'Geleneksel Sanatlar Konuşmaları'
Geleneksel sanatlar koleksiyonculuğunun bugünkü durumu, gereksinimleri ve sorunlarının ele alındığı 'Geleneksel Sanatlar Konuşmaları' konferansı Yapı Kredi Kültür Sanat Locada yapıldı.
Geleneksel sanatlar koleksiyonculuğunun bugünkü durumu, gereksinimleri ve sorunlarının ele alındığı "Geleneksel Sanatlar Konuşmaları" konferansı gerçekleşti.
Taksim'deki Yapı Kredi Kültür Sanat'ın Locasında gerçekleştirilen konferansta, Portakal Sanat ve Kültür Evi'nin sahibi Raffi Portakal ve koleksiyoner Murat Kılıç konuşmacı olarak yer aldı.
Portakal, geleneksel sanatların koleksiyonculuğunda hat sanatının önemli yeri olduğunu belirterek, "Hat sanatında ise istif denilen kompozisyon çok önemlidir. Ayrıca hat sanatının araç ve gereçleri de koleksiyoner için büyük önem taşır." dedi.
Hat sanatında araç ve gereçlerin hattatın maktası, kalemtıraşı, hokkası ve kalemi gibi tarihi öğelerden oluştuğuna işaret eden Portakal, koleksiyonerlerin bütün bu topladıklarının bilgisine vakıf olan ve tarihi yolcuğunu bilen kişiler olduğunu söyledi.
Portakal, sanat eserinin kıymetini anlamak adına Notre Dame Kilisesi yangının önemli bir olay olduğunu vurgulayarak, "Yangın çıktığında Paris itfaiyesi çok güzel bir yol izleyerek, sırasıyla önce insan ve sonra sanat eserlerini kurtarma yolunu seçti. Çünkü yangında kurtarılacaklar önceden belirlenmiş, sadece bir tabloyu kurtaramadılar." şeklinde konuştu.
Bir sanat eserinin değerinin belirlenmesi konusunda da konuşan Portakal, "Bir eserin değeri benzer örneklerine ve boyuta göre verilir. Tabii ki bunun dışında birçok yan unsur da var. Bunlar da ancak bilgiyle ve ilgiyle olacak işlerdir." ifadelerini kullandı.
Portakal, çağdaş Türk hattatların daha evrensel olmaları gerektiğini belirterek, "Çağdaş Türk hattatlarımız dünyadaki hat müzelerine eserler vermeli. Türk hat sanatının önemi ancak enternasyonal hale gelirse anlaşılır. Çünkü bizde dışarıdan gelen dışarının kabul ettiği daha çok itibar görüyor." dedi.
1970'li yıllarda Sakıp Sabancı’yla tanıştığını söyleyen Portakal, Sabancı’yla olan hikayesini şu sözlerle anlattı:
"Galeriyi yeni açmıştım, bir Sakıp Bey dükkana geldi. O zaman kendisiyle siyaset ve güncel meseleler üzerine konuştuk ama bir şey almadı. Daha sonra beni Emirgan'daki Atlı Köşk'e davet etti, oradaki mobilya ve diğer tarihi objelerin değerini öğrenmek için.
Genç bir galeri sahibi olarak Sakıp Bey'e bir tablo satmak istedim ancak ilk zamanlar beni reddetmişti. Tabii ben Sabancı’ya bir Türk-İslam eseri hat yazısı satmak istiyordum çünkü o dönemlerde kimse hat eserlerine teveccüh etmiyordu. Yıllar geçti ben ve arkadaşlarım Sabancı’nın aldığı bu eserlerin New York'taki Metropolitan Müzesinde, Paris'teki Louvre Müzesinde sergilenmesini sağladık. Türkiye’de hat eserlerinin değerlenmesinde Sakıp Bey'in çok büyük rolü vardır."
