını ifade etti.
Geleneksel Türk tiyatrosunun zaten kendisinin ilgisini çektiğini anlatan Kısakürek, "Yurtdışında bir gölge oyunu festivaline başvurdum. Kabul edildim. Daha önce katıldığım bir festivalden kazandığım tüm parayla malzeme aldım. Tasvir yapmaya başladım. Amerika'yı yeniden keşfettim çünkü benim ustam yok. Kimse bana öğretmedi. Günlerce kitabını okudum. Tasvir yapımı için elimi alıştırdım. Çok deri, malzeme harcadım." diye konuştu.
Kısakürek, geçirdiği hastalıklar nedeniyle 8 ay yatağa bağımlı olduğunu, fizik tedavi ve azimle yeniden yürüdüğünü belirtti. Yürümeye başlayınca daha kötü olmamak için işine devam etmesi gerektiğini düşündüğünü aktaran Kısakürek, şunları söyledi:
"Çalışmalıyım, iş yapmalıyım, hiç olmazsa Karagöz oynatmalıyım dedim. Oturduğum yerde hem tasvirlerimi yaptım hem de gittim Karagöz oynattım. Ramazanlarda köylere gittim, belediye organizasyonlarına gittim ama yanımda mutlaka oğlum vardı. Bir müddet oğlumla gezdim. Sonra o, hanıma devretti. Yardak oldular bana. Beraber festivallere gittik, geldik. Kasabalarda oynadık. Eşim hep yardımcım oldu. Hastalığım ise sürekli ilerledi. Artık ayakta oynatamaz oldum. Bu kez oğlum aynanın ayaklarını kesti, kısalttı. Sahne aşağı indi, bu kez oturarak oynatmaya başladım."
- "Bu bir sahne aşkıdır aslında"
Kısakürek, hastalığı ilerlemesine rağmen Karagöz oynatmayı bırakmadığını dile getirdi. Sanatını yapmasının kendisini ayakta tuttuğuna işaret eden Kısakürek, şöyle konuştu:
"Davet eden olursa çağıran olursa gidiyorum oynatıyorum. Karagöz geçmişte geçim kaynağımdı. Şimdi sadece emekli maaşı yetmiyor. Arada sırada böyle çağıranlar olursa gidiyor oynatıyorum. 3-5 kuruş para alıyoruz. Ramazanda çağırılırsa gidip oynatıyorum. Sağ olsun eşim hiç peşimi bırakmıyor. Onla beraber oynatıyoruz. Bu bir aşktır. Bu bir sahne aşkıdır aslında. Bana zaten sahneden inmek çok acı geldi. Bu sene artık iyice daha kötü oldum. Yürüyemiyorum, çok zor oluyor. Oynatmama engel yok, oturarak oynatıyorum fakat sahneye yardımla çıkıyor, oturuyorum ama Karagöz beni ayakta tutuyor. Aslında normalde benim gibi hasta adam evinde gider yatar ama benim gibi bir adam da çıkar Karagöz oynatır. Hatta tiyatrocu arkadaşlara 'Böyle tekerlekli sandalyeyle sahneden geçme rolü olursa söyleyin gelip oynarım' diyorum."
Kısakürek, iki kişiye Karagöz oynatmayı öğrettiğine ancak bu sanata ilginin olmadığına dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Yeni neslin ilgisi yok. Yeni nesil para kazanmak istiyor. Para kazanmaya gelince bunu işi olarak kabul edemiyor. Halbuki bu bir iş. Sanat ama aynı zamanda para kazanacaksın. Tasvir yap, turistik malzeme olarak sat ama yok, maalesef gelmiyorlar, yapmıyorlar. Olduğu kadar özendirmeye çalışıyoruz ama olmuyor."
Kaynak: AA
"Hayali" (Karagöz ustası) olmadan önce tiyatro oyunculuğu yapan Kısakürek, yarım asır tiyatroya, çeyrek asır gölge sanatına hizmet etmenin mutluluğunu yaşıyor.
Sağlık sorunları nedeniyle kısıtlı hareket kabiliyetine karşın karısı Perihan Kısakürek'in yardımıyla Karagöz oyunu oynatan Adana sokak ve caddelerinde sahne kurup çocukları Karagöz Hacivat ikilisiyle buluşturmaya devam ediyor.
Henüz 15 yaşındayken tiyatro sanatını öğrenmeye başlayan ve sahnelerde boy gösteren Kısakürek, yurt içi ve yurt dışında çeşitli tiyatro gruplarında aralarında baş rol de olmak üzere bir çok rolde sahneye çıktı.
Tiyatroda işsiz kaldığı dönemlerde gelir elde etmek için 25 yıl önce önce kukla oynatmaya, devamında Karagöz-Hacivat oyunları sahnelemeye başlayan Kısakürek, oyunlarını izleyen Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkililerinin yönlendirmesiyle bu iş üzerine yoğunlaştı ve "Hayali" (Karagöz oynatıcısı) oldu.
Kendi tasvirlerini yapan, aralarında çocuk boyama kitabı da dahil 4 oyunu kitap haline gelen Kısakürek, 2012 yılında önce şeker hastası oldu, devamında geçirdiği menenjit nedeniyle hareket kabiliyetini önemli oranda kaybetti. Buna rağmen hayata küsmeyen Kısakürek, bir yandan fizik tedavi görürken bir yanda da azmederek bastonla dahi olsa yürümeye başladı. Hareket etmeye başlayınca yeniden Karagöz-Hacivat oynatmak isteyen Kısakürek'e önce oğlu, devamında eşi "Yardak" (Karagöz oynatıcısının yardımcısı) oldu.
İlerlemiş yaşına ve sınırlı hareket kabiliyetine rağmen Kısakürek eşinin yardımıyla halen çeşitli festival veya özel gösterilerle çocuklara geleneksel Türk tiyatrosunun önemli unsurlarından olan Karagöz Hacivat gölge oyununu sahneliyor. Gösterilerinde güncel gelişmelerden de geri kalmayan Kısakürek, çocuklara hayat dersi de veriyor.
- "Benim ustam yok"
Kısakürek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tiyatroya devam ederken kimi zaman işsiz kaldığını, bu dönemlerde yaşamını sürdürebilmek için para kazanmak üzere önce kukla, sonrasında Karagöz-Hacivat oynatmaya başladığını ifade etti.
Geleneksel Türk tiyatrosunun zaten kendisinin ilgisini çektiğini anlatan Kısakürek, "Yurtdışında bir gölge oyunu festivaline başvurdum. Kabul edildim. Daha önce katıldığım bir festivalden kazandığım tüm parayla malzeme aldım. Tasvir yapmaya başladım. Amerika'yı yeniden keşfettim çünkü benim ustam yok. Kimse bana öğretmedi. Günlerce kitabını okudum. Tasvir yapımı için elimi alıştırdım. Çok deri, malzeme harcadım." diye konuştu.
Kısakürek, geçirdiği hastalıklar nedeniyle 8 ay yatağa bağımlı olduğunu, fizik tedavi ve azimle yeniden yürüdüğünü belirtti. Yürümeye başlayınca daha kötü olmamak için işine devam etmesi gerektiğini düşündüğünü aktaran Kısakürek, şunları söyledi:
"Çalışmalıyım, iş yapmalıyım, hiç olmazsa Karagöz oynatmalıyım dedim. Oturduğum yerde hem tasvirlerimi yaptım hem de gittim Karagöz oynattım. Ramazanlarda köylere gittim, belediye organizasyonlarına gittim ama yanımda mutlaka oğlum vardı. Bir müddet oğlumla gezdim. Sonra o, hanıma devretti. Yardak oldular bana. Beraber festivallere gittik, geldik. Kasabalarda oynadık. Eşim hep yardımcım oldu. Hastalığım ise sürekli ilerledi. Artık ayakta oynatamaz oldum. Bu kez oğlum aynanın ayaklarını kesti, kısalttı. Sahne aşağı indi, bu kez oturarak oynatmaya başladım."
- "Bu bir sahne aşkıdır aslında"
Kısakürek, hastalığı ilerlemesine rağmen Karagöz oynatmayı bırakmadığını dile getirdi. Sanatını yapmasının kendisini ayakta tuttuğuna işaret eden Kısakürek, şöyle konuştu:
"Davet eden olursa çağıran olursa gidiyorum oynatıyorum. Karagöz geçmişte geçim kaynağımdı. Şimdi sadece emekli maaşı yetmiyor. Arada sırada böyle çağıranlar olursa gidiyor oynatıyorum. 3-5 kuruş para alıyoruz. Ramazanda çağırılırsa gidip oynatıyorum. Sağ olsun eşim hiç peşimi bırakmıyor. Onla beraber oynatıyoruz. Bu bir aşktır. Bu bir sahne aşkıdır aslında. Bana zaten sahneden inmek çok acı geldi. Bu sene artık iyice daha kötü oldum. Yürüyemiyorum, çok zor oluyor. Oynatmama engel yok, oturarak oynatıyorum fakat sahneye yardımla çıkıyor, oturuyorum ama Karagöz beni ayakta tutuyor. Aslında normalde benim gibi hasta adam evinde gider yatar ama benim gibi bir adam da çıkar Karagöz oynatır. Hatta tiyatrocu arkadaşlara 'Böyle tekerlekli sandalyeyle sahneden geçme rolü olursa söyleyin gelip oynarım' diyorum."
Kısakürek, iki kişiye Karagöz oynatmayı öğrettiğine ancak bu sanata ilginin olmadığına dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Yeni neslin ilgisi yok. Yeni nesil para kazanmak istiyor. Para kazanmaya gelince bunu işi olarak kabul edemiyor. Halbuki bu bir iş. Sanat ama aynı zamanda para kazanacaksın. Tasvir yap, turistik malzeme olarak sat ama yok, maalesef gelmiyorlar, yapmıyorlar. Olduğu kadar özendirmeye çalışıyoruz ama olmuyor."