Koleksiyoner Murat Kılıç ise koleksiyon yapanların sanat eserlerini muhafaza ettikleri yerlerin fiziki şartlarına dikkat etmesi gerektiğine dikkati çekerek, sahip oldukları eserlerin şeceresini bilmenin koleksiyonculuğun ilk bir adımı olduğunu ifade etti.
Kaynak: AA
Taksim'deki Yapı Kredi Kültür Sanat'ın Locasında gerçekleştirilen konferansta, Portakal Sanat ve Kültür Evi'nin sahibi Raffi Portakal ve koleksiyoner Murat Kılıç konuşmacı olarak yer aldı.
Portakal, geleneksel sanatların koleksiyonculuğunda hat sanatının önemli yeri olduğunu belirterek, "Hat sanatında ise istif denilen kompozisyon çok önemlidir. Ayrıca hat sanatının araç ve gereçleri de koleksiyoner için büyük önem taşır." dedi.
Hat sanatında araç ve gereçlerin hattatın maktası, kalemtıraşı, hokkası ve kalemi gibi tarihi öğelerden oluştuğuna işaret eden Portakal, koleksiyonerlerin bütün bu topladıklarının bilgisine vakıf olan ve tarihi yolcuğunu bilen kişiler olduğunu söyledi.
Portakal, sanat eserinin kıymetini anlamak adına Notre Dame Kilisesi yangının önemli bir olay olduğunu vurgulayarak, "Yangın çıktığında Paris itfaiyesi çok güzel bir yol izleyerek, sırasıyla önce insan ve sonra sanat eserlerini kurtarma yolunu seçti. Çünkü yangında kurtarılacaklar önceden belirlenmiş, sadece bir tabloyu kurtaramadılar." şeklinde konuştu.
Bir sanat eserinin değerinin belirlenmesi konusunda da konuşan Portakal, "Bir eserin değeri benzer örneklerine ve boyuta göre verilir. Tabii ki bunun dışında birçok yan unsur da var. Bunlar da ancak bilgiyle ve ilgiyle olacak işlerdir." ifadelerini kullandı.
Portakal, çağdaş Türk hattatların daha evrensel olmaları gerektiğini belirterek, "Çağdaş Türk hattatlarımız dünyadaki hat müzelerine eserler vermeli. Türk hat sanatının önemi ancak enternasyonal hale gelirse anlaşılır. Çünkü bizde dışarıdan gelen dışarının kabul ettiği daha çok itibar görüyor." dedi.
1970'li yıllarda Sakıp Sabancı’yla tanıştığını söyleyen Portakal, Sabancı’yla olan hikayesini şu sözlerle anlattı:
"Galeriyi yeni açmıştım, bir Sakıp Bey dükkana geldi. O zaman kendisiyle siyaset ve güncel meseleler üzerine konuştuk ama bir şey almadı. Daha sonra beni Emirgan'daki Atlı Köşk'e davet etti, oradaki mobilya ve diğer tarihi objelerin değerini öğrenmek için.
Genç bir galeri sahibi olarak Sakıp Bey'e bir tablo satmak istedim ancak ilk zamanlar beni reddetmişti. Tabii ben Sabancı’ya bir Türk-İslam eseri hat yazısı satmak istiyordum çünkü o dönemlerde kimse hat eserlerine teveccüh etmiyordu. Yıllar geçti ben ve arkadaşlarım Sabancı’nın aldığı bu eserlerin New York'taki Metropolitan Müzesinde, Paris'teki Louvre Müzesinde sergilenmesini sağladık. Türkiye’de hat eserlerinin değerlenmesinde Sakıp Bey'in çok büyük rolü vardır."
Koleksiyoner Murat Kılıç ise koleksiyon yapanların sanat eserlerini muhafaza ettikleri yerlerin fiziki şartlarına dikkat etmesi gerektiğine dikkati çekerek, sahip oldukları eserlerin şeceresini bilmenin koleksiyonculuğun ilk bir adımı olduğunu ifade etti